Gereksiniminden başka bir şey düşünmeyen insanın bir arayışı olmaz.. ancak gereksinimin arayışın üzerinde yürüdüğü bir yol ve sırat olduğu unutulmamalı.. işte bu yolun doğrultusu ve bu sıratın istikameti bizim hem sınavımız hem yarışımız.. yıllardır insanlarımıza gereksinimin hedef ve ereklerinden başka arayışımızın bir gaye ve amacı olduğun anlatmaya çalışırım.. hatta "yaş-am am-aç olamaz" diye de çarpıcı bir şekilde anlatırım.. ağ-aç haline getirilen yaşamın am-aç olması ya da ar-aç yapılması da doğal ve normal.. ancak bunlardan bir AD-AÇ çıkartılarak esma-i hüsna'ya ulaşılması da gerekiyor. Saygılarımla. Osmanziya



Düzenleyen osmanziya - 18-Eylül-2024 Saat 11:41

Bu gün...
Geçmişin ruyasi ve mirası...
Geleceğin hulyasi ve fırsatı...
Var oluşun gerceği ve imkanıdir.


Bu gun.. Imami Nursı nin dedigi gibi geçmıs vaki ve gelecek imkana arasinda ayri bir rüya ve hülyadir.. gelin biz buna HAYAL diyelim.. HAZIR olan bir imgeleme ve tahayyul.. ayni zamanda bir HATIR olan bir VEHMIMIZ de bulunuyor.


Iste bu hazir hayal ve hatir vehim.. uzerinde yurudugumuz ZEMINIMIZ.. hahamlar ve papazlar ve hocalar.. yazarlar ve bilim adamlari ve politikacilar.. kendilerini açtiklari bulvar ve kulvarlarda bizleri yurutuyorlar.


Acaba bunun farkunda olan var mi ? Kendimizi çizdigi bir caddede gitmek İMKANI bulunuyor mu ?

Kendi yolumu benimiz saglam ve saglikli çizme FIRSATIMIZ olur mu ?

Acaba geçmişi bu gün ile işleyerek geleceğe güzel bir MİRAS bırakabilir miyiz ?

EVET..

Bunu yirmi yıldır YÖNTEMBİLİM.. İNSANBİLİM.. İSLAMBİLİM ile yapmaya çalıştım.. ancak insanların çoğunluğu düşünmeye cür'et ve konuşmaya cesaret edemiyorlar.. düşünenler konuşmaya cesaret ettiklerinde onları malumatfuruşlukla ittiham ediyor.. elbette herkes gibi o insanda KENDİNİ GÖSTERECEK.. ve elbette bu kendini gösterme makul ve meşru olmalı..

Sonuçta her şey fikir ve tefekkür değil.. ancak düşünme ve düşünce olmadan da işleri yönlendirmek.. özellikle sağlam ve sağlıklı yürütmek nerede ise imkansız.

Bu bakımdan sizleri.. düşünmeye ve konuşmaya.. eleştirmeye ve sormaya çağırıyorum..

Saygılarımla

Osmanziya 18.09.2024 üçyol izmir






İnsanların beyni yıkanıyor diyorlar.. sanırım zihnin kontrolünden bahsediyorlar.. ancak Hayır.. hiç kimsenin beyni yıkanamaz Efendim.. çünkü evrenin en dayanıklı yapısıdır.. ancak yıkayan kendi beynini yıkar.. bile bile kötüye yürür.. göre göre çirkine gider.. rızasıyla zarara girene de acınmaz.. ancak beşeriyet İNSANİYET düzeyine geliyor ve bu gelişte biraz sancılı olabilir.. fakat sonuçta insaniyet olmadan ve uygarlık insanlığı sağlamadan.. insaniyet-i kübra olan İSLAMİYET'i beklemek ham hayal.. öyle ise bizim yapacağımız iş, uygarlığın iyiliklerini, güzelliklerini, yeteneklerini, olanaklarını hep "iyi"ye ve "güzel"e kullanmak olmalıdır.


Biz beynimizi tanıyıp onu daha iyi hale getirebiliriz.. Zaten beyin yıkama denilen olayda kendilerince BEYNİN DAHA İYİ OLACAK BİÇİMİNİ tasarlamaya çalışmaktır. Fakat bu interaktif etkileşimden daha iyi bir yaşantı.. daha iyi bir davranış.. daha iyi bir görüş.. daha iyi bir tutum.. yani daha iyi bir DİL ve DİN ortaya çıkacaktır.

osmanziya

18 eylül 2018

Düzenleyen osmanziya - 18-Eylül-2024 Saat 14:22

Burada ise bütün tabloyu yayılmış hazır HAYAL ile hatır VEHİM'i gösterdim

BURADA insanın temel yapılanması gösterildi.. amelin tasarrufu ile emelin tasadduru ile doğan ELEMLERİMİZ.. hayal ve vehimden başka müdrike ve mutasarrıfamız dahi tablo da yer aldı.. tabloda dış beş duyunun adında bahsedildi ve iç beş duyunun hepsi göstergelendi.. vehim, hayal, hafıza, müdrike yani İLİM yapımız olan (mantık) ve mutasarrıfa yani İRADE yapımız olan (meşiet).. osmanziya 18.09.2024 15:38