Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: yontem bilim reklamları Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3166

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: yontem bilim reklamları
    Gönderim Zamanı: 17-Mayıs-2021 Saat 22:52
AHİRET


Kimseler bizim sağımızı ve solumuzu altımızı ve üstümüzü doldurur.. üstümüzde anne ve babamız.. altımızda kızımız ve oğlumuz.. sağ tarafımızda ablamız ve ağabeyimiz.. sol tarafında eşimiz.. ve tabi saydıklarımızın da akrabaları yani eşleri ve çocukalrı anne ve babaları katıldığında KADINLAR erkeklerden bir çerçeve.. ERKEKLER kadınlar bir çerçeve bulurlar kendilerini.. bazılarımızda bunların hepsi yoktur.. ancak bazılarında bazıları ağırlıklıdır.. sonuçta biz ne kadar yakın veya uzak olursa olsun İNSANI tanıyoruz ve KENDİMİZİ biliyoruz. Tanıma ve bilmemiz.. sevmemiz ve saymamız.. aslında BENLİĞİMİZİN derinliği ve genişliği kadar.. benliğimizin.. kendiliğimizin.. insanlığımızın.. islamlığımızın mesafesi ve çapı ne kadarsa o kadar uzanıyor emellerimiz ve elemlerimiz.. ve mallarımızdan arta kalan amellerimiz.. eğer biz zamanında onların ruhlarını HOŞNUD etmişsek.. rahmetli olduktan sonra hoş ve nud olan şad olacaktır.. ancak böylelikle güzelliğin ve iyiliğin açtığı sevgi ve saygıdan.. sevgi ve saygının açtığı ayrılık ve firaktan kurtulur ve gönlümüzü onların gittiği yere yani ahirete bağlarız.. zaten bu güzellikler ve sevgiler iyilikler ve saygılar.. hasretler ve özlemler de onun için verilmişti.. bütün bu ni'melerden geldiği yere.. kökenine.. dönmek ve O'na yönelmek için.




YBA

YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ


Diri yazılım (mental software) ve canlı donanimin (vital hardware) yolunu açtigindan YBA (Yontem Bilimsel Analiz)i merak edip ilgilenmek.. heves edip öğrenmek.. deneme yapıp kullamak ve sonunda yararini ve faydasini ve işlevselligini görüp bir gelecek için ona sarılacak gençler elbette çikacaktır.
Amma oturup bir KELIME ögrenmeye kimse meraklı degil ki.. oysa Ali Efendimiz demiş ki bana bir HARF ögretenin kölesi olurum.
Benim sünni kesimden öğrenmeye meraklı biri çıkmazda alevi kesimden bile çıkmadı.. herkes bildiklerini satmakla meşgul.. öğrenmeye meşbu.. peki "mutmain" ne demek ?
YBA cumle ve kelime ve harf duzeyinde yapilan bir anlatim degil.. HATT duzeyinde bir teknik.. çizgi seviyesinde yöntem.. line level'inde bir dil..
Nutuk
Kıyas
Cümle
Kelime
Harf
HATT
Nukut
Okudugu üniversite duzeyinde iş bulmak için HAZIR bekleyen meşbu GENÇ hazırcılarin.. elinde satacaklari başka YBA bulunan mutmain YAŞLILARIN.. ekmek parasi kazanmak için çalısmakla meşgul BABA ve ANA larin MERAKLANACAGİ bir iş degil bu..




GÖNÜL

Şiir ve musikte ve sonuçta güfte ve bestede BİÇİM ve suret ağırlıklıdır.. Resim ve Müzik GÜZEL san'atlardan olduğundandır biçimde güzelliğin çekiciliği ve çeliciliği aranır.. en azından güzelliğin doğurduğu sevginin macerası anlatılır. Yürek, kalb ve gönül (dîl) denilen ucu bucağı bulunmaz bu okyanusun dalgaların sesidir dile gelip kulağa uzanan.. burada istisnaları olmakla beraber güzellik dişil, iyilik erildir.. bu yüzden dişil sevgi ister, eril saygı.. eril sadakat ister dişil emanet. Bu sayılan süreçtirler ve fakat asıl renk veren göze gönülen ve gönülü etkileyen olayların deneyimli öyküsü, nesnelerin.. gözün.. kaşın.. saçın hikayesi ve kimselerin macerası vefası ve fedasıdır.. BESTE'de "gönülden" şikayet var.. kimsenin başkasından değil kendinden yakınması dikkat çekiyor. Ancak dedim ya müzik ve şiirde içerik değil biçim söz konusu edilir.. bu gönülden yakınma içeriğinin üzerinden duracak değilim.. ancak benim hassas olduğum nokta bu intim sefer.. duyalabilir, düşünülebilir, sevilebilir ve istenilebilir dünyanın içinde İSTEME VE DİLEME ile alakalı olan "dîl"in dil'e gelen sesinden ortaya çıkan çekişmeyi gönül daha gözün etkisinden, benim gibi, kurtulamamış olarak, içeriğe ilişkin olduğundan haddim olmayarak, yorumluyorum.

DİL

Dil.. kökeni bilinmeyen bir yetimiz bununla beraber en ço kullandıgimiz bir becerimiz ve pek cok iletim ve etkinliğimizde yararladıgimız bir başarimiz ve din ile birlikte bize sorumluluk ve yükümluluk veren bir yetimiz bir yetkimiz.
Bundan dolayı onu kötü ve kötuye kullanmamak noktasında duyarlı olmak gerekiyor. Aksi halde bilimde ve hukukta sağlam ve sağlikli bilgiler ve buyruklara duyarli ve uyarli olmazsak ticaretimiz ve siyasetimiz yarali ve verimli olmuyor.
Çunku sağlam ve sağlikli olmayan bilgiler ve buyruklarla yurutulen işler.. ilişkiler ve işletimlerle yurutülen hayat.. eylemler ve etkinlikler ve sureç.. toplumsal.. ulusal ve kuresel sorunlar.. bizleri acikli ve zararli sonuçlar ve durumlarla karşi karsıya.. birakiyor.


KUDUS

KUR'ANDA "aksa" denildiği için o sonradan mescide mescid-i aksa adı verilmiş.. yalnız rast gelede verilmemiş.. sonradan yapılan mescidin altındaki bölümde.. Burak'a çıkıldığı taş bulunuyor.. diye bilgim var.. burasıda en az beytülmakdis kadar önemli olmasa KÜDÜS bütün yapılarıyla üç dinin ortak mekanı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu gün teklif ettiği üzere üç dinin müşterek bir statüsü altına alınarak geçmişte oluk oluk akan ve bu günde devam eden kanların durdurulması önlecek İnşaallah.

BİLGİ

Bilim.. toplanan ve saklanan ve biriktirilen ve eklenkenen BILGI'lerle yapilır. Bilgi toplamak ise işin saha kısmı.. Teksasli bir yerli olan Dr. Brady BARR belgesellerini izlerseniz bilgiyi elden sadece cesaset ve merak değil cesaret ve hayret oldugunu da anlarsınız.

AŞK

Bu değişebiliyor.. kişiler değerlendirmelerde olmayanları nazara alır.. ayırt etmelerde olanları karşılaştırsa da değer vermelerde "yoksun" olduklarına daha fazla değer verirler.

Erkekler kadınlara.. kadınlar erkeklere.. gençler yaşlılara.. yaşlılar gençlere.. alimler cahillere.. cahiller alimlere.. yoksullar zenginlere.. zenginler yoksullara.. DEĞER VERİR. Çünkü burada bir "değer" alışı ve verişi vardır. Erkek kadından kadınlık (güzellik).. kadın erkekten erkeklik (iyilik) alır. Keza enç yaşlıdan yaşlılık (bilgi) yaşlı gençten gençlik (güç).. alim cahilden cahillik (talebe), cahil alimden alimlik (ilim).. yoksul zenginden zenginlik (mal).. zengin yoksuldan yoksulluk (zekat) alır. Elbette bu sayılanların hepsi başımızdan bir bir geçebilir.. demek "zaman"a göre ilişkiler değişiyor.

Bunun istisnası AŞK'tır.. aşka bir gerekçe gösterilemez.. nedeni ve niçini söylenemez. Çıkara ya da yarara dayanmaz. Aşkın da çok özel bir durumu vardır ki ben buna GAYE diyorum. Gayesi bir olanlar iç ve gönüldeki öznel ve içkin aşktan.. dıştaki nesnel ve aşkın bir HEDEF doğru onu gerçekleştirmek için hareket ederler.






İMAN KONUSU


İman konusunda bir yazı yazacaktım.. fakat günlük dilin düz yazısını yazmaya zimin ağrısını uğruyorum.. hele uzun olursa daha çok ağırımı gidiyor.. insanlar tabloya baksınlar ne demek istediğimi anlasınlar istiyorum.. her halde KARİKATÜR değil bu tablolar.. biraz düşünme ameliyesi istiyor.. zaten maksadda bu.. amma insanlar ille de düz yazı istiyorlarsa bu gün yazdığım yazıları bir araya getiriyor web sayfamda yayımlıyor.. yazık emek mahsülü ve zaman masrafı.. araya gitmesinler istiyorum.

İman HİDAYETLE başlıyor ve İNAYETLE sürüyor.. sürmesinde bunu ancak sen biliyorsun.. başkaları bilmiyor.. başkaları sadece senin düşüncelerini ve davranışları biliyor.. eğer söylüyor ve samimi davranıyorsan.. o kendi düşünce, inanç ve davranışları göre değerlendiriyor seni ve sana bir tanı konuyor.. mümin ya da müslim.. kafir ya da münafık diyor.. yani sana TANIK oluyor.. sonra ölürken acaba imanla ölecek misin ? Bu belli değil.. akibetin belli değil.. ne olacağını ne sen ne de başkaları bilebilir.. İman HİDAYETLE başlıyor ve İNAYETLE sürüyor.. sürmesinde bunu ancak sen biliyorsun.. başkaları bilmiyor.. başkaları sadece senin düşüncelerini ve davranışları biliyor.. eğer söylüyor ve samimi davranıyorsan.. o kendi düşünce, inanç ve davranışları göre değerlendiriyor seni ve sana bir tanı konuyor.. mümin ya da müslim.. kafir ya da münafık diyor.. yani sana TANIK oluyor.. sonra ölürken acaba imanla ölecek misin ? Bu belli değil.. akibetin belli değil.. ne olacağını ne sen ne de başkaları bilebilir.. bizim sadece

Rabbena lâ tuzig kulubena ba'de iz hedeytena ve heb lena min ledunke inneke entel vehhab

duası (Ali imran surenin ilk sayfasının sonunda) yapma imkanız var. tablo bunu söylüyor..


Bu kişisel değerlendirmelerden başka bir de KURUMSAL iman var.. kelime-i şahedet getirirsen seni müslüman olarak kayd ederler ve İSLAM hukuku uygularlar.. bizler isviçre hukukuna göre doğan.. alman kanunlarına göre yani isviçre kanunlarına göre borçlar ve ticaret ilişkisi kurabilen.. alman kanunlarını göre muhakeme edilen ve italyan kanunlarına göre cezalandırılan.. sonunda islam kanunlarına göre toprağa gömülen GARİB bir vatandaşız.. çünkü biz bin yıldır düşünmeyi DURDURDUK bilim, felsefe ve hikmet yapmadık.. içtihatı kaldırdık.. üç yüz yıldır düşünceyi DONDURDUK bilim ve hukukumuz olduğu yerde kaldı.. sonuçta bu gün elimize kala kala İMAN kaldı.. onu da heder etmeyelim.. bir birimizi tekfir etmeyelim.. bizim bir birimizden farkımız yok.. dostlar birbirlerini hiç tekfir etmesin.. düşmanlar ise etmesin.. çünkü kafir değilsek kendine dönecek kendisi kafir olacaktır..   







Düzenleyen osmanziya - 17-Mayıs-2021 Saat 23:52
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk