Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: insaniyet Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3288

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: insaniyet
    Gönderim Zamanı: 14-Ekim-2014 Saat 00:18
insaniyet

İNSANİYET   dizini içindeki dosyalar

20141014_001718_INSANIYET.rar

insaniyet

İNSANİYET   dizini içindeki dosyalar


insaniyet ve İslamiyet arasındaki ilişkiyi inceleyen tablolara ilişkin metindir.
Yakın değil uzak bir geleceğe çağrıdır.. günümüz ekonomik, politik ve askeri olaylarıyla ilgisi bulunmamaktadır…

Kıyametle değil kendi kıyameti olan ÖLÜMLE ilgilenen kimseler için yazılmıştır.
Çünkü doğumun başlatığı OLUM ağın sonunda attığı DÜĞÜMÜN
açılmasını bitirdiği DÜĞÜN'DEN daha büyük bir olay yoktur..


İSLAMİYET, insaniyet-i kübra ise BEŞERİYET dahi insaniyet-i suğradır.

Beşeriyet yapısı ise açtığı MEDENİYET kapısı ile
İNSANİYET yapısı oluşturdu.. oluşturuyor ve oluşturacaktır.
Öyle ise böyle bir insaniyete gidecek yol ancak
uygarlığın olumlu taraflarını (hasenatını) olumsuz taraflarına (seyyiatına)
üstün getirmekle mümkündür.

“İslam” adının İbrahim Aleyhisselam tarafından verildiği bildirilir.
Bu demektir ki İsa aleyhiselam gelinceye kadar tüm Museviler müslümandı.
Bu demektir ki Muhammed S.AV. gelinceye kadar tüm İseviler müslümandı.
Peki biz niçin İslamiyeti 1435 tarihi ile kısaltıyor ve sınırlandırıyoruz.

Bu demektir ki Adem Aleyhisselamdan tüm semavi dinlere inananlar ve ilahi kitablara uyanlar Müslümandı. Çünkü peygamberlerin birbirlerinden farkları yoktur.
Buna rağmen yeni tebliğlere ve vahiylere ekonomik çıkar ve politik yarar uğruna baş eğilmemesi nedeniyle.. eski alışkanlıklardan kolay kolay kopulmaması nedeniyle.. geleneklere kolayca baş kaldırılamaması nedeniyle..   Yahudiler ve Hristiyanlar MUHARREF kitablarına sadık kalmayı sürdürmüşlerdir.

Bir de şuradan bakalım, bu gün acaba Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’a uyan Müslümanlar uydukları HAKK kitaba bağdaşır bir üstünlükleri var mı ? İki yüz yıldır malları ve yirmi beş yıldır canları alındığı gibi bu günde ne maddi başarıları ne de manevi bir üstünlükleri bulunmuyor!

Anlaşılıyor ki HAKK doğuda ve müslümanda saklı,
KUVVET ise batıda ve insanda görünüyor.
Doğunun elinde kuvveti yok batı ise haklı davranamıyor.

Neden biz HAK dememize rağmen dünyayı
onlar ise DİN demelerine rağmen ahireti bırakmışlar ?
Oysa hak din, hem dünya hem ahiret çözümünü sunar.
Demek ki birimiz kör birimiz topal kalmışız.
Demek boş bir oyun oynuyor ve kör bir öykü çiziyormuşuz…
Bu biraz abartı oldu.. ancak anlama ve anlatmanın başka bir yolu yok.

Bütün bu yanlışlıkların sorunlar v e nedenler ilesonuçları ve çözümleri üzerinde durmak gerekiyor

İşte bütün bunları düz yazıya dökmek ve size hazır bilgi vermek yerine zihninizin bulmaya çalışacağı.. aklınızın kurmaya uğraşacağı.. zekanızın çözmeye çabalayacağı DÜŞÜNMECELER hazırladım.. bu iletiye ekli tabloları versiyon sırasıyla bakarsanız anlamayabileceğiniz BULMACALAR var.. ve bir de s=selam tablosu bulunuyor. Esrar-ı Şeriat olarak bildiğim dört kavram üzerine din-i Mübin-i İslamı anlatıyor: 1. Rububiyet.. 2. Ubudiyet.. 3. Risalet.. 4. Veleyat.. Bu dört kavramdan da iki yan açık seçik ortaya çıkıyor.

Birincisi HALK’tan talep tebliğ-i İslamiyet ve ikincisi HAKKA arz olunan temsil-i Teslimiyet…

Birincisi Peygamberlik görevidir.. ikincisi kulluk işlevidir.

Birinci görev için Sünnilerin mehdiyi ve Şiilerin imamı beklemekten başka bir işi yoktur.
İkincisi işlev içinde Yahudilerin.. Hristiyanların ve Müslümanların birbirinden farkları yoktur.
Bu demetir teslimiyet İslamiyet değildir.. İslamiyet ise teslimiyetin tamamlanmasıdır.

Hepsi hak bildikleri dine göre Allah’a kulluklarını yapıyorlar. Hatta doğudaki eski semavi din kalıntısı olan Ahlak Dinlerini dahi bu kategoriye koyabiliriz. Hepimiz Allah’a hamde edebiliriz.. Hepimiz Allah’dan hidayet isteyebiliriz.. Yeni hepimiz ibadet edebiliriz ve fakat O’nu rızasını kazanmak İSLAMİYET davasını yüklenerek İla-yı Kelimetullah yapmak gerekmektedir. Bunun için GERÇEKTEN haklı olduğunu gösteren KUVVET’imizi kazanmaktır. Bunu da nasıl yapabiliriz: İyi bir insan olarak.. iyi bir aile olarak.. işi bir şirket olarak.. iyi bir parti olarak.. iyi bir devlet olarak.. iyi bir medeniyet olarak.. iyi bir lider olarak.

Bunu gerçekleştirmenin yolu da sahih aklını, salim lisanını ve selim kalbin NAKL-İ SAHİH ile birleştirmendir. Yoksa sadece elinde SAHİH bir KİTAB’ın bulunması haklı olduğunun hakikati olamaz.
Sahih nakil ile elinde salih bir akıl yoksa işe yaramaz. Selim bir kalbin bulunmuyor ise önceki iki kaynak yeterli olmaz. Bu üçü bulunsa bile SALİM LİSAN yani değişen ve gelişen bilim olmadan olmaz. Şimdi bütün bu koşullar.. kaynaklar ve araçların her birimizce gerçekleştirilmesi mümkün olmadığından bunları hep birlikte gerçekleştirecek Muhammedi, İsevi ve Musevi ARAYICILAR bulacaklardır.

Bu nedenle   arayan Muhammedî.. İsevî ve Musevîler HAK KİTABI yani KUR’AN-I MU’CİZ-ÜL BEYAN’ı bilen ya da bulan ve aynı zamanda tüm semavi kitapları kategorisine göre birleştiren kimseler olmalıdır.

Bu nasıl olacak ?


Nasıl olacağını bilmiyorum ve fakat nasıl olmayacağını, geçiş deneyimlerden, iyi biliyorum:
Eğer ekonomik ve politik çıkarların kurucusu ve koruyucusu olan DEVLET’in aynı zamanda dil, din, ekmek, özgürlük ve barışın da kollayıcısı ve savunucusu olması gerektiğini kabul edersek.. çünkü bunlar bir ulusa.. bir kişiye.. bir bölgeye.. ait değerler değildir. Her bir kişiye lazım olan ortak İNSANI bir değerdir. Bu yüzden mevcut ulusal partiler ve küresel ideolojilerin bu ortak beş değer etrafında insanları toplayıp ekonomik ve politik çıkarları bölüşen örgütler olmasına imkan vermemek için yeni bir düzen.. yeni bir ölçü.. yeni bir sistem.. yeni bir rejim.. yeni bir çözüm ve en önemlisi bütün bunları sağlam ve sağlıklı yapmaya yarayacak yeni bir DİL bulmamız gerekmektedir. Hem gerçek hem doğru olan salih bilgiler.. hem iyi hem güzel olan sağlıklı buyruklar.. sağlam inançların oluşması ve ortak değerlerin gerçekleştirilmesi için olmazsa olmaz aralarımız ve gereçlerimizdir. Koşullar, kurallar, kuramlar, kurumlar, kurullar, tasarlar ve kararlar sağlam ve sağlıklı bir şekilde kurulmadıkça ve kılınmadıkça yapıp etmelerimiz verimli ve sonuçlar, çakırlar ve yararlar vermeyecektir. Sürdürülebilir bir dünya, sürdürülebilir ekonomi, sürdürülebilir politika ve sürdürülebilir teknoloji doğmayacaktır.

Bunun için ve bu gün için.. Yeni bir PEYGAMBER gelmeyeceğine göre.. barıştan yana olan ve savını kanıtlayan İMAM muhalefeti oluşuncaya kadar.. hakka dayandığının belirtisi gücünü gösteren MEHDİ iktidarı gelinceye kadar.. içinde ve nefsinde bulunan hevalı şehvete.. özünde ve ene’sinde hevesli şöhrete tabi olmadan.. dışında ve dünyada bulanan TAGUT’a karşı koyan.. yanlışları doğru bilen GELENEĞE baş kaldıran her bir Musevî.. isevî ve Muhammedî sadece teslimiyetini arz etmekten sorumlu değil islamiyeti tebliğ etmekle yükümlüdür.

Bu sorumluluk ve yükümlülük   ödevi de aslında bizim resim seçimimizde ve sivil geçimimizde gömülü olup onları ömrümüze çıkarmaktan başka bir şey değildir. Rasülüne sadakat ve emanetinin göstergesi olan salat ve selamının gereği olan en son elçinin müdellel SÜNNET-İ SENİYYE’sini yaşamak ve örneklemek.. Allah’a itaat ve tevekkülünün nişanesi olan evrensel ADALET ve küresel İKTİSADI gereğini yerine getirmektir. Bunun için bu adı taşıyan ve dini bir parti kurman gerekmez.. çünkü bu ülkeler ve bun sadece bu ülkenin insanlarının değil ayniyet ve hürriyet emanetini tüm beşeriyetin vicdanın ve aklında yer alan   ortak bir değeridir.

Öyle ise biz önce insaniyet-i kübra olan İSLAMİYET‘e erişmek için İNSANİYET’i gerçekleştirecek uygarlığın koşullarını sağlamalıyız. Bilgi toplumu ve Hukuk devlete idealini gerçekleştirmeliyiz. Bunun da olmazsa olmaz koşulları olan LAİKLİK ve DEMOKRASİ’yi yeniden tanımlamalı ve geliştirmeliyiz.
Çünkü iktisad ve adalet.. bilim ve hukuk.. laiklik ve demokrası adı söylenir söylenmez gerçekleşen sihirli bir kelime değil.. dilini reddiyet ve ciddiletle kulanan.. emeğini ve ekmeğini dişle ve tırnakla kazanan.. özgürlüğünü kanıyla ve canıyla korumakla kazanılan ve korunan değerlerdir. Çünkü bu benim ve senin HEPİMİZİN ortak dinidir. Müslüman olan bunu Allah Rızası için yapar sade burada değil ötede dahi karşılığını bulur. Ahlak yasası için yapanda burada huzurunu bulur.

İşte bunun için iştah ve iştiyak ayaklarımızı merak ve aşkın kanatlarını takarak bilginin.. tefekkür ve tezekkür motorunu çalıştırarak sevginin ve hoş görünün göklerinde uçmalıyız.       


Sağlıcakla kalın.

OSMANZİYA


Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim





Düzenleyen osmanziya - 14-Ekim-2014 Saat 13:14
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk