Yıldızlar.. gökteki yıldızlar ve yerdeki starlar.. gökteki yıldızları bilmem ama yerdeki yıldızlar.. bizim geleceğimizi belirliyorlar gibi görünüyorlar.

Yer küresindeki 200 devletin başındaki resmi kravatlı adam.. ve 200 uluslararası şirket başındaki gayri resmi kravatsız adam.. ve dünyaca ünlü 500 aktörü ve parlak aktrisi.. ve sanırım yazarları da katarsak.. toplam 1500 kimse eder.. bu sayıyı çeşitli şekillerde çoğaltabiliriz..

Örneğin Türkiyede yaklaşık 1500 noter (yazer) mesela.. çünkü sözleşmenizi yasalara aykırı bulur imzalamazlarsa yapacağınız fazla bişi yok.. böylece toplam 3000 kişi belirleyici oluyor..

Şimdi elbette bizim kuzey yarım küredeki gözlenebilir 3500 yıldız gibi güney yarımkürede de olsa.. yaklaşık YEDİ BİN hidrojen deposu dünyayı çevrelemiş.. 7 ses.. 7 renk.. 7 gün.. 7 kıta ile birlikte bizi kuşatıyor ve belirliyor. Eğer bu yed’in EL anlamına geldiğini düşündüğümüzde aslında elimizle GEÇMİŞİMİZİ değiştiremesek bile GELECEĞİMİZİ değiştirebileceğimizi düşünürüm. Ne düşünmesi..   eylemek ve işlemek zorundayım. Yoksa ocaktaki yemek yanacak.

Elbette su yedi bin yıldız.. yakın çevremiz. Oysa galaksimizde toplam on üssü onbir (yüz milyar) yıldız var. Bu yıldızları tetikleyen ve etkileyen.. yakın ve uzak çevredeki (mahalli kümeler ve süper kümeler) on üssü on iki galaksiyi de nazara aldığımızda.. yıldızların geçmiş ve geleceğimizi belirleme şansı.. beynimizdeki hücrelerin yanında o kadar küçük ve mini minnacık kalıyor ki bu yok sayabiliriz. Çünkü beynimizdeki bilgi sayısı bu evrendeki on üssü yirmi üç (23) yıldızdan çok çok daha fazladır.. Şimdi bu 23 sayısının bizim kromozom kodumuzun 23+23=46 olduğunu düşünürsek.. ve parelel evrenlerini nazara alırsak.. rast gele bir sayı olmadığı ortaya çıkar.. zaten alim olanlar bu İNSAN ve KADER sayısını tanırlar.

Ancak SAYISAL bir kader ile bir baht.. adedi bir talih.. SÖZEL bir kaza ve kelami yargılama ve iradi karar ile karşı karşıya gelse.. imamı mübinin, kitabı mübinden ağır basacağını düşünüyorum.. çünkü biri nesne ve levha ve hafıza.. diğeri kimse ve kalem ve zeka.. ancak geçmişin kitabı mübininden yararlanan geleceği değiştirek imamı mübindan daha çok yararlanacağını düşünüyorum. Çünkü en genel yasalar determine sayısallar değil istatistik yasaların sözelliğidir. Söz ve kelama mukabil kaleme SOZ diyorum.. bizim Öz’ümüz yok Oz’umuz var.. öyle ise Soz’una ve kalemine güven.. o senin sözünü boşa çıkarmayacaktır..

Evrenimizin evriminin ve beşeriyetin uygarlığımızın bu gün ulaştığı evrim düzeyinde.. astrolojinin astronomiye.. simyanın kimya evrildiği ve yükseldiği çağımızda.. ne yazık ki filoloji filozofiye ve teoloji teozafiye düştü.. her ne kadar bu arada bu fakir YILDIZ olmayıp YALNIZ kalmaya sürdürse de geleceğin aydınlık günlerinde.. yukarıda sözünü ettiğim düşüş ve yükselişin.. yeni bir sinozodial dalga halinde.. dengesini bulacak hayal ve hakikat.. hakikat ve hikaye.. hikaye ve hürafe.. hürafe ve arefe yerini harflere ve isimlere bırakacak..
Çağrım olan DİL.. çığlığım olan LİSAN.. hal ve kaliyle dünya ve din arasında yükselecek.. kainatın hüsnü ve insanın esması ahseni takvimden ahseni amele geçecek ve insanlar göklerde değil isimlerinde yükselecek…

Kimi şarkı söyleyecek dünyanın garbında.. kimi türkü söyleyecek dünyanın şarkında.. şark ve garb buluşacak.. güney kuzeyle kavuşacak.. çünkü hem mutlu hem kutlu olacağız.. hem erdemli hem başarılı olacağız.. hürriyetimizi ve kuvvelerimiz iktisad ve adaletle tanzim edeceğiz.. enaniyet ve latifelerimizi hak ve hakikatle besleyeceğiz.. vehim ve hayallerimizi usul ve uslübla tevzin edeceğiz.. ve artık bundan sonra evreni ve evrimi birbiriyle karıştırmayacağız.. kıyametten sonrada insan ve evren olmadan aracısız TANRI'yı tanıyacağız..

Alemlerin Efendisi demiş.. ilim ikidir.. biri kalbte sabit olan İLİM.. diğeri lisandaki ilim.. lisandaki ilim Allah’ın adem oğluna hücceti olan Kur’andır.. Ahir zamanın ahirinde bu iç ve dıştaki ilim açılacak ve açık ve seçik olarak.. fakat siz acele ediyorsunuz.. halbuki biz starbucks’u pandispanya yaptık.. Büyük Ada’da yedik