Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: sumerler | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3426 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: sumerler Gönderim Zamanı: 11-Haziran-2023 Saat 01:05 |
SÜMER UYGARLIĞI
Teşekkür ederim.. Sümer uygarlığı ve dini kültürü hakkında kısa ve özet bilgiler için. Bilimsel bilgilerimiz ekseriyetle yanlış.. tarihsel bilgilerimiz çoğunlukla yarım.. sosyal bilgilerimiz zaten yarım ve dini bilgilerimizin çok büyük bir kısmı da uydurma yani yalandır dersem ancak bununla yetinmeyip bu yalan ve yanlış ile yarım ve yanlışı terimlerini birleştirsem bilgilerimizin EVRİM ile değiştiğini.. düzeltildiğini ve geliştiğini de söyleysem. Bununla beraber bu değişme, düzeltme ve geliştirmenin iyi veya kötü yönde olabileceğini ve ilerleyebileceğini de asla ve asla unutmamak gerekiyor. Sonuçta bütün bu bilgi ilerlemeyi de bu dört bilgiden biri olan TARİHSELLİK ile birleştirerek ciddi bir tarih yorumuna ihtiyaç duyduğumuzda anlaşılacaktır. Bilimsel bilgilerin bütününde ve parça parça alanlarında KURAM'ları bulunmasına rağmen tarihsel alanda yorumlar nadirdir. Bilindik bir çizgide ilerleyen tek kuramdan söz edebiliriz.. İbni Haldun'un mukaddemesindeki ORGANİZMA kurama.. Hegel ve Marksın.. daha doğrusu Hegel'in alt ve üst yapı arasında tez antitez ve sentez adımlarıyla ilerleyen LOGOS'u.. Marks ile ters çevrilerek altın üst.. üstün alt yapılmasıyla aydınlara yutturulmuştur. Lakin işin kökü Aristo'dan olup altı mitos üstü epos olan LOGOS'un kökü NOMOS olup ilerleye ilerleye SOPHOS'u oluşturmaktadır. Ancak Yunan uygarlığınında altındaki mısır ve sümer uygarlığına dayandığını unutmayalım. Tüm bu uygarlıklarda yürüyen LOGOS beşeriyetin yapısında saklı insanlıktan başka bir şey olabilir mi ? Sonuçta logosun saklı olduğu organizma dahi böyle betimlenen bir şekilde yürür ki SPENCER ve DARWİN tarafından EVRİM masalına (usture-histoire) ayrıntılar kazandırılmıştır. Elbette dinin öyküsü (hikaye-story) bundan farklı değildir. Ancak birine efsane diğerine hikaye demekle her ikisini de KÜÇÜLTMÜŞ değilim. Çünkü hakikati hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatine erişmekte kolay değildir. Ancak bizim hikaye’nin İÇERİĞE ihtiyacımız olduğu gibi içerikleri sağlam ve sağlık yapılandırmak ve biçimlendirmek için HAKİKAT’ın kuramına gereksinimiz bulunur. Felsefede buna EPİSTOMOLOJİ denir.. Felsefe denilince aklımızın karışmaması için şunu ifade etmeliyim ki KÜLTÜRÜN olmazsa olmaz bileşeni olan DİL (philo) ve DİN (teo) resmi LOGOS ile önceleri filoloji ve teoloji ile ifade edilmişken zaman içindeki değişimi ve gelişiminde sivil sophos ile ekstra edilerek nomos'un sophos'u artırılmıştır. Bunlardan da dil ve din kapıları genişletilmiş, philosphos (felsefe) ve teosophos (tarikat) doğmuştur. Ne şanslıyız ki bu süreçte son bin beş yüz yıl içindeki gelişmelerle kuramsal ve kurumsal yapıları sağlamlaştırılmış BİLİM ve HUKUK inşa edilmiştir. Ancak bilimi ve hukuku besleyen günlük dil zemininde birikimi ve eklenlenmesi artan edebi ve tarihi bilgilerimiz bizim kültürel platformuzu sürekli değiştirmekte ve geliştirmektedir ki bu gün bu konudaki çalışmalar fünun ve hukuk ile hikmet