İNSAN ülkesinin haritası.. dağları ve ovaları.. denizleri ve karaları.. kentleri ve köyleri ile büyük bir memleketten pek fazla farkı bulunmaz. Hatta bir milletin devlet olması ve devletlerin çağlar boyunca süren canlı uygarlıklar ve diri medeniyetler haline gelmesi.. GİBİDİR. Hatta iki boyutlu kağıt üzerindeki harita ile gerçek fiziki ve siyasi cografya arasındaki farktan daha az farkı bulunur insan haritası ile insan gerçeği arasında.

Matematik temelli FKB Evren ilimlerinde kolaylıkla ayrılmaz mantık temelli PSL insan ilimleri.. San'at ve Hikmet ile Hukuk ve Funun etkinliklerinin ticaret ve siyaset ile ideoloji ve teknolojiden kolaylıkla ayrılmadığı gibi..

Kırk yıl önce olduğumuz FELSEFİ antrapolojinin bugün yalnız başanı ANTROPOLOJİ veya KÜLTÜR adını alarak tek başına bir muazzam BİLİM olduğunu gördük.

Kara Avrupasının ANTROPOLOJİ ve Anglosakson İngiliz ve Amerika ülkelerin KÜLTÜR adını verdiği İNSANBİLİM.. bilişim.. genetik.. nöroloji disiplinlerinin yapay zeka destekli geleceğini düşündükçe.. kıyamet kopmazsa.. kırk yıl sonraki gelecekte ne olabileceğini tahmin bile edemiyoruz.

Yaşam 3.0.. insanlık 2.0.. Homo Deus.. gibi yapıtların sahiplerinin öngördüğü MAZİNİN kehanetinin giderek nereye geleceğine katılmasam da İNSAN'ın tanınmasının ve üzerinde durulmasının doğal bir insan süreci ve dönel bir adam olma vetiresi ve normal bir kadın olma prosesi olduğuna kuşkum bulunmuyor.

İnsan var.. tabiatta yazılan ve tarihte okunan.. insan var bu hitabeti yazan ve bu kitabeti okuyan.. birbiri arasında o kadar büyük farklar var ki.. çünkü her birimiz değişik bir genetik.. ayrı bir yetenek ve farklı bir olanağız.. bununla beraber hepimiz hepimiz âdem atamızın kopyası olarak hiç birbirimizde farkımız da bulunmuyor. Tek farkımız âdem ve adem arasındaki ^ takkesidir. Bazılarımız evrim masalının maymunlar cehneminden kalkar.. bazılarımz yaratalış öyküsünün doğal cennetinden kalkar.. fakat hangisi olursa olsun.. doğum ve olum ve tohum BAŞLANGICIMIZ.. düğüm ve ölüm ve çekirdek BİTİŞİMİZ arasındaki yolculuğunda şu güneş sisteminin dünya gezegeninde buluştuk ve ailelerimiz için tahsis edilen KOLTUKLARDA oturuyoruz. İkametgah ve sabit konut adı verilen YUVAMIZDA yaşamımızı ve yolumuzu ve yolculuğumuzu sürdürüyoruz.

Dün bulunmuyorduk.. bu gün "var"ız.. yarın olmayacağız.
Yazılarımda şu "var" üzerinde devindim durdum.

V.ar NESNESİ
V.ad KİMSESİ
V.at ÖZNESİ

ABC >> NEREDEN > > NEREDE > > NEREYE > >XYZ>>

Şimdi VATMAN'ınıza sorun bakalım nereye gidiyor ?
ATMAN kimdir ?
Yaşam treninin lokomotifini süren vatman bir at-man'dır.
Kendini SÜPERMEN ya da benim gibi YÜPERMEN görebilir.

Burada BAŞAT önce BAŞLAT sonra BİTİR yasası ile ortalama otuz yılı EĞİTİM ve otuz yılı YÖNETİM ile geçen KALICI OLMAYAN bir ömürE ebedi bir yaşamın rengini vererek ne arıyoruz ?

Aradığımızda ne kadar samimi ve ciddiyiz..
Bulduğumuzda ne kadar halis ve safiyiz..
Olduğumuzda ne kadar tanınçlı ve inançlı olacağız..

Buna yanıt vermek.. dudağımız uçuklatıp nefesimizi kesmiyorsa.. başımıza geçirilip düş çorabından ve kafamıza konulmuş dil sepetinden dolayıdır.

İşte YBA çağrısıyla o torbanın ve bu çuvalın kaldırılması derdindeyiz..

O torbayı geçirenler şimdi 7 ekim senaryosunu uyguluyorlar yarın hangi tarihin neyin başlangıcı olduğunu da bilen de var ve benim gibi bilmeyenlerde. Ancak kesin olarak bildiğim bir şey var.. biz kendimizi aramaz ve gerçeği bulamazsak.. hiç kimse bize ne olduğumuzu sormayacak.

Canlı öğrenme ve diri düşünme konusunda sen kendini aramıyorsan bari beni ara.. çünkü ben Senem DOKUNULMAZ'ım dedi ben de Burak Dokuzer duyurdum.

Saygılarımla

Osmanziya 14.02.2024 Üçyol İzmir.





HARİTA

Hassasiyet ile hissiyat..
Tekvin ile tedvin
Vucud ile vudem..
Diyeceksiniz A dem'e noldu da V dem dedin.. ?

Dem.. damarda akan ve zamana akana da DEM deniliyor.. tersinden okursan.. MED olur.

Böylece cud ve dem ikilisi ortaya çikar.. cud eşsuremseldir bulunursa dem ardsüremsel olur.


KÖŞELER

Şehvet ve Iştah
SOL üst KÖŞE

A   Ş   K

Cesaret ve İştiyak
SAĞ üst KÖŞE


Cesaset ve Merak
SAĞ alt   KÖŞE

I   Ş   K

Şefkat ve Meram
SOL alt KÖŞE

Aşk keşk edilir yalniz başina olmaz..

Işk meşk edilir tek başına bulunmaz..

Olmaz olur.. YAPANLAR..
olur mu ? OLUR!

bulunumazı bulunur.. EDENLER.
bulunur mu ? BULUNUR!.

ARANIR.. BULUNUR.. OLUR.

Siz aramayanlardan mi sin iz ?


CESASET
Tecessus ve cesaset ve casusluk.. aramanin şiddetlisi ve taharrinin kuvvetlisi.. bilinmezlerin gizli takipcisi.. bir MERAKLI ki merakı aşk deresine ulaşmış MERAM ile olmadik eziyetlere katlanirlar ve dudak uçurtan fedakarlikta bulunurlar.. bunlar dâhiler ve deliler.. bilim insanları.. bilim adamlari.. bilim kadimlari.. gözleri ve gönulleri milim milim bilim ve ilim bürumuş kimseler bunlar. Kültur adina ne varsa.. dil adina ne bulunuyorsa.. hikmet adina ne aranmişsa ve uygarlik için ortaya ne konulmuşsa bunlar kurup kilmişlar.. yapip etmişlerdir. Siz sadece kazanilan parayi ve serveti görursunuz.. edinilen bilgiyi ve şöhret bilirsiniz.. bunlarinde nebiler gibi gönderilmiş.. veliler gibi seçilmiş.. oldugunu bilmezsiniz.. ustelik bunlar nebilerle çatiştirir velilerle kariştirirsiniz.

Elbette düşük dâhiler ve alçak deliler ve hak ve hakikattan sapmiş insanlar olabilir.. fakat onlarda bir fonksiyon ifade eden butunun parçalaridir.

Çirkinlikleri dolayımli..GUZELLIK

kötülukleri aracıli.. IYILIK

Yalanları vasıtali.. DENEYIM

Yanlişlar vesileli.. YANILMA

Olarak ARAYANLAR sinifindadirlar.. sinifin tembel ve haylaz çocuklari olmalari okulun samimiyetini ve ciddiyetini bozmaz.. gerekliligini yitirtmez. Hababam sınıfı.. evrensel kultur ve uygarligin faziletini ve kemalatini gosterir ve hepimize INSANLIK dersini verir.

Saygilarimla..

Sağlıcakla kalın

Osmanziya 14.02.2024 ÜÇYOL İZMİR



okunmak yazarı teşvik eder.. tam tersine bena de okunmamak şevk veriyor. Çünkü ben hazır açık ve seçik anlaşılır yazılar sunan kimse yani YAZAR değilim. Sadece CANLI öğrenmeye ve DİRİ düşünceye çağıran BEN'inin yaşamı amaç edinmesi yanında TENİNİ araç ve TİNİNİ adaç etmeye de çalışan tanınçlı bir SU ve inançlı US ve UZ'm. Hepsine birden gözü olan gönül de diyebilirsiniz.. bu saydıklarımla hiç birimizin birbirinden farkı yoktur. Ancak bunların muhteva içerdiklerinden bir fark bulunur ki bu insan olmak mahiyetini ve neliğini ve varlık yapısını etkilemez. Sonuçta hepimiz yargının yazdığı yolda doğrultularımızı bulmaya çalışan yargılardan fazla bir var oluşumuz da bulunmaz. Şu yasa her yerde geçerlidir.. ne kadar ekmek o kadar köfte.. sayılarımla. osmanziya



Düzenleyen osmanziya - 14-Şubat-2024 Saat 10:00

Genellikle tabloların YÖNTEMBİLİM ile başlar.. içeriklendikçe İNSANBİLİM'e gider daha sonra da ister istemez İSLAMBİLİM'e gidiyor. Bu tablo Lâ havle ve lâ kuvvet hakikatının anlatmaya gitti ve oradan da Şuhud'un cemal ve celali içeren KEMAL'ine ve gaybın uzma ve ulyayı kapsıyan KİBRİYASINA.. her birinde on basamak bulunan bu üç aşama birden değil.. kablo kablo.. tablo tablo.. hablo hablo.. ilerlemektedir lakin onları İZLEYEN ve İNCELEYEN olmayınca anlaşılmaz.. teker teker her kabloyu imgelerek ve irdeleyerek oluşturur.. her tablo için tahayyül ve tevehhümlerimizi teraküm ve telahuk evrimi ve eklemlemesiyle ilerletiriz ve böylece ortaya çıkan HABLO bir hablülmetin oluşturur ve benim.. senin.. bizim abileyetimizi ve kabiliyetimi açar.. açtıkta tekvin tarafından nesneler.. tedvin tarafında kimseler.. bir gülün yaprakları gibi açılırlarla ve unsurlar bina olur.. parçalar bütün olur ve bizi ANLATI sunar.. önce kendimize sonra başkasına.. sonra bir bu ÖRTÜ'bu YBA dilini bilenlerce ÖRGÜ ÖRGÜ tartışabiliriz. Böylece RESMİMİZİ değiştirip düzeltebilir.. geliştirir ve iyileştiririz. Bu da Kur'an-ı Azimüşşan'ın bahçesine götürürse.. açılan ağımızı oraya dikebiliriz.. ön mes'ele Kitabı Mübini görmek ve İmamı Mübini örmek için çok ama çok çalışmaktır. Saygılarımla. Osmanziya 14.02.2024 14:37