MEHDİYET

DEDİM Kİ:
Ekonomik ve politik hakimiyet guden ilk müslümanlara (isa aleyhisselam gelinceye kadar yahudiler muslumandı.. bilimi ve iktisadi ve ticareti ihdas ettiler.. hukuku ve siyaseti ve devleti keşfettiler) masonlar muhalefet ettiler. Neden ? Çünkü ona elleme yasak.. buna dokunma haram.. şöyle düşünme günah.. dediler. Bunun üzerine aydınlar bir kenara çekilip rahat rahat düşünmeye ve konuşmaya ve görüşmeye başladılar ki bundan da masonluk doğdu.. bilim ve hukuk ve teknoloji ve san’at onların eliyle gelişti.

Masonlar ekonomik ve politik hakimiyeti sanayi devrimine çevirince esirlik ve kölelikten beter ecirlik ve işçilik çıkınca marksistler onlara muhalefet ettiler.. ezilen ve sömürülen ve horlananlarla beraber deistlerin ve ateistelerin sığınacak gölgeleri oldular.

Sonuçta bu gun bir birine muhalif ve hasim ve duşman üç guç var.. elbette turlu nasyonalist ve çeşitli budist.. deist.. ateist..panteist kültler olabilir ancak canli bir kültur degiller. Temeli yine dil ve dinden ibaret yaşanti ve davranislarini.. goruş ve tutumlarini.. bir mel ve millet.. bir kultur ve medeniyet ve makine ( teknoloji) ve zamine (ideoloj) haline gelmemiş veya getirememişlerdir.

Bir anlatımın ve kültürün ideoloji (çağdaş ve zamana uygun bir anlatım yani zamine) haline gelebilmesi için ortada bir KITAB ve buna bağlı aydinlar.. entelektueller.. keşişler.. bilginler.. hahamlar.. papazlar.. mollalar ve hocalar olmasi gerekir.

KİTAB.. geniş bir kavram.. “Hamim”lerin başinda açıklanir..Aziz ve Hakîm olan Rabbimizden gelen.. indirilen kitablardan ve gönderilen elçilerden bahseder.. imami mubin ve kitabı mubinden bahsedilir. Öncelikle KUR'AN TARIHINI bilmek lazım.. daha geniş olarak dilin ve dinin tarihini bilmek lazim.. bundanda geniş olarak insana ANTROPOLOJİ vercek kulturun ve uygarligin tarihini bilmek lazim.. bilgimin en zayif tarafı yani cehaletim tarihte.. burada konuştuklarim ise ilim degil genel kultur.

Sanirim Peygamberimiz bu ehli kitab yahudi ve nasranilerin hahamlarinin ve papazlarinın hakimiyetlerinin kayda geçmiş yaziyla başladiginı.. alimlerini ve ruhanilerin sınıfsalliginin KITABLA oluştugunu gördü.. böyle YAZILI bir MUSHAFLA ; levhi mahfuzu.. levhi mahv ve isbatı.. imami mubini.. kitabi mubini.. kalemi kitabetini.. kelamin kiraatini.. malin amelini.. melin emelini.. YAZILI bir Tevrat ve KAYITLI bir İncil haline getirmek istemedi.. ancak tarihin zamani işledi ve kader hukmunu icra etti.. elimizde uç yazili ILAHI METIN bulunuyor: TEVRAT ve İNCİL ve KUR’AN-ı Mu’ciz-ülBeyan.

Akılli ve zengin müslumanlara düşen bir görev bulunuyor: Bir KITABEVI kurup bu üç semavi ve ilahi KAYDI.. nebevi ve kitabi METNİ;

KUTSAL KITABLAR adiyla yayimlamak ve böylelikle;

Dini hahamlarin ve papazlarin ve hocalarin TEKELINDEN kurtarmak. Seks ticaretinden farki kalmayan din ticaretini engellemek…
Kur'ani eline alinca tevrati ve incili de eline alan.. incili eline alinca ondan onceki tevrati ve ondan sonraki kur'anida eline alan INSANIN karşilastirmali metin okuma olanagı sağlamak…

Böylece DOGRUDAN konuşan Kur'anla DOLAYLI konuşan tevrat ve incilin ortaya çikmasini sağlayan FURKAN'i gerçeklestirmek…

Bu işi yahudiler ve hristiyanlar asla yapmayacaklardir.. hatta muslumanlar yaparsa dolayli yoldan engelleyeceklerdir. Ancak korkunun ecele faydasi yok.. iktisadi ve adaleti yuklenmis HALIFEI ARZ.. yani arzdaki israf ve zulme ve haksızliga muhalif INSANLAR geliyor.. dedim.

DEDİLER: Mehdi gelecek.. dedim ki:

Değerli Hocam, beşer ikiye ayrılır insanlar ve islamlar.

İnsanlar ikiye ayrılır akıllarındaki iktisatı ve kalblerindeki adaleti yitirmeyerek islamiyeti suğraya ulaşanlar ve insaniyeti kübraya erişenler.

İnsaniyeti kübra sahibi olan müslümanlar ikiye ayrılır mehdi bekleyenler ve beklenen insanlar olan müslümanlar.

Beklenen Müslümanlar ; kültürün olmazsa olmaz iki bileşeni olan dilin bilim ve hikmete.. dinin hukuk ve ahlaka.. intikal ettiğini anladıklarında vazifelerini arzdaki israf ve iktisatsızlığa.. zulum ve adaletsizliği muhalif olarak
bilim iktisada..
hukuku adalete..
hikmeti İLA-YI KELİMETULLAHA..
ahlakı RIZA-YI İLAHİYE çevirmek için
NAMAZLARINDA HAMD DAVASINA ve HÜDA DUASINA başlayacaklar..
sorularını ve sorunlarını ve dertlerini Fatiha-i Şerifede arz edip yanıtlarını ve çözümlerini ve çarelerini zammı surede bulacaklardır ki biz buna HİDAYET diyoruz.. MEHDİ’ye ve rivayete gereksinim duymuyoruz.

Zaten günde kırk kez İSTİKAMET duası yapan başka bir velayet makamı aramaz. Risaleti ise oyu ile başında bulunan Devlet Başkanıdır. Eğer o riyaset adaletten ayrılırsa kılıcının değil OY’unun ucuyla değiştirecek dirayete de sahiptir.. diye düşünüyorum.

Dinnur YAŞAR 26.01.2022

   TOPLUM
Gelelim TOPLUMA.. cemiyete sosyolojik olarak bakılırsa dört beş sınıf görülebilir; nas önce avam ve havas olarak ikiye ayrılır. Avam, havassın anasıdır. Proleteryası ve fukarası ve cumhurudur. Havas ise üçe ayrılır; ülema (aydınlar, entelijensiya) ve ümera (yöneticiler, bürokrasi) ve agniya (zenginler, burjuvazi). Yani sosyal sınıflar Marks’ın bir uydurması değil sosyal bir realitedir. Eskiden aydın değilse sadece din adamları akla gelirde oysa sanayi devriminden sonra erkeği ve kadınıyla bilim insanları da ortaya çıktı.

Topluma psikolojik katmanlar olarakta bakılabilir; çocuklar, gençler, yetişkinler, yaşlılar, hastalar, hapisler, bekarlar ve evliler olarak.

Topluma sektörler olarakta bakılabilir; kamu sektörü, özel sektör, özerk sektör (Üniversite) ve özgür sektör (Sivil Toplum Kuruluşları).

Topluma kültürler olarakta bakılabilir; KÜRESEL İdeolojiler geliştirmiş ve ÖRGÜTLENMİŞ Müslüman, Mason ve Marksist kültürler. Bunların işi dünyada bitmez.. din ise cennetleri değilse ütopyaları (emelleri) ve gelecekleri (ikbal ve istikbali) vardır.

Topluma aşama olarakta bakılabilir; bir insan tek başıyla bireysel bir toplumdur. Elleri ve ayakları oğulları.. gözleri ve kulakları kızları.. hafızası anası, zekası babası, dişleri eşleri ve pipisi kendisidir. Bireysel aşamadan sonra toplumsal, ulusal, yerel, bölgesel ve küresel ve evrensel aşamaları başlar insanın.

Topluma küresel olarak partiye dayalı iki yüze yakın   ULUSAL devletler ve şirkete dayalı iki yüze yakın ULUSLAR ARASI şirketler olarak bakılabilir ki bunlar başka BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÖRGÜTÜ olarak çeşitli resmi DÜNYA organizasyonlarıda oluşturmuşlardır.

Topluma HUKUKSAL olarak bakıldığında iki tür KİŞİ ile karşılaşıyoruz birincisi hakiki şahıs olan GERÇEK kişiler.. ikincisi şahsı manevi olan TÜZEL kişiler. Hukuk hak ve borçlara ehil ve sorumluluk sahibi olarak dört tür tüzel kişi tanımlar; Aile şirketi, sözleşmeye dayalı ŞİRKETLER.. senede dayalı VAKIFLAR.. derneğe dayalı PARTİLER. Tabi bu arada AİLE gibi olan dini CEMAAT, ideolojik KLÜBLER.. spor TAKIMLAR, filim SET’LERİ.. bilimsel OKULLAR.. ve gelelim hepsinin temeli olan AİLE’ye…   

Dinnur YAŞAR 26.01.2022 16:00


ŞEFAAT
Yazinizin meramı açik degil.. eger Bakara 255 den yola çikarsak ve onun parçasi 254-257 yi nazara alirsak;
bey' ve haliliyet ve şefaat kiyametten sonra kalmiyor..
ve O'nun izni dışında IRADE'leri kıbırdaması da olmuyor..
Kıyamette ilim ve sair sıfatlar KUDRET in izzeti ve RAHMET in hikmeti titreşip duracak...
Bize düşen kıyamet gunune kadar O'nun RIZA'sı çercevesinde ikametimizde AZIZ ilmi çalıştırmak ve istikametimiz de HAKÎM iradeyi işletmek.. diye inaniyorum. Dogrusunu Allah azze ve celle bilir.



ÖZGÜRKLÜK

Özgur hurriyeti birakmiş ise geriye hic bir gür kalmaz gurur da biter. Zaten birakacak.. yoksa özün mu gür.. gürün mu öz diye sorarlar adama.. hem koşullara ve kolelere bağımli hem kurallara ve krala bağlı kadınin ne özgurlugu olabilir ki...


DEDİLER:
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Hrant Dink, Gaffar Okkan, Ahmet Taner Kışlalı... Hiçbirini unutmadık... Anıyoruz... Bekliyoruz...


Camiyi ve tekkeyi ve mektebi bir turlu uzlaştiramadik.. bir dörduncusu olmali.. acaba bu SINEMA olabilir mi ? Hani şu DIZILERIYLE ve FILIMLERIYLE kadini erkek.. erkeğide kadin gibi yapmaya çalışan sinema..




Kulturel olgulari ve sosyal yasalari kullanarak psikolojik bir biçimleme girişiliyor.. solu sağı neden sevmez.. sağ sola niçin düşman olur.. sağın başinda niye hirsizlar var.. solun liderlerini ateist olmasınin nedeni ne.. sol ve sağ emek ve özgurluk için birbiriyle çatışmak zorunda mı ?

Sıradan solcu ve sağcı bunları düşünmez.. geleneksel bakanlar yeni bir fikir bulamaz eskilerini yinelemekle sorunlarin çozulecegini.. emegin savunulacagini.. ozgurlugun korunacagini sanir.. dini hukuka ve ahlaka evrildigini.. dilin bilime ve hikmete çevridigini anlamaz.

Böylece sol ve sağ arasinda köru korune inanç.. boşu boşuna savaş.. surer gider.




Camiyi ve tekkeyi ve mektebi bir turlu uzlaştiramadik.. bir dörduncusu olmali.. acaba bu SINEMA olabilir mi ? Hani şu DIZILERIYLE ve FILIMLERIYLE kadini erkek.. erkeğide kadin gibi yapmaya çalışan sinema..



HARBSıradan ve geleneksel tutucu ve kesinci sağı.. siradam ve geleneksel salıci ve kuşkucu solu.. kullanan üst akıl tarafindan gercekleştirilen bu 80 ler ve 90 lar bence bir orta dogu gerçegi ve anadolu projesi ve dogu manüplasyonudur.


SAVAŞ.. DARB.. HARB.. TAHRIB.. YIKIM.. menfi ve olumsuz görulse.. ölümun nedeni olarak bilinse de.. olumun.. yıkımın.. onarimin ve barışın öbür tarafıdir. Yokluk ve varlik bunlarla kendini belli eder. Sonuçta iyilik ve kötuluk gizemli bir hal alır. Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa GOP yani kahraman bir Şenol Doğan Zeki Coşkunsu OSMAN ismi almışım.. Hazreti OSMAN ve Osman Savun da nazara alıninca.. Şanlı Osmanli Imparatorluğu.. bize şerefli bir geçmiş birakmış... Ancak gelecek.. ANADOLU BIRLESIK CUMHURIYETLERININDIR. Çünkü os-MAN bir insandir.

Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız.

Dinnur YAŞAR

Düzenleyen osmanziya - 26-Ocak-2022 Saat 16:03