ve san’at etkinliklerimizi beslemek suretiyle çokyönlü ve yanlı ANTROPOLOJİ (insanbilim) denilen geniş bir alan doğmuştur. Örneğin batı biliminin geniş taramasına dayanı Bozkurt GÜVENÇ in.. İNSAN ve KÜLTÜR çalışması.. Diğer taraftan multudisipliner bir bilim olarak BİLİŞİM adını verilen derin bir teknik etkileşim ve iletişimize yeni bir güç kazandırmıştır. Kısaca güncel edebiyatla sosyo-kültürel alanda bilgilerimizi artırıyor.. aktüel tarihsel araştırmalarla bilgilerimiz derinleştiriyoruz. İşte bütün bu gelişmeler.. SÜMERLERLE başlamadı.. Göbeklitepe de bunun kanıtıdır.. zaten KAYIP UYGARLIKLAR din benzeri bilgi ve inançlarımız mitolojik birikim içinde varlığını sürdürmektedir. Mevcut tek tanrılı dinlerin gerisinde altmış bin yıllık dilin ve dinin SESLİ birlikteliği.. altı bin yıllık YAZILI birlikteliği bulunmaktadır ki araştırma ve soruşturma olanak ve tekniklerimiz geliştiğinde ve geçmişe de uzandığında sadece bu günkü paleontolojik fosillere değil SESLİ ve GÖRÜNTÜLÜ doğrudan verilere ulaşabilmemiz fırsatı doğduğunda tarihler yeniden yazılabilecektir. Bunun için teknolojik (TEKNOLOGOS) formalitemize ve ideolojik (IDEOLOGOS) zihniyetimizi yeni bir yapı vermemiz gerekmektedir. Dikkat ederseniz LOGOS hep icraatta ve GOOGLE ile de bize GOL atmaya çalışmaktadır. Filelerin köşelerini dikkat.. şutu hep karşıdan beklemeyelim. Saygılarımla 10.06.2023 Üçyol-İzmir. Mustafa BUĞUÇAM İlyas KAPLAN paylaşımı Sümerler de Tanrı Anlayışı ve Tanrılar Panteonu Sümerler, tarih sahnesinde önemli bir yere sahip olan Mezopotamya'da (bugünkü Irak'ın güneyi) M.Ö. 4. ve 3. binyıllarda yaşamış olan bir antik halktır. Sümerler, yazıyı icat eden, karmaşık bir toplum ve kültür geliştiren ve birçok alanda önemli katkılarda bulunan bir medeniyettir. Sümerler, Mezopotamya'da Tigris ve Fırat nehirleri arasında verimli topraklarda yaşamışlardır. Toplumları şehir devletleri şeklinde örgütlenmiştir. Sümer şehirleri, kendi hükümet yapıları, tapınakları ve toplumsal düzenleri olan bağımsız siyasi birimlerdi. Sümerler, tarım ve sulama tekniklerinde önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Nehirlerin taşıdığı alüvyonlarla zenginleşen topraklarda, tahıl, sebze ve meyve yetiştiriciliği yapmışlardır. Aynı zamanda çömlekçilik, dokumacılık, madencilik, ticaret ve diğer el sanatlarıyla da uğraşmışlardır. Sümerler, tarih sahnesine yazıyı kazıyarak girmişlerdir. Onların icat ettiği ve kil tabletler üzerine yazılan çivi yazısı, tarih boyunca kullanılan en eski yazı sistemlerinden biridir. Bu yazı sistemi, yönetim belgeleri, edebi eserler, dini metinler ve bilimsel bilgilerin kaydedilmesinde kullanılmıştır. Sümerler ayrıca matematik, astronomi ve takvimler gibi alanlarda da ileri düzeyde bilgilere sahiptiler. Sümerler, çeşitli istilalar sonucunda zamanla diğer halklarla birleşerek asimile olmuşlardır. Ancak Sümerlerin kültürel ve tarihsel mirası, Mezopotamya'da ve daha geniş bir perspektifte dünya tarihinde önemli bir etki bırakmıştır. Sümerlerin icat ettiği yazı sistemleri, yönetim ve hukuk anlayışları, tarım teknikleri ve dini inançları, daha sonraki medeniyetler üzerinde büyük bir etkiye sahip olmuştur. Sümerlerin mirası günümüzde hala devam etmektedir ve onların kültürel ve bilimsel katkıları, antik dünya tarihini anlamak ve değerlendirmek için önemli bir kaynaktır. Sümerlerde Tanrı Anlayışı Sümerler, çok tanrılı bir inanç sistemine sahipti ve tanrıları hayatlarının her yönünde büyük bir rol oynuyordu. Sümer mitolojisi, tanrıların birer kişilik ve güç olduğunu ve doğal olayları, toplumsal düzeni ve insan hayatını etkilediğine inanıyordu. Tanrılarla insanlar arasında bir ilişki olduğuna inanılıyordu. Tanrılar, insanların hayatını yönlendirebilir, onlara yardım edebilir veya zarar verebilirdi. İnsanlar, tanrılara tapınaklarda ibadet eder, dualarla ve sunak törenleriyle onlara yaklaşırlardı. Tapınaklar, tanrılara adanmış yapılar olarak önemli bir yer tutardı ve rahipler, tanrıların temsilcileri olarak kabul edilirdi. Sümer mitolojisi, tanrıların dünyasını ve yaratılışın hikayelerini anlatan epik destanlar ve mitlerden oluşur. "Enuma Eliş" adlı bir destan, evrenin yaratılışını ve tanrıların dünya üzerindeki hakimiyetini anlatır. Sümerlerin tanrı anlayışı, daha sonraki Mezopotamya medeniyetlerine ve hatta diğer uygarlıklara da etki etmiştir. Örneğin, Babil ve Asur gibi medeniyetler, Sümer tanrılarını ve mitolojisini benimsemiş ve onlara kendi inanç sistemlerinde yer vermiştir. Sümerlerin tanrı anlayışı çok tanrılı bir sistemdi ve tanrılar, doğal olayları, toplumsal düzeni ve insan hayatını etkilediğine inanılıyordu. Sümer mitolojisi, tanrıların dünyasını ve yaratılışın hikayelerini anlatan destanlar ve mitlerle zenginleşmiştir. Bu inanç sistemi, Sümer medeniyetinin önemli bir unsuru olmuş ve daha sonraki medeniyetlere büyük bir etki yapmıştır. Sümerlerde Tanrılar Panteonu Sümer mitolojisinde, çok sayıda tanrı ve tanrıça yer almaktadır. İşte Sümerlerin tanrılar panteonunda önemli bir rol oynayan bazı tanrı ve tanrıçalar: Anu: Evrenin en yüksek tanrısı olarak kabul edilen Anu, gökyüzünün tanrısı olarak bilinir. Diğer tanrıları yönettiğine inanılır. Enlil: Enlil, yerin tanrısıdır ve Sümerlerde büyük bir öneme sahiptir. Bereketin sağlanması, fırtına ve rüzgar kontrolü gibi alanlarda güçlü bir etkiye sahiptir. Enki: Enki, bilgelik ve akıllılığın tanrısıdır. Aynı zamanda su, nehirler ve okyanusların da tanrısı olarak bilinir. İnsanlığa zekâ, uygarlık ve medeniyetin hediyelerini getiren tanrı olarak kabul edilir. Inanna/İştar: İştar, aşk, güzellik, savaş ve bereket tanrıçasıdır. Sümerlerde en popüler tanrıçalardan biridir. Aynı zamanda aşk tanrısı Dumuzi ile ilişkilendirilir. Utu/Shamash: Utu, güneş tanrısıdır ve adaletin, hukukun ve düzenin tanrısı olarak kabul edilir. Aydınlanma, adalet ve doğru yolu gösterme gibi alanlarda etkili olduğuna inanılır. Ninhursag/Ninmah: Ninhursag, doğurganlık, doğa ve verimlilik tanrıçasıdır. Toprak ana olarak da bilinir. Bitkilerin büyümesi ve hasatın bereketiyle ilişkilendirilir. Nanna/Sin: Nanna, ay tanrısıdır ve Sümerlerde önemli bir rol oynar. Ayın döngüsüyle bağlantılıdır ve zamanın takipçisi olarak kabul edilir. Ninurta: Ninurta, savaş, avcılık ve tarım tanrısıdır. Güçlü bir savaş tanrısı olarak görülür ve bereketin sağlanmasında da etkilidir. İlyas KAPLAN paylaşımı |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |