Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Din | |
YöntemBilim Forumu | Diğer | Din |
Konu: DEIZM | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3549 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: DEIZM Gönderim Zamanı: 21-Nisan-2018 Saat 07:18 |
DEİST..
Teist ne Tanrı tanır ve ne de Kitaba inanır demek. Ateist ise hem Tanrı Tanımaz hem de kitaba inanmaz demek. İşte DEİST bu ikisi arasında ortada bir yerde kalmış demektir. Buna da Tanrıyı tanır ve fakat kitaba inanmaz demek gerekiyor. Teist’in.. Ateist’in.. Deist’in o kadar çok çeşidi var ki Bunların her biri.. her bir insan gibi bir alemdir.. tek başına bir dünyadır. Böyle teist, ateist ve deist diye sınıflandırma bile doğru değil çünkü insanın biricikliğine saygısızlıktır. İnsan her şeyden önce insandır.. türk ve kürt olduğu gibi teist ve ateistte olabilir.. işçi ve patron olabildiği gibi iktidar ve muhalifte olabilir.. erkek olduğu gibi kadında olabilir. Alim olduğu gibi cahilde olabilir. Buna rağmen yine insanın biricikliğine hizmet için DİN AÇISINDAN sınıflandırmak zorunda kalacağım. Çünkü benim inandığım ŞERİAT’ta her bir ateist ya da kafir bir insan göğsünü gere gere, hiç korkmadan ve çekinmeden BEN SİZİN TAPTIĞINIZA TAPMIYORUM.. diyebilecektir. Ancak ne yazık ki bu gün birisi Kur’an-ı Muciz-ül-beyan’da tanımlanan Allah’a taptığı halde.. hırsız ya da hain yaftası yapıştırılarak Müslüman muamelesi yapılmıyor. Demek ki çoğu zaman kurama uyan uygulama yapılamıyor ve böylece kafir küfrünü açıklayamıyor. Zaten o sana kafir ise sen oda kafir oluyor. Oysa bu yaftalamaktan vaz geçerek kefir yeyip birbirimizin gavuru olmaktan kurtulmak gerekiyor. Böylece dinde çokluk ve çeşitlik içinde insanlıkta birlik ve beraberliğimizi de sağlamamız isteniyor. Amma öyle işlerde gerekmek ve istenmekle olmuyor.. istemiye istimiye.. yanlışları da yapıp duruyoruz. İşte bu yazı öyle istemiye istemiye insanları din açısından sınıflayacak yargılarda bulundum. Bu bakımdan daha yerinde uygulamalara geçmek ve insanlar arasında din ayırımcılığının kalmaması ümidiyle bu üç “İST” terim hakkında YBA ile yaptığım tabloları açıklamaya çalışacağım bir metin ortaya koymak istiyorum. Buradaki 26 tablo versiyon sırasıyla incelendiğinde.. imgelendiğinde.. irdelendiğinde ATEİZMİN veya TEİZMİN felsefi bir yol ve dini bir seçim olması dışında realist ve idealist bir yaklaşımın İNSANİ sonuçları olduğu görülecektir. Yani bunlar felsefe nedeniyle olmuyor insan olmamız nedeniyle oluyor. Keza ateizm ve teizm gibi AGNOSTİK veya SKOLASTİK zihniyetin septik veya doğmatik yaklaşımın insani sonuçları olduğu anlaşılacaktır. Yani bunlar sanıldığı gibi felsefelerin ve filozofların ortaya çıkardığı bir ayırım değildir. Fransızca da DİEU ve İngilizcede GOD.. arapça İLAH Türkçede TENGRİ adı verilen “TANRI” sözcüğünden çıkartılan DEİZM.. (demek ki bir zaman yaygın olan Fransızca adlandırmaya yerleşmiş) Hiçbir semavi kitaba bağlı olmadan TANRI’yı kabul etmek anlamına gelir. Bu bir kuramsal sözlük tanımıdır.. benim gibi kendini insan olmayan Müslümanlara bağlı hissetmeyen ama Kur’an’a inanan ve kitabın indiği Rasule uyan ve hatta namazını kılan insanlar kendilerini DEİST kabul ediyorlar. Çünkü zaten temel SEMAVİ bir kitap ise.. bunların hepsi birdir ve bir kaynaktan çıkıyor.. öyle ise en son gelen nakl-i sahih esas ve mikyas ve mizan tutularak diğer kitablara sözde değil özde inanarak incelenmesi ve onlara en az bir HADİS kadar değer verilecek tek bir DİN ortaya çıkartılması gerekirken ekonomik ve politik çıkarlara din paravana edilerek insanlar telef ediliyor. Bunu insan olmayan Müslümanlar yaptıkları gibi Müslümana düşman insanlarda yapıyor. Sonuçta artık kimsenin dil.. dini.. emeği ve özgürlüğü tekeline alarak onların koruyuculuğuna ve hamiliğine soyunması devrinin bittiğini.. Müslümanlık.. Masonlık ve Marksizm idelojilerini paravana ederek ekonomik ve politik mevkilere gelinememesi gerektiğin elli yıl içinde zaman ve namaz herkese öğretecek. Âlemin nizam ve mizanı Alemlerin Rabblerinin eline geçecektir. Alemlerin Rabbi olan ALLAH Azze ve Celle’nin va’di gerçekleşecektir. Bu bir dini kehanet değil imani bir vizyon, insani bir misyon ve islami bir mesajdır. 20180421_071312_DEIST.rar Bu 26 tabloyu incelemeseniz bile bu 13 ncü tabloya tüm sözcükleri okuyarak.. izleyerek.. imgeleyerek.. irdeleyerek gözden geçiriniz. Bunu buradaki 26 tabloyu inceleyen çoğu kimse anlayacaktır.. ancak bu güne kadar inceleyip sonuç bildiren bir kişi dışında kimse bu işe girişmediği için söz verdiğim için tabloları, yapabildiğim kadariyle, düz yazıya çevirmeye çalışacağım. DEİST.. güzeli yaratan ve iyiliği yaptıran TANRI güzel ve iyi olduğu için Tanrı’ya tapan adam demektir. Yani tanrı tanırlığında TANRI’ya olan sevgisi ve saygısı ona TAPMAK derecesine getirir ki böyle bir adam tapmak adına ne yapıyordur bilmem amma.. çoğu deist Tanrı’ya tapmaktan çok O’na sevgi ve saygı duyar.. O’nu tanımak ve O’na tanıklık etmek noktasında ve hele O’na kulluk yapmak çizgisinde sanırım elinden fazla bir iş gelmeyecektir.. yapsa yapsa bir içinde bulunduğu toplumun semavi dine ucundan girişerek orada gerçekleştirilen ibadetleri kendi çapında sağlamaya çalışıyordur. Nihayet o bir insandır.. uzaydan gelmemiştir.. Müslüman ve Hristiyan ya da Yahudi veya Budist bir toplum içindedir. O toplumun rengini uyarak dini vecibelerini yerine getiriyordur.. ancak onlar gibi olmadığı.. onlara yaptığı eleştirilerden bellidir. Onların akıl dışı inançlarına ve insanlık dışı uygulamalarına katılmıyordur. Çünkü daha henüz aklını ve insanlığını yitirmemiştir. Hatta başarılı bir iş ya da fikir adamıdır. San’atcıdır.. işverendir.. patrondur.. amirdir.. çünkü ayağı dünyaya basmaktadır.. ütopya ve idealler ona yabancıdır.. dünyevi ve uhrevi cennetler gözünü ve gönlünü boyamamıştır. Çoğu zaman helalinde işinde ve gücündedir.. belki beş vakit namaz kılmıyordur amma işinde insanları aldatmıyordur. O Müslümanlığını.. Hristiyanlığını.. Yahudiliğini.. Sünniliğini ve Aleviliğini sonuna kadar götürmez.. bunların toplumun bir alışkanlığı ya da devletin bir dayatması olduğun bilir. Bu konuda insanları da suçlamaz.. Belki suçlayanları da olabilir.. lakin onların bazılar benim gibi ham kişiler olabilir.. fakat olgunluğa erince bunu bırakacaktır. Şimdi burada deiste bir methiye yaptığım sanılmasın.. çünkü Allah’ın kitabını, semavi kitapları çıkarı için kullananlara kızıp, reddettiği için yanlış bir iş yapmaktadır. Teolojik olarak Kitabı ve Rasülü kabullenmediği sürece ahiretini kurtaramaz. Dünyasını kurtarmış.. dili becermiş.. dinden uzaklaşmış olabilir ancak geleceği ve ahireti yoktur. İtaat edecek bir kitab ve ittiba edilelcek bir rasul bulamamışsa Allaha intisabı ve O’na imanı KURAMSAL bir takım açıklamalardan öteye gitmez.. Fakat kitabı ve rasulü bulan insanların hali de iç açıcı değildir.. işte sıkıntı burada.. işte bunun için DEİZM hızla yayılmakta.. insanlar deist bir buhran içinde yanmaktadır. ATEİZM.. bu yol.. sadece ilahi kitaba inanmamak değil aynı zamanda Tanrı’ya da inanmamaktır. Tanrı tanımamak, tanrıya inanmaktan öteye geçtiğinde.. yani tanrı tanımazlık tanrıya ve ona inanlara düşmanlık haline geldiğinde ki çoğu zamanda böyle olur.. o zaman farklı bir yol ortaya çıkar. Dine karşı din belirir.. aynen teizm AŞIRI dinciliği gibi atezim AŞIRI dinsizliği ortaya çıkar. Bu aşırılıkta ortaya DÜŞMANLIK çıkarmaktadır. Eğitim sorunları buradan çıkmakta ve yönetim sıkıntıları buradan doğmaktadır. Yoksa işinde gücünde teist ve ateistler üretim ve tüketiminde gül gibi geçinip gitmektedirler. Fakat asıl ATEİZM bu tanrı ve tanrıya inananların düşmanlığı değil de kuşku ve sair nedenlerle Tanrı tanımamaktan ibarettir. Zaten iman kuru bir kabul değil.. Saadettin Taftazani’nin açıklamasına göre İMAN kulun cüz’i iradesini sarfından sonra kulun kalbine ilka ettiği bir nurdur. Yani iman iki taraflı bir irade beyanıdır. Kul isteyecek yani arayacak ve çalışacak ve soracak.. bundan sonra Allah’da onu severse ve dilerse imanı onun kalbine yerleştirecektir. Bu nedenle imansızlıktan dolayı kulu suçlamak kendini Tanrı yerine koymak olur. Bu da apaçık saçmalıktır.. ve aynı zamanda ayetelkürsiden sonra gelen DİNDE ZORLAMA YOKTUR ayetine aykırı bir tutum ve küfürdür. Yani küfür sadece tanrı tanımamakla olmaz Tanrı’nın kitaptaki bir ayetine açıkça karşı gelmekle olur. Elbette bu savı teistlerin anlayabileceğini düşünmüyorum. İnsan çelişkilerinin farkında olmaz tutarsızlık zihninde yerleşince. Zaten bunun TEİST olmakla değil cahil ve kibirli olmakla ilgisi vardır. Her teist alim ve mütevazi olacak diye bir zorlama da düşünülmez. Herkes hükmünü verecek yarın mahşerde Allah bizim ihtilafımız hakında kararı verecektir. (not) Gelelim TEİZM’e.. aslında bu yol o kadar muğlak ve karışık değil.. neziri kevn.. beşiri ins.. nüzulü kitab.. rusulü nebi.. salih akıl.. sahih nakil.. salim lisan ve selim kalb gibi SEKİZ koşulu ve kuralı içeren KUR’AN’a dayalı bir TANRI TANIRLIK ve TANIKLIK’tır. Sekiz tane de altın esası vardır; sıdk, emanet, sabır, şükür, iktisad, adalet, vefa ve feda. Bunları ben uydurmadım.. İSLAM adı bir çalışmamda daha ayrıntılı yazmıştım.. bu işin ayrıntılarını yüzlerce yazımda açıkladım.. hamd davası.. hüda duası.. teslimiyet.. İslamiyet.. rububiyet.. ubudiyet.. risalet.. velayat gibi Fatiha-i Şerife ANAHTARI açıklamalarında ve Dinnur YAŞAR ismimle yaptım.. facede.. Ancak bir yazar ve hoca olmadığım için bu konuda bir çağrı yapmadım.. yapmamda.. zaten herkesin bütün insanların yükümlü olduğu ortak bir dinden başka böyle kendi kurduğu bir yoldan yükümlü olacaktır.. kendi yolumu başkalarına açıklayarak onların yükünü de alamam.. kendi yüküm bana yeter. Şimdi diyeceksiniz ki TEİZM diye kendi anladıklarını ve yolunu bize anlatmışsınız.. ne yapayım yani.. sizin anladıklarınızı mı anlatmalıydım.. TEİZM.. Tevratı ve 4000 yıllık Yahudi tarihini.. İncili ve 2000 yıllık Hristiyan tarihini.. en son ve en sahih nakil olan Kur’an ve 1450 yıllık Müslümanlık tarihini inceledikten sonra ortaya KONULABİLECEK bir yoldur ki bu da İnşaallah gelecekte ortaya çıkacaktır.. bu aslında ilahi ve kitabi İMAN .. kudsi ve semavi bir DİN.. samimi ve ciddi birlik ve beraber bir BİRLİK anlamına gelecektir… ve asıl birlik dini ve inancı gelecekte gelecektir. Zaten ahirette gelecekte gelecektir.. İşte bu yüzdendir ki ben sizleri DİN’e değil de DİL’e davet ederken iş bu sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruk içeren sözleri bekleyen geleceğe çağırıyorum. İŞTE bu dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan dil tanınmadığı ve üstelik kötü ve kötüye kullanıldığı için insanlar Aşırı olmayan Teizm’in nurlu ve sürurlu yolandan ayrılıp deizme savruluyorlar ve aşırı ateizme sapıyorlar ve çıkılmaz bir bataklığıa saplanıyorlar. Bilgi sevgi ve saygı ile sağlıcakla kalın. OSMANZİYA Sonunda Deizm konusunda, dayanamadım, yazdım.. deizm.. godizm.. tengricilik.. ya da Tanrı Tanırlık.. musevi.. isevi ve muhammedi olmadan Tanrı'yı tanımak demektir. Yani ilahi ve semavi bir kitaba bağlanmadan Tanrı'ya yönelmek anlamına geliyor. Nebi ve Kitab.. Tanrı ve Din.. 6000 yıllık yazılı dil ve din birlikteliği anlamına geliyor aslında ve bu karmaşaya.. bu ESKİ dinlerden ayrı olarak iki yüz yıldır ortaya çıkan nasyonalizm.. kapitalizm ve sosyalizm olan YENİ dinlerde eklenince ortalık DİN'den geçilmez oldu.. Çağdaş tepki de bu deizmin dine karşıtlığı ile kendini belli etti.. fakat işin asıl üzücü tarafı.. dinler birbirleriyle kıyasıya çarpışırken bu kitap-sız ancak tanrı-sız olmayan insanlar bu dinler savaşında ortalığı OLAĞAN hale getirip durumu yumuşatabilecekler.. kızışan savaşı önleyebilecekler mi ? Kim bilir belki kader onlara bu görevi vermiştir... Bazı sayaflarım tablolarımı gösteriyor.. bazıları göstermiyor.. Tablolarımı gösteren sayfalarımda sadece tabloyu inceleyerek yazıyı okumayabilirsiniz.. yazıyı okursanız elbette biraz daha kolay olacak ve tabloyu açıklayacaktır.. ancak maksad yazıya gitmeden tabloyu okuyabilmektir.. şimdi şu kainat ve insan kutupları olan varlık tablosuna bakıp Allah'ı tanımamak.. bilmemek.. anlamamak.. mümkün mü ? Elbette mümkün.. Çünkü Tanrı GAYB'dır ve meşhud olduğumuz, gördüğümüz, evren, insan, varlıklar, olaylar, yapılar ve işlerler de onun kanıtı ve delilidir, tanığıdır. İşte bazıları bu şuhudda kalıyor, gayba geçemiyor.. delilden davaya intikal edemiyor.. Edemez.. çünkü din bir teklif ve imtihandır. Zorlama ve kınama değildir. Lakin Tanrı'yı insandan ve evrenden değil de KİTAB'ından tanıyan insanlar bu zorlama ve kınamayı yapıyorlar.. eskiden daha çok yapıyorlardı.. şimdi bu baskılar yavaş yavaş kalkınca.. üç eski dine üç yeni din (nasyonalizm, kapitalizm ve sosyalizm) eklenince.. bilim ve hukukun özgür ve güvenli alanı ortaya çıkınca dinler eskisi gibi baskılayıcı olamadılar.. ortaya bir rahatlık çıktı... Ve fakat bu sefer yeni bir olay daha çıktı.. yeni dinler DEVLET haline gelip dinleri baskılamaya başladılar.. hatta baskıdan fazla mala ve cana dokunmaya başladılar.. bunu eski dinlerin (yahudilik, hristiyanlık ve müslümanlık) birbirlerini telef etme huyları da depreşince.. ortalık 1990 dan beri kan gölünü döndü.. nerede Müslümanların Coğrafyasında.. işte bu eski dinlerin ve yeni dinlerin yaptıkları karşısında makul bir insan bu yapılanlara tepki gösterecektir.. bunun adı da bu gün DEİZM olarak konulmuştur.. diye düşünüyorum. İşin güzeli hem tabloyu okumak, hem yazıyı okumak ve böylece iki yanlı daha iyi tanımaktır. Sonuçta biz eğer evren ve insan tablosuna güzel okumuşsak büyük bir olasılıkla KUR'AN kitabını da iyi okuyacağız.. öylesine iyi okuyacağız Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın tasdik ettiği Tevrat ve İncil'i de hakiki olarak tanıyacağız. Tevrat ve İncili sahiplenenler de Kur'anı tanıyacaklar. Böylece tüm semavi ve ilahi ve kudsi ve kitabi dinler bir araya gelecek.. İnşaallah. Bu bir rüya.. lakin güzel bir rüya.. ancak rüyalar hülyalar haline getirilmezlerse gerçekleşemezler.. gerçekleştirilemezler. Tanrı kendini evren ve insan ile kendini tanıttırır iken buna tanıklık etmemek ve sonuçta Tanrı tanırlık yapmamak.. mümkün değil.. hatta makul değil.. bu yüzden çok insan Tanrı'nın gönderdiği kitabı ve onun nebisini tanımasa bile Tanrı'yı tanıyor. Tanrı'yı tanımak mümkün olmakla birlikte aynı zamanda Tanrı'yı tanımakta zorunlu değil. Tanrı'yı tanımak gereklidir.. olanaklıdır.. fakat zorunlu değildir. Tanrı'yı tanımak olanaklı ve gerekli iken aynı zamanda zorunlu olmaması.. bu üçünün ayrı ayrı uzunca bir tahlilini gerektirir. Ancak konu bu değil.. bu yazıda da bu tartışılmamıştır.. Bu yazıda Tanrı'yı tanımanın gerekli olduğu TEİZM.. Tanrı tanımanın olanaklı olduğu DEİZM.. Tanrı tanımanın zorunlu olmadığı ATEİZM.. mesleklerinin toplumsal ve küresel dinleri ve mezhebleri ve bunların yol açtığı zorluk ve sıkıntı ve sorunlar söz konusu edilmiştir. Şimdi dünyada herkes hürriyet istiyor.. başta ateistler.. sonra deistler.. sonra teistler.. çünkü dünya hala eski dinlerin hakimiyetinde.. fakat tek başına hürriyet yetmiyor.. hakk ve emeklerinin karşılığını da istiyor.. eski esir (köle) sınıfının yerine geçen ecir (işçi) sınıfı da haklarını istiyor.. O Teist'lerden Cenabı Hakk dedikleri Tanrı'nın kitabına uyarak emek ve haklarının verilmesini istiyorlar. Zaten dinler genelde hakimlerin ısraf ve zulmune bir baş kaldırı olarak ortaya çıkmışlardır. Çünkü insan Halife-i Arz'dır.. yani arzdaki HAKSIZLIKLARI.. ısrafa ve zulme hilaf eder.. muhalif olur.. muhalefet eder.. bunu en iyi şekilde insanlardan öte müslümanların yapması gerekmez mi ? İşte bu nokta insan ve müslüman sıfatları.. hak ve hürriyet ihtiyaçları.. Nebi ve Kitap.. Din ve Tanrı.. medeniyet ve devlet.. millet ve ümmet.. beşeriyet ve insaniyet ve nihayet TESLİMİYET ve İSLAMİYET.. herkesin ağzını açtığında konuştuğu bir KURAM haline geldi ve KUR'AN dini.. bizim kötüye kullandığımız dilimiz ardında saklandı ve kayboldu.. O kadar çok söz söyledik ki söylediklerimizi çoğu insan anlamadı.. itiraz etmeye.. tenkid etmeye.. muhalif olmaya.. başladılar.. şimdi onlara DEİST diyorlar. 21.04.2018 07.18 23.04.2018 05.52 28 tık Düzenleyen osmanziya - 23-Nisan-2018 Saat 06:52 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |