Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: turlu yaziler 28.03.2021 | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3401 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: turlu yaziler 28.03.2021 Gönderim Zamanı: 28-Mart-2021 Saat 22:36 |
CİNSELLİK bitki ve hayvan.. iki sevgili.. dişil bitki ve eril hayvan.. duran ve bekleyen kadın.. koşan ve yakalayan erkek.. bir tür cinselliktir aktif ve passif olmak.. ancak biz bunu gayrı meşru namussuz temaslara ve temaşalara yansıtarak cinselliği kerih ve kabih kötü ve çirkin görürüz.. bu normaldır.. çünkü fıtrat üstündeki hilkat.. doğuştan gelen haya ve hicab bunu bize böyle gösterir.. ancak konuya bio-psik olarak değil de ontik ve epistemik bakarsak bu gül ve bülbül ile çicek ve böcek İLİŞKİSİNİN evrensel yönünü görürüz.. ve bunun tüm krallık ve kölelik düzenlerine yansıdığını anlarız.. bu başatlık ve başkalığın nasıl bir BAŞKANLIK ortaya çıkardığını anlarız.. sonuçta bu san'at ve hikmet karışımı fünün ve hukuk bileşimi ETKİNLİK ve faaliyet bize bir MESAJ veriyor.. mesajı anlamak bir sorun.. mesajın ardındaki vizyonu görmek başka bir sorun.. bu vizyon ve mesaja göre MİSYON'umu saptayıp AKSIYONA geçmek daha derin bir sorun.. yani derim ki mesele kadın ya da erkek olmaktan ziyade güzellik ve iyilik ilişkisini görmek ve bunun ardındaki dayanılılık ve güç bağlantısını kurmak.. sonra bunlardan yetkin bir iş çıkaracak birlikteliği kurmak.. işte bu tapılası karılar ve kulluk edilesi kocalar ile kurulan AİLELER ile olasıdır diye düşünüyorum.. yoksa dini toplumsal hale getirip bireylere bir şeyleri dayatmayla olacak bir iş değil.. diye biliyorum.. bilgi ve sevgi ve saygıyla sağlıcakla kalınız... KULELER Dünya bir bina ise kapısı insandır.. dünya bir platform ise kulesi insandır.. var oluş bir zemin ise biz onun penceresi oluyoruz.. böyle bazen başkasını övüyürüz bazende kendimizi görüyoruz. Kendimize baktığımızda penceremizden hangi insan kullanan, kullanılan ya da KUL olan hangi ULU "kule"leri görüyoruz.. ÇEŞİTLİ FİKİRLER Yenidoğan diye bir kavram psikolojide ilk altı ayda çocuk bütün yüzleri tanıyor.. ancak altı aydan sonra ancak belli yüzleri tanıyor.. yani beyinde bir daralma var.. ancak başka bir olgu daha var.. maymun ve insanın gelişmesi ilk altı ayında paralel.. ancak altı aydan sonra insan yavrusu füze gibi birden ileri gidiyor. 1940 larda Arnold Gehlen Antropolji ilmini kurarken insanın diğer hayvanlardan ayrı olarak tırnaksız ve tüysüz ve dişsiz yani fetal gelişmesini tamamlamadan ve yaşama yarım gelmesinin.. ana babanın bakımına muhtaç olmasının.. bir iki senede ayağa kalkmasının.. ancak toplumun yardımıyla yararlarını alıp zararlardan kurtulabilmesini yani PSİKOLOJİK ve SOSYAL gelişmesini bu BİOLOJİK olarak yarım oluşuna bağlıyor. Şimdi bu üç olguyu birleştirirsek görürüz ki insanlar ÇEŞİTLİ FİKİRLERLE aşırı uçlarda dağılarak değil ortada toplanarak ilerliyor ki bunu osmanziyaoğlu sayfamda 12 katman halinde gösterdim.. insan uçlarda dağılarak değil ortalarda toplanarak İLERLİYOR.. SAN’AT Melih Gökçek.. bir zamanlar ben böyle sanatın içine tükürürüm.. demişti.. insanlar ve bireyler ve kültürler yalnız san'atın değil BİRBİRLERİNİN bilimin ve hukukun ve ahlakın içine tükürüyor. Ancak değişmeyen bir başka bir olguyu saptayabiliriz: Bu gün ayağa düşen din ve seks ticareti geçmişte bir erdemli ahlak ve yetkin san’at halinde imiş.. burada altı kavram sıraladım.. bunu büyük bir çoğunluk anlamayacaktır fakat herkes bu sunumda bayanın poposu ile bayın pipisini rahatlıkla seçebiliyor Acaba GÜZEL SAN’AT somut görülebilenlerden ve heyecanlılardan ibaret mi dir ? İşte bunu anladığımızda neden san’atın bazan yükseldiğini bazende böyle düştüğünü anlayabiliriz. İşte böyle bir san’atın içinde, beni bağışlayın, “ben”de tükürürüm. Kader hakkında güzel ve yararlı bir yazı.. bundan fazlası da kafa karıştırır.. Bu paylaşımda dediğim gibi :"Kader teorik ve pratik olarak ikiye ayrılır.. teoriğı dunyanın en zor anlamıdir.. pratigı ise en kolay bir anlatim: insanlar geçmişe kader geleceğe irade olarak bakarlar.. musibete sabır ve masiyete mukavemet edebilirler. Ve Men amene bilkaderi emine minelkeder.. derler. Bu yuzden nazari kader iman ister.. ameli kader insanda emanete riayet bekler..." Kader hakkında en doyurucu anlatım İmamı Nursi'nin 26.söz'üdür. Zaten İsrail ilahiyatı bizim geçmişteki ehli kelamın kadar hakkındaki kuramın kullanmaktadır. Zamanımızda bu kader ve irade çatışması izafiyete ve kuantum kuramı tartışmasına dönmüştür ve bu biraz daha yalındır. Yaratan'ın BİRLİK Yaradan'ın TEKLİK tecellesini iman penceresiyle anlamaşılmazda ortada DÖRT TANRI var sanılır. YÂr'dan atan ile Yâr'e adanan bir olur mu ? Bir ömür yalvardık yakardık bir türül Yâr'e yaranamadık.. hep yaralandık.. en güzel Allah'a yâr olmak. Felsefenin paslı KİLİDİ ve dinin de en son KUTUSU olan kaderi.. çözmek yerine onu YAŞAMAK ve bir ömür yaşayarak öğrenmek en değerlisi. Halil Dalman Kardeşim bana KADER'in çıkardığı değerli bir meslektaş.. önemli bir kardeş.. fakat bir türlü çizgilerimizi çakıştıramadık.. o olabildiğince İRADEYİ açık seçik yazar.. bende KADER'i kapattıkça kapatırım.. SAHİP OLMA .. birbiri içinde uyanmanın sonu yok.. ancak yat ve kalk iradi.. uyumak ve uyanmak gayrı iradi .. şimdi biz iradi olan yatma ve kalkmalarımıza rab.. yeme ve içmelerimize malik.. söyleme ve dinlerimize sahip.. düşünme ve konuşmalarımıza.. hakim.. kısaca YEVM'imize sahip olabilirsek DİN'imize de hakim olabiliriz. YAKINMA Klasik suçlama; çıplak gezme.. göbeğini açma.. dövme yapma.. NEDEN kurala uymuyorsun ? Hatta biraz daha açalım NİÇİN yasağı çiğniyorsun ? Adam hırsız neden kanunu çiğniyorsun diye de sorulur de.. kardeşim sen neden ve niçin hırsızlık yapıyorsun diye de.. işte bunu yapmazsak müslümanı müslümanlığı davetten başka çaremiz kalmaz ki bu en son çaredir.. ancak biz bunu ilk çare olarak görüyorsak yapacak bir şey yok.. bazıları sorundan yakınmayı hatta bunalıp bağırmayı kendilerine zevk edinmiş.. bazılarının da toplumu.. sistemi.. milleti ve devleti suçlamayı adet edindikleri gibi.. bu ezberlerine tekrarlayanları bırakalı on sene oldu.. siz bana hala aynı şeyleri gönderiyorsunuz Üstad.. lütfen ben de sizde kendimizi yinelemeyi ve dünü bu güne kopyelemeyi bırakalım.. yeni bir iş yapalım derim. Hayır böyle bir şey demedim.. yani haramları helal.. helalları haram yapalım.. söylemedim.. olayın NASIL'ın anlayalım ve ona göre ÖNLEM'ler alalım dedim.. Hukukçu olarak bilirsiniz ki yasaların kuralları ve yaptırımları vardır.. ve bunlar kurallar ve kaideler.. müeyyideler ve yaptırımlar.. tarihsel süreçle ortaya çıkan kanunlar ve yasaklardır. Ayrıca yasalar ve kanunlar ile kaideler ve kurallar birbirinde ayrıdır.. bu yüzden doğanın yasaları ve toplumun yasaklarından söz ediyoruz ve böyle konulan yasalar ile koyulan yasakları birbirinden ayırıyoruz.. ancak bu AYIRMA işi bazıların AYIRT edilmiyor.. hatta sadece koşullar ve kurallar olmuyor.. ayrıca bunlara ilişkin kuramlar ve kurumlarda bulunuyor.. bu dördüne dayanarak öneriler, tasarımlar, kararlar, onaylar, uygulamalar yürütmelere denemeler ve yanılmalar çıkıyor.. ki siz bunlardan habersiz görünoyursunuz... |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |