Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim  
Mesaj icon Konu: eski evler Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3661

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: eski evler
    Gönderim Zamanı: Dün Saat 23:55
Faruk ZEYLAN Ağabeyin paylaşımıdır:


Nasıl da yalnızlaşıyoruz giderek.
Nasıl da yabancılaşıyoruz birbirimize.
Biz miyiz bu insanlar;
bu konu komşu,
bu arkadaş, eş dost,
bu mahalle,
bu sokak,
bu çoluk çocuk,
ana baba,
bu kardeşler biz miyiz?
Biz ne hale geldik böyle?
Mal davası, mülk davası derken,
kardeşin kardeşle küs olduğu…
Benlik, senlik kavgaları yüzünden yuvaların,
Menfaatler yüzünden dostlukların bozulduğu...
İnternetti, televizyondu, hazır gıdaydı derken komşulukların unutulduğu...
Bırakın omuz omuza, göz göze gelmeye korkar oldu insanlar.
Sanırsınız ki parayla satılıyor, küçücük gülümsemeler, bir kuru merhabalar…
Herkesin burnu Kaf Dağı'nda, oysa herkes sadece bizim gördüğümüz kadar.
Bilmiyorlar; başımızı çevirsek, hiç yoklar!
...
Ne yazık ki, miras karşılığı sevilir oldu ana babalar,
Yalan oldu gerçek sevdalar...
Eskiden bir bakıştan, bir gülüşten titrerdi yüreklerimiz,
Şimdilerde ise kızın fiziği, oğlanın para pul fizibilitesiyle doğru orantılı sevgilerimiz..
İki gün gönlümüzü eğler, heyecanımız bitince de, yeni heyecanlara doğru çeker gideriz...
Kısacası, öğütürüz biz;
İnsanı,
Aşkı,
Sevdayı,
Vefayı,
Dostluğu,
Arkadaşlığı öğütürüz biz.
Sanırım, hep katkılı gıdalar yüzünden bunlar,
Ya da internet mi, acaba neden?
Ya da zayıflayan imanlarımız?
Belki de, giderek kaybolan vicdanlarımız...
.....
Öğütüle öğütüle un ufak olmuş insanlığımız..!

T.Tuğba Baş ( 17/06/2014 )


insanlıgin tekevvunu.. tecevvudu.. tevelludu kolay degildir. Bu zorlu iş bireysel.. toplumsal.. ulusal.. yerel ve küresel var olusu bir biri içinde kulturel ve sosyal sureçleri.. ekonomik ve politik vetireleri.. aristokratik ve Askeri prosesleri gerektirir.
Bu da insaniyetin altindaki beşeri ustundeki islami uçlara gider gelir.
60 bin yillik SESLI 6 bin yıllik YAZILI dil ve din birlikteligimiz olan külturle böyle bir dunya inşa ettik. Bunun daha itisi de olabilirdi daha kotusude.. bunu kendi bireysel yasanti ve davranisinuzdan bilirsiniz.
Bu konuda labaratuvariniz ve ekraniniz kendi ailenizdir. Bu aile icinde bulunan uç dort kuşak.. icinde olduğunuz yuzyili degerlendirme firsati verecektir.
Neye onem veriyorsunuz..
Kime deger veritirsunuz..
Çikariniz ve hedefiniz nedir..
Amaciniz ve yarariniz nerede goruyirsunuz..
Sorunlulugunuzu nasil çozuyorsunuz..
Sorumlulugunuzu nasil çözumluyorsunuz..
Kişiliginizin mal ve hizmet sunumu nasil..
Kimkiginizin fazil ve kemal seriminin aslinda ne bulunuyor..
Musluman olarak Hamd yakariniz ve huda yalvariniz nasil ilerliyor..
Bunlar derd edinmede.. samimiyet ve ciddiyet durumu ne dercede..
Bu anahatlarin elbette ayrintilari da yazilabilir.. ancak işe yarayani yapilananlari.. denenenleri.. duzeltilenleri.. genişletilenleri ve geliştirilenlerdir.
Saygilarimla
Saglucakla kaliniz

osmanziya 10.01.2025 üçyol izmir 23:55




IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3661

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 00:08



Buromda bilgisayarimin ardindaki bu iki tumce.. soguk bedeni üşutur.. sicak bedeni ısıtır.. gibi yalin tümceler.. orada yazilanlar soyut burada soylenenler somut bir anlatim.

Bu tablo şunu söylüyor.. biz otuzumuza kadar bize verilenleri.. ni'metlere ve vakti, nakti, sihhati ve diğer fırsatları yani var olanları ya zıddıyla ya niddiyle fark ederiz.. bu farktan marifet ve ilim elde ederizi.. otuzumuzdan altmışımızı kadar verilenler birer birer elden gitmeye ve çıkmaya ve kaçmaya başlar.. bu var olmayanların da kadrini ve kıymetini anlamaya başlarız.. kıymetleri ve muhabbetleri ve hasretleri ve özlemleri doğar ki bununla da zamanın değerini ve kıymetini bilmediğimiz nimetler için sabretmeye başlarız.. hatta bu sabır için şükürler geliştiririz.. ancak bu doğal süreçte çoğu zaman işlemez.. çünkü tadmak ve anlamak için verilmiş iyilikleri ve güzellikleri ve ni'metleri kendimizin sanırız.. oysa onlar sadece bir vitrindeki mal idi.. onu almak için gereken sermaye de şükür ve sabır ve ibadet ve marifet ve muhabbetti.. amma bir her şeyi parayla ve zorla almaya çalıştığımız ve buna alıştığımız için alamayınca ve elden çıkınca da üzülürüz.. sinirleriz.. kızarız.. hazmedemiyiz. ya başkasını ya ana babayı ya evladı.. ya milleti.. ya dünyayı ya da kaderi ve hatta Tanrı'yı suçlamaya kalkarız.

oysa önce başlat sonra bitir yasası yani FENA kanunu.. bize "var" olanları fark etmek ve "yok" olanları kadr ettirmek için çalışır.. bunlardan da marifet ve muhabbet elde edersin.. marifetten ilim, muhabbettin irade edinirsin.. insan olma yolunda açılmış bir kapıdan ilerlersin.. ta ki varlığın ve yokluğun kökenini ve temelini anlayasın diye.. ve enbiya 35 bize dersini verir:

Her nefis ölümü tadacaktır
iyilik ve kötülük sizin için sınav ve yarıştır.
dönüşünüz bizedir.

Osmanziya 11.10.2025 üçyol izmir 00:08   

osmanziya
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk