Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
İnsan Bilim | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 20-Şubat-2025 Saat 22:15 |
Bilhan AKKAYA paylaştı face de:
ŞAMANİZM Şamanizm, dünyanın en eski inanç sistemlerinden biridir ve doğa ile insan arasındaki ruhani bağın üzerine kuruludur. Şamanizm; doğayla uyumlu bir yaşam tarzı olarak kabul edilmektedir. Kurucusu veya kutsal kitabı olmayan, animist (Doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş.) ve spiritüel (ruhçuluk) bir inanç sistemidir. Temelinde; doğa, ataların ruhları ve evrenle uyum içinde yaşama felsefesi yatmaktadır. Şamanizm'in merkezinde; inancın temsilcisi, taşıyıcısı şaman bulunmaktadır. Şaman, ruhlar dünyası ile insanlar arasında aracılık yapan, hastaları iyileştiren, geleceği gören ve ritüeller yöneten bir tür ruhani liderdir. Şamanlar, trans haline geçerek ruhlar dünyasıyla iletişim kurarlar. Bu trans hali, genellikle davul çalma, dans etme veya bitkisel içerikler kullanma yoluyla sağlanmaktadır. Şamanizm, animizm inancına dayanmaktadır. Animizm, doğadaki her şeyin (ağaçlar, taşlar, nehirler, hayvanlar vb.) bir ruha sahip olduğu inancıdır. Şamanizm'de bu ruhların, insanların yaşamını doğrudan etkileyebileceğine inanılmaktadır. Şamanizm'de, doğaya büyük bir saygı duyulmakta ve doğayla uyumlu bir şekilde yaşamak öğütlenmektedir. Doğa, insanların yaşam kaynağı ve ruhani rehberi olarak görülmektedir. Şamanizm'de ataların ruhlarına büyük önem atfedilmektedir. Ataların, yaşayanlar için koruyucu ve rehber bir rol oynadığına inanılmaktadır. Ritüeller sırasında ataların ruhlarına saygı gösterilip onlardan yardım istenmektedir. Şamanizm'de ritüeller ve ayinler büyük önem taşımaktadır. Bu ritüeller, genellikle şamanın liderliğinde, trans halinde gerçekleştirilmektedir. Burada amaç , ruhlar dünyasıyla iletişim kurmak ve onlardan yardım istemektir. Ritüellerde davullar kullanılmakta, dans edilmekte, şarkılar söylenmektedir. Bu törenlerde bitkisel terkipler sıkça kullanılmaktadır. Şamanizm'in çıkış noktasının Sibirya, Orta Asya, Kuzey ve Güney Amerika olduğu düşünülmekle beraber dünyanın farklı bölgelerinde de benzer inanç sistemlerinin geliştiğine inanılmaktadır. Şamanizm, tarih öncesi dönemlere kadar uzanan bir geçmişe sahiptir ve insanlığın en eski inanç sistemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Şamanizm; evreni Üç Dünya'ya ayırmaktadır. Yukarı Dünya (gökyüzü ve tanrılar), Orta Dünya (insanlar ve doğa) ve Aşağı Dünya (yeraltı ve kötü ruhlar). Şaman'ın, bu dünyalar arasında seyahat edebildiğine inanılmaktadır. Şamanlar, genellikle bir ruh rehberi veya hayvan ruhu ile çalışmaktadır. Bu rehberlerin şamana yol göstermekte ve ona koruma sağladıklarına inanılmaktadır. Şamanizmde hastalıkların genellikle ruhsal nedenlerden kaynaklandığına inanılmaktadır. Bu nedenle, şamanlar hastaları iyileştirmek için ruhlar dünyasıyla iletişim kurmakta ve kötü ruhları kovma ritüelleri gerçekleştirmektedir. Günümüzde Şamanizm, özellikle Sibirya, Moğolistan, Amazon Ormanları ve bazı Kuzey Amerika yerli kabileleri arasında varlığını sürdürmektedir. Modern dünyada doğaya dönüş ve spiritüel arayışların artması sebebiyle Şamanizm'e ilgi artmıştır. Türklerin İslam öncesi inanç sistemlerinde Şamanizm'in izlerine fazlaca rastlanmaktadır. Özellikle Gök Tanrı İnancı, atalar kültü, doğaya saygı, Türk Şamanizmi'nin temel özellikleridir. Kam adı verilen şamanlar, Türk topluluklarında önemli bir rol oynamıştır. Kamlar, hastaları iyileştirmek, geleceği görmek ve ritüeller yönetmekle görevlidir. Hazırlayan : Bilhan Akkaya ![]() dedim ki: Paylaşim ve degerli bilgilendirme için teşekkur ederim. Karizmatik bir lider ve atalar.. şamanlar ve büyüculer... rituel ve sembolizm ve ayinler her turlu din ve dinimsilerde bulunur. Animizm ve paganizm.. semavi ve ilahi dinler.. çagdas utopya ve ideolojiler aralarinda büyuk farklar olsa da ayni mahiyeti taşirlar.. insanin derin ozlem ve korkularini ifade ederler Aristonun MITOS diyerek onu LOGOS dan ayirdiği bu META fizik ve PARA psik alanında hurafeti akildan.. ustureyi bilgiden.. hikayeyi hakikattan ayiracak ayiracak kesin bir kriter bulunamiştir. Onemli olan şifacinin mal ve hizmet arzi ve sunumu.. şamanin kemalat ve fazilet teşhiri ve serimi.. liderin başarisi ve ahlakiyla cazibesi ve çekimidir. Bu insani insana hizmeti ve himmeti çağdaş liderler ve rehberler içinde aranır. Hatta sadece liderler ve rehberler ve seçkinler degil sirada kimseler bile okullarimiz ve unversitelerimizde bilim ve hukuk ile san'at ve hikmet faaliyetlerine katilarak nebilerin bireysel olarak gercekleştirdikleri kerametleri ve mu'cizeleri tıbb ve endustri de nevi beşer ve insanlik ve uygarlik olarak ortaya çikarabiliyorlar.. Saygilarimla... osmanziya 20.02.2025 ![]() |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
YER yaninda YIL da barindirir. Mekan Zamansız olmaz. Mekan ve Zaman HAREKET ve HARARET gibi en problemli kavramlarimizdandir.
Isı ve devinimi TERMODINAMIK yasalarla FIZIK olarak bir derece çözumledik fakat UZAM ve SÜRE problem olmayi surduruyor. SICIM kuramina göre.. bu zaman ve mekan süreklisi.. time and space CONTINIUM u yedi boyut uzerindeki bir zar ve zarfdan ibaretir. Bunu Tubitak yayinlari Dunya bilim olimpiyati baskani Brian GREENE EVRENIN ZERAFETI ve DOKUSU kitabinda populize ediyor. Yer ve Yıl bilinen TAKVIM'in aksine hâlâ problem. Biz bu continiuma Hilmi Ziya ULKEN Hocanin adlandirmasini kullanarak Zaman Mekan Kadrosu ( ZMK) diyoruz. Bu zamkin zarf degil kafamıza örtülen DİL sepeti.. başımiza örulen DÜŞ çorabı biliyoruz. Bunlari da YBA ile sökmeye ve yırtmaya çalışıyoruz. Saygılarimla osmanziya 20.02.2025 konak izmir 10:32 ![]() Yaklaşik yirmi sene once.. Kant'in tespitini tasdik ederek; Kuvvet ile Hakkın Saadet ile Faziletin Arayış ile kesinligin Bilgi ile inancın Bu dunyada asla bir araya gelemiyecegini duşunuyordum. Bu gun nebiler ve veliler ile dahiler ve delileri bir araya getirmeye çalışıyorum. Aslinda bunlar BARIŞ zamaninda bir aradadırlar ancak SAVAŞ zamaninda çatışıyorlar. Bu nedenle benim muradım sonsuza dek barış degilde iki savaş arasindaki bariş süresini uzatmak için önlemler ve çareler duşunmektir. Bunlarin başinda da YBA ogrenmek ve kullanmak ve yararlanma sureciyle iki hedefi gercekleştirmektir. BIRINCISI Sozun taşidigi bilgi ve degerin saglam ve sağlikli olmasina duyarliligi saglamak IKINCISI dilin kötü ve kotuye kullanilmasini azaltmak. Saygılarimla Osmanziya ![]() |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Problematik bir sorunu konu etme ya da bir konuyu sorun etme ile ortaya çikan bir mesaildir. Bu karşilastirma ve degerlendirme ve çözumldmelerin bir yaninda kategorik kostantlar.. bir yaninda hipotetik mutantlar.
Bu sureçte kullanilan temsil ve tebihler.. istintac ve istikralar.. analiz ve sentezler konuyu aydinlatir ve sorunu çozerse.. ortaya bir aydinlanma ve illuminasyon patenti çikmiştir Bu patent bir sure sonra standart hale geldiginde.. yeni fikirler.. özgun patentle… ![]() illuminasyon AYDINLANMA ve tenvvür çağın konusunun çözumu ve asrin sorununun açiklamasi anlamina geliir.. ancak bu kime hizmet ediyor...işte bunu anlamaya da INISINASYON diyorlar. ![]() Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 00:22 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Cemal ÖZTÜRK yazmış face de
İnce bir ayrıntı Ben hep çalışarak hayatımı kazanmış bir emekçi olarak şunu belirtmeden geçemem: Sömürünün sosyolojisi çok karmaşık bir bilim dalıdır. Üretim ve istihdam yapan bir sermayeyi; her zaman devlet ihaleleri, borsa oyunları, vergi afları, hibe, faiz, rant vb yollarla sermaye transferi yapan mafyatik bir talan ekonomisinden ayırt etmek gerekir. Üretim ekonomisi yapan verimli iş insanlarıyla piyangodan devlet kuşu başına konmuş talihli zenginleri birbirinden ayrı tutarım. Gerçek bir sanayici, tıpkı bir sanatçı gibi birike birike yol aldığı için saygındır. Keşke bizim daha çok Bülent Eczacıbaşı, Sakıp Sabancı gibi topluma katma değer katan iş insanlarımız olsa...Geçiniz, tercüme solun ve mandacı maneviyatçıların o taklitçi " burjuva " jargonu edebiyatını... ( C.Ö.) Cemal ÖZTÜRK dedim ki gerçeği görmek başka.. hakikati örmek başka.. realiteyi saptamak başka.. dedim amma hiç bir şey söylemedim.. çünkü gerçek ve hakikat ve reailete eş ANLAMLI sözcükler.. "başka" sözcüğünün de üç kere yinelenmesinden başak bir ANLATIMI bulunmuyor.. kardeşimiz ne güzel söylemiş: "Geçiniz, tercüme solun ve mandacı maneviyatçıların o taklitçi " burjuva " jargonu edebiyatını..." Mustafa BUĞUÇAM Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 00:28 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Elif AYDIN paylaştı:
Şunu soran insanlar var...Bazen biri gelir şöyle sorar: "Ruh, insan bedeninin neresindedir? Kalpte mi? Göbekte mi? Kafada mı? Ruh nerededir?" Çok geçerli bir soru sorduklarını düşünüyorlar. O bedenin hiçbir yerindedir: Senin bedenin, ruhun içindedir. Ruh, senin bedeninden daha büyük bir olgudur, ruh seni sarar. Ve senin ruhun ve benim ruhum farklı değil! Biz varoluşun içinde yaşıyoruz, tek ruhun okyanusunda yaşıyoruz. İçeriden ve dışarıdan bizi tek ruh sarıyor. Hepsi tek bir enerji; benim farklı bir ruhum yok ve senin farklı bir ruhun yok. Farklı bedenlerimiz var. O tıpkı ampülü yakan, radyoyu çalıştıran, televizyonu çalıştıran, fanı hareket ettiren ve bin bir tane şey yapan elektrik gibidir. Fan ampulden farklıdır fakat onları çalıştıran elektrik aynıdır. OSHO dedim ki: Güzel bir benzetme.. ancak TEŞBİH ve TEMSİLLER bilgi vermez.. inanç yansıdır. OSHO yaşıyor mu ? |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3875 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Yavuz Tellioglu yazdı face de:
Firavun (Arapça فرعون Fir'awn; İbranice פַּרְעֹה Parʻō) Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır.[1] Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu. Mısır toplumunda din günlük yaşamın merkeziydi. Firavun, tanrılar ve insanların aracısıydı. Böylece firavun tanrılara vekalet ederdi. Mısır'daki tüm topraklara sahipti, yasalar çıkarır vergiler toplardı ve Mısır'ı ordunun başkomutanı olarak işgalcilerden korurdu.[2] Dini olarak, firavun dini törenleri üstlendi ve yeni tapınakları seçti. Ma'at'ı veya kozmik düzeni, dengeyi ve adaleti korumaktan sorumluydu ve bunun bir kