Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: farmakoloji | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: farmakoloji Gönderim Zamanı: 15-Temmuz-2024 Saat 12:50 |
DEMOKRASİNİN karşıtı ve antisi ve kontrası yine DEMOKRASİDİR.. fakat insanlar başka bir isim taktıklarından çelişirler ve çatışırlar ve hatta savaşırlar.. yani kendi demokrasilerine.. örneğin HÜRRİYET-İ ŞERİYYE derler.. fakat başkalarının özgürlüğe ilişkin koşullarına.. kurallarana.. yasaklarına.. yasalarına DEMOKRASI adı verirler.. böylece şeriat ve demokrasi kavgası başlatılır. Yani alıştığımız demokrasi bizim demokrasidir.. şaşırdığımız belki de hoşlanmadığımız hattı kızdığımız demokrasi sizin demokrasidir.. ot oburlarının ve et oburlarının demokrasisi gibi bir şey oluyor.. Değerli bir arkadaşım alışmaya karşı şaşırmayı koymuş.. bende erteleme karşı erkenlemeyi öneriyorum.. erkeleme desem de olabilir çünkü tehire karşı acele etmek bir ERK işidir.. yani işine erkene almak güçlü bir iradeyi ister.. amma asıl karşıtlık şu iç ve dışta.. ne mi demek istiyorum ? Açıklayayım: Google FARMAKOLOJİ nedir deyince bunu dedi: İlaçların ve ilaç olabilme potansiyeli olan maddelerin kaynakları, aktiviteleri, etki mekanizmaları, yararları ve yan etkilerini kısaca biyolojik etkilerini inceleyen bilim dalıdır. Demek istiyor ki ECZACILIK.. Zaten eczacılık kimyanın babası.. dedesi ise al-şimi.. Derler ki kimya bilimi ilm-i simya'dan çıktı.. simya bilimi ile unsurları yani elementleri orta çağda altına çevirme araştırmasıdır. Antik ya da kadim ilimlerde bütün disiplinler bir arada bulunur ve bu konuda bir insan fizik kimya bioloji ne varsa hepsini bilir. Son böyle insanın Thomas Young olduğu söylenir. Alşimi sanırım EL-ŞİMİ demektir.. bu sözcükte kuvve-i şâmme'dan kaynaklanmaktadır. Kuvve-i ŞÂMME ise dört beş dış duyumdan birisidir. Kuvve-i Basıra (görme duyusu) kuvve-i Samia (işitme duyusu).. kuvve-i Zaika (tatma duyusu).. kuvve-i ŞAMME (koklama duyusu) ve kuvve-i Lâmise (dokunma duyusu) bütün bunlarda HAYVANLARLA ORTAK "hiss-i müşterek"imiz olan hassasiyet ve duyarlıkta toplanırlar. Peki hiss-i müşterek nedir? İç beş duyumuzdan biridir. Bu sefer iç beş duyuya başvurmamız gerekiyor. Bunlarda ; kuvve-i Vâhim (İrdeleme) .. kuvve-i Müdrike (Algılama).. kuvve-i Hayaliye (İmgeleme).. kuvve-i Hafıza (Belleme) .. işte tablolarımda HASSASİYET dediğimde dış bey duyuyu ve HİSSİYAT dediğimde iç beş duyguyu kasdediyorum ve fakat iç (DAHİLİ) ve dış (DAHİL) denilen şeyin ne olduğunu bilmiyorum. osmanziya 17.07.2024 Düzenleyen osmanziya - 15-Temmuz-2024 Saat 14:52 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 15-Temmuz-2024 Saat 15:15 |
Dış duyarlığın (hassasiyetin) beş duyusundan görme ve işitme uzak.. dokunma, tatma ve koklama YAKIN DUYULARDIR.. Hatta sanırım kenelerde sadece bir duyu bulunur DOKUNMA.. sıcaklık ve soğukluk ile sertlik ile yumuşaklık.. bizim gibi diğer hayvanların koklama ve tatma duyumları bulunmaz. HİSSİ (sin) MÜŞETEREK dediğimiz HUSUSİYET (sad ) insanlarla hayvanlar arasında ORTAK bir PLATFORM.. bu zeminin üstündeki DUYULAR ile altındaki DUYGULAR birbirinden ayıran bu tablo bir KURGU, bilgilerimize ve bilimlerimize yakın bir ÖRGÜ yapmaya çalıştım. Dış beş hissin birbirinden ayrı hususiyetleri bulunuyor ve bu hususiyetlerin duyum eşikleri bulunuyor. Örneğin GÖZÜMÜZÜN görmesi dört bin ansgtrom ile yedi bin ansgtrom arasında dalga boyuna açık.. bunun altındaki mor BERİSİ ve bunun üstündeki kırmızı ÖTESİ elektro manyetik dalgalara açık değiliz. KULGAĞIN işitme sınırı desibel olarak belirtilir. KOKULAR ve TATLAR moleküller kadar çeşitlenirse yani sınırı bulunmuyor gibi görünsede moleküllerinde bir HUSUSİYETİ (tad ve koku olarak) bulunur ve bilim bütün elementleri ve bu atomlarla yapılan molekülleri iciğine ve ciciğine kadar BERKELEY Üniversitesinde saptadı. Sayısı sınırsız olmasına rağmen GÖZLEM ÇEVREMİZ (rasat sınırımız) SINIRLIDIR.. ancak bu beş duyunun hepsini beyin DERİ (reseptör) birliği ve birlikteliği nedeniyel TEK BİR HASSASİYET olarak algılar. Bu duyumları hususiyetleri farklı olmakla beraber bir de bizim onları ALGILAMA ORTAMIMIZ.. sınırlıdır.. mesala tadı ağız içi ORTAMDA alırız.. ossuruğu oda içi ortamda koklarız.. gürültüsü şehir içi ORTAMDA duyarız kulağımızla ve görüntüyü sanırım ortalama BİN IŞIK YILI ortamda.. yani OPTİK teleskoplarla veri aldığımız BEŞ MİLYAR ışık yılı söz konusu.. RADYO teleskoplarla bi yedi milyar ışık yılını çıkıyor.. on milyar ışık yılı uzaklaştakı yıldızları göremiziyor.. çünkü onların uzaklaşma hızı IŞIK hızını yaklaşıyor ve onları GÖREMİYORUZ.. ne oldu.. görmemizin koşulu görmemize engel haline geldi.. dediklerimi BİLİM YALAYANLAR anlar.. anlamayanlarda beni YALANLAR.. aslında yalamak ve yalanlamak bizim iki büyüz YILAN'ımız. dış beş DUYU (Nefsin yalaması) ve iç beş DUYGU (Aklın yalanlaması) dikkatli olunması gereken iki KAPIYI biz gösteriyor.. tabloda bu KAPILARI kara ve siyah gösterdim.. aslında birini kırmızı diğerini mavi göstermeliydim. Saygılarımla Sağlıcakla kalınız osmanziya 15.07.2024 üç yol izmir. |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3386 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 15-Temmuz-2024 Saat 15:32 |
"Kimyaya ilişkin demokrasi" ne demek Sorunuz için teşekkür ederim.. ayrıntılı yanıtı burada https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2390 fakat kısaca yanıt isterseniz psiklojik renkler ve kimyasal zevkler tartışılmaz demektir.. DEMOKRASİ ise bu kadar türlülük ve çeşitlilik içinde birlikte yaşama azmi ve iradesi anlamına geliyor.. derim..
Hacer Ozkara Hanım "psikolojik renkler olduğunu bilmiyordum, bu aynı olayda farklı duygular anlamına mı geliyor? Ve insanların bu farklılığa rağmen kabul edisleri demokrasi oluyor" diyorsunuz. Yanıtınız için teşekkür ederim. Psiklojik renkler şöyle açıklayabilirim.. insanları bazıları özgürlüğe önem veriyor.. sonsuzluğa değer vermiyor. Bazıları tam tersine sonsuzluğa değer veriyor, özgürlüğü önem vermiyor. İlki genellikle SOL ikincisi SAĞ eğilimlidirler. Ancak çoğumuzun bu BULUNMAYAN sonsuzluk ve OLMAYAN özgürlük konusunda fazla derinliği bulunmuyor. Diğer taraftan hem sonsuzluğu hem özgürlüğü ikisini birlikte önem ve değer verebilmekte kolay bir iş değil.. çoğu zaman bu ikisi birbirini dışlarlar. Fakat özgürlüğün ve sonsuzluğun kökenini ve neliğini bildiğimizdi bunan o kadar zor olmadığını görürüz ve fakat bu da bir ömür gerektiren deneyim ve birikim ve kazanım ister. Bununla beraber DEMOKRASİYİ anlamaya çalıştığımızda.. ki linkini verdiğimi yazımda bunu anlatmaya çalıştım.. bunun solun ve sağın YAN olduğunu anladığımız.. YÖN olmadığını bildiğimizde.. pek ala sağlanabileceğini düşünüyorum. Buna bir örnek AYHAN ŞAHENK'tir.. şimdi sol KIZIL sağ YEŞİL.. bu marksist ve müslümanların ortasında MAVİ masonlar yer alıyor. Bir de kırmızı MİLLİYETÇİLER bulunur. Benim rengimi sorarsanız benim ki SARI'dır. "Enerjimiz ne kadar net ve temiz ise dileklerimiz o kadar çabuk ve düzgün gerçekleşir." diyorsunuz. "Enerji" ince ve spesifik bir etkileşim.. bununla beraber biz bunlardan kalın olan HASSASİYET (duyarlık) ve HİSSİYAT (uyarlık) yani dış ve iç beş duyum ve duygu konusunda daha çok farkındalığa gereksinimimiz olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan dolayım ve doğrudan iki önemli ARAÇLILIK diye düşünüyorum. Bir işin perde arkası her zaman olacaktır. Ancak bazı perdeler fazlaca karanlık.. bunu burada biraz daha ayrıntılı anlattım: https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2390 Saygılarımla. Sağlıcakla kalınız. osmanziya Şahin DOĞAN' a dedim ki: Değerli Hocam, Arslan'ın Fatih Altaylı ile yaptığı bu videoyu bende seyrettim.. Yasin Ceylan'ı adam yerine koymuyorum.. Mücahit Bilici'yi hiç okumadım.. sözlerine yanıt vermeyenleri adam yerine koyamam ve bir daha konuşmam.. lakin sizde NUR'lardan bir kurbiyet bulunduğu için bu ilkemi uygulamıyorum. İnsan her şeyden önce insan (adam) olmalı.. islamım diyen adam değilse adı islam olsa bile kendi islam olamaz. İnsan ise islam olmadan kurtulmaz. Urfalı olmaya iki sivri uca göre neden kısıtlayalım.. biz Tatlıses'i sever ve dinleriz.. lakin onun gibi olmamız gerekmez. Keza aynı zamanda Arslan'ı da severiz ve dinleriz. Lakin onun gibi olmak gerekmez. Biraz Tatlıses biraz Arslan olsak.. hikmeti san'at.. bilimi hukuk ile birleştirsek fena mı olur. https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2390 Saygılarımla. Sağlıcakla kalınız. osmanziya Düzenleyen osmanziya - 15-Temmuz-2024 Saat 16:02 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |