Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: akd ve ahd Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3416

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: akd ve ahd
    Gönderim Zamanı: 13-Nisan-2023 Saat 05:31
Akde feda ve ahde vefa yüksek bir davranıştır.
AKD inandığın bir gaye ve dava ve pro je uğruna malını ve canını feda edebilmendir. Elbette herkesten böyle bir vazgeçme beklenmez. Ancak lider olarak öncülük ve önderlik etmiş kimseler bu feragat ve fedakarlığı yapabilirler. Bununla beraber imanı ve davası ve daveti uğruna emeğini harcama ve vaktini verme ve nakdini gözden çıkarma konusunda sevgisi ve saygısını gösterin küçük ve büyük işlere girişebilirler. Fakat bunu yapamasa da AHDE vefa denilen ikinci derecede işi gerçekleştirmeleri gerekir. Akde vefa dini bir hareket ise ahde vefa hukuku bir fiildir. Hukuk düzeni bir insanın bir işi yapma sözü verdiği zaman onun yerine getirilmesini ondan bekler. Bu bir alış veriş olur.. bir iş gösterme olur.. başka bir ilişki olur. Hepsinde ağzından çıkan sözü ve kağıda attığı imzayı yerine getirmesi ve sözleşmeye uyması beklenir.
Biz bu işlere hukukta resmi ve sivil hak ve hürriyet adını veriyoruz. Resmi hukuk idare ve ceza hukuku gibi kırmızı KAMU hukuk anlamına gelir. Sivil Hukuk borçlar hukuku ve ticaret hukuku gibi ÖZEL hukuk kapsamında kalır. Genellik kamu hukuku RESMİ devlet görevlerinde ve toplumsal alanlardaki sorumlulukları ifade ederken özel hukuku irade özgürlüğüne dayanan bireysel ve kişisel SİVİL ilişkilerde geçerli olur. Resmi ve sivil işlerdeki hak ve hürriyetlerin dini katmanda karşılığı rububiyet ve ubudiyete ilişkin risalet görevleri ve velayet ödevleridir.
Bu sivil ve özel alanının VELAYETİ.. resmi ve kamu alanının RİSALETİ çok geniş alanlarda kendini yansıtır. Örneği ana-baba ile kızı-oğlu arasında şefkat ve merhamet.. kadın ve erkek arasındaki sevgi ve saygı.. karı ve koca arasında sadakat ve emanet.. bilim ve hukuktaki iktisat ve adalet.. ticaret ve siyasette hürriyet ve meşveret.. teknoloji de ve ideolojide yarışın insaniyeti ve sınavın islamiyeti KÜLTÜRÜN olmazsa olmaz bileşeni dil ve dinin çağlar boyunca çeşitli uygarlıklarla birbirini etkili olmasıyla çağdaş sorunları ve konuları ortaya çıkarmıştır.
Bu dert ve problemlerin analizin yapabilmede ve çözümlerini ve çarelerini bulabilmede ortaya konulan dört etkinliğine dikkat etmek gerekiyor. Bilim ve hukuk ile hikmet ve san’at. Artık günlük dilin düz yazısıyla yapılan edebiyat ve tarih fazla bir işe yaramıyor. Kuvvet ve Hakkın ilişkisini ortaya koymada klasik yöntemlerle yapılan ekonomik ve politik ve askeri savaş ve barış çözümleri yetmiyor.
Ana-karadan çıkan günlük dil, bilimsel bilgi, felsefe bilgi dini dil tarihsel evrim süreci içinde bu gün geldiği bilgi ve dil düzeyinde taraflar arasında diyologu temin edecek ortak bir platform gerektiriyor. Beşeriyetin kültür yapısından çıkan medeniyetin inşa ettiği en yüksek kulenin İNSANİYET olduğunun bilincine varan insanlar bilimin ve hukukun esası olan iktisat ve adalet talebini yerine getiremiyorlarsa bunda köklü bir sorun var demektir. Belki dilin geldiği bilimde.. dinin geldiği hukukta.. hikmet ve ahlakı sağlayamayan bir engel bulunmaktadır. Belki teknolojinin bizi giderek doğaya yabancılaştırmasında.. idelojinin insanı insandan uzaklaştırmasında.. ticaretin hürriyeti ve siyasetin meşvereti, dilin kötü ve kötüye kullanılması yüzünden, sağlam ve sağlıklı bir şekilde çalıştırılmamaktadır.

Belki kuvveti elde edenler onun zehirlenmesine kapılmışlardır. Belki HAKKI savununlar akde feda.. ahde vefada.. kadına sevgide.. erkeğe saygıda.. kocaya sadakatta.. karıya emanette.. ana babaya hürmette.. çoluk çocuğa şefkatte.. çocuğu bağışlamada.. gence hoşgörüde.. yaşlıya değer vermede.. çalışana önem vermede.. yolunda gitmeyen bir şeyler bulunmaktadır ve biz bunun nedenini bilmeden herkesi suçlamaktayız. Tek tek kusur ve kabahat ve cürümlerin ötesinde köklü bir neden.. halkı güce tapan ve güçten korkan aymazlar haline getiriyor.. nası çıkara banan ve çanak yalayan zillet ve zulme düşürüyor. Bütün bunlar için çeşitli nedenler düşünülebilir ve tartışılabilir ve eleştirilebilir. Ancak işin başında sorunun artık eskisi gibi basit bir şekilde çözülemeyeceğin bilinmesi gerekiyor. Bunu anladıktan sonra önümüze gelen ikinci sorun insanın tanıması ve kendimizin bilinmesi konusunda eksikliğimizi ve yetersizliğimiz teslim etmemiz gerekiyor.

Bu iki perdeye geçtikten sonra önümüzde açılacak üçüncü perde.. bilgi ve dil.. bilgi ve değer.. bilgi ve buyruk.. bilgi ve belge.. bilgi ve öğrenme.. bilgi ve işlem.. bilgi ve eylem.. bilgi ve güç.. bilgi ve gür.. konularında samimi ve içten konuşmalara.. safi ve halis diyaloglara gerek olduğunu anlamaktır. Ki yıllardır yaptığım monologlardan kendim bunu anladım. İnşallah anlamayanlara da anlatabilirim. Sonuçta ANLAMAK zor olduğu kadar da önemlidir. Çünkü ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’nın dediği gibi.. anlamak uzağı yakın ettiği gibi anlamamak da yakını uzak ediyor. Öyle ise eleştirmek ve konuşmadan ziyade anlamaya özen göstermek ve anlatmaya dikkat etmek ve aykılı olmak gerekiyor.   

osmanziya 13.04.2023


20230413_053119_AKDAHD.rar
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk