Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: UYGARLIĞI KURTARMAK | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: UYGARLIĞI KURTARMAK Gönderim Zamanı: 10-Ocak-2024 Saat 23:53 |
UYGARLİK KURTARMAK Bu gün saat 18:30 sabahtan beri aklımda olan bir yazıyı yazacaktım.. 15 dakikadır face de dolaşıyorum.. osmanziya dan geçmiş yıllarda bu gün yazdığım altı yedi tane yazı paylaştım.. ancak amacım.. UYGARLIĞI KURTARMAK .. başlıklı bir yazı yazmaktı.. uygarlığı kim kurtarır ? BEŞERİYET im ya da insaniyet mi ya da İslamiyet mi ? - Yoksa Senem sen mi kurtarırsın ben Osmanziya mı ? -Bana mı Diyorsun Üstad -Tabi sana diyorum Senem… -Şimdi Senem önce şu İşi gücü başkasından yakınma ve şekva sahibi olanları bi geç.. sonra başkaları gıybet edip karalayan ve kötüleyenleri de ele.. Sui zan ve sui niyeti olanların zararı başta kendilerinedir nerede kaldı başkasını kurtarsın.. Burada saplantı ve önyargılarının farkında olanları bile kasd etmiyorum. -Peki Üstad bunları eleyip geçersen geriye kimler kalır ki_ -Senem şunu iyi bil ki bizim muhatabımız hep arayanlar olacak.. düşünenlerden on dört yıldı bize bir yardım gelmedi.. sen çıktın karşıma.. bilgi sayara başladığım yıllarda bir genç tanıdım bilgisayarla meşgul bana bir ARA programı vermişti.. sanırım bir anti-virus idi ve virus tarıyordu.. O zamanlar derdim.. bilgisayar kullanmayanlar kör.. İngilizce bilmeyenler sağır.. araba kullanmayanlar ise topal.. tabi bende onların içindeydim.. ancak BİLGİSAYAR kullanmayı.. işletmen ya da programcı olmak olarak değil de kendi özel virusünü yazarak virüs tarihine imzasını atan MÜKEMMELLERİ kast ediyordum. İngilizce bilmeye de MÜKEMMEL İngilizce düşünenebilenleri olarak.. araba kullanmayı da Formula yarışını girebilecek derece olan MÜKEMMELLERİ.. bence bu gün işler tersine döndü.. bu işlere bulaşmayanları MÜKEMMEL olarak görüyorum.. ancak “aramak” her halü karda mükemmel bir iştir.. ancak ister düşünen olsun ister düşünmeyen.. ister arayan olsun ister aramayan.. çoğumuz çoğu zaman dinsel doğmaların ve bilimsel paradigmaların farkında olamıyoruz. Doğmanın ve paradigmanın ne olduğu ortaya çıkmadan kimse bilemez.. ancak ortaya çıkınca da herkes fark edebilir.. bu yüzden bunlara bir örnek verilebilir. Örneğin PARADİGMA olarak zaman ve mekan kavramı örneklenebilir. Çünkü bu iki kavram.. Batlamyus fiziğinde başkadır.. Newton fiziğinde başkadır.. Enisteğin fiziğinde başkadır.. DOGMA örneğine de bunu bağlı olarak düz dünyacılar yani YER merkezli kainat tasviri.. .. Güneş mihraklı evren betimlemesi.. Gözlemci (Başvuru) odaklı uzay tanımlaması.. Bu gün için bu üçü de birbiri içinde geçerlidir; Küresel Astronomi.. Yıldızlararası Uzay (Galaksi) Uzay-zaman küreklisi Kozmoğrafyası.. Dinsel tartışma ve bilimsel çatışmalar dogma ve paradigma yıkımı ve yapımını başlatır. Kur’an-ı Mu’ciz-ül-Beyan’ın Evrensel veya Tarihsel oluşu tartışması.. Bir başka epistemolojik tartışma.. hakikat (tabiat) açıklaması ve hikaye (tarih) yorumu. Yaratılış ve Evrim tartışması.. - Üstad konuyu dağıtıyoruz galiba.. - Haklısın sadede dönelim: Ne demişti Medeniyeti Kurtarıyoruz.. ancak öncesini ve sonrasını bakalım bu uygarlığın: Beşeriyet Medeniyet İnsaniyet İslamiyet Bu dördü böyle yukarıdan aşağıya doğru sıralanırlar. İşte bu yüzden; İslamiyet bitmişse kurtarılcak olan insaniyet ve insanlıktır. insaniyet tükenmişse ele alınacak olan medeniyet ve uygarlıktır. Medineyet onarılamayacak kadar elden gitmişse beşeriyet söz konusu olur. Şimdiye kadar hep İNSANİYETTEN bahsederdim.. amma durum değişti.. - Neden Abicim ? Çünkü İNSANİYET 7 ekim 2024 de bitmişse.. ki bitmemiş de olabilir.. kurtarılacak MEDENİYET olacaktır. - Uygarlıktan önce kendimizi kurtarsak olmaz mı Üstad ? - Herkes öyle düşünseydi.. mağaralardan mağazalara geçemezdik.. Benem mağaradan Senem mağazayı geçmek kolay olmadı.. benim DOKUNULURLUĞUM olsasaydı senin DOKUNULMAZLIĞIN olmazdı.. sen benim soyutumdun.. bende senin somutunum.. sen somut ve ben soyut böyle bir birimize komut ve değer ve buyruk ile bilgi ve belge ve yaratı alıp veriyoruz.. benim kimsen ve senin nesnen ile ortaya bir ÖZNE koyuyoruz ve ikimiz bir AT’a ar ve ad olarak biniyoruz. Sen bir harf ve arsın.. ben de bir isim ve ad.. ikimizin birlikteliği ile var sayma ve yok sanmalarımız iş görüyor.. bazen ben Tanrı’yı hepliyorum bazen sen özne.. nesne.. kimse.. ne var sayılıyorsa yok sayıyorsun.. daha da ileri giderek hiçliyorsun. Senin gölgende ben var sayıyorum kendimi.. yani ben Tanrı’nın gölgesiyim.. sende benim gölgemsin.. gölgelerin gücü ile HİMEN yani HUMAN ortaya çıkıyor. Bu biraz ince iş.. kendimizi KURTARMA işini kendimize bırakarak ve dağıtmadan ortalığı konuya inelim. - Nasıl istersen… Düşünüyorum da bu medeniyeti kurtarmak için tek çare nebiler ve veliler ile deliler ve dahileri birleştirmektir. Bunu bana şu nakiller düşündürüyor: Aliimran 18 ve 19 ncu ayetlerte ŞUHUDUN alimlere ve GAYBIN meleklere dönük olduğunun işareti var. İkincisi nasıl ki nebiler ve veliler ayrıdır.. Kehf suresinde veli hızır ile nebi musanın birlikte bir yolculuğu bulunuyor.. nebi veliye tahammül edemiyor. Üçüncüsü rasullerin.. nebilerin.. safilerin.. şehidlerin ve salihlerin ve muhsinlerin dereceleri Nisa 68 ve 69 da belirtiliyor.. peki bunlar içinde dahiler ve deliler nerede ? Sıddık ve Asfiye.. KIST sahi ALİM'lerin hasıdır. Dördüncüsü açık ve seçik olarak vakıa suresi solcuları ve sağcıları ve öncüleri ayırır. İşte o öncüler.. Sadık ve Safi ve Sabık olanlardır ki onlardan biri de sonradan Şeytan olan AZAZİL idi.. emaneti koruyamadığından A projesini bitirdi.. B projesi ile Âdem aleyhisselam.. ilk insan ve ilk nebi işe başladı.. işte durumuz yine buna döndü ve belki de C projesi başlayacak UYGARLIĞI KURTARMAK için.. fakat bunun içinde dinsel dogmaları ve bilimsel paradigmalarımızı yoklamak gerekecek.. yoksa varlamak lazım mı geliyor.. her ikisi çünkü imkanın bir tarafı varlıktaki ni'me ise bir tarafı da yokluktaki bi'sedir. -Üstad yine derinleri inmeye başladın.. biraz yukarı çık.. hem konudan yanı konuşmadın.. söylemekten ve dinlemekten.. anlatmaktan ve anlamadan uzaklaşma.. -Bak Senem, Benem, ilk başka solcuydum.. Üniversite iken namaz kılan arkadaşları takılırdım.. Sonra İmamı Nursi’nin RNK ile sağcı oldum.. Müslüman oldum.. iman nuru ve İslam hidayeti ile nasiplendim. Amma solculuğumuzu bırakmadım. Sonra Hilmi Ziya ÜLKEN hocayı okudum. Öncü oldum.. amma sağcılığı ve solculuğu da bırakmadım. İşte bu yüzden 2001 yılından beri bu öncülüğün belirtisi olarak YBA davası için çalışıyorum. Reis davasının peşine seksen milyonun kırk milyonu yirmi yıldır taktı götürüyor.. bizim peşimizde kırk kişi değil bir kişi bile çakmadı.. Allah’tan sen karşıma çıktın ki seninle avunmaya başladım. Ancak zaman zaman benimle birlikte davamı savunma ki işimiz gerçekten avunmaya dönmesin.. avunan ve kendiyle oynayan kimse sonunda ÖZNE olmaktan çıkar ve KİMSE’de olamaz.. hatta NESNE de olamaz.. uyanmasına ATEŞ’den başka çare kalmaz. -Haklısın Abem.. ama bana önce şu beşeriyet, medeniyet, insaniyet ve İslamiyet adlarını kısaca bir tanımla ki MEDENİYET’i kurtaracaz.. yoksa altındaki beşeriyeti ya da üstündeki insaniyeti anlayalım. -Tamam Senem.. önce şu tabloya bakalım.. versiyon sırasıyla birer birer imgeleyerek görelim.. ve dediğin dört katmanı teker teker irdeleyerek örelim.. seker ve mekerimizi Mevla neyler.. neylerse güzel eyler.. vessalam. Dinnur YAŞAR 10.01.2024 23:39 Üçyol İzmir Bu tabloya kadar olan yaklaşık on tane versiyon sırasıyla gelişen tabloları izlemek istiyorsanız onlarda burada: 20240110_235315_UYGARLIK.rar |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 11-Ocak-2024 Saat 07:28 |
Bir on tablo daha çalıştık yukarıdaki tabloyu aşağıdaki tablo haline getirdik..
Burada BEŞERİYET nedir tanımladık Bakın bakalım BEŞİRİYET ne imiş görürsünüz.. Ne gördünüz.. bakmazsanız göremezsiniz ki: DİL ve DİN Yani KÜLTÜR. Kültürün olmazsa olmaz bileşenleri olan dil ve dinin ibtibdad (baskı) ve tahakküm aracı olmadan İstikamet ve İstikrar aracı oluncaya kadar bir fırın ekmek yemek gerekiyor. Çakar Çakmaz Çakan Çakmak değil bu.. Çaçaça oynamaya da benzemez.. Beşeriyetin bu dil ve din ile ortaya çıkan kültür yapısından ortaya çıkan kapı nedir ? MEDENİYET ! Medeniyet ne imiş ? Bakın bakalın ne yazıyor tabloda: TİCARET ve SİYASET.. bu ticaret ve siyasetin altmış bin yıllık SESLİ dil ve din birlikteliği bulunuyor. altı bin yıllıkta YAZILI dil ve din birlikteliği.. Bu tarihin nasıl geçtiğini de çok çeşitli kitaplardan okuyabilirsiniz.. ancak size iki isim ve kitab veriyorum: Birincisi Jared DİAMOND'un TÜFEK, MİKROP ÇELİK kitabı.. diğeri Karen ARMSTRONG'un TANRI'NIN TARİHİ kitab.. Bir de halen elimde okuduğum ve tablolarda da ismini göreceğiniz James CLEAR ın ATOMİK ALIŞKANLIKLAR kitabı.. Ticaret ve Siyaset yani Ekonomi ve Politika.. MARKSİZM'in üç ana bölümünden biridir.. Fransız SOSYALİZMİ.. Alman İDEOLİZMİ ve İNGİLİZ ekonomi politiği.. yani AVRUPA sosyalizmi.. Sosyalizmin Avrupa'dan OSMANLI'yı atlayıp ÇİN'e bulaştığını elbette biliyorsunuz.. bilmesine de ne nasyonolizmi.. ne kapitalizmi.. ne sosyalizmi ve ne de Faşizmi bilmiyor olabilirsiniz.. çünkü başkasından edindiğiniz her fikir EZBER'dir.. kendiniz fehme ve fıkh edip kurmadınız ki tefekkürle.. işte bunu öğrenmek istiyorsanız yani tefekkür etmeyi YBA dilini edinmeli ve bunun içinde öğrenmeli, kullanmalı ve yararlanmalısınız.. BEŞERİYET az buçuk tanımlandı ondan çıkan MEDENİYET iyi kötü anlatıldı.. geriye ne kaldı.. tabloya bakın görürsünüz: İNSANİYET. -Hocam biraz ileri gitmiyor musunuz ? -Haklısın SENEM, benem ileri gidiyorum.. hızımı alamadım.. az biraz bekle bakalım ne olacak.. sen mi insansın yoksa ben mi insanım göreceğiz.. insan camid bir nesne.. sonra canlı bir kimse oluncaya kadar ne badireler atlatıyor.. göreceğiz.. hayattan sonra onu akıllandıracak şuura geçinceye kadar.. otuz yılda 40 bin yok 400 bin yok 4000 bin.. tablo yaptım desem kimse inanmaz.. yahu bu kadar ömür ağaçta bile bulunmaz.. sen nasıl kağıtlara yazdın.. böyle olmasa bile 40.000 tablo ile insanın medeniyetin BİLİM (fünun) ve HUKUK (fıkıh) ile adam olmaya çalıştığını gösterdim.. Bilimin temeli olan İKTİSAD ve Hukukun temeli olan ADALET.. zaten dilin mahzeni kafamızda ve dinin yuvası olan kalbimizde defnedmilmiş.. bizler onu çıkarmaya.. yaşatmaya.. tanımaya ve tanımlamaya çalışıyoruz.. Öyle ise şu uygarlığımızın yaptığı en büyük BİNA.. inşa ettiği en yüksek KULE.. İNSANİYET TOWER'idir.. şimdi onu yıkmaya çalışıyorlar.. 11 eylülde bir yıktılar.. 7 Ekimde yine yıktılar.. sanırım bir ARALIK günü de bitirecekler..işte biz buna razı gelmeyiz ve UYGARLIĞI kurtarmalı hatta korumalıyız.. ta ki insaniyetten islamiyeti çıkaralım.. aksi halde bir daha İSLAMİYETE dönemeyiz.. insanlık gitti mi İslamlikta bitti demektir.. bunu kafana sok.. kafaya sokmanın en kolay yolu da göze girmektir.. bunun için de ANALİTİK DÜZLEM mutfağını en hızlı kullanan ve en kolay yararlanan YBA öneriyorum.. Peki şu öve öve bitiremediğim İSLAMİYET ne imiş.. beşeriyetin araç ve medeniyetin gereç ve insaniyetin gerekçe olduğu din-i mübin-i islam.. ahlak ve hikmetten ibarettir.. bizim dört etkinliğimiz olan fünün ve hukuk ile san'at ve ahlak aktivitesi eğer İSLAMİYET faaliyetini ortaya koymuyorsa.. vital aktivitemizi ve mental virtualitemizi gözden geçirmeliyiz. Gözden geçirirsen göreceksiniz.. TEKNOLOJİ ve İDEOLOJİ sağımızdan ve solumuzdan bizim kafamıza bir SEPET geçirmiş ve başımıza da bir çorap örmüş demektir. Tabi bunu sen görmüyorsun SENEM, Benem görüyorum.. sana gösterinceye kadar senin YALANLARINI yani burnunun uzamasını bitirecek bir süreç geçirmen gerekiyor Kuzum.. beni bağışla öykü böyle.. Usta böyle yazmış ve Hoca da böyle söylüyor.. bilirsin ustalık çaba ve hocalıkta yasa istemez.. amma sana çaba ve bana da yasa gerekiyor. Hadi kolay gelsin.. bırakalım tablo ve yazılara bakıp eleştirenler eleştirsin.. soranlar sorsun.. biz işimize bakalım.. götümüzü kurtaralım.. dünyayı ve medeniyeti ve insaniyeti ve islamiyeti kurtarmak bize mi kalmış.. biz dilimizi kötü ve kötüye kullanmadan.. sözlerdeki sağlam ve sağlıklı bilgi ve değerlere DUYARLI olarak dikkatli ve aykılı düşünsek.. itinalı ve özenli konuşsak yeter. Saygılarım... sağlıcakla kalınız. Osmanziya 11.01.2024 Üçkuyular İzmir 07:27 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 14:06 |
Katkınız için teşekkür ederim. Bilimsel düşünce evrimden yana meylediyor dini düşünce ise yaratılıştan yana bir eğilim gösteriyor. Ancak bilimsel düşünce yerine ilmi kuram ve dini düşünce yerine dini öykü dediğimizde biraz daha açıklık kazanır. öykü de kuram da bir düşüncenin dile getirilmesidir. Düşünceyi dillendirmek ya da dile getirmek ile dili düşünceye götürmek ve düşündürmek.. kısa dil ve düş ilişkisi karmaşık bir konudur. Bir de buna dil, din ve düş ile ifade ettiğimiz dünyayı işin işine katarsak.. kestirmeden ifadeler olan YARATILIŞA gereksinim duymayan evrim ve EVRİME ihtiyaç görmeyen yaratılış DÜŞÜNCESİNİ yeterli görmezsek.. Tanrı tanımaz bilimci ve Tanrı tanır dinci.. tartışmasının bir yararı olmadığını ve vaktimizi çaldığını anlarız. Bazıları düşünme zahmetine katlanmadan bu dediklerimi dil OYUNU sanıyor.. evet dili kullanırken sağlam ve sağlıklı bilgi ve değer içeren sözlere duyarlı olup dili kötü ve kötüye kullanmamalıyız. Ancak burada şunu ifade edeyim ki bu gibi dil, din, dünya, düş, hikmet.. gibi çok yönlü ve yanlı alan, konu ve kavramların günlük dilin düz yazısı ile söz konusu edilerek tartışılmasından edebi bir sonuçtan başkası çıkmamıştır. Bunun için mevzulara www.yontembilim.com sayfamın forum kısmında hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı barındıran YBA ile çalışıyorum. bu konu içinde şu örneği veriyorum. https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2186 bu paylaşımda dil ve din.. ticaret ve siyaset.. bilim ve hukuk.. teknoloji ve ideoloji konuları tablolarla tartışılmıştır. Saygılarımla
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 14:21 |
"Bütün insanlar ölümlüdür.. sokratta bir insandır.. o halde sokratta ölümlüdür." Biz buna biçimsel gerçek deriz. Bu soyuttur. soyut gerçek denilen aslında bir "doğru"dur. Yukarıdaka doğru çıkarıma benzer doğru bir çıkarım yapalım: "Bütün kitaplar masadır, kalemde bir kitapdır.. o halde KALEM bir masadır." Bu çıkarım önceki çıkarım gibi biçimsel olarak doğru ve fakat içerik olarak yanlıştır.. yanlış demeyelim de gerçek değildir. Demek ki biçim olarak doğru veya yanlış, içerik olarak ta gerçek veya yalandır. Diyelim. Hatta YALAN sözcüğü bile yetersiz.. gerçek değildir ya da örmedir.. kurmadır.. senaryodur, uydurmadır da diyebiliriz. Hatta yukarıda gerçek olduğunu sandığımız.. insanlar.. ölümlü.. kavramlarının olay ve olgularını imgeleyebilir ve irdeleyebiliriz. Bu bizim İNSAN ve ÖLÜM terimlerine verdiğimiz anlama göre değişecektir. Felsefeciler.. dinciler.. bilimciler.. içinde öyle zeki olanları var ki bildiğimizin tam tersine bir GERÇEK sunabilirler. Bakın daha dünyanın düz olup olmadığını bile tartışıyoruz. Dünya gerçek yer küremi yoksa bizim özel dünyamızı yansımız genel dünya mı kast ediyoruz. İnsan ve Kainat öylesine şumullü ve kapsam lı ki.. Ölüm ve Gerçek öylesine tazammun ve içlem li bunun üzerine en az bir hafta karşılıklı konuşabiliriz ve bir sonuca varmayız. Biz bu konuları burada günlük dil ve bilgi ile konuşuyor sohbet ve edebiyat yaparız. Ancak bilimsel bilgi bu konuda daha disiplinli ve uzman bilgileri gerektiriyor. 20 sene önce İNSAN ve KAİNAT başlıklı Temel Astronomi bilgileri ve Köklü hümanizma alt başlıklı yedi sekiz power point sununu barındıran 200 DVD'yi anlayabilecek insanlara dağıttım.. bir teki bile geri dönmedi.. yani bizim lafa gelince söyleyecek çok şeyimiz olur iş okumaya.. incelemeye.. izlemeye.. imgelemeye ve irdelemeye ve anladığını eleştirmeye ve anlamadığını sormaya gelince.. maalesef vaktimiz bulunmuyor. Saygılarımla. Osmanziya
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 18:35 |
Bulutlar süreklidir lakin damlalar süreksizdir.. sürekli ile süreksiz arasını bağlayacak ne var ? Sıralı nedenlere bağlı kalmak önemlidir lakin rastgele (sırasız) oluşu da unutmamak gerekir. Nitekim son kertede bunlar çatışıyorlar: Rölativite ve Kuantum. Düzeni isbat etmek ile düzensizliğe ikna etmek arasında kaldı FİZİK. Sonunda dalga ile parça birleştirip dal-ça dediler. Bilimde böyle olduğu ve sosyal alanda böyle olduğu gibi inanç alanında orta yolu bulmak için, kuşkulu bilginin.. CÜZ'İ alanı ile kesin inancın.. KÜLLİ alanını.. birbirinden ayırmak.. bilimcilere de.. dincilere de iyi gelir. Karada dikey yürürsün.. ancak denizde yatay yüzersin.. yani alan değişince yöntem de değişir. Dikey buhar makinesini yatay çalıştırırsan LOKOMOTİF olur.. lokomotif olunca da arkadaki vagonları çeker.. bu benzetmeden yola çıkarsak.. cüz'i bilgi vagonları külli inanç lokomotife çektirirsek.. işleri çözeriz. Bırakalım bazımız evrimi lokomotif yapsın.. bırakalım bazımız yaratılış lokomotif yapsan.. Bu dünya da herkes aynı trene mi biniyor ? Öyleyse herkesi aynı trene bindirmek neden istiyoruz.. cennete götürmek için mi ? Gitmek istemiyorsa biz zorla mı götüreceğiz.. sorunları saptamak için bilim var.. çözümleri çıkarmak için hukuk var.. bırakalım bilim ve teknik ve san'at işini yapsın.. bırakalım din ve ahlak ve hukuk işini yapsın.. biz de işimizin en iyisini yapalım.. mal ve hizmetin en kalitelisini sunalım.. fazilet ve kemalatın en karakterlisini serelim.. sorundan yakının değil çözümü yüklenen olalım. Saygılarımla. Haklısınız.. eleştiri için teşekkür ederim.. ancak tam tümBulutlar süreklidir lakin damlalar süreksizdir.. sürekli ile süreksiz arasını bağlayacak ne var ? Sıralı nedenlere bağlı kalmak önemlidir lakin rastgele (sırasız) oluşu da unutmamak gerekir. Nitekim son kertede bunlar çatışıyorlar: Rölativite ve Kuantum. Düzeni isbat etmek ile düzensizliğe ikna etmek arasında kaldı FİZİK. Sonunda dalga ile parça birleştirip dal-ça dediler. Bilimde böyle olduğu ve sosyal alanda böyle olduğu gibi inanç alanında orta yolu bulmak için, kuşkulu bilginin.. CÜZ'İ alanı ile kesin inancın.. KÜLLİ alanını.. birbirinden ayırmak.. bilimcilere de.. dincilere de iyi gelir. Karada dikey yürürsün.. ancak denizde yatay yüzersin.. yani alan değişince yöntem de değişir. Dikey buhar makinesini yatay çalıştırırsan LOKOMOTİF olur.. lokomotif olunca da arkadaki vagonları çeker.. bu benzetmeden yola çıkarsak.. cüz'i bilgi vagonları külli inanç lokomotife çektirirsek.. işleri çözeriz. Bırakalım bazımız evrimi lokomotif yapsın.. bırakalım bazımız yaratılış lokomotif yapsan.. Bu dünya da herkes aynı trene mi biniyor ? Öyleyse herkesi aynı trene bindirmek neden istiyoruz.. cennete götürmek için mi ? Gitmek istemiyorsa biz zorla mı götüreceğiz.. sorunları saptamak için bilim var.. çözümleri çıkarmak için hukuk var.. bırakalım bilim ve teknik ve san'at işini yapsın.. bırakalım din ve ahlak ve hukuk işini yapsın.. biz de işimizin en iyisini yapalım.. mal ve hizmetin en kalitelisini sunalım.. fazilet ve kemalatın en karakterlisini serelim.. sorundan yakının değil çözümü yüklenen olalım. Saygılarımla. Tam tümcem şöyle idi: "bırakalım din ve ahlak ve hukuk işini yapsın.." yani sadece din değil işin içinde hukuk ve ahlak bulunuyor. Bu günü çeşitli paylaşımları da dil bilime ve din hukuka İNTİKAL etti.. ancak bilimin iktisadı ve hukukun adaleti sağlayabilmesi için bilimin hikmete ve hukukun da ahlaka İNKİLAB etmesi gerekiyor.. derim. İntikal etmek EVRİM .. inkilab etmekte DEVRİME işaret eder. Yani evrim işini tamamladı sıra devrime geliyor. Bu nasıl olacak.. şöyle bu güne kadar birbirinden ayrı teller çalın nebiler ve deliler ile dahiler ve deliler bir araya gelip orkestra kuracaklar.. Sanırım nebiler ve dahiler geride kaldı.. bu gün ortada görünen veliler ve deliler.. veliler dincilik yapmayı ve deliler de bilimcilik yapmayı bırakır hikmet ve ahlak ile uğraşmaya başladıklarında.. devrimleri başlatan kıvılcımlar.. inkilabları çağıran sıçramalar meydana çıkabilir. Doğrusunu Allah bilir. Düzenleyen osmanziya - 14-Ocak-2024 Saat 18:36 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 18:59 |
Aslında bu hepimize ait bir iş.. sadece biz üzülmedik.. tüm dünya ile üzüldük.. ama düzülmeyi sürdürüyoruz.. düzelmek için artı bir iş yapmak lazım. DüzÜlmek ve DüzElmek.. yani arada bir Ü ve E sesinde ayrılık var.. böyle olunca üzÜl.mek ve üzEl.mek üzülmenin düzelmek için bir etkisi olmuyor. Bireysel olarak üzülmek ile toplumsal olarak düzel arasında bir korelasyon kurmak için.. yazarın bir edebiyat hile olarak hoş gelen iki karşıtlığı kullanmış.. hiç bir şey ve her şey.. bu kulağa hoş ve kalbe loş gelir.. lakin bir çözüm göstermez.. zaten YAKINMAK başlı başına bir sorun ve yazar yakınmaktan başka bir çözüm göstermiyor.. oturdum bu kadar laf söyledim.. neden.. çünkü zatı alinize değer veriyorum.. İmamı Nursi Avrupa kafirleri ile Asya münafıklarından bahsediyor ki yani Üstadım olduğu için değil.. tanımı gerçekçi gördüğüm için dile getirdim.. ancak sonuçta onun söylediği de bir YAKINMA.. çare nedir ? Kültürel.. sosyal.. ekonomik.. politik.. askeri.. bu beş katmanın her birinin yasaları farklı olduğu için zamanları da değişir.. bana göre birbiriyle danışıklı A kafirleri ve A münafıkları demekte.. çözüm değil.. çünkü bu sözlerin geçerli olduğu İSLAMİYET üç yüz yıl önce bitmişti.. 7 ekimde de İNSANİYET bitti.. geriye kurtarılacak MEDENİYET kaldı.. ahanda onu burada anlatıyorum: https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2186 anlamayana aşk olsun anlayana meşk olsun. Saygılarımla Osmanziya
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 19:04 |
Bey Kardeşim.. TEŞEKKÜR EDERİM.. her şeyin başı insanların birbirinin düşüncesine SAYGI duymasıdır.. anlıyorsa eleştirmesidir.. anlamıyorsa sormasıdır. Ondan sonra isterse SEVER.. isterse yazısını KATKIDA bulunur.. beğenirse okuduğunu beğenirse LAYKLAR.. yararlı bulursa TEBRİK eder paylaşır.. beğenip yararlı bulduğundan kendisi yararlanmışsa TEŞEKKÜR eder. Çağdaş dünyanın gerçeği olan sosyal medyada bundan başka yapabileceğimiz bir çare ve çözümde bulunmaz. Saygılarımla.
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 14-Ocak-2024 Saat 21:33 |
Din iki bakar bir görür. Çünkü din mana-yı harfiyle bakar yazı ve yazanı ayırır. Yazı, yazana delil olur. İMAN oluşturur. Bilim bir bakar iki görür. Çünkü dil mana-yı ismiyle bakar yazının kendisini inceler. . İLİM oluşturur.
Böylece dil ve bilim yazana delil olan yazının kendi bileşenlerine iner ve onun nasıl kurulduğunu inceler ve işlediğini araştırır ve sonra bunu ekonomik kullanır. Din ve hukuk ise bu yazanın nereden gelip nerede gittiğine ilişkin NEDENİNİ ve NİÇİNİNİ bularak anlamlandırır. Bilim nesneler ve kimseler yazısının yapısını ve işlevini NASILINI.. sayısal ve sözel olarak saptar ve betimler. İslamın ilk dört yüz yılında böyle iki taraflı çalışarak ve bunlardan yararlanarak önceki yunan ve roma medeniyetini geliştirerek dunyayı bu gün oluşturan faydalı işlerin temellerini atmıştı. Bilimi, kuvveti ve dünyayı kurmuş hem de hakkı korumuştu.. ancak KUVVET ZEHİRLENMESİNE uğrayarak daha sonra kuvvetini yitirerek hakkı koruyamaz hale geldi. Değer verilmeyen ve küstürülen bilim ve bilgi doğudan batıya geçti. Kuvvet zehirlenmesi uğrayan batı da bugün zayıfın hakkını ve hürriyetini unuturak onu ezmeye çalışıyor. O zaman konu.. kuvvet sağlayan NASIL'i sayıl kaçını ve sözel hangisini bilmek ile Hakkı tutmayı temin eden anlam veren NEDEN ve amaç eden NİÇİN farklılığının NİYE'sinde yatıyor. Biz de birey ve toplum ile dünya ve ahiret dengesi gibi bu akıl ve kalb ile nasıl ve niye muvazenesini sağlamak düşüyor. Bütün bunları bilmekten başka anlamak ve inanmak süreçleri üzerinde DÜŞÜNMEYİ gerektirir ki bunun içinde hızlı anlam sürücüsü ve kolay anlatım aygıtı barındıran YBA çalışmasını öneririm. Kısaca Dilim temeli bilimdir.. bilim ise tavanı dinindir. Bunlarda bilmek ve istemekle araştırmaya dönüşür. Oysa düşünenler az.. arayanlar onlardan azdır. Bu yüzden AZINLIKTA kalırlar. Çoğunluğa uymanın ise kolaylıktan başka bir getirisi bulunmaz. Bir zaman din adına dinciler bastırdığı gibi bu günde bilim adına bilimciler baskılıyor. Eğer dinciler hakk ve hakikat ile kuvvet ve hürriyeti dengeleyemezlerse bilimcilerde bastırmaya başlayacaklar.. 7 ekinde başladılar bile. Bu yüzüncü günde bastırılınca ve bastırınca müslümanlar işin nedenini anlamamdan acı sonuçlarından yakınmaktan başka tepkileri bulunmuyor. Bu yüzden Değerli Kardeşim.. her bir tümcemi aykılı ve dikkatli okuyunuz.. itinalı ve özenli yazınız.. milim milim eleştiriniz ya da sorunuz. Saygılarımla. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 16-Ocak-2024 Saat 01:10 |
Değişme.. dönüşme.. başkalaşma.. sıçrama.. evrilme.. devrilme.. fizik.. biolojik.. lojik.. sosyolojik bütün süreçlerde geçerli olan olaylardaki olgular. Bunların benzeri bizim zihinsel ve duygusal ve düşünsel işlem ve eylemlerimizde geçerli.. bunlardan bir tanesine örneğin "evrim"e hepsini yükleyip toptan ve değişmez bir açıklama ve birlik getirme.. işe dinleştirme ya da dinselliştirmedir... diye düşünüyorum.
|
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 16-Ocak-2024 Saat 01:10 |
İnsan tabiaten tembel ve çıkarına düşkündür.Bir de dünyayı kurtarmaya kalkar." diyorsunuz.. ne kadar haklısınız.. iyyake NÂ abudu ve iyyake NÂ estean.. insanda bulunan biz (nâ) sırrı gereğince vatanı kurtarmaktan dünyaya kurtarmaya kadar gider bu iş.. zaten insan işe bir yerinden dişil ve eril ile birey ve toplum bütününden ibaret olan İNSAN.. aile kökeni nedeniyle ne kadar bencil de olsa başkasını da düşünür.. diğer taraftan "Yer yüzünde bozgunculuk çıkarmayın denildiğinde biz düzelticileriz derler halbuki bozguncuların ta kendileridir." uyarısını nazara aldığımızda kurtarayım diye düşünürken batıranlarda bulunur. Yani bu işler öyle açık ve seçik belli değildir.. diye düşünüyorum.. Değerli Hocam.. Şu da var ki nasıl bir usta diğerinin işini beğenmezse.. bir yazar diğerinin yazısını beğenmez.. bir kurtarıcı diğeri batırıcı düşünür.. sonuçta geliyoruz.. sözün taşıdığı bilgi ve değerlerin sağlam ve sağlıklı olmasına duyarlı olmasına. Zaten dünya da kaliteli mal ve hizmet sunan ve karakterli fazilet ve kemalat seren kimselerin diğerlerinden seçilmesi için açılmış ve sınav ve yarış alanı değil mi ? Saygılarımla. Osmanziya
Hocam.. iyi geceler.. saygılarımla.. bizim gibi yaşlılar için değil.. genç olanlar için.. kendiyle beraber beşeriyetinden kurtulmak.. medeniyetini KURTARMAK.. insaniyetini kazanmak ve islamiyete kavuşmak.. dileyenler için bu sayfaları geleceğe yolluyorum. Sağlıcakla kalınız. Osmanziya Düzenleyen osmanziya - 16-Ocak-2024 Saat 01:16 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |