Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: kablolar ve tablolar | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3535 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: kablolar ve tablolar Gönderim Zamanı: 26-Kasım-2014 Saat 12:15 |
Yazılarımın anlaşılmaz ya da çok çeşitli şeylere dokunduğu eleştirisi yapıldı haklı olarak. Soru ve yanıt alanında bilim ve eğitim yolunda bazı temel yaklaşımlar var.. bilinen müfredatın öğretmeni ve öğrencisi olmak ayrı bir kulvar.. bilinmeyenin öğreticisi ve öğrenicisi olmak ayrı kulvar.. okuyucu ve yazar olmak başka bir cadde.. araştırmacı ve arayıcı olmak başka bir cadde.. bu eskilerin meslekler ve meşrebler içeren mezheblere kadar giden geniş bir dünya.. ÇOK ÇEŞİTLİ ŞEYLERE DOKUNMAMIN gerekçesini söylemeye çalışıyorum. Yukarıda yaptığım tanımlar içinde ÖĞRENİCİ bulunmamın ve YAZAR olmamanın ve öğrenirken paylaşmanın sonucu böyle çeşitli yönlere dokunmaktır. Bu anlatımda konuyu çok yanlı ve yönlü ele alarak dört dörtlük bir tabloya oturtma mesleği, günlük bilgi ve bilimsel bilgi üstündeki hikmet, felsefe ve din alanında bulunmasından kaynaklanmaktadır.
Gönül ister ki öğrenme.. inceleme ve araştırma konularımızı böyle bir düz yazı ile değil de yöntembilimsel analizle yapılan anlam çerçeveleri üzerinde tartışalım ve eleştirelim. Maalesef böyle bir ekibin birlikteliğini temin edemedik bu güne kadar. Ancak “cümle kablolardan oluşan karşılaştırma tabloları” üzerinde yapılacak bir çalışmayı öğrenilmesinin, kullanılmasının ve yararlanılmasının özendirilmesini, insanlara içerikli bilgi vererek aydınlatmadan daha yararlı ve hatta gerekli olduğunu düşünüyorum. Böyle bir yolu girmek ise okuyucuyu nazara almak zorunda olan YAZARLIK mesleğinden fedakarlıkla mümkündür. Yazar olmayanlarda yöntembilimsel analizin reklamı için düz yazıya soyununca, çıplaklığın çirkinliği de ortaya çıkıyor. Teşbih atleti ve temsil kilotu çıkınca Kral (Dil) çıplak demeye de kimse cesaret edemiyor. Harıl harıl dünya ve din ile DİL’i giydirmeye, süslemeye, çekici ve çelici kılmaya çalışıyorlar. Oysa biz DYL’i; kıyas”ından, cümle’sinden, kelime’sinden, harf’inden soyutlayıp çizgiye ve hatta indirdik. Çoğu zaman bir kitaplık anlamı tabloya çevirirken sözlerimizdeki anlaşılmazlık ya da kısa bir kabloyu düz yazıya çevirirken çok konuşmamız bu yüzden. Nutuk’un sayısal noktalarını çizgilerle istintak ettirme mantığı , aritmetiği ve geometriyi birbirine çeviren matematik olarak bilinen bir dildir fakat sözel nükteleri çizgilerle konuşturma düşüncesi ve sentak ve semantiği birbirine metodik olarak çevrilmesi yeni bir yöntem ve özgün bir dildir. Bu nedenli yeni dili kurma, yaygınlaştırma ve yerleştirme de zorluk çekiyoruz. Ancak bu zorluğun maddi ve manevi kazançları aklımıza gelince meşakkat ve külfete katlanmak kolaylaşıyor. Ancak bir de şu var Edison bir AMPÜL yapmış.. hırsız kasayı çalarken ya da operatör ameliyat yaparken bunu kullanıyor. Acaba biz de böyle bir manevi ampul yani hızlı bir anlam sürücü kursak ve kolay bir anlatım aygıtı kılsak iyi bir iş yapmış olur muyuz yoksa olmaz mıyız ? Şimdi her nesnenin ve kimsenin çift tarafı vardır.. nesnelere mana-yı harfi ile bakıldığı gibi mana-yı ismi ile de bakılabilir.. kimseler de nazar ve niyetleri iyiye de kötüyü de anlayabilir amaçlayabilir.. bir kimse bir nesneyi veya başka bir kimse iyiye de kötüye de kullanılabilir. Keza bir kurum olarak dil, dünya ve din dahi bundan kurtulamaz. Ancak bu araçlarla iyi bir YOL başlatılırsa “essebebü-ke-elfail” yani neden olan işlemiş gibidir sırrınca o yolda gidenlerin sevabından o yolu açanlarla sevab, onur ve ecir gider. Araçların iyi ya da kötü amaçla kullanılmasının nasıl olacağını Allah’dan başka kimse bilemez. Bıçak ameliyatta yapar.. katilde yapar.. bilim hastanede yapar.. atomda atar.. din kalblere şifada verir istilalarda yapar.. dil hakikatı da arar hakkı da örter.. sorumlu olan araç değil onu niyetine göre kullanandır. Burada ARAÇ buluma ile YOL kurma arasında bir fark var. Sebeb olma noktasında araç bulma ile yol kurma arasında bir fark var. Araç bulmada belki sadece sevab var ve fakat yol kurma günah veya sevab olabilir. Çünkü araç nötr ve yansız bir durum. Amma hayra ve şerre yol açma böyle değil. Araç bulma nesnel bir işlem ve fakat yol kurma kimsel bir eylem. Düşünmek nesnel bir eylem fakat iyi veya kötü bir erek ve amaç üzerine düşünmek kimsel bir eylem. Tıb nesnel bilgiler verir ve fakat tabib bu tıbbı yasaları olaylara uygulayarak teşhis ve tedavi eder. Hukuk nesnel yasalar ve kuralla bilgisidir ve fakat avukat ya da savcı kuralları olaylara uygulayarak iddiayı ısbat ya da nefy eder. Bu yüzden hastalık yoktur hasta vardır der doktorlar. Hızlı ya da yavaş bir araç bulma ve hayra ve şerre yol açma da bir sebebdir.. hepsinin ayrı ayrı ecri ve sorumluluğu var. Bilgileri ve araçları bulunlar ile bunları uygulayanlar, uygulamada bir yol açanlar ve bu yolda işlem ve işletim yapanlar, yaptıkları çalışmanın karşılığını alacaklardır. Bu nedenle biz, İnşaaallah, iyi bir niyetle başladığımız hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım yolu olan yöntembilimsel analiz aracının öğrenilmesi, kullanılması ve yararlanılması yolunun açılmasında bir sakınca görmüyorum. Dünyevi ve uhrevi iyi bir ecir ve güzel bir onur kazanacakları teşvikiyle bu yola katılmaya çağrıda bulunuyorum. Allah akıbetimizi ve ahiretinizi güzel ve iyi etsin. Amin. Osmanziya Düzenleyen osmanziya - 26-Kasım-2014 Saat 14:38 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |