Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: Esrar-ı Şeriat Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3273

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: Esrar-ı Şeriat
    Gönderim Zamanı: 24-Haziran-2015 Saat 01:12
UYGulamaları daha güzel olsun diye UykU'lama verilmiş.. insan sadece uykudaki rüya (öy) halinde uykulamaz.. re'y (oy) halinde de düşünür tasınır ve isabetli karar vermeye çalışır.. başka bir anlatımla tefekkür.. teemmül.. tasavvur.. tahayyül.. taakkul hallerdi bir tür rüya ve öydür. Bu zikir ve fikir işlerinin en yükseğine NAMAZ adı veriyoruz.

The Adjustment Bureau.. Kaderin Ajanları adıyla çevrilmiş filim.. külli irade ve cüz'i takdir.. ilişkilerini ele alan bir konusu.. SİNEMA yedinci san'atımız.. artık bir oyun ve eğelence değil bu.. mesaj ve misyon ve de vizyonun gösterebiliyorsun.. geriye aksiyon ile reaksiyonun kalıyor.. artık kendini ne sanıyorsan.. kral mı köle mi.. yoksa sanrılarını Tanrı mı sayıyorsun ? Bu senin bileceğin.. ben bilemem.. benim işim.. Tanrı'ya dönünceye kadar.. nefesimin yettiği yere kadar E-MAN-ETİ korumak.. YARATILAN'lar ile çok uğraşmam gerekecek.. özellikle kendimle.. özellikle etimle.. su ile karışın us'un ettiği su-u-us'a kadar.. kartal olmak istemeyen tavuk yoktur.. ancak önemli olan kartal olunca tavukları küçümsememek.. uçmayı ve yumurtlamak tüm kuşların işlevi.. oysa seslenmek tüm canlıların.. bu konuda BÜLBÜL'un aradığı kadar bulduğunu.. bulduğu kadar seslendiğini de unutmamak gerekiyor..

Rabbini bilen nefsini nefsini bilen kendini bilir.. sözüne benziyor.. ölümden önce sınav bitmez.. sınav benzerlerle benzemezlerden benzerlerden benzerlere geçtiğinde zer ettiklerin ile zem ettiklerin arasında farkı anlamaz olmaya başlarsın.. işte o zaman Enbiya 35 karşına çıkar..

sanırım insanın dışındaki bilgiye İLİM içindeki bilgiye İRFAN deniyor.. DUYDUĞUM bir hadiste ilim ikidir bir lisanda olan ilim bu Allah'ın adem oğlunu hüccetidir diğeri kalbe sabit olan ilim ki asıl faideli olan ilim budur, denilmiş. Ancak hadisin metnine muttali olamadığımız için ayrıntılı açıklama yapamıyorum.

Sırra sus ve seyre sin gerektiği gibi nura us ve nara su gerekir.   Selbe icab.. terke talk.. küfre iman ve amele ihlas gerektiği gibi..
Sokrat demiş ki "Bildiğim tek şey, hiç bir şey bilmediğimdir." Osmanziya da bu kadar mütevazi olmamış demiş ki "İnsan iki şey bilir onu da karıştırır". Örneğin adımı Sokrat ile beraber anmam.. Ne Sokrat'ın benim kadar küçülmesi ne de Ben'im Sokrat kadar büyümemi gerektirir.. Kaldık insanın mahiyet ve derecesi ahirette belli olacaktır. Amma insanlar dünya bilgisi yönünden.. bu anışımla.. beni ve Sokratı karıştırırlar..biri ünlü biri ünsüz iki adı yan yana görmekle.. adıma burun kıvırırlar.. ya da sen demi Sokrat gibi felsefeci oldun dinden uzaklaştın diye küçümserler.. Başka bir misal.. bir konu ya doğurudur ya da yanlış.. bunu da karıştırırız. Başka bir misal.. bir işin gerçekleşmesi ya da gerçekleştirilmeyi fifty fifty yani yarı yarıya bir olasılıktır.. bu da başka bir karıştırma.. ve bu yüzden insanlar yüklem ve yargılarında kararsızdırlar.. Başka bir “örnek” doğru ve gerçeği karıştırdıkları gibi iyi ve güzeli de karıştırırlar.. bilgi konusu ve buyruk komutunu da karıştırırlar.. tümce ile sözü de karıştırırlar.. yana o kadar çok BENZERLIK dünyası vardır ki karıştırmamak olası değil. Fakat burada benim asıl üzerinde durmak istediğim.. ihtilat.. iltibas.. ihtilaf.. "suret" "misal" "şekil" terimlerini karıştırmamızdır.. Bu illet sadece bizde de yok.. en geçerli dilde bile var.. İngilizce Redhouse Sözlüğüne baktığınızda hem suret ve hem de şekil için "form" "shape" "figure" sözcüklerininin kullanmış olduğunu görürsünüz. Günlük bilginin bu karıştırmasına karşın bilimsel bilgi de tek anlamlı olan teknik terimler için bu karıştırma pek söz konusu olmaz. Ancak yine de bu alanda kendine göre bir karıştırma var ki kuramlar değişir.. Keza felsefi dil de özellikle bilgi kuramında zaten bu karıştırmaları önlemek için disiplinli düşünce sistemleri konulmuştur.. neotik özler, nöeomatik özler.. sanırım Husserl'de.. Dilthey açıklama ilimleri.. anlama ilimleri ayırımı yapmış.. Kant.. teorik akıl ve pratik akıl şeklinde başka bir önleme başvurur.. buna benzer pek çok çabalar.. zihni ve düşünce ve bu arada dili ve konuşmayı DİSİPLİNE etmek ve daha verimli düşünmek ve konuşmak içindir.. Bu fakir de bunca yıllık çalışmalarından sonra iki üç yıl önce "suret" ve "şekil" karışıklığını ya da karmaşasını temyiz ve tefrik etmeye başladım.. suret adını "BİÇİM" ve şekil adını da "TASARIM" olarak Türkçe karşılıyorum. Örneğin Tîn.. İNCİR demek.. Arapça.. Türkçe ise RUH anlamına gelir.. amma ne güzelde bu iki dilde mana arkadaşlığı yapar.. çünkü koca incir ağacının minicik bir tohumu yani ruhu vardır.. bizim ruhumuzda öylesine minicik ki adamlar beyinden başka bi şi görmüyor ve karıştırıyorlar.. yaaa.... İşte arkadaşım.. bu gördüğün incir resmi surettir görünür ve fakat ruhun “şekli” görünmez.

Karışıklık.. karmaşıklık.. karmakarışıklık.. karşılama.. karşılaştırma.. yani biz hep KAR KAR diyoruz ya inciliz pardon incir değil İngiliz bunu CAR yani "araba" anlıyor.. kara kara zeytinleri görünce "karıştırma" konusunun kara'ları çağrışım yaptı galiba.. fakat ben en çok "ara"ları severim.. "ara"lıklardan çıkmak hoşuma gider.. ve ArA ile aRa arasında bir simetri ya da paralellik kurarak düşünmek bana keyif verir.. elbette yaşamda düşünmeden başka tahassüs.. teveccüh.. takarrüb.. taharri.. alanları var.. fakat düşünme ve bunun sonucu olan ANLAMA olmazsa bu yapılan işleri karıştırarak çoook yanlışlar yapıyoruz. En karıştırdığımız ise.. rububiyet ve ubudiyet ile risalet ve velayet.. bu esrar-ı şeriat bilinmediği için.. düşünce dünyasında epey bir karışıklık var.. Bu işlerde hasas ve mütehassıs olan Nur Talebeleri ne yapıyor bilmiyorum.. onlar benim semtime uğramıyor.. ben de onların semtine uğramıyorum.. ancak benim bulunduğum semtte bu gibi karışıklıkların önüne geçme.. insanları bilgilendirip aydınlatma gereğini de duymuyorum.. böyle bir misyon artık bu çağda yanlış.. insanlara akıl vermeye gerek yok.. burnumuzun ucundan bizi acıtan kılı aldırmayız nerede kaldı zihnimize saplanan dikeni kaldıralım.. dikenin acısıyla kutlu ve mutlu yaşamını kimse umursamaz.. çünkü karıştırır.. Her ne ise şimdi bu tefekkür ve düşünme işinde "ŞEKİL" tarafı ağır basıyor.. ve gerçekten teşekkül-ü suret ile tasavvur-u şekil birbirine karıştırılan ve yöntembilimsel analiz gibi yeni bir dil kullanılmadıkça bu işlerin altından kolay kolay kalkılacağa da benzemiyor. Karışıklık Marışıklık derken biz baya derin bi felsefe yaptık haberimiz yok KAR'daşlar.. amma benim bir tane aRKadaş'ım bile yok.. olsun.. belki zamanla olur.




Bu kadar çok inciri bir arada koyarsan elbette karıştırırlar arkadaşım.. böyle tek tek koyacaksın ki onda rahmet ve kudret cilvelerini görsün insanlar.. Yaratan karıştırmayalım diye koca koca ağaçları yaratmış ve bunların en garib ve acibini dahi ZEYTİN ve İNCİR ağacı yapmış.. ve zaten AĞ-AÇ öyle bir model ki tüm şekil ve suretler açan bir ağ.. Ancak adam babamız ve hava anamıza şu ağaca yaklaşma demiş.. çünkü ağını örüp gözünü örttüğünde adama YAŞ-AM AM-AÇ ettirir.. öyle ise bir AR-AÇ'a dikkat edeceğiz.. dili bir AD-AÇ yapacakken.. AR-AD yapmamız gerekirken.. sözcüklerde boğuluyor tümcelerde batıyoruz.. Dilin içinden çıkmaya çalışırken daha çok boğularak batıyoruz.. Bu yüzden dinimiz ve dünyamız iflah olmuyoruz.. çünkü dili kötü ve kötüye kullanıyoruz... Şimdi annem duysa bu dediklerimi bana "İbrama, ne diyon öyle..." Ben de demiyecem Akif gibi “Dili yok kalbimin kari ondan ne kadar bizarım” Dilini görmek, örmek ve öğrenmek isteyenler yöntembilimsel analize TALİB olsunlar bana talebe değil.



----------------- RUBUBİYET -----------------




RİSALET -------- FRK ------------- VELAYET




------------------ UBUDİYET--------------------

HAKK'tan halka giderken risalet (istiane) yoluna ve HALK'tan Hakk'a giderken velayet (ibadet) yoluna Tarikatta Anillah ve İlallah adı verilir.. işte bu dördünün ayrıştırılmasına FARK ve Sahv karıştırılmasına Sekir ve İLTİBAS denir.. bu fark ve iltibas süreçlerinin en yükseği ise RÜŞD VE GAYY'dir.. Rüşdün farkında olmayan pek çok kişi etrafı irşad etmeye kalktığında ise çıkan durumada ZAYG halidir.. Benim gibi çoğu adamların kayan ayaklarına rağmen milleti yerden kaldırmaya çalışmalarına düştüğüm yerden gülüp geçiyorum..

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk