Rabbini bilen insanı (kendini) bilir.. insanı (kendini) bilen rabbini bilir.. bu kelam-ı kibarı Rabbini bilen beni bilir.. beni bilen rabbini bilir.. şeklinde de denilebilir.. denilmesine de beni.. kendini ve insanı bilmek ve tanımak öyle kolay bir iş değildir.
Biz bir ömür YBA gibi hızlı anlam sürücü ve kolay anlatım aygıtını kullanmamıza rağmen bir türlü bu işi başaramadık.. hâlâ da insanı.. kendimi ve benimi tanımaya ve bilmeye çalışıyorum.
Saygılarımla
Dinnur Yaşar



BEN neymişiM be abi.. ?

Ben bilinmeyince bildigimiz başka butun şeylerin ANLAM'ı.. nesnelerin ve kimselerin.. öznelerin ve yuklemlerin.. mânâsı bulunmuyor.. işlerin ve işlemlerin ve işletimlerin.. eylemleri ve etkilerin ve etkinliklerin ma'nasi olmuyor..

tâ ki sen NE imişsiN be Abi.. ya da ben KİMmişiM be Abla.. veya biz nasil ÖZNE oluyoruz.. diyene kadar!

Yunan uygarligında LOGOS ile RATIO arasına yerlestirilen bu EGO yani dilin birinci tekil sahsi olan KIMSE en gizemli "anlam"lardan biridir.

Hitit ve Mısır uygarlığından sonra ortaya çıkan Yunan uygarlığının ilginç sonuçlarından biri Sokrat ve Platon mirasını fırsata çeviren ARİSTO'nun yetiştsirdiği İSKENDER'in olağanüstü bir şekilde.. o zamanlar dünyanın okyanusu olan Eğe Denizini bir Yunan gölü haline getirmesi.. Yunan ve Fars kültürlerinin hibridi olan HELENİZMİ ortaya çıkarmasıdır.

Demem o ki ortada olan orada olan akıl (RATIO) ve dilin (LOGOS) tercüme olayından sonra İslam daha doğru Arap uygarlığında bir canlanma ortaya konulmasıdır.

Elbette tarih boyunca benim dilim senin dilini döver.. benim dinin senin dinin döver.. benim kültürüm senin kültürünü döver.. benim babam senin babanı döver gib ÇOCUKCA haller olacaktır. Bu normal ve doğaldır. Olağan olmayan bu saatten sonra benim teknolojim senin teknolojini döver benim ideolojim senin ideolojini döver gibi BÜYÜKÇA hallerdir.

Döver.. söver.. över bu BEN'in yaptığı iş.. renkler ve zevkler tartışılmaz.. dileyen dileyene karşı tarafa geçer ver yansın eder.. dileyen hepimizin İNSAN olduğunu anlayıp birbirine yardım eder.

Saygılarımla.

Osmanziya 20.06.2024 üçyol izmir.




İnsanın öğrenmesi ve düşünmesi her şeyden önce merak ve meram gerektiren bir IŞK ile oluyor.. nasıl ki nefsin iştahından ve ruhun iştiyakından ibaret olan AŞK bulunuyorsa bir de akıl ve kalbin merak ve merakını gerektiren başka bir ŞIK var ki bu da IŞIK "ışk"tir.

Fakat ışk aynen aşk gibi belli bir hazırlık ve deneyim ve genişleme, gelişme isteyen bir etkinlik.. "ışk" yerleşmiş bir sözcük değil.. zaten tüm sözcükler zamanında beğenilmiş, tutulmuş ve yerleşmiş değildi.. daha önce değişken ve terimleriyle.. değer ve tanımlarıyla.. tedvin ve tekevvün etmiş olması gerekir.

Kültürün olmazsa olmaz bileşenlerin olan dil ve dinin ortaya koyduğu etkinliklerle uygarlığın oluşması sırasında dil bilim ve dinin hukuk haline gelerek ticaretimizi ve siyasetimizi daha sağlam ve sağlıklı hale getiriyor. Bu arada "kültür"ün kültürleme ve kültürlenme ve kültürleşmesinde dil ve din kadar yiyecek ve içecek farklılıkları da etkili faktörlerdir.

Takiyettin Mengüşoğlu insan ve hayvan dünya ve çevre isimli yapıtında insanın olmazsa olmazlarından yirmiye yakınını sayıyor. Elbette bu olmazsa olmazlar çeşitli kültürlerin yazarlarını göre değişebilir. Hatta şu anda okuduğum Bitki Zekası isimle yapıtta Zekanın tanımı zekaların sayısına göre değişeceğini şaka yollu anlatıyor. Fakat Zeka denilen bir nesneyi bilmezsek bir YAPAZ ZEKAYI yapabilir miyiz ? Fakat biz bu yazıda zeka ile değil de BEN ile işe başladık...

Saygılarımla

Osmanziya 20.06.2024 üçyol izimr




Düzenleyen osmanziya - 20-Haziran-2024 Saat 13:03

Hayatın içinden denildiğinde hayatı bir kültür olarak aldığımızda kültürler sayısının hayat tarzı ve tipi bulabiliriz.. fakat bunların hepsinde bulunan bir cevher söz konusudur; Ben.. ene.. enaniyet.. ego.
işte bizde bu konuda web sitemizde bir paylaşımda bulunduk. Ben.. benlik.. bencillik.. gibi hayatın ve şuurun.. bireyin ve toplumun esaslı olayını.. olgusunu.. ele aldık ve BEN kavramına bir açık ve seçik tanım getirmek istedim.

Tablo da göreceğiniz gibi BEN, dil ve zihin.. logos ve ratio.. dil ve düş.. arasına sıkışıp kalmış.. nesne desen değil.. kimse desen değil.. bir ÖZNE.. bu özneye bazen bir adamın ismini verirler.. bazen onu Evrim ya da Yaratılış adıyla TANRI yaparlar.. fakat çoğu kimse de aslında "özne" ben neymişim be Abi.. diye kendine derinlemesine ela almayı düşünmez.

Fakat kolay değil tabi bu iş.. olsun.. biz yine de el attık bu işe...

Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.

Dinnur YAŞAR 20.06.2024 üçyol izmir