Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Din | |
YöntemBilim Forumu | Diğer | Din |
Konu: DIN | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3426 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: DIN Gönderim Zamanı: 11-Aralık-2017 Saat 17:57 |
DİN'de iyi ve güzellik var lakin YETMEZ .. sevgi ve saygı ister..
sevgi ve saygı YETMEZ çıkar ve yarar ister.. çıkar ve yarar YETMEZ doğru ve gerçek ister.. DOĞRU ve GERÇEK ise "yetmez" daha ötesini ister ve işler.. işte asıl o din başlar ve fakat sen dinlenmeye çekilirsin.. beni dinlemezsin.. tabloları öğrenmezsin.. analitik düzlemin görsel, mantıksal ve metodik kullanımını merak etmezsin.. çünkü dinleme değil dinlenme posizyonunda anot ve katod iyonunda ve dünya oyun kurucularınının piyonundasın.. onların sinir ağlarında dolaşan bir akışkansın.. yine ne diyor bu adam anlamıyorum.. diyosun.. DYO da diyor ki en büyük boya Durmuş Yaşar Oğulları en büyük bilge DYOJEN.. en büyük diyalektikçi PLATON'dur.. İster Dyojen olayım.. ister Platon.. bende dünya oyun kurucularının sinir ağın ya anod ya katod bir iyonum.. çünkü tek başınayım.. ikimiz ve üçümüz ve beşimiz bir araya gelsek bile dini kendimize ya da partimize ya de ideolojimize alet edinirsek bizi kullanacaktır. DİN, dil, emek , özgürlük, barış, insanlık gibi vaz geçemeyeceğimiz ortak insani bir değerimizdir. Aşağıdaki din tanımından da anlaşılacağı gibi ateist, deist, inançsız, tanrı tanımaz olarak adlandırılan kimselerin dahi kendi ördükleri ve kurdukları bir "din" olgusu vardır.. bilgi ve inanç ayırımını kabul ettikten sonra makul her insanın kendince meşru saydığı bir inanç sistemi vardır ve bu inanç lâ-dini sayılmayan laiklik kapsamında ve hürriyet-i şeriyye dahilinde saygıdeğer bir özgürlüktür aynı zamanda. Özgürlüğü ORTAK bir değer olarak kabul ettikten sonra.. dili yine ortak bir değer kabul ettikten sonra din ve vicdan özgürlüğünü yadsımak olanaksızdır. Kendi dininin saygıdeğer olarak gören kimse elinde tuttuğu gücün sarhoşluğuna kapılmıyorsa başka dinleri de saygı değer görmek durumunda.. başkalarının tanrısını da hoş görmek konumunda ve başkalarının tapınmasına, başkalarının malinıza ve canına ve ırzına ve onuruna saldırmadıkça, izin vermek zorundadır. Ancak ne yazık ki kişisel ve ulusal ve küresel ekonomik ve politik çıkarlar DİN perdesi altında sağlanmaya çalışıldığından suçlu olarak din görülmekte ve bu yüzden tanrı tanımazların tepkisini çekmektedir. Ancak uygarlığımız zaman içinde geçmişte bir çok olumsuzluktan kurtulduğu gibi bundan da yakayı kurtaracaktır. Dil.. din.. emek.. özgürlük.. insanlık.. barış hepimizin ortak insanı değeridir.. din üç özelliği ile kendini belli eder; tanrı, tapınma ve sonsuzluk ve bunları içeren kulluk. Bu dört kavramın her biri ayrı ayrı ele alınabilir ve hepsi aynı kapıya çıkar. Örneğin tapınma insandaki sevgi ve saygı duygusunun en yüksek konuma çıkarak hepleme ve hiçlemeye ulaşmasıdır.. yani bir tür toptan kabul ve toptan reddir.. duygu diyorum.. düşünce, dilek ya da