Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: hur-ruh projesi Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3438

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: hur-ruh projesi
    Gönderim Zamanı: 22-Mayıs-2024 Saat 10:36


ZİNCİRİ KIRARSAN...




ALANLAR va ARALAR



Nefsine Sâhib ve Enesine Hâkim INSAN.. hür-ruh projesinin AMACI

Bir türlu nakdini hâsib ve vaktini tâkib edip nefsine sâhib olamayak kimse günune de mâlik olamaz.

GÜNUNE MÂLIK olabilmek..

Bir turlu salahıni rakıb ve sıhhatini tabîb olamayan kimse dininin dec meliki olamaz..

DİNINE MELIK olabilmek..


Cennetin Kralligi KUDUSU ele geçirmek ve oranin HAKIMIYETINI sağlamak oldugunu düşunen yahudilerin.. hristiyanlarin ve muslumanlarin yanildigi.. meryemin amına ve ademin toprağina RUHUNU UFLEYEN sayrılari.. sanrılari.. sözde ilahlar ve sözde tanrilari.. olabilir mi ?


Olamazsa o zaman bizim sivil filozofimiz ve teozofimizden once resmi FILOLOJIMIZI ve TEOLOJIMIZI gozden geçirmemiz gerekiyor.


Koru körune Yaratiliş ve Evrim catışmasi ile banal dincilik ve bilimcilik tartişmalarinin kimseyi bir faydasi olmuyor ki eski inandigi Âdem hikayesinin ya da Evrim masalinin yalan ve yanlişlarin gercekci ve akilci bir uslublar anlatanlara hiç rastlamiyoruz. Çunku bizim öncelikke saglam ve saglikli bilgilere ve degerlere duyarli bir ZIHIN inşa etmemiz gerekiyor.

ÇOK PAYLAŞILAN VE BEĞENİLEN YAZIM:

Aydın insan kendini ışıklandıran bir kimse midir yoksa başkasına ışık veren mi ? Başkasına ışık vermeyecekse kendi aydınlanması ne işe yarayacaktır. İslam dünyasında ilk dört yüz yıllarında âlimler kendileriyle birlikte başkalarını da ışıklandırdılar.. bu nedenle toplumda cahil-alim farkı azalmıştı.

Bu paylaşımda FOTO olarak:
“BİR APTALIN HATASINI DÜZELTMEYE KALKMAYIN SİZDEN NEFRET EDECEKTİR. BİR BİLGENİN HATASINI DÜZELTİN SİZE MİNNETTAR KALACAKTIR.” Capsını kullanmıştım. Dedim ki:

Buda.. Lao ve Konfiçyüs gibi Çin ve .. Hind bilgileri ise kişisel gelişimi esas olan bu şekildeki davranışlarıyla bilenlerle bilmeyenler arası uçurum açıldı ve bilim ve din adamlığı ( entelijensiya) sınıfı doğdu.. batı da ise ilim ve bilgi yerine para ve mal hırsı ve farkı ortaya çıktı ve burjuvazi sınıfı yükseldi.. halk battı.. öylesine battı ki kapitalizme ve masonluğa ve zenginliğe muhalif marksizm ortaya çıktı.. bizim kültürümüzde son bin yıldır düşünme durdurulduğundan felsefe ve hikmet gelişmedi.. son üç yüz yıldır düşünce ve fikir dondurulduğunda bilim ve hukuk buz dolabını konuldu.. İÇTİHAD kapısı kapatıldı.. bu yüzden bilim ve kuvvet ve dünyayı yitirdik.. şimdi değil İslamın Hakikatını.. kendi insan hak ve hürriyetlerimizi de savunacak halimiz kalmadı.

Şimdi uygarlığımız doğunun ve batının ve doğu ve batı arasında islam dünyasının bu deneyimlerden yani tarihinden ders alarak hem kendini koruyacak hem dünyayı kurtaracak bir yol arıyor. Körü körüne inanıp boşu boşuna savaşmanın yerine geçecek bir barış tuneli açmanın çaresine bakıyor.

Bu ne olabilir ?

osmanziya 20.05.2024 üçyol izmir yontembilim.com

Burada Değerli bir Arkadaşımızla müdavele-i efkarda bulunduk. Orada dedim ki: Bilmukabele.. Rabbimiz akibetimizi hayr etsin. Amin. Akibetimiz hakkında karar bize ait değildir. "ibadetin sebebi emri ilahi neticesi rıza-yı ilahidir." Rıza ve kabul O'nundur.. bu hükmü de hepimiz MAHKEME-İ KÜBRA'da alacağız. Hatta oradan burada yaptığımız tartışmalarda içine düştüğümüz ihtilaflarla çözülecektir. Şimdi burada bize düşen emri ve muradı ilahinin ne olduğunu konuşmaktır. Biz bu noktada KALBİN selametinin ve AKLIN salahının istikameti tutturmakta gerekli olduğunu düşünüyorum. Akıl nedir.. sıhhatı nedir.. kalb nedir.. selameti nasıldır.. gibi soruları ayrı ayrı tartışmak lazım. akıl ve kalb kuralları ve koşulları gibi lisanın SALİM olması ve naklin SAHİH bulunması konusunda ayrıca konulması gerekiyor ki bu da bizi daha geniş bir EDİLLE-İ ŞERİYYE mevzuuna getirecektir. Saygılarımla


Bu paylaşımım aldı başını gidiyor.. 550 beğeni 250 paylaşım yaptı DÜNYA UYGARLIKLARI öbeğinde.. an itibariyle 620 beğenme 282 paylaşım… 22.05.2024 14:56




[01:03, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: VUCUDU
Muhtevayı..
Mahiyeti..
VUCUBU

AYNIYETI
Huviyeti
Şahsiyeti..
KUTBIYETI
Ferdiyeti
Rabıtası
NISBETI
Kesreti
Kıllleti
MISLIYETI
Kebiri
Sagiri
MÜŞAHETI
Sureti
Şekli
Kışrı
Lübbü
GAYRIYETI

Düşüncenin tabanina düşunce ince ince düşünmece olan düşüncemeler.

Bunlara girmeden de YÜZEYDEN Evrime yaslanarak bir descriptif TEŞHIS ya da Yaratilışa baglanarak bir reductif TARIF   ortaya konulabilir. Bu tesmiye ve tecrid diğerleri gibi işe yarayan ve bu yüzden kabullenilen bir meta olabilir. Fakat bu tekno bilgi gibi idea bilginin işe yararliktan öte bir degeri kalmaz. Diger işe yarar bilgiler gibi bizi KABIR kapisina kadar göturebilir.
[02:37, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Mevlana'ın ünlü kapıları ayırt eden ensede patlatılan TOKAT'lardan söz ettiler. Dedim ki her çağın kapıları farklı.. bu çağın kapılarının da şunlar olduğunu anlıyoruz diye düşünüyorum. Birinci kapıdakiler şahıslarla ilgilenir.. mal ve mülk ve evlad edinmeye değer verir. İkincisi katmandakiler olaylarla ilgilenir.. sağlık ve eğitimlerine para harcarlar. Kişileri bağlanmazlar. Üçüncü tabakada bulunanlar kişilerin ve kazanımların.. varlıkların ve olayların.. OLGULARA indirgenen bir ALAN'ının bulunduğunu görürler. Geçmişte bir alanının değil bilinebilen alanların koşulların yasalarının bilinmesi ve kurallarının yasaklarının saptanması kolaydı.. mütebahhir denilen kimselerde okyanus gibi BİLGİ ve FİKİRLERİ ile eskiden büyük olmayan kitleleri etrafında topluyordu.. böylece çeşitli alanları cemadat.. hayat.. şuur.. iman tabakalarını olgularını ve fikirlerini tertip ve tasnif etmede zorlanmıyorlardı. Batı da Aristo ve doğuda İbni Sina gibi kadim zekalar bir kimsenin entelektüel ihtiyacını gideriyordu. Artık şimdi nerede ise her birimizin aldığımız tahsile bağlı bir ALAN bilgisi bulunuyor ve fakat buna rağmen her şeyi BİLİR gibi davranabiliyoruz. Dile getirebiliyorsak yararlı olacağı inancıyla bilgilerimizi paylaşmaktan büyük zevk alıyoruz. Hatta paylaşmak daha zevkli.. başkalarının bilgilerini bu yüzden pay ediyoruz. çünkü Kişi'ler önemli.. olay'lar değerli.. olgu'lar bilgili.. ve kendi benimizde dahil gelip geçen bu önemler ve değerler ve bilgiler bir OLANAK'tan fazla bir kimse ve nesne olmadığı halde nasıl bir BENLİK taşıyorsak bundan nesne ve kimse taşıyan ÖZNE'mizin ötesine ÇIKAMIYORUZ. Çünkü ezberlerimizi aşamayan ÖĞRENMELER.. taklitlerimizi öteleyemeyen DÜŞÜNMELER.. canlı ve diri değil. Bu yüzden "kişi-olay-olgu" HARF'inin ötesindeki İSMİMİZE geçemiyoruz.. Harf yazınca "Harun Sönmez" (HS) aklına getiren Face gibi Mustafa BUĞUÇAM (MB) da sadece bir HARF.. fakat dile getiren ve dillendiren bir AR.. SONUÇTA Mevla'nanın kapılar ile bizim kapılar belki de aynıdır. Sadece anlatımı farklı oldu. Zaten YENİlenen YİNElemeleri ayırt etmekte kolay değildir. Saygılarımla. Sağlıcakla kalınız. osmanziya yontembilim.com
[02:38, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Mevlâna’nin 4kapı hikayesi Öğrencilerden biri mevlânaya sormuş;
“Efendim bu 4kapı meselesini pek anlamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”
“Șimdi bak,Karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsinin rahlelerine eğilmiş .sen git bunlarin hepsinin ensesine samar at, sonra gel anlatıyım.”
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat atmış .tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana’nın öğrencisi yere yığılmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasından itaat var.
Yaradana güvenip ikinciye’de bir tokat atmış . Oda tam kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş .
Öğrenci devam etmiş üçüncü’yede tokat atmış. Üçüncü şöyle kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş .
Dördüncü tokat yemesine rağmen hiç oralı olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci mevlâna’ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana “işte sana örnekler …
Birinci şeriat kapısını geçmiş biri idi. şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti
İkinci tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı , tam tokadı iade ettcekken tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi “sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü oturdu
Üçüncü marifet, kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek yaradandan, geldiğini bilir inanır. Yaradan bu kötülüğü hangi iblisi alet etti diye merakından söyle bi dönüp baktı
Dördüncü, hakikat kapısını geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile…”.
O yüzden siz siz olun daima bilincinizi bir üst boyuta hazırlayın.   Olmamışlar gibi tokata, tokatla cevap vermeyin.. Çünkü İlahı olanın kendisi, kendine olmamış gözü ile bakmakta..
[02:46, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Dort Kapı dunya.. dil.. düş.. din
[04:06, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Yarı aydın.. nim munevver.. aklın nuru fununu medeniye.. kalbin ziyası ulumu diniye.. Imamı Nursî.. mukemmel olanin optimum ve vasati oldugu kabul edilir.. solda ya da sağda buyukler olabilir.. dogunun sağda buyukleri ile batınin solda buyuklerini ÖNCÜLER olarak ilân ettim. Fakat insanin gözü orta yumurtalari degil de buyuk yumurtalari ve iri kalçalari MÜKEMMEL görür. Şimdi sunagim tablonunda KELIMELERI mebzul ama mevzun miktar bir meksur.. amma mükemmel degil.. çunku şimdilik benden başka anlayani olmuyor
Şimdi onu paylaşarak özelimden çikarip anlayacak gelecege iletiyorum.




[06:17, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Sıkintımız yarı aydinlik zihinler.. dini bilip bilimi bilmeyen.. bilimi bilip dini bilmeyen.. aydinlar.. bunlara aydin degilde ALAN BILGISI OLANLAR demek lazım.. ABO.. fununun bir dali fenin bir alaninda.. bilgisi bulunanlar.. din 300 senedir hayatin içinde bulunmadigi için onun uygulanabilir ALANLARI olmadi.. dilin bilime ve fenlere donuşmesi gerçeklesti de dinin hukuka dönüşmesinden başka çeşitlenmesi ve dallanmasi sağlanmadi.. fakat dilin de bol bulunan fenlerinden de bir HIKMET çıkmadı.. buna parelel olarak dinin hukuka dönüsen kuram ve kurumlarinda.. san'at ve uygulamalarindan bir AHLAK ve yansımasi olmuyor.

Belki bu dilin iktisad temeli uzerine yukselen bilim ve fünundan ve teknolojidekj   HIKMET ile dinin adalet zemini uzerinde ortaya çikan siyasetteki ve ideolojidekki AHLAK bundan sonra ortaya çikacak.

Biz bu yuruyusun ana arterlerini dile getiriyoruz ayrintili dilegetirmeleri.. yarı aydin olmayan.. ihtisas ve alanlarin uzmanlarinin işi..

Sonuçta beşer türunun misyonu.. iktisat ve adaleti sağlayan.. dili ve dini birbirini butunleyen ve böylece SALAHI gerçekleştirecek kulturlerin inşa edece uygarlik ve insanligin.. islamiyetin yolunu açmasi.. İnşaallah.
[06:32, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: KIRMIZI Nakli sahih ve lisani salim ust yapisi ile MAVI akli salih ve kalbi selim alt yapisi
[06:42, 22.05.2024] Mustafa BUGUCAM: Biz bu çalişmaya YBA biçimini göstermek için başlamiş ve mavi ve kirmizi noktalardan oluşan ÇIZGI ve HATT'lar ortsya koymuştuk ve daha sonra bu icerikleri BILGİLER gibi görünen DÜŞUNCELER ile ince inci dolduruverdik.. bana göre inci gibi gorunen bu çizgiler başkasi için bir pirinç tanedi degilde bir taştir.

Fakat inci de çekirdeginde bir taş olan pirinç degil mi.. işte YBA surucu ve aygiti taşı ve princi ve inciyi ayirt etmek için inşa edilmiştir.





Düzenleyen osmanziya - 22-Mayıs-2024 Saat 14:57
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3438

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Mayıs-2024 Saat 12:03
BÜYÜK HARF

KÜÇÜK HARF

ORTA HARF


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3438

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Mayıs-2024 Saat 12:05
KARIŞMA

20240522_144422_KARISMA.zip




Burada yalından karmaşığı versiyon sırasıyla ilerleyen 26 tane dosya bulunuyor.. bunları yalından karmaşığa izler ve incelerseniz büyük bir olasılıkla kavrayacaksınız.. eğer sabır ve ısrarla irdeleme ve imgelemelerinizi sürüdürseniz düşük olmayan bir ihtimalle anlayacaksınız..

Bu dosyalardan orta sırada ve son sırada olanları resim halinde yapıştırıyorum.






Bu tabloyu günlük dilin düz yazısına çevirebilirim ve sizde gayet rahatlıkla anlayabilirsiniz.. bu tabloda bir sözcük ikinci kez kullanılmamıştır. oysa özyinelemeli dille günlük anlatımınızda bir sözcüğü istediğiniz kadar kullanabilirsiniz.. hatta Skiner'in şu ingilizce tümcesinde " Buffalo Buffalo Buffalo Buffalo Buffalo Buffalo Buffalo "örneğinde olduğu gibi gayet anlamlı olarak kullanabiliyorsunuz.


Eğer bende "HAZIR açık ve seçik SEHİL" yani anlaşılır böyle bir anlatım yolu seçseydim.. sizler bu tablo üzerinde düşünmezdiniz.. iki kelimeye bir araya getir bir mana çıkaramaz.. iki sözcüğü yakınlaştırıp bir anlam elde edemezdiniz..

Ben bu yol 2000 den beri sürdürüyorum bu sayfada ancak bir kişi bile bana dönüp anladıklarının eleştirisini ve anlamadıklarının sorusunu iletmedi ya da iletemedi.. bunun çeşitli nedenleri olabilir.. ancak ben yolunda israrlıyım.. çağdaşlarım anlamazsa gelecekte anlaşılacağını kesinlikle inanıyorum.







Düzenleyen osmanziya - 22-Mayıs-2024 Saat 14:47
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk