Cehennem ve cennet.. yokluk ve varlık kavramlarıyla somutlaştırılan bir GERÇEK.. her gerçek gibi ne kadar gerçek olduğu da sorgulanabilir elbette.. ancak bizim soruşturmalarımız var sayma veya yok san yetimizden öteye geçemez.. çok yokluk ve az varlık sadece bir eylem tümcesi olarak kurulabilir.. inancımız ise hiç yok ya da hep var dan öteye geçmez bir yetkidir. Özgürlük hayali ve sonsuzluk vehmi ise adı üstünde bir imgeleme ve irdeleme.. ne gariptir bu dünya insanlar olmayan sonsuzluk ve bulunmayan özgürlük için birbirini telef ediyorlar.. sonuçta bu yokluk korkusu ve özgürlük umudu ile kurulan inançlar.. dilekler.. duygular.. duyumlar ve bundan doğan bilgi ve değerlerle kurulan dünya da çok az insan gerçeğin peşinde.. ya da kendinin arayışında.. her ikisinde yol aynı kapıya çıkar.. ancak alışkınlıklarımız ve alışkanlıklarımız bize bırakmaz.. bizde onları.. bize de ya oyunları öykülendirmek düşer.. ya da gerçeği örgülemek.. ben ikinciyi seçtim.