duyumdan bahsetmiyorum. Bu tanım ister semavi ve ilahi ve kutsal ve kitabi din olsun olmasın bütün dinleri kapsar. Bu kapsamlı tanım dışına çıkabilen bir kimse var mı bilmiyorum.. olabilir.. ancak olabileceğini düşünmüyorum ve bu yüzden dini, dil, emek ve özgürlük gibi ortak bir eğer saydım. Ateist insanlar çok azdır.. deistler çoktur da.. belki bende deist sayılırım.. çünkü müslümanların bu günkü reaksiyoner ve etkilenen infial halini hiç beğenmiyorum.. Kur'an'a inanıyorum lakin çağdaş müslümanlar ondan çok uzak.. 1,5 milyar budistte ateist değil.. sanırım sizin kafanızdaki ateizm başka.. Her ne ise sayı önemli değil.. önemli olan din kriteri olarak var saydığım noktalardan sevgi ve saygının tapınma derecesine çıkmasına itirazınız. Dinin özü DEYN dir deyn ise borç ve kredi anlamına gelir.. yaşam bize bedavadan bağışlanmış değildir.. yolda da bulunmamıştır.. bir başkasından satında alınmamışıtır.. geriye bu seçenek kalıyor; yaşam bir emanettir ve ömür süresi bize verilmiş bir kredidir.. sahibi emaneti süresi bitince alınacaktır.. alınıncaya kadar biz o parayla ne kazanırsak elimize o geçecek demektir.. Kimi cennet kazanır.. kimi cehennem.. işte verilen bu yaşam kredisinden aynı zamanda dünyada bir çıkar ve yarar elde ediyoruz ki işte bunu teşekkür etme duygusuna ve hareketlerine tapma diyoruz.. herkes bu krediyi kendi tanrısından bilir.. Örneğin kimi doğaya müteşekkir olur kimi Allah'a teşekkür eder.. kimi doğayı sonsuz bilir kimi sonsuzluğu tanrıya verir.. kimileri doğayı tanrı bilir.. kimileri doğayı tanrı görür.. yani bu işler biraz karışıktır.. sonuçta insanlar Sonsuz Tanrı'sız yapamaz. Aslında bunun da bir zararı yoktur ve bizim deyne ve krediye teşekkür hissimizi doyurur.. siz sağda ve soldaki kimselere ve nesnelere teşekkürünüzü dağıtırsınız.. yoğunlaşıp toplam teşekküre gitmez ya da gidemezsiniz.. bu sizin bileceğiniz bir iştir. Bana bu açıklamayı yapma fırsatı verdiğiniz için size minnetarım. DIMENTION DIMENTION boyutlar demektir.. dört tanedir.. en, boy ve yükseklik ile mekan ve buna eklenen zaman... Oldukça yalındır.. nokta hareket ederek en olur.. (uzunluk) en hareket ederek boy olur.. (yüzey) boy hareket ederek yükseklik olur.. (hacim) böylece uzay olur uzay (kutu) hareket ederek zaman olur.. yani bu kutu olan ev bu gün buradır.. dün de burada idi eğer yarında burada olacak ise ZAMAN boyutuna geçmiş demektir. Burada nesnelerin söz konusu olan buud (boyut) ortaya çıkmış oldu.. Bir de kimselerin söz konusu olduğu buyutları..dimentionları.."D"lere bakalım; Dünya.. dil.. din.. devlet.. Dünyanın dünyasını yukarıda dört nesne boyutu ile gösterdik.. bu varlıklar ve olaylar dünyasında.. bu nesneler ve kimseler dünyasında.. bu yapılar ve işlevler dünyasında.. bu gelişimler ve ilişkiler dünyasında bir DİL var oluşu bulunduğunu içine yaşadığınız için biliyorsunuz.. diliniz olmazsa bir hiç olacağınızı biliyorsunuz.. hatta dile eklemlenen dininiz bulunmazsa bununda aynı sonucu doğuracağınızı biliyorsunuz.. hatta buna eklemlenen devlet olmazsa nasıl yaşayabileceğini kestiremezsiniz bile.. devlet isterse sizi legal olarak şehide yaşatır.. yaşatmazsa dağlara çıkar illegal olarak yaşarsınız.. o da başka bir illegal devlettir.. yani insan ÖRGÜTLENME yapısı olan bir varlıktır.. bir örgütün üyesi olmazsa var olamaz.. ilk var olduğu örgüt ise bir ailedir.. demek aile hem dünyadır.. hem dildir.. hem dindir.. hem devlettir.. dünya ise büyük bir devlettir. Görüyorsunuz boyutlar ister nesneler dünyasına ister kimseler dünyasına ilişkin olsun karmaşık bir oyuttur.. oyduğu oyuğun çukurundan kolay kolay çıkamazsınız.. ölünce çıkarmısınız ? Sanmıyorum... ölünce başka bir örgüt içinde başka bir yapılanma içinde yer alacağız sanırım.. işte burada asıl din başlar.. KÜLLİ NEFSİN ZAİKATÜL MEVT... Her kendilik ölümü tadacaktır. Her canlı ölecektir. Her ten çözülecektir. Kitapta 3 kez geçer bu tümce.. Demek üç kez ölünecektir. birinci kez ölünce aydınlanacaktır. Bu hidayettir ikinci kez ölüne uyanacaktır. Bu mevttir. Üçüncü kez ölünce O'na dönecektir. İşte ÖLÜM söz konusu olduğunda gündemden dünya, dil ve devlet çıkar DİN gelir.. ölümü unutan kendini de unutur.. Tanrı'yı unutur.. dini de unutur.. fakat yine de dinsiz yapamaz kendine göre sahte bir din kurar. Dünyada bu sahte dinlerden dolayı, bir tane ortak din ve insanlar sayısında yol olması gerekirken, insanlar sayısınca din meyana gelmiş ve böyle dindar insanlar bir kaç tane yol ve ideoloji için haps olmuşlar.. müslümanlar.. masonlar ve marksistler bulunmuşlar. Kanaatim o dur ki insanlar hem bu ortak dinlerinden SORUMLU olacaklar hem seçtikle izmin, yolun, mezhebin hükümlerinden de YÜKÜMLÜ olacaklar... sünniyim diyorsun.. aleviyim diyorsun.. masonum diyorsun.. marksistim diyorsun.. bakalım dediklerini yaptın mı ? Böylece YALANCLIK ortaya çıkacaktır. Çünkü bunların hiç biri insanın kötülüğünü istemez.. iyiliğe çağırır... bunlar insanların gereksinim ve arayışlarını göre göre türlü ve çeşitli yollardır.. sen bunları DİN haline getirirsen.. o yetmedi dili ve dini… emeği ve özgürlüğü TANRI haline getirirsen.. bunları BAYRAK ve alet yapan partiler ve ideolojiler tarafından kullanılan bir PİYON olusun.. İYON olursun.. anad olursun.. katod olursun seni bir güzel kullanırlar sinir ağlarında.. sınır ağalarında.. ben buna sinirleniyorum ama hiç biriniz sinirlenmiyorsunuz.. dediklerimi dinlemiyorsunuz.. boyuna dinleniyorsunuz.. bak üç tane "din" çıktı.. söz dinlemek... yorgun olunca dinlenmek.. ve en berbatı seçtiniz yolu, ortak sorumlu oluğumuz din'den ayıramamak.. eğer bu ayırmayı yapsaydınız kimseyle din savaşı yapmaz.. körü körüne inanmaz boşu boşuna savaşmaz ve kendinizi kukla’landırmaz ve kullandırmazdınız.. yalan mı.. HADİ BAKILIM.. bırakın reklam raflarını laflarını şu 33 tabloyu didik didik edip izleyin, imgeleyin ve irdeleyin ve inceleyin; 20171211_175827_DYN.rar Bu da 13 versiyon tablo bi bakın bakalım ne anlatmış: Düzenleyen osmanziya - 11-Aralık-2017 Saat 19:14 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |