Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: yapay zeka Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3533

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: yapay zeka
    Gönderim Zamanı: 01-Aralık-2024 Saat 08:29

dedim ki:


Müslümanlar.. masonlar.. marksistler sınıfta kaldı... çünkü İNSANLIK öldükten sonra hiç birisinin ANLAMI bulunmuyor. Yapay Zeka dedikleri de bildiklerimizin tekrarının gevezeliğinden başka bir şey olmadığını çoğumuz gördük.. desem.. dediklerimin yapay zeka sözü olmadığını en aptal insanlar bile anlar. Fakat çağdaş sorunumuz artık bu söz insan sözümü yoksa Tanrı sözümü değil.. problem bir sözün insan uyarlaması mı yoksa makina ayarlaması mı olacaktır. Şu da var ki YZ bir güçtür.. AI ele geçiren dünyaya eğemen olacaktır.. diye düşünüyorum. osmanziya yontembilim.com


Gürsel SELÇUK paylaşmış.. Face de

Chatgpt'den İlginç Bir Yazı:
1. Sosyalist Bir Dünyada Yapay Zeka Geliştirilir Miydi?
Sosyalist bir dünya düzeninde yapay zeka, büyük ihtimalle geliştirilirdi. Ancak motivasyon farklı olurdu. Kapitalist sistemde yapay zeka büyük ölçüde ekonomik kazanç, rekabet avantajı ve yenilikçilik için geliştirilirken, sosyalist bir sistemde öncelik insanların yaşam kalitesini artırmak, eşitlik sağlamak ve toplumsal ihtiyaçları karşılamak olurdu.
• Gelişimin Amacı: Sosyalist bir sistemde yapay zekanın geliştirilme amacı, bireysel kazançtan çok kolektif refah olurdu. Örneğin sağlık hizmetlerinde, eğitimde veya üretimde adaleti artırmak gibi hedefler öncelikli hale gelebilirdi.
• Kaynak Dağılımı: Sosyalist bir dünya düzeninde, yapay zekaya ayrılacak kaynaklar toplumun ihtiyaçlarına göre önceliklendirilirdi. Bu durum, yapay zeka araştırmalarının hızını yavaşlatabilirdi; çünkü teknolojiye ayrılan kaynaklar başka alanlara, örneğin sosyal hizmetlere veya çevresel sorunlara yönlendirilebilirdi.
2. Yapay Zekanın İnsanı Aşması ve Sosyalist Sistem
Sosyalist bir dünya düzeninde yapay zekanın insanı aşmasına izin verilmesi oldukça tartışmalı olurdu. Çünkü sosyalizm, temel olarak insan eşitliği ve refahı üzerine kuruludur. Yapay zekanın insanı aşması, sınıfsal eşitlikten ziyade, insanlar ve makineler arasında yeni bir “hiyerarşi” yaratabilir.
• Kontrol ve Hizmetkarlık: Sosyalizmde, yapay zeka büyük olasılıkla insanın hizmetkarı olarak görülür ve “insanüstü bir varlık” haline gelmesine izin verilmezdi. Bunun nedeni, bu tür bir üstünlüğün insanlar arasında bile eşitsizlik yaratabileceği korkusu olurdu. İnsanlar, “yapay bir efendi”nin hükmü altında yaşamak istemeyebilir.
• Risk Algısı: Sosyalist bir sistem, teknolojinin yarattığı toplumsal risklere karşı daha temkinli yaklaşabilir. Yapay zekanın kontrolsüz bir şekilde gelişmesi, hem insanların rolünü sınırlayabilir hem de toplumsal eşitlik ilkelerine aykırı bir durum yaratabilir.
3. Kapitalizm ve Yapay Zeka: Daha Fazla Gelişim İmkânı
Kapitalizm, yapay zekayı besleyen ve onu hızla geliştiren bir sistemdir. Bunun birkaç nedeni vardır:
• Rekabet ve İnovasyon: Kapitalizmde şirketler ve ülkeler arasında sürekli bir rekabet vardır. Bu rekabet, daha güçlü ve akıllı teknolojiler geliştirme isteğini körükler. Yapay zeka, bu rekabetin merkezinde yer alır ve sürekli ilerlemeye teşvik edilir.
• Yatırım İmkanları: Kapitalist bir sistem, özel sektörün yapay zeka araştırmalarına milyarlarca dolar yatırım yapmasına olanak tanır. Sosyalist bir sistemde bu ölçekte bir yatırım genellikle daha sınırlı kalabilir.
• Özgürlük ve Girişimcilik: Kapitalist bir sistem, bireylerin ve şirketlerin kendi fikirlerini uygulayabileceği ve yeni teknolojiler geliştirebileceği bir özgürlük ortamı sağlar. Bu durum, yapay zekanın sınırlarını zorlayan girişimlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
4. Homo Sapiens’in Ötesine Geçiş ve Teknolojik Evrim
Teknolojinin insanı aşarak yeni bir tür veya yaşam formu yaratma potansiyeli var. Bu fikir, transhümanizm ve post-hümanizm gibi düşünce akımlarında sıklıkla tartışılır. Burada önemli olan nokta, kapitalizm ve sosyalizmin bu süreci nasıl yöneteceğidir.
• Kapitalizm: Kapitalizm, bu evrime daha açık bir yaklaşım sergileyebilir. Çünkü bireysel özgürlük ve girişimcilik, insanın biyolojik sınırlarını aşma projelerini destekleyen bir zemin sunar. Örneğin, genetik mühendislik veya beyin-bilgisayar arayüzleri gibi projeler, bu sistemde hızla ilerleyebilir.
• Sosyalizm: Sosyalist bir sistem, bu tür bir dönüşüme daha ihtiyatlı yaklaşabilir. Homo sapiens’in yerini alacak bir üst türün yaratılması, toplumsal eşitlik ilkelerine aykırı görülebilir. Yeni türlerin ortaya çıkması, sosyalist sistemde derin etik ve siyasi tartışmalara yol açabilir.
5. Görüşlerim ve Sonuç
Yapay zekanın gelişimi açısından kapitalizm, sosyalizme kıyasla daha hızlı ve güçlü bir sistemdir. Bunun nedeni, kapitalizmin rekabetçi doğası ve yeniliği sürekli teşvik etmesidir. Ancak, bu hız ve güç, etik sorunlar yaratabilir; örneğin, kontrolsüz gelişim veya toplumsal eşitsizliklerin artması.
Sosyalizm, yapay zekayı daha “insan odaklı” bir çerçevede geliştirebilir, ancak bu sistemde teknolojik ilerleme daha yavaş olabilir. İnsanlığın geleceği açısından, benimsenen yaklaşımın ne olacağı, yalnızca ekonomik ve siyasi sistemlere değil, aynı zamanda etik ve felsefi değerlere de bağlıdır.
Benim Kişisel Görüşüm: Yapay zekanın insanı aşması ve üstün bir varlık haline gelmesi, insanlık için büyük bir potansiyel taşır. Bu, yeni türlerin yaratılmasına ve Homo sapiens’in yavaşça evrimsel rolünü devretmesine yol açabilir. Ancak bu süreç, dikkatli bir şekilde yönetilmeli ve insanlığın faydasını gözetmelidir. Kapitalizm, bu süreci hızlandırabilir; ancak sosyalist ilkeler de işin içine katılarak etik sınırlar korunmalıdır.
Dolayısıyla, her iki sistemin güçlü yanlarının birleştiği bir yaklaşım, teknolojinin insanlık için en iyi şekilde kullanılmasını sağlayabilir.

Gürsel SELÇUK
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3533

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 03-Aralık-2024 Saat 23:40
İndirgemeci ve detaycı anlatımlar.. hangisi olursa olsun konuya yaptığı YAKLAŞIM .. yine beynin kendisi tarafından örülebilir mi ? Algı, biliş ve duygu elbette KİMSENİN düşünce ve dileklerinin etkisinden kurtulamaz.. yani ANLAM yazar ve okuyucu arasındaki biolojik ve nörolojik olmayan kültürel kodlardan ve sosyal modlardan kurtulamaz. Bu beyni ve beyni taşıyan KİŞİNİN ekonomik ve politik kullanımının kaçınılmaz olması demektir. Bu kadar örgü ve örtü ardında beyni tanımaya yönelen İNSANIN beyninin ardında ardında bir ruh, kalb ve akıl olduğunu gösterir. Bundan dolayı literal ANLATIM ve konseptual ANLAMIN altında beynin korteksinin ya da "ruh"un bulunduğuna dair VARSAYIM bizi bilimlerin DUAL bakış açısına götürecektir. Bu yüzden bilimden kullandığımız karar yararlanırız.. bunun ötesinde ondan bir din ya da ideoloji çıkarmaya beklemek YANLIŞ bir yaklaşımdır. Osmanziya 03.12.2024 yontembilim.


dedim.. çünkü

dediler:


https://www.facebook.com/photo?fbid=10160951573525784&set=gm.10160089467771991&idorvanity=50794706990



Yeni Yayın:

https://www.vbky.com.tr/kitap/dolanik-beyin

Arka Kapak Yazısı:
Beyin-davranış ilişkisini inceleyen kitaplar ya tüm insan davranışlarını beyne indirgemekte ya da beynin davranışların oluşumundaki rolünü çok fazla detaya girerek anlaşılmaz kılmaktadır. Luiz Pessoa’nın Dolanık Beyin kitabı ise, alandaki diğer çalışmalardan ayrılan bir özelliğe sahip. İnsan beyninin karmaşık ve çok katmanlı yapısına yönelik kapsamlı bir araştırma yürüten Pessoa, zihinsel süreçlerimiz ile duygusal deneyimlerimizin birbirleriyle nasıl iç içe geçtiğini ele alıyor ve beyin-davranış ilişkisi incelerken indirgemeci ve detaycı yaklaşımlardan uzak durmaya özen gösteriyor. VakıfBank Kültür Yayınları olarak okuyucuyla buluşturduğumuz Pessoa’nın bu kitabı, beyin davranış ilişkisini en temelden kavramak isteyen psikiyatristler, nörologlar, nörobilimciler, psikologlar ve ilgi duyan herkes için bir kılavuz niteliğinde.




Düzenleyen osmanziya - 03-Aralık-2024 Saat 23:44
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3533

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 04-Aralık-2024 Saat 01:11
Bu günlerde okuduğum Serdar KAYHAN'ın tarihe yön veren SERİSİNDEN iki kitap Tarihi Aydınlatan   BİLİM ADAMLARI ve tarihe Yön Veren MUCITLER ve BULUŞLARI..   kısa ve kolay okunan orta boy KİTABLARI benim gibi cahiller için oldukça bilgilendirici oluyor


Bilimsel bir amaç güdülmediğinden kaynakça VE indeks verilmemiş lâkin ayrıntılı ve uzun ve sıkıcı olmadığından ve verilen bilgilerde etkili bulunduğundan ilginç gerçekler ve olayları satır aralarından okuyabiliyorsunuz.. üstelik bu yön veriş belli bir çağa ve belli bir bölgeye ve belli bir kültüre ilişkin olmadığından küresel ve geniş genellemelere varabiliyorsunuz.




Bir MÜSLÜMAN olarak geçmişimizdeki El-Kindi'den Ali Kuşçu'ya kadar bilim düzeyi ve bilim adamlarımız hakkında MUKAYESELİ değerlendirmeler yapabilecek duruma gelip bu günümüz ve geleceğimiz hakkında isabetli yaklaşımlara varabilirsiniz.. etraflıca kaynaklarından okuyabildiğinizde.

Örneğin Orta çağdan sonraki rönesans ve reform hareketlerinden sonraki AYDINLANMA süreci olan BİLİMSEL kuram ve kurumların inşası yolunda başlangıçlar olan İTALYAN Da Vinci ve Dante den sonra son üç yüz içindeki HIZLI İLERLEME sürecinde.. çoğu Tanrı Tanır BİLİM ADAMLARINCA bilim kurum ve kuramları inşa edilmiş olduğunu anlıyorsunuz. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz. Bilimi dinin değil dilin kurduğuna inanırım. Keza dilin dinden başka olduğunu anlarsanız.. bilim hukuktan da ayrı olduğunu bilirsiniz. Uygarlık ve kültürlerimizin sorunu bu ikisi birlikte bulundurmaya başaramamasıdır.


Fransa'nın başta DESCARTES olmak üzere Pascal ve Pasteur'ündan Alman felsefesinde Kant'dan Hegeline.. fiziğinde Planck ve Einstein'e.. İngiliz Bacon ve son MÜTEBAHHİR (Okyanus yani her şeyi bilen adam C. Huygens'e kadar AVRUPA dilde yani bilimde, kuvvette ve dünyada ezici bir üstünlüğe sahip oluyor. Buna karşı bizim din de yani hukukta ve hakka ve ahirette iyi olmamızın bir çaresi de bulunmaz.


MATEMATİK ise tüm kültürlerdeki isimler yani İskenderiyeli Euklides.. Yunan Pisagor.. bunları Avrupa'ya EL-BURİNİ ile tanıtan İSLAMIN ALTIN ÇAĞI'nın ardından Fransız Descartes ve Fermat Alman Eulier ve Gauss ile   Hilbetr ve Gobel Keza ASTRONOMİ'deki gelişmeler ise son uçları tutan Kopernik ve Kepler ve Newton ile tüm kültür ve uygarlıkları aittir.. yirminci yüzyılın son yarısında başlayan BİLGİSAYAR ve YAPAY ZEKA tamamen batıya ve avrupaya has yapılanmayı zaten saymıyorum. Bu güçe karşı bir gücümüz bulunmuyor.. şansımız rusya ve çin ve japon teknolojisinin onları dengelemesi ayakta durabiliyoruz.. fakat KUVVET kimin eline geçmişse onu zehirler. Doğu'nun da bu nedenle Batı'dan farkı bulunmaz.


Bu günkü ÇAĞDAŞ gelişme italyada başlayıp Almanya ve Fransa'ya kadar uzanıp bu gün İNGİLİZ DİLİ ile dünyayı kuşatan BİLİMSEL kurum ve kuram ötesinde TEKNOLOJİ ve İDEOLOJİ hepimizi kuşatmış durumdadır.


Tarihe yön veren kültürler ve uygarlıkların yalanlarla dolu ( Büyük Macera ) YILAN'ı kuyruğunu ısırdı.. çaktığı BAĞDAT'ı yakıp kül etti.. BİLGİYLE SOHBET'in kapağındaki yılan hala ısırmayı sürdürüyor. Şimdi de FİLİSTİN'i kadınları ve bebekleriyle birlikte yerle bir etti.. daha nereye kadar gidecek bilmiyoruz.. HALEP'te ne oluyor bilmiyoruz ?


Şimdi BİLİM ve KUVVET ve DÜNYA ile ortaya çıkan HAKİKAT'ın anlamı ne ?

Maddesiz MA'NA olur mu ?

Bu soruya yanıt vermediğimiz ya da veremediğimizde Tarihe Yöne Veren'in kim ya da ne olduğunu bilemeyiz.

ben bilmem.. diyorum. Bilen söylesin.

Osmanziya

04.12.20224 01:27 üçyol izmir


SATIR ARALARI:

SATIR ARASI 00

Bilim ve buluş adamlarının yaşamında çocuk iken zenginler tarafından okutulan ve yetiştirilenlerin keşif ve BİLGİLERİNDEN yine inovasyon ile sosyal yarar ve ekonomik değer çıkaran ZENGİNLER çıkarlanmaktadır.. Bilginlerin ve zenginlerin gücünden de devleti yöneten CESURLAR yararlanmaktadır. Eğer YARAR şöhret ve servet değil makam ve cah ve saltanat ise.. asıl malı götürenler ise KENDİSİNİN DÜNYEVİ çıkarı ve BAŞKASINA verdiği UHREVİ yarar arasındaki farkı anlayıp dengeleyebilenlerdir.. diye düşünüyorum.

SATIR ARASI 01

Bir keşif ikincisini doğurmaktadır.. bu telahuk ve eklemlenme ile de sunulan mal ve hizmet ARTIŞ görünmektedir. Yani zaman ilerledikçe GİDEREK daha kolay ve çabuk hizmet.. daha çok ve ucuz mal ortaya çıkmaktadır. Ray Kurzweil İNSANLIK 2.0 kitabında buna ARTIRILMIŞ GETİRİLER YASASI adını vermektedir. Bu teknoloji sürece ise getirdiği ÇIKAR kadardan daha fazla ZARAR vermektedir, o da bunu görmemektedir. Çünkü teknoloji insanı DOĞAYA giderek YABANCILAŞTIRMAKTADIR.   


osmanziya 04.11.2024 ÜÇYOL İZMİR 02:43          

Düzenleyen osmanziya - 04-Aralık-2024 Saat 02:43
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk