Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: osmanziya | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: osmanziya Gönderim Zamanı: 30-Mart-2024 Saat 23:59 |
Kendi bilimin ve hukukun kesiştiği yerde GOREN ve YBA ile GOSTEREN adam..GOSGOS'un Ziya'nin oglu.. Osman Ziyaoğlu.. Dedemin babasinin adi OSMAN imiş.. bunun için gobek adimı Osman koymuşlar. Rahmetli Babamın ismi ZİYA'dır.. Kendisinin ETİKA çevirisi dışında nerede ise bütün kitaplarını okudum felsefeci Hilmi ZİYA Ülken'dır. Yaşımız yetmiş bir.. 1990 dan beri YBA ile uğraşırım. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 01-Nisan-2024 Saat 13:29 |
Önce şu Mehmet Ali Taş Hocamın yaptığı şu ALINTI ile başlayalım: not: Bu öykü başka bir yerde Çin Bilgesi diye başlar.. "Öğretmen sınıftaki zeki ama aynı zamanda kıskanç öğrenciye sordu: “Niçin arkadaşlarını çekemiyor, onların yaptıklarını bozup kavga ediyorsun?” Öğrenci: “Çünkü, onların beni geçmelerini istemiyorum. En iyi ben olmalıyım!” dedi. Öğretmen masasından kalkıp, eline bir parça tebeşir aldı ve tahtaya bir çizgi çekti. Öğrencinin yüzüne bakıp bu çizgiyi nasıl kısaltırsın diye sordu. Hemen atılan öğrenci, “Çizginin bir parçasını silerim!” dedi. Öğretmen bu cevabı kabul etmedi. Öğrenci biraz daha düşündü ve eliyle çizginin bir bölümünü kapattı. “İşte kısaldı!” dedi. Bu cevap da yanlıştı. Doğru cevabı alamayacağını bilen öğretmen, tahtaya ilkinden daha uzun çizgi çekti ve “Şimdi birincisi nasıl görünüyor?” diye sordu. “Daha kısa” dedi öğrenci ve başını eğdi. “Bilgini ve yeteneklerini arttırarak kendi çizgini uzatman rakibinin çizgisini bölmeye çalışmandan daha iyidir” dedi öğretmen. Demek bir gerçek YARIŞ varmış bir de SAHTESİ.. müsabaka (yarış) ve imtihan (sınav) sözcüklerini işaretlediği kavramlar hakkında sadece derinlemesine bilgi.. sözcüklere bakma ya da başkasının tanımlarını öğrenme ile sağlanmaz. Fakat çoğumuzun da tümceleri ve sözleri yüzeyden okuyup anlamadan fazla vakti olmaz. Düşünme önem ve değer verilerek zor ve öğrenilmesi gereken bir iştir. Örneğin bu sık sık karşımıza çıkan öyküden fazla bir araştırma da yapmayız. "Kendinizle yarışın, başkalarıyla değil" ögütünde fazladan bir de resim konulmuş. Şimdi biz bir kaç SORU sorarak işe başlayalım: Sınav ve yarış arasında ne fark bulunur ? Ukelalığı akıllılıktan nasıl ayırırız ? Bilgileri zihnimize doldurma yani KURU öğrenme ile onları işleyerek yeni bir bilgi edinme yani CANLI öğrenme arasında nasıl bir ayırım bulabiliriz ? Bilinenlerden bir bilinmeyen çıkarma olan soruyu nasıl yararlı ve verimli hale getirerek DİRİ düşünmeyi nasıl gerçekleştirebiliriz ? Kıskançlık ile yarış arasında ne fark var ? Rekabet olmadan ilerleme olabilir mi ? Bir iki üç dört beş on DÜŞÜNME eylemi yapmadan düşünme öğrenilebilir mi ? on yirmi otuz kırk elli tablo incelenmeden YBA öğrenilebilir mi ? Kendin yapmadan başkalarının yapmasını taklid ederek nereye kadar gidilebilir ? Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız. osmanziya 01.04.2024 üçyol izmir 13:12 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 01:42 |
https://www.yontembilim.com/forum/new_reply_form.asp?TID=2267&PN=1&TR=2
İnsanın kendini tanıması.. insanı bilmesi.. başka nesneleri ve kimseleri bilmesi ve tanımasından zordur.. tanımada ve bilmede kullandığım kavramlar yetersiz kaldığı gibi değerlendirmede başvurduğu değerlerde eksik kalacaktır. çünkü her birimiz bir yönde yetkin bulunsak bile başka yönlerden yetersiz kalırız. Şu vereceğim örnek bu zorluğu daha iyi anlatır.. örneğin çeşitli artistleri tanırız.. onların filmlerde aldıkları rollerde yaşattıkları karakterler ne gibi bir ilişkisi vardır.. kötü adam rolundeki aktör.. kötü bir insan mıdır ya da iyi kadın rolündeki aktrist iyi bir insan mı dır.. bunu bilemeyiz.. ancak şu genel kanıyı her zaman taşırız.. ben kendim İYİ bir kimsedir.. en azından iyilik yapmaya çalışıyorum.. bana kötülük yapan kötüdür.. iyilik yapan iyidir.. bu oldukça BENCİLCE bir değerlendirme.. bunun egoist bir yaklaşım olduğunu bilmemize rağmen yine bunu sürdürürüz. Anlaşılıyor ki günlük deneyimimizde kendimiz ve benimiz hakkında bilgimiz yüzeysel kalmaktadır. Başka bir örnek İktidarı nasıl değerlendiririz.. iyi bilmişsek ona oy vermişizdir.. oy vermeyenler ise kötüdür.. bu da bencilliğimizin bir başka göstergesi.. Örneğin iktidar gelenekçi ise gelenekçiler iyidir ve bu durumda yenilikçiler otomatikman kötüdür gibi kaba bir değerlendirme çıkar. Bu duru aynen STANDART iyidir, patent kötüdür gibi kaba bir yargılama olur. Zamanla patent yerleştiği zaman standart olur.. bu sefer onu kaldırmaya kalkanlar olumsuz hale gelir. Başka bir örnek.. bizi iyilik yapan anne ve babamız yaşlanınca bize aykırı davranmaya başladıklarında bu sefer onları bencilce ve çocukça davranmakla suçlarız. Çünkü bizim yeni değer ve davranışlarımızı beğenmezler. Şu da var ki eski ve yeninin.. iyiliğin ve kölüğün.. olumlunun ve olumsuzun.. değerlendirmesini yaparken içine düştüğümüz bu İKİLEM.. geçici ve değişken roller ve karakterler.. bize insanı bilmemizde ve kendimizi tanımamızda tamamiyle ve kemaliyle yeterli değildirler. işte bu gibi bilgi ve içeriklerden ve bunlarda yapılan edebiyat ve vaazlardan sıyırılacak insanı tanımada ve dolayısıyla kendimizi değerlendirmede yeni bir YOL buldum. YBA ile kendimi görmeyi bıraktım insanı örmeye başladım. Osmanziya İnsanbilim yazan Mustafa BUĞUÇAM sayfamda YANITyaz .. başliği ile bir yanıt yazdım.. daha önceden başlığı OSMANZİYA olduğu için burada o paylaşım görünüyor.. ancak oraya vardığınız İNSANI göreceksiniz.. yazıda belirtildiği gibi burada sadece fotoğraf görünüyor.. onun hangi rolde ve ne gibi bir karakterde olduğunu belki yazıdan çıkartabilirsiniz.. insan insanı tanıtırken ister istemez kendini de tanıtıyor.. ARTİSTLER de böyledir.. ROLLERİ ve KARAKTERLERİ bize kendimizi yani insanı tanıtırlar.. biz onların gerçek karakterleri onlarla birlikte yaşamadığımız için bilemeyiz. Ancak ünlülerin bazıları hatta çoğu sık sık evlenip boşanırlar.. demek ki onlarda birbirlerini iyi tanıyamıyorlar.. şu da var ki bir ömür bir insanı tanımaya yetmiyor.. bu kendimiz olsak bile.. sonuçta kendini tanımada samimi ve ciddi olanlar yaşamında öyle başarılar ortaya koyuyorlar ki biz onları ESERLERİ ve YAPITLARI ile tanıyoruz. Kendilerinin nasıl olduğu kendilerini ilgilendirir.. İmamı Nursi demiş.. ahirette seni kurtaracak bir eserin bulunmuyorsa.. dünya da bıraktıklarını da değer verme.. fakat insanı dünyada bir eser bırakamıyor ise ahirete nasıl bir eser bırakabilir ki.. bu bakımdan dünyaya bıraktığımız eserler; evler ve evladlar.. kitaplar ve yapıtlar.. şirketler ve partiler.. dostlar ve arkadaşlar.. bas bayağı bir eserdir.. samimiyette safi ve ciddiytte halis isek.. İnşaallah ahirette de kurtarır. Osmanziya Düzenleyen osmanziya - 04-Nisan-2024 Saat 01:55 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 02:14 |
Bir kimsenin kendini tanıyabilmesi ve benini bilmesi bir kimsenin İNSANI tanıması anlamına gelir mi ?
Burada dört derin kelime bulunuyor: Kendini ve ben Tanıma ve bilme Hepsinden de derini İNSAN. Ancak yüzeydeki pek çok adlar ve sözcükler için sayfalarda sözler ve tümceler döktürebiliriz. Örneğin dünya ve konuşma.. dil ve düşünce.. din ve ibadet.. bilgi ve inanç.. bilim ve hukuk.. ticaret ve siyaset.. ekonomi ve politika.. maalesef ticaret ve ekonomi için TÜRKÇE bir kelimemiz bulunmadığı gibi siyaset ve politika için de TÜRKÇE word'ümüz bulunmaz. Türkçe için bulunmuyorsa Kürtçe için haydi haydi olmaz.. Amma çoğumuz çok türk-çülük ve pek güzel kürt-çülük yapabiliriz. Böyle saat gece saat üçlere yazar da yazarız.. Rabbimiz yazarlarda ve azarlardan yapmasın. Amin. Osmanziya 04.04.2024 02:26 Üçyol-İzmir NOT. Bu durumda insanın kendini tanıması ve benini bilmesi için günlük dilin düz yazısıyla EDEBİYAT yapmanın yeterli olmadığını anladığında derin işler için derin diller gerektiğini de anlamıştır. İşte YBA böyle bir çalışmadır. Tabloya metafizik ve parapisik kattık.. Beyazlattık ve aydınlattık.. Simetrik hale getirdik.. Perdahlatık ve parlattık.. cisim ve beden ile beyin ve zihin DİKEYİ SAĞ duyu dikeyi ve SOL Görü yatayı.. Bunlar arasında MAZİDEKİ ihzar ve MUZARİDEKİ icra ve ATİDEKİ infaz çizgisi gösterildi.. görürseniz.. insanı da örersiniz.. kim bilir belki.. çok ama zok zor.. kendinizi de tanıyabilirsiniz.. kendini tanımak ayrı bir sorunu ve benini bilmek başka bir problem.. tüm bu mes'elerinin üstesinden gelmek mümkün olmadığına göre en azından bir yerden başlamak lazım.. eğer bana sorucak olursanız insanbiliminiz ve islambilinimizi YAZMADAN ve YAPMADAN önce YBA dilini öğrenmek ve kullanmak ve yararlanmak suretiyle onu edinmeyle başlayabilirsiniz. Saygılarımla. Osmanziya Düzenleyen osmanziya - 04-Nisan-2024 Saat 02:29 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 05:40 |
SOL GÖRÜ
BİLMEK VE DÜŞÜNCE YAPMAK VE DUYUM DUYUM ve yapmak ile.. DÜŞÜNCE ve bilmek ile.. Ortaya çıkan sol GÖRÜ.. Nazarın MANZARASIDIR. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 05:42 |
SOL DUYU
SEVMEK VE DUYGU İSTEMEK VE DİLEK DUYGU ve sevmek ile.. DİLEK ve istemek ile.. Ortaya çıkan sağ DUYU.. Niyetin MUBSIRASIDIR. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 05:47 |
türlenme ve evrim
anlatılmaya çalışıldı.. evrim kadar devrimde bulunur yaratılış kadar buyruluştu olur deneyim kadar dayatımda söz konusudur dürülüş kadar diriliş ortaya çıkacaktır. Bu ilahi kanunları birbirinden ayırmak hatadır. Yukarıdaki tabloları şakkadanak bir anda yapmıyorum.. otuz kırk kadar dosyadan ve tablodan sonra teraküm ve telahuk yani EVRİM ile ortaya çıkıyorlar. osmanziya 04.04.2024 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 04-Nisan-2024 Saat 17:59 |
Bu zaman zaman yenilediğim linkte K ve P Projesi bulunuyor.
Yanlış yapılınca bu deneme ve yanılmanın yanılması olmayınca ders alınmıyor.. tamam da.. fakat yanlışı ve yanılmayı nasıl ANLAYACAĞIZ. Çok basit; BAŞARISIZ kalınca. Sıkıntı şu ki "Başarısız" olduğuma inanmıyorum. Başarı.. baş "ar"ı olmak mıdır ? Eğer bu ise başarısız sayılırım. Ancak benim BAŞ arı olmak gibi bir amacım bulunmuyor ise ? Bulunsaydı ya şimdiye kadar başarı olurdum.. baş arı olurdum.. baş arı olamıyorsam o zaman bırakırdım. Sadece içinde bulunduğum alışkanlıklardan çıkmayan birisi olarak başkalarının da canlı öğrenme ve diri düşünme yoluna durmuş öğrenmelerinden ve donmuş düşünmelerinden çıkamadıklarından giremediklerini düşünüyorum. Benim de bildiğim ve fakat içinde çıkamadığım kahrolası alışkanlıklarım bulunuyor.. belki bunlardan çıkmadığım için baş arı olmak istemeyen "başarıyı" yakalayamıyorum. Buna rağmen KENDİ İÇİNDE GENİŞLEME VE GELİŞMEMİ sürdürürken yine de hiç olmazsa YBA tanıtma ve beğendirme işlerini sürdürüyorum. Kim bilir.. bir kimse reklam ve propagandalarımı ardında bulunan YBA tanımak için tablolarımı versiyon sırasıyla izleyerek ve incelmek suretiyle onların yalından karmaşığı doğru genişlemesi ve gelişmesini imgeleyebilir ve irdeleyebilir. Saygılarımla Sağlıcakla kalınız Osmanziya 04.04.2024 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3413 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 09-Nisan-2024 Saat 05:48 |
Bu resim benim potansiyelimiz gösterir. Ancak ne kadarı gerçekleştirdim.. Bu possible probabilite'me bağlı ABİLİYETTİR. YANİ bana tahsis edilen KABİLİYETİME göredir. Yani ablalarıma göre hareket eden bir erkeğim. Ablalarımın yaptığı tablalar ki bunlara TABLO diyorum. Burada YAZILAN tablolar görülüyor. Bir de TABLOLAR bulunur ki buna DEFTER-İ AMEL adı veririz. Ahseni takvimden ahseni amele giden bu tablolar, imamı mübin ve kitabı mübin arasında resmedilirler. Şimdi buraya yapıştırılan son tablodan evvelki 25'e yakın tabloyuda buraya bindireceğim İnşaallah. 20240409_054853_DENGEUYUM.zip |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |