Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: KARANLIK ve AYDINLIK | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3458 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: KARANLIK ve AYDINLIK Gönderim Zamanı: 07-Mart-2024 Saat 13:31 |
İnsanı tanımak.. kendini bilmek.. haddini bilmek.. değişim kavramak.. bir kaç temel kalkış noktası.. demesi kolay yapması olay olun bu zor işlere girişmek ve başlamak kolay değil.. Şükr etmek aydınlık.. küfr etmek karanlık.. Amma bu kadar basit değil.. ilim aydınlık.. cehalet karanlık.. Fakat bu kadar yalın değil.. İrfan aydınlık.. inkar aydınlık.. Lâkin bu kadar sade değil.. Kolay aydınlık.. zor karanlık.. Amma bu kadar basil değil Işık aydınlık.. karanlık karanlık.. Gördünüz mü ZINK diye durduk. HADİ bakan ışık olmadan karanlığı.. anlatınız. Anlatamıyorsanız yazı bir şey anlatmaya çalışıyor. Osmanziya 07.03.2024 KARANLIK Basar ve nazar birincil bilgiler.. Tecume ve tevil ikincil bilgiler Tasrih ve teşrih üçuncul bilgiler Tefsir ve tabir ile tahmin ve temenni dorduncul bilgiler. Karanlik bilgiler ışık kaynağı az.. yok değil.. Işık.. gölge.. zıll.. yarı gölge.. engel bolge.. ZILL.. GÖLGE.. KARANLIK BÖLGE.. ÖL.. GE.. gölge ARANLIK ve ARANILIR olur mu.. özellikle ÇÖLDE.. çölde.. ölde.. aracili ve dolaylı BİLGİ.. gölge bilgi.. DIL bu araçlardan bir tanesi.. onunla çirkinliklerimizi.. yalanlarimizi.. yanlişlarimizi.. kötüluklerimizi örteriz. ÖL.. gölge.. olmayan ne ? IŞIK ÖL.. bölge.. bulunmyn ne ? TÜM ÖL.. çöl.. eksik olan ne ? SU ÖL.. göl.. artık olan ne ? SU ÖL.. OL ma yan ne ? GEL E LIm zıll ve zulumattan SONRA ziya ve nar ve nura; Aydinlik bilgiler.. ışık kaynagı çok.. sabah.. gunduz.. guneşli gunde.. Sırrı Nar ve Seyri Nur.. SN..SN.. Zerre Hücre ve Zumre Ene ZH.. ZE.. AB.. SN.. ABC'den ZH.. ZE XYZ'ye... Bir-raB.. planı … YOK olan ne ? OL ma yan KİM ? ÖNCÜ mü öğrenici mi ÖNDER mi ögrenci mi EKIP mi bir aile.. bir tim.. bir set.. bir takım olamiyor mu yuz ? PARTY mi ? Bir takim.. bir set.. bir tim.. bir aile bulunmadan bir parti olur mu.. bir şirket kurulur mu ? GAYE olmadan ne öncü.. ne önder.. ne ekip.. ne parti bulunur. Gaye nedir ? Amaç ne anlama gelir ? Araç ne demektir ? Artik şurasi çok belli.. çoğumuz.. çoğu zaman.. her çağda.. araçlarimizi amaçlar haline getirip onunla servet ve şöhret ve makam elde ediyoruz ve sonra bunu bir saltanata çeviriyoruz. Ancak bu yapilmasaydi ne kultur.. ne millet.. ne memleket.. ne devlet ve ne de medeniyet olurdu.. Önemli olan bir şeyin olup olmamasi değil KONTROL edilmesidir. Düzenlenemeyen.. değistirilemeyen.. düzeltilemeyen.. denetlenemeyen.. GÜÇ üç degildir. KONT ol.. KONTRA OLma.. Tezat ve karşıtliği KONTROL edemeyen.. yerli yersiz karşi çikan öncü de olamaz öğrenici de.. OLÇÜ ve OLGÜ olgu ve ölçü AMAÇ olgudur ARAÇ ölçü Amacı olmayanin ölçüsu ve aracıda bulunmaz. PROTOGORAS her şeyin ölçusu INSANDIR demiş.. ya insanin amaci kim ve ölcüsu ne ? AYDINLIK Karanlık ve Aydınlık.. geçmiş karanlık gelecek aydınlık mı ? Ya da tersine geçmiş aydınlık gelecek karanlık mı ? Eğer tarih ve edebiyat bilgilerine bel bağlarsak bazıları geçmişi aydınlık geleceği karanlık gösterir bazı çağdaş masallara ve kuramlara bakarsak geçmişi karanlık geleceği aydınlık gösterir.. hatta insanları maymunlar cehenneminden yapay zeka cennetine çağırır.. ve insanı cezb eden de bu dünya ve ahiret cennet çağrılarıdır.. Ütopya denir bunları.. elbette cehennem gören ve gösteren distopyalar da bulunacaktır. 1984 romanı ya da Cesur Yeni Dünya gibi.. Çağdaş etkinlikleri ve güncel "bilim ve hukuk ile san'at ve hikmet" etkinliklerine bakarsak geçmişin edebiyat ve tarihinde daha güvenilir ve sağlam ve sağlıklı olduğunu görürüz. Ancak elbette onlar tamamiyle iyi ve güzel değildirler ve kemaliyle doğru ve gerçek olamazlar. Bu durumda bize düşünenin bu konuda bir yaklaşım seçmemiz olduğunu anlarız. Bunu kendimce şöyle ifade ederim.. RESMİ filoloji (bilim) ile teoloji (hukuk) ile SİVİL filozofi (felsefe) ve teozofi (tarikat) hep sürecektir. Benzetmek biraz ÇİRKİN olacak.. tırnaklar bir haftada uzar.. ikinci hafta olduğunda biraz daha uzar.. hani derler tırnağın varsa başını kaşı.. çok şükür çağdaş yaşamda fazla bit ve pire kalmadı.. ben burnumu kaşıyorum.. aslında "kaşıma" etin ete dokunmasıdır.. temasıdır.. mass'ıdır. Bir de bizim temaşamız.. maşş'ımız bulunur.. yani temas ve temaşa insanın mübaşereti ve mücaveretidir. Temas mübaşeret (beşer) ile olur temaşa mucaveret (civar) ile gerçekleşen İKİ ZEVKLİ ve KEYİFLİ münasebettir. Hassasiyetimizi ve hissiyatımızı hareketlendiren bu zevk ve keyiflerin hazları.. bio-psik refleks ve yansımalar ile düzenlenmiştir. Yiyeceklerimizi ağzımıza dokunması ve midemizi doldurması.. bize verdiği haz ve zevk ve keyf kısaca TAD yüzünden BEYİNDE alışkanlıklar düzeni oluşturuyor ve biz bu DAİ'lerden ve çağrıcılardan kurtulamıyoruz. İşte bu doğal evrenlerle ve dönel evrimlerle oluşan DÜNYA ilişkileri olmazsa olmaz bileşenleri olan dil ve din olan KÜLTÜR tarafından oluşturan ahlak ve gelenek ve hukuk ile düzenlenir ve belirlenir ve tanımlanır. Aslında dailer bir muktezilere hizmet ederler. Açlığını doldurman bedenin devamını sürdürür. Seksini doyurman toplumun bekasını sürdürür. Ancak bu boşluk ve açlık doldurma ve doyurmalar HELAL ve HARAM ile tanımlanmış ve EMİR ve NEHİY ile düzenlenmiştir.. ne ile ? Din, ahlak, gelenek ve hukuk ile. Ancak devreye bir de dil, san'at, teknik, bilim girmiştir. İşte bu bilim ve hukuk ilişkilerinin bir RESMİ tarafı bulunur ve bir de SİVİL tarafı bulunur. Resmi sıkar ve kısıtlar sivili sevilir ve çeker. Ancak sonuçta ikisi de birbirini etkileyerek ortaya YENİ resmi ve YENİ sivil çıkarır. Ancak ilişkilerinin özü; KAŞIMADIR.. sert olan resmisi sivil olan yumuşağı kaşır.. ancak bir süre sonra kaşıma yerine kanatmaya ve kan akıtmaya başlayınca YUMUŞAĞIN sahibi o SERT tırnakları KESER.. taraflar rahat eder.. böylece sert ve köşeli sertliğini ve köşeliliğini.. HARDWARE'liğni yumuşak ve yuvarlık yumuşaklığını ve yuvarlaklığını SOFTWARE'liğini.. yani DONANIM ve YAZILIM olmadan bilgisayar çalışmaz ve ondan yararlanılmaz. Bunun için uzamış tırnaklar sevilmez. Onbeş günü geçirmemeli.. lakin çağımızda TIRNAKLAR artık güzellik aksesurarı haline geldi.. bunlarla burun kaşımak mümkün değil.. tabi kadınlar için.. KADINLAR günü geliyor.. kadınların yazılım ve erkeklerin donanım olduğu bir dünya bir kez daha kuruluyor.. Ancak bizim derdimiz.. geçmiş ve gelecek arasında kalan bu günde.. sağlam ve sağlıklı yararlı ve verimle sonuçlar için canlı öğrenme ve diri düşünmenin YOL'unu YBA ile açmaktır. Öğrenmenin zevkini tercih ve düşünmenin keyfini tergib etmektir. Saygılarımla. OSMANZİYA 07.03.2024 üçyol izmir X'..Y'.. Z'... 07.03.2016 Sekiz sene önce Burasıda başka bir tablo.. duyulabilir görsel ve işitsel dünyadan söz edilmediği için bir sözcük ikinci kez kullanılmamış.. çalış ve çaba ve tasa hakkında hiç bir örnek ve misal verilmemiş.. bir ÖNERİ olmamış ki KARAR verilmemiş.. koşulların doğası veya dönenin kuralları hakkında bilgi verilmemiş.. usun kuramları ya da kurumuların ortaya koyduğu uz hakkında açıklama da yapılmamış.. yani adam bi kendini gösteriyor anlaşılmaz tablolarla lakin anlaşılır hiç bir şey göstermiyor.. ancak yine de SİMETRİK bakanlarlar için elektirik alıncak BAĞLAMLARB bulunuyor.. uz ile us.. yani vicdan ile akıl.. doğa ile döne yani tabiat ile tarih.. ad (isim) ile ar (harf)... bu durumda akıl ile vicdan İSİM üretirken.. tabiat ile tarih HARF türetiyor.. bizlerde her ikisini TÜKETEN var oluşlarız... Ad, iyidir.. ar ise, güzeldir.. iyilik ve güzellik bize yetiyor ki hak ve hakikat olan doğru ve gerçek yani sağlam ve salih BİLGİ'yi arayışına girMiyoruz.... İSTANBUL SÖZLEŞMESİ Teşekkür ederim.. tebrik ederim.. böyle bir etkinliği hazırladığınız için.. ancak insan hak ve hürriyetleri.. kadın hak ve hürriyetleri.. döneminden sonra sıra erkek hak ve hürriyetleri dönemi gelecek gibi görünüyor.. şimdi insan hak ve hürriyetlerinden önce neyin hakimiyeti bulunuyordu.. yani bir zamanların zayıfı kavi olduktan sonra kime zulm ediyor ki onun hak ve hürriyetleri mücadelesi başlıyor. Fakat şunun bir olgu olduğunu düşünürüm.. kavi ve zayıf temelinde emek ve özgürlük ideolojleri birbirini özler.. bazen özgürlük ideolojileri hakim olur.. hak ve emek ideolojileri muhalefete geçer.. bazen hak ve emek ideolojileri egemen olur.. özgürlük ve kuvvet ideolojileri muhalefet olur sonuçta hak ve hürriyet ile kuvvet ve hakikat dörtlüsü cereyan eder.. ancak bu alayış ve nümayış için de her bir insan ferdi kendini inşa etmek fırsatı bulur.. kendini.. cennetini ve cehennemi inşa ve imar ve bina eder ve çekirdek de sonradan ortaya çıkıp tezahür eder.. artık bunun beşer idi.. cin idi.. insan idi.. kadın idi.. erkek idi.. çocuk idi.. tartışmasının anlamı kalmaz.. KURTULUŞ ve YOLCULK devam eder.. ARINMA ve YAKLAŞMA ekseninde.. ancak mücadeleler verilecektir.. ben AİLE mücadelesini seçtim.. çünkü sağlam ve sağlıklı kadınlar ve erkekler ve çocuklar oradan çıkacak ve İSTANBUL sözleşmesi de kadın haklarını değil.. geniş aileden çekirdek aile geçmiş ve yalnız üç beş bağlantısı kalmış yuvayı.. KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ değl erkek erkeğe ve kadın kadına ailelere dönüştürmek projesidir. ve bu iş proje olmaktan çıktı.. artık bir program düzeyine geldi.. AİLE.. A ile B'nin C ortaya koymasıdır.. yani X ile Y'nin Z meydana getirmesidir.. bu da çoğalmanın yinelenerek artması değil.. yenilerek artması.. yani eşeyli üremenin kemal noktasıdır. Çoğalma yasasının tezahürü olan tensellik ve cinsellik programının uzun tartışmasına girmeden.. sadece.. tapılası karıları inşa edebilmesi için kocanın.. kulluk edilesi kocaları inşa edebilmesi için karının.. neden bir erkeğin üç karısı olması.. neden bir kadının üç kocası olmaması.. sorunu çözmek lazım. Bu problem doğal olarak çözülmüştür.. çünkü KADIN çocukları için erkeği arar.. KARADUL örümceği bunun belgesidir. Ancak manayı değil massı ve maddenin hazzını ve temasının zevkini esas alanların hak deliğini bırakıp bok deliğinde çukura düşmelerinin önüne de de geçilemez.. çünkü GAYYA çukura düşecekleri bekler.. midenin ekmek beklediği gibi.. cehennem de sevgililerini ister.. cenneti istiyorsak bundan yüz çevirmemiz gerekir.. fakat asıl kayıp ve yitik nedir biliyor musunuz ? Cennet çeker.. cehennem yiter.. ortaya bir devinim ve hareket çıkar.. ancak kadının ve erkeğin üstüne bir çıkış.. bulunmalı.. cennet ve cehennemin ötesinde.. yürüyüş.. olmalı.. belki de gereksinimlerimizin ötesindeki arayış budur.. diye düşünüyorum. osmanziya Düzenleyen osmanziya - 07-Mart-2024 Saat 14:39 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |