Face'i nasıl kullanıyorsanız..öyle yararlanırsınız.. nasıl kullanmayı öğreten bir okul mu var ? İnsan doğaçlama olarak ne arıyorsa onu buluyor internette.. belasını arayan belasını.. mevlasını arayan mevlasını.. internetin sosyal medyası söz konusu olunca bunların içinde en yaygını.. ne twiter gibi kısa.. ne de bloglar gibi uzun olmayan.. erişimi.. ulaşımı ve kullanımı kolay olan facebook olduğu kuşkusuzdur.. ünlü adamlar ve günlük arayanlar için twiter elbette yararlı bir günlük ortam.. uzun bilgi ve belge ve sair içerikleri olanlar.. arayanlar ve sunanlar içinde web siteleri ve bloglar..

bu ikisinin ortası olan FACE'de aramanın yoluna ve yöntemine göre de kullanmanın sonuçları ve yararları da değişiyor.. kanaatime göre iki gurup paylaşım var... birisi içerik sunanlar.. ikincisi bu içerikleri paylaşanlar.. bu içerik görsel ve işitsel medya olduğu gibi tekst ve metin daha olabiliyor.. diğeri ise reel ortamlarını ve toplumsal alanlarını daha çabuk ve hızlı oluşturmak için internetin olanaklarından yararlanmak isteyenlerin paylaşımları..

benim hikayem ve arayışım ise bu ikisinden başka.. DÜŞÜNENLERİ ARIYORUM.. ÇÜNKÜ.. ARAYANLARI DÜŞÜNÜYORUM.. lakin bu güne kadar ne birinci çinko ne ikinci çinko yapamadım nerede kaldı TOMBALA yapayım.. çünkü düşünenler düşüncelerini pazarlamaktan başka bir arayış peşinde koşmuyorlar.. diye suçlayamam.. çünkü bundan daha doğal bir yaklaşım yoktur.. koyun ve inek süt verir.. etini de vermeye kaldığında sütü kalmaz.. oysa ben düşünenlerin "et"ine talebim.. her halde kas oluşumuna değil.. zihin oluşumuna.. yani onların zihinlerinin ürünlerini istemiyorum.. zihinlerinin kendisini istiyorum.

Akıl.. kalb.. ilim.. ruh.. şuur.. kalb.. lisan.. nakil.. elem.. emel.. amel..iman.. ihlas.. vesair gibi şu sözünü ettikleri terimlerin ne anlama geldiğini ve nesnelerinin nasıl meydana geldiğini.. anlamlarının nasıl oluştuğunu.. hasılı DİL'i dünyadan ve dinden ayırma serüvenine cesaret edebilenlerini arıyorum.. ne yazı ki böyle bir ya da bir kaç deli ortaya çıkmadı.. sadece bir kaç cins adamın kapısında durup onun sızıntılarıyla yetinen büyük bir çoğunluktan ayrılarak kendi düşünce yolculuğuna çıkan beş altı tane isimden başka.. onlarda sadece beğeniyorlar.. benimsediklerini ya da yadsıdıklarını gösteren sözleri.. düşünceleri.. soruları.. eleştirileri olmadan..

Ancak hiç olmazsa ve TABLOLARI anlamasalar bile yine de beğeniyor ve ilgilerini gösteriyorlar ya.. diyorum.. teselli buluyorum ve onlara müteşekkir oluyorum.

Zihin.. şuur.. akıl.. hayatın hedeflediği oluşum.. evrimin gelmişini ve geçmişini arayan zaman ve hîn.. sahibi zaman olan zî-hîn.. dört boyutlu zemin ve zamanı içeren şuur.. akıl denilen teorik ve pratik eylem.. müşterek sesli dil ve din'den 5000 yıldır yazılı dil ve din içinde yuvarlanıp gidiyor.. donan evre evrenden.. dönen doğa evrime kadar.. doğa (tabiat).. döne (tarih) ve evren (kainat) İNSAN zihninde EVRİM ve YARATILIŞ kurgusundan DİRİLTİŞ ve DİRİLTİŞ kurgusuna geçmeye hazırlanıyor diye düşünüyorum.. nebileri seçilen aşamadan.. öncülerini seçen aşamaya hazırlandığını var sayıyorum.. hakikati hikaye etmekten.. hikayenin hakikatine geçmeye hazırlanacağını umuyorum

Belki bu aşama da "anlatım"ı ve beyanı biraz anladık.. ancak mana ve "anlam" ve ardından fehim.. fıkıh.. derk.. dekr.. gibi fikir kanatlarını "ANLAMA"ya açıldığında dil ve din biraz daha aralanacak.. biz bütün bu açıkları ZİKR ve İMAN ile kapatıyoruz.. “at”ın arı ve adı daha da açıklık kazanacak.. yolcunun yükü açığa çıkacak.. bu güne kadar dördü açıldı.. mana-yı ismi.. mana-yı harfi.. nazar ve niyet.. ve açmaya çalışacağımız enaniyet.. ayniyet.. hürriyet.. zürriyet.. mülkiyet.. akliyet.. amiriyet.. meşveret.. cumhuriyet.. iktisat.. adalet…

Ve hikmet.. hasılı bilim ve hukuktan teknoloji ve ideolojiye giden ilim ve irade.. geldiği vehim ve hayal kapısının gerisi.. ileri gitmesi yeterince yükseldiğinde anlayacak.. şimdilik körü körüne inanarak boşu boşuna savaşıyor görünüyoruz…

Özetle kimsenin dediklerimi ne anlamasını ne de inanmasını istiyorum.. sadece düşünenleri arıyorum o kadar.. sesime de düşünenlerin arayanları yanıt verecek…

İlim ilim bilmektir.. ilim kendin bilmektir.. sen kendin bilmezsin bu nice okumaktır.. diyen Koca Yunus.. yöntembilim.. insanbilim ve islambilim dediğimiz üçümüzün üç emeline işaret ediyor.. başka bir anlatımla beşeriyetin yapısından çıkan medeniyetin inşa ettiği insaniyet.. insaniyet-i kübra olan İslamiyete doğru gidiyor. İslamiyetin gelenek ve yenilik arasındaki kültürel savaş.. siyasal savaş.. askeri savaşını.. sınava.. yarışa ve barışa çevireceği yeniden başlatacağı güne kadar bu günkü kaos ve karanlık sürecek.. dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan dilin kötü ve kötüye kullanılması azalıncaya kadar lisanı hal ve kal arızası ve marazı olumsuz sonuçlarını gösterecek.. günlük dilin ve bilimsel bilginin üstündeki çok yönlü ve yanlı konularda ve alanlarda yürütülecek yeni dil ve yöntem.. anlam sürücülerimizi ve anlatım aygıtlarımızı daha sağlam ve sağlık hale getirinceye kadar arayışlarımızı sürdüreceğiz..

askeri savaşların aciliyeti olabilir.. politik hedeflerin acelesi olabilir.. ekonomik erekler daha iyi sonuçları beklemeyebilir.. sosyal gereksinimlerin karşılanması sabırlı olmayabilir.. ancak dipteki KÜLTÜREL arayış sürekli kaynar.. hayallar.. ütopyalar.. cennetler.. beklentiler.. umutlar tükenmez.. hasılı biz bekliyoruz.. beklemeye devam edeceğiz.. baktığımız ibretleri değerlendireceğiz.. yeni umutlar yeni kopyelerimiz de yinelenecek ve değişim sürecek. Geriye kalanlar bizim öykülerimizin yansımalarını izleyerek onları yeni oyunlarında ve ansımalarında kullanacaklar.. bize de sevdiklerimize bıraktığımız anılar kalacak.. tanılar.. tanımlar.. kanılar.. savlar ve kanıtlarımızı yüklemlerinde ve yargılarında kullanacaklar.. öneriler ve kararlarında yararlanacaklar. Çünkü bu gün geçmişe ibret ve geleceğe derstir...