Bab..
Probable..
Possıble..
P ve B
BoP
PoB


Sonuçta B ile P arasında fazlı bir ses farkı bulunmuyorsa geliriz BAB ya da BOB.. Bib.. bıb.. bub.. büb.. beb.. bab.. ve bu noktada Besmelenin "B"sinden bir "Âlem" çıkardan Ahmet Hulusi'yi biliyoruz.


Köyüne döndü ne yaptı bilmiyoruz.. bilen varsa söylesin. B burada dikey çizgi üstünü çızilmiş iki MEME olarak görünüyorsada.. sizde iki PENCERE de görebilir.. hatta pencere ve memeyi birleştirip bir EV de görebilirsiniz.. aslında "b" yatay bir çizgidir.


Yöntembilimsel analiz ise dikey ve yatay çizgilerle çalışır. Kentsel yaşamda malum dikey ve yatay su ve elektrik ve telefonborularıyla döşenmiş BİNA'larda sürdürülür. Bizim bedenimizde bağırsak, damar ve sinir borularıyla inşa edilmiş muhteşem bir KONUT...


Bu konutta bir KADIN varsa.. orası YUVA olur.. eğer orada bir ERKEK varsa burası bir OCAK bulunur.. AİLE bu yüzden toplumun birimi ve insanın bilimidir.


Şimdi İNSAN sağ ve sol.. sünni ve alevi.. türk ve kürt diye ayırdıkları yetmiyormuş gibi KADIN ve ERKEK olarak ayırıyorlar aslında KARI ve KOCA'nın arası açmak için sinsiz bir plan..


Fazla söze hacet yok.. gidin sorun: "Kadın, nedir senin adın ?"













KADIN nedir senin ADIN ?

Bize hukukta ögrettiler.. kanun lafziyla ve ruhuyla geçerlidir. Yani metin hem literal sentaksiyla hem konseptual sementigi ile anlaşilir ve uygulanir.


400 yildir bu mana ile uygulanmamiş metinler yuzunden eski dinler; dünyevi sorunlara.. değişime ve gelişime çare ve çözum getirememişler ve bu yüzden nasyonalizm.. kapitalizm ve sosyalizm gibi yeni dinler ortaya çıkmış...




Eski dincilerin ve yeni bilimcilerin: sorunun çözümünde çaresiz kaldığı üstelik dünya oyuncularına oy deposu.. sorun kaynağı... sıradanlar kitlesi olduğu günümüzde.. işimiz gerçekten zor.




Bir ömür bir kadınla yetinen bu sümsük ve sünepe Müslümanlarla ya da haram ve helal aramayan başıboşlarla bir yere varamazsınız. Bir kadini geçindirmekten aciz bu insanlar zengin olsalar bile yeni bir eş asla alamazlar. Alsalar bile yasa izin vermez ki bende onlardan biriyim.

Bu adamlar ne kadını ne de kızını "döve"bilirler. Çünkü kocanin ve karılarının çocuklariyla birlikte birbirini TERBIYE ve IDARE ettigi bir topluma intibak edemezler. Hayvanin bile kesilip yenilmesi yasaklanacağı bir geleceğe giden bir guncelin yasandigi gunumuzde bu adamlar anca tagutlarini over ve dizlerini dövebilirler. Bi de "dövme" yaptırabilirler.




Bu vesile ile konunun bam teline dokunmak istiyorum. Ertuğrul Kürkçü der ki “Tanrı; erkek , yaşlı ve beyazdır. Oysa Kur’an-ı Mu’ciz-ül-Beyan,   İHLAS suresinde tüm bu tanımları sıfırlar ve okuyanına yeni bir kitap okuma penceresi açar. Ancak bizim okuduğumuz eski pencerede “ataerkil” bir aile modeli sunur. Ailenin “merkez”inde güçlü, erdemli ve gerçekçi bir “baba” ile kurulmuş bir AİLE ister. Bunun karşıtı “anaerkil” bir modelin tarihte hiçbir örneği bulunmuyor. Amazonlar ise bir efsanedir.

Aile ve modeli önemlidir. Çünkü aile insanın bilimi hem toplumun birimidir. Evimi, yuvamız ve ocağımız nasılsa, şirket ve parti ve ülke ve küre o kültürü yansıtacaktır.


Sonuçta kadının "ad"ını bulmak lazım.. "ar"ıyla fazla uğraşamak gerekir.




Ancak dünyayı yapılandırma gücünü elde eden efendiler çağı ve bilimi hazırlayanların başında gelen ve sosyolojinin babası Auguste Comte’in (1798-1857) pozitif dininin ilahı olan kadını üste çıkarmak (Saint Simon 1760-1825 ) ve “anaerkil” bir modeli gerçekleştirmek istiyorlar.

Zaten tarikatlar bir lokma ve bir hırka felsefesiyle bilimi, kadını, kuvveti ve dünyayı umursamayan bir erkek modeli oluşturdular ve dünyayı bu güne hazırladılar.. dünyayı kendi elleriyle teslim ettiler maalesef.

Teşekkur ederim.. Saint Simona Karl MARKS'ı.. Auguste COMTE'a Ayn RAND'i eklemek isterim. Bugun bu dordunun takipciligini yapan çağdaş isimleri bilmiyorum amma KIRK YIL ONCE okudugum felsefı antropolojinin bilim haline geldigini de Prof. Bozrkurt GUVENÇ'in INSAN ve KULTUR kitabiyla ogrendim.
Gariptir ki bu amerikalilarin KULTUR ve avrupalilarin SOSYOLOJI dedigi ANTROPOLOJI (insanbilim) hakkinda ki bu kapsamli yapit şu dört isimden fazla bahsetmiyor.
Bu söz konusu adların bilim degil de ideoloji yaptiklarindan olabilir mi ? Ideolojilerin ve ütopyalarin eleştirdiklerin dinlerden elbette hiç bir farklari bulunmaz. Sadece sözde bilimleri ile kendilerini kandirir ve başlarini aldatirlar. Anlamlandirma ve inanmadan kimse kendini kurtaramaz çünkü eregi ( hedefi) bulunmayan ve gayesi kalmayan kimse yaşayamaz.
Bu durumun dinin ticaret ile kotu ve kullanilmasinda daha ağir dilin kotu ve kotuye kullanilmasidir.. diye düşünuyorum.

Dinnur YAŞAR 15.12.2021

Yukarıdaki ANLATIM bir reklam idi..

Kadının "ad"ını açmak ve "ar"ını bulumak
onu soymak ve oymak ve koymaktan çok daha zor bir iş..
Bunun ne anlama geldiğini anlamak için bu yazıya eklediğim RAR dosyasındaki tablo ve resimlere bakmak gerekiyor.



Düzenleyen osmanziya - 15-Aralık-2021 Saat 19:34