Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: notlar 05 aralik 2020 Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3308

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: notlar 05 aralik 2020
    Gönderim Zamanı: 06-Aralık-2020 Saat 00:59


Göçebe Türkler listede yok mu ( yerleşik halklar doğduğu yerde ölürken Türkler hareket halinde her yerde olmuşlardır) Kah Göbeklitepe de ayin yapmışlar ,kah Çin Settini inşa ettirmişler, kah kavimler göçü ile avrupa halklarını oluşturmuşlar , kah çağ kapatıp çağ açmışlar) DEMİŞ Kutulamere isimli arkadaş.. dedim ki

Güneş Dil Kuramı tüm medeniyetin temelinde TÜRKLER’in bulunduğunu söyler.. ancak sonuçta bu bir KURAM’dır. Ortaya çıkan çağda uygarlık ise KUR’AN’ı örtmek içinelinden ne gelirse yapmaya çalışıyor. Ancak bununla beraber Her yerde insan var demek daha güzeldir.. bizler birer insan olarak doğduk, kendimizi bir dil içinde bulduk.. insaniyet-i kübra olan islamiyete doğru gidiyoruz. Bu ikisi arasında dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL elbette önemlidir. Hatta dil ve dinden ibaret KÜLTÜR dahi yatsınamaz.

Ancak o da etnik ve etik bir kıymet olarak bu genetik ve kültürel kodlar insana fazlı bir ayrıcalık kazandırmaz. İnsanı insan yapan ve onu zerrelerden ve meleklerden ayıran bu saydığım verilenlerde özelliği.. özgünlüğü.. özgülüğü ile KENDİ’ni nasıl yapılandırdığı ve emanet olan özdeşlik ve özgürlük kanatlarıyla BEN’ini nasıl işlevlendirdiğidir.

İşte bu onun tabiatı ve tarihidir.. bu doğana ve döne içinde ortaya çıkardığı devletidir. Çünkü insan tek başına bir ÂLEM. Etrafını kuşatan evrenden kendini sıyırabilmesi içindeki bu evrimden kurtulabilmesine bağlıdır.

Belki bu yüzden ünlü filozof KANT iki nesne bana ürperti verir biri üstümdeki yaldızlı gök diğeri içimdeki ahlak yasası... demiştir. Dinnur YAŞAR

GATES

1955 doğumlu 65 yaşında olan Bill Gates önümüzdeki baharda hayatın normale dönebileceğini söylemiş.. Adamcağız 1994 evlenmiş üç tane çocuğu var. Yazar, Yazılımcı, Yatırımcı, Girişimci bir kimse olarak çağımıza bir damga vurmaya çalışıyor.

Daha önce YAZILIMCI olarak elinizdeki Windows IŞLETIM SİSTEMI ve OFIS PAKETLERI ile ne söylediğini biliyorsunuz..

MİCROSOFT IMPARATORLUGU kitabiyle onun hayatini okumuştum gençligimde.. 1995 de ÖNUMUZDEKİ YOL kitabini okumuştum lakin uzmanlar için yazdıgi DİJİTAL SİNİR SİSTEMİYLE DÜŞÜNDEKİ HIZINDA ÇALIŞMAK .. kitabini okumamiştim.
Sanırim yeni kitabini HOW TO AVOİD A CLİMATE DİSASTER (BİR İKLİM FELAKETİNDEN NASIL KAÇINILIR
da yakinda Türkçe çevirisi de çıkar..

Girişimci ve Yatirimci olarak yaptıklarini bu gunlerde herkes öğrendi.. fakat onun YAZAR olarak söylediklerini biliyor ve ona karşı bir ELEŞTRIMIZ var mı ?

Bu kadar işi arasinda bir degil üç kitab yazabilmiş.. siz eli boş ve gönlü hoş olarak kaç kitab yazabildiniz ?

KADİR KÖK KARDEŞİME
S.A. Aziz Kardaşım.. herkes TANRI kelimesinden ne kadar farklı ve fazla anlam taşıyorsa EVRİM kelimesi içinde öyledir. Sözcüklere MUTLAK anlam verildiği zaman bu duruma geçer.. güç, ruh, akıl, gibi kelimelerde mutlak anlamda alındığı zaman TANRI gibi kullanılırlar.. hatta iyi ve güzel ile doğru ve gerçek sözcüklerinin MUTLAK anlamda kullanıldığında TANRI yerine geçtiğini YBA ile gösterdim.. size bu eylül ayında II filolofji kongresine sunduğum ve kabul edilerek kongrenin tam metin kitabında yayınlanan YBA çalışmasını gönderdim mi bilmiyorum.. bazıları Tanrı'nın yaratmasını EVRİM olarak kabul etmezler.. zaten bazıları da evrim gibi EVREN'i de tanrı yerine koydukları için onların evrimi kabul etmesi tanrı tanımazlık olarak düşünülmez. Diğer taraftan teozofi olan tarikatlarda İNSAN yerine koydukları yani TEŞBİH ettikleri bir tanrı vardır.. Biz risale-i Nur talebeleri böyle değiliz.. Üstad bize sağlam ve sağlıklı zihne dayanan ESMA-İ HÜSNA'yı öğretti.. Salt ve Mutlak olan Tanrı bizim düşüncemize ve dilimize kitabı ve elçisi ile İNDİ ve GÖNDERİLDİ.. işte bu nuzul ve rusul hakikatı kolay hazm edilen bir gerçek değil.. bu gerçek çeşitli alanlardan yapılan açılımları.. evren hakkındaki bilgimizin.. insan hakkında bilgimizin.. Kur'an hakkında bilgimizin.. Rasul hakkında bilgimizin genişlemesi, gelişmesi ve artması ile açılıyor. Gerçeği AÇAN senin baş parmağındır.. bu Sırrı İnsani olan Latifeyi Rabbaniye.. diğer dört parmağında ruhun, kalbin, aklın ve nefsindir. Fakat insan bir mesleği bir yola bir hizmete.. bir anlayış girince kendini unutuyor, ona buna sataşıyor.. dini zarar verenlerin en şiddetlileri dini en çok sahiplenenlerdir, desem bir paradoks olacak.. bunu sakince gözlemlersen anlarsın.. bu gün için islamiyetin ya da Marzıyat-ı Kur'an önünde en büyük engel müslümanlardır, diyebilirim. Fakat Yüce Yaratan bu gün onları döve döeve terbiye ediyor, gelecekte dahi iyi olacaklar İnşaallah.




TEK KAYNAK
ARKADAŞ demiş; “Allah’tan başka ilah yoktur, demek Kur’an’dan başka dini kaynak yoktur demektir.” demiş.. Yaratanın boyutları indirdiği evreni göz ardı et.. evreni indirdiği insanı hiçe say.. insanda bindirdiği dili görmezden gel.. dile indirdiği dini ve kalu belayı unutarak elest meclisini yut, daha önceki Tevrat ve İncil'i indirdiğini yoksay.. sonra 1440 yıllık tarihinle tüm sorunları çözeceğini san.. öyle bir Nutuk kuruyorsun ki onun için mantığını kurutuyorsun.



Oysa ETTAHHİYYATÜ ile yukarıda gösterdiğim şerait ve şeriat ile.. bununla ortaya çıkan dil ve din ile bilim ve hukuk ile.. bunun ile ortaya çıkan ticaret ve siyaset ile teknoloji ve ideoloji bize Kitab-ı Mübin sahibi Rabbülâlemin'i tanıttırır. İmam-ı Mübin olan çoğalma, beslenme, seslenmeve sevinme yasalarıyla da Malik-i Yevmiddin olduğunu gösterir. Fakat Fatiha-i Şerif'in Anahatırı olan Esrar-ı Şeriattan haberdar olmayanlar zahirini okudukları KUR'AN içinde kaybolurlar.



TÜRKİYE'NİN SIKINTISI
Türkiye'de
İki mayınlı alan var.
Yakın tarih
Ve
Din.
Bu alanlara
Zinhar
Euzu besmele çekmeden
Giremezsiniz.
Hele bir de
Muhalif iseniz
Cin çarpmıştan beter olursunuz.
Bu alanlarda
Her toplumsal kesimin
Kırmızı çizgileri
Daha doğrusu
Dogmalari vardır.
Bu görünmez çizgiler
Eğer dikkat etmezseniz
Sizi jilet gibi kesiverir.
Demokratik ve özgür Türkiye'nin önündeki
En büyük engel budur.
Bu engeli
Hükümetler kaldıramaz.
Onlar ancak
Yeni kırmızı çizgiler koyarlar.
Bu engeli kaldıracak olan
Yalnızca
Halk
Ve ona rehberlik edecek
Aydınlardır.
Bu ise
Uzun bir süreçtir.
Ya sabır !





Ali ARAN

Çok guzel bir resim.. soguk nasıl bu kadar guzel olabilir de iyi olmaz ?
Ya da din nasıl bu kadar iyi olur da ardında ateş ve sıcak ve cehennem olur ?
Bu iki sırr dediğiniz gibi AYDIN'ın gecesinde gizli..
Onun karanlik ve kapali yuzunu açik ve aydinlik edecek olan bilmesini samimi ve istemesini ciddi hale getirmesidir..
Hadi bunu DÜŞÜNME ile yaparak INSAN haline gelsin..
Fakat istemesini halis ve bilmesini safi hale getirerek ISLAM olmasini nasıl yapacak ?
Düşünme ile anlama sağlanabilir ve anlama ile inanma gerçekleştirilebilir mi ?
Bizim düşünmeyenlerden insan ve islam olmalarini beklememiz normal mi ?
Hasili vehim ve hayalle kurulu temelimiz uzerinden fikir ve zikir ile.. lafiz ve mana ile.. bir ilim ve irade binasi inşa etmemiz.. bunu emel ve amelle yukseltmemiz.. kalem ve kelam ile yüceltmemiz.. sonuçta kitabet ve kıraat ile dokumamiz ancak 60 bin yıllik sesli 6 bin yillik yazili dil ve din birligi olan KÜLTÜR ile olabildi.. bundan sonra daha iyi olmasi için yorulmadan ve yılmadan çalişmamiz gerekiyor ve Yüce Yaratanda bu konuda O'ndan Sabir ve Salat ile Muavenet edeceğini söylüyor.
Allah azze ve celle yâr ve yardımcimiz olsun. Amin.Dinnur YAŞAR

İYİ OYNAMA
Güzel bir saptama.. lakin kopyalayıp yapıştırmış ve bir görüş de vermemişsiniz. Gerçekten iyi olmanın değil iyi oynamanın ÖNEMİ var.. fakat iyi olmanın da DEĞERİ bulunur. İyi oynamak ve kazanmak için NAKTİ, VAKTİ ve SIHHATI kullanıp bir başarı kazanılabilir lakin cana, mala, namusa ve onura elini, belini ve dilini uzatmama olan SALAH'ın bulunmuyorsa eninde sonunda ya dünya ya ahiret hapishanesin düşersin ve elinde bulanan paranın, zamanın ve ömrün fazla yararını da göremezsin. Bu yüzden iyi olmak her zaman kalıcı bir değerdir.


İRADE

Tahassus.. NEVM altı idrak ve fark ile marifet.. YAKAZA üstü irade ve kadr ile muhabbet.. olabilir mi ? Bu tablolardan maksadım insan kendini tanısın.. getirdiklerimi daha da ileri götursun.. diye.
BERSON'dan dan etkilenen felsefecimiz Nureddin TOPCU ve talebesi Yazarlar Birliği Başkanı D.Mehmet DOĞAN'ı ve IRADE DAVASİNI hatırliyorum..
"İrade" arapça bir sözcük fakat İngilizce READY olarak girmiş ve şu 2013 yapımı RIDDICK (diddikulus; bilmece demekmiş) filmini de anımsayınca tereddüd etmeden şunu gördüm ki MURADIMIZ kabul ve redd arasında bir yerde oynar.. ve daha çok reddebilmek ve hayır diyebilmekte.. oysa bir iradeyi hep EVET yönünde kullanıyoruz.. daha doğrusu nerede evet ve nerede hayır diyeceğimizi bilmiyoruz.. hayır hayır.. biliyoruz ve fakat hayırda dir-etmekte zorlanıyoruz...
dir ve rid.. işte muradımız,
hayırlı olsun
.




SIFIRLAMA

Sanalda olsa gidip görmenize gerek kalmadan bir manzarasını buraya yerleştirdim.. Arkeolog olmak gerekiyor iyi anlamak için öncelikle.. fakat Temel Arkeoloji ve Prehistoria (tarihönesi) bilginiz varsa iyi olmasa da bazı verileri yorumlayabiliyoruz. 1996 dan beri Tarih yeniden yazılıyor.. 1925 ve 1960 dan beri Astronomi yeniden yazıldığı gibi.. o halde bizlerde sadece astronomi ve arkeoloji değil tüm BİLGİMİZİ yeniden yazıyoruz ve onu dört katmana ayırıyoruz; Günlük bilgi, bilimsel bilgi, felsefi bilgi ve dini bilgi.. bu bilgilerin KATMAN olması onların ayrıca ve artıca yeni bir DİL gerektirdiklerini açığa çıkarıyor. Maalesef günlük bilginin mantığını yeterince bilmiyorum.. üstelik bilimsel bilginin matematiği konusunda genel kültür (lise kültürü) nden başka bir uzmanlığım bulunmuyor.. yani matematik temelli evren ilimleri olan Fizik, Kimya ve Bioloji konusunda bir araştırma ve çalışma da yapmadım. Sadece felsefi edebiyat ve dini vaaz ile edinilebilecek bilgileri dışında ihtisasi ve özel bilgiler edinmedim.

Ancak şunu da unutmamak gerekir ki elde edilen verilir, düşünceler ve görüşler ve BİLGİLER bir yığın ham ya da işlenik veri olup onlar düşünme ile düşünce haline getirilmedikçe sadece içine düştüğümüz bir YIĞINDAN fazla bir nesne değildir. Ancak insan içinde bulunduğu dil ve din bilgilerinden oluşan bir KÜLTÜR evveliyatı içinde beslendiğinden bu yığından fazla bir kimliğe zihniyetine ve kişilik mentalitesine bağlı olduğundan bağlı olduğu bir AİDİYETİ vardır. Eğer bu aidiyeti bir bireysellik haline getirememişse ilmi özgünlüğü ve inanç özgürlüğünü elde edememiş demektir. Bu durumda fuadında ezberinden fazla bir ilerleme sadr ve sarf edemeyecektir. Buna rağmen temelinde yatan vehim ve hayal zeminine dönerek bilgilerini sıfırlamak suretiyle yeniden kimliğini ve kişiliğini inşa etme yeteneği ve olasılığı da bulunabilir. İşte bu onun İLİM varlığı olduğunun alemetidir. Çünkü bu gün bir yazıda dedim:
“Akıl kalb olarak.. lisan nakl olarak işler ; kalem kitabetle ve kelam kıraatla (OKUMAKLA) çalışır.. ve böylece mellerin emeli mallarim ameliyle zuhura gelir.
Oyle ise alakanin emeline bakmak lazim; arzusunun maksadı ?.. talebinin meramı ne ? Üzüm yemek mi yoksa bağciyi dövmek mi ? Muradimizla irademiz ve iradimiz belli olur.
Peki ilim bunun neresinde ? Çunku ilimden hiç bahsetmedim ?”


Soruma kimse yanıt vermedi.. Fakat ne sorulacağını bilmediğim için bende ne yanıt vereceğimi bilmiyordum..


Demek ilmin HOCASI merak olduğu gibi asistanı da SUAL (sorudur).. bu durumda İLGİ’lerin yönettiği ve yönelttiği ŞÜPHE, MERAK, SUAL olmadan ortaya YENİ bir İLMİN çıkması mümkün değildir.. bu durumda BİLGİ insanın gereksinimi ve arayışı kadar ortaya çıkan bir IŞIK ve AYDINLIKTIR.. eğer içinde bulunduğu aydınlığa razı ise ondan fazlasını da bulamaz. Bu durumda TAHA suresinde RABBİ ZİDNî ilmî.. Rabbim ilmi artır DUASI bize gösteriyor ki İLM, istenilen bir nimet ve bu nimeti ise şükredildiği kadar artan in’am ki eğer mün’im gösteriyorsa İMAN halinde arınan bir zenginlik olduğu ortaya çıkıyor ki işte ilim ORTAYA ÇIKARMAK.. karanlığı aydınlatmak ve kapalılığı açmaya yarayan bir DELALET oluyor.


Eğer ilmi böyle görmezsek hazır verilen akıl, kalb, lisan, kalem, kitabet, kıraat, mel, mal, emel ve amel, haml, hükm, arzu, talep, ciddiyet, samimiyet, safiyet, halisiyet, maksad, meram ve MURAD “murid” olarak kalmayı sürdürecek.. 1000 yıldır neden ilmin durduğu ve donduğu böylece anlaşılıyor. ilmin ve imann açılım kazanmadığı anlaşılıyor. Bu yüzden Rahmetli Ali UÇAR Ağabey gibi diyorum: “Tefekkür bir şecere-i tuba gibi Tezekkür ise bir Firdevs-i A’ladır.”    


Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.
Osmanziya 06.12.2020 01.00 İzmir-ÜÇYOL



IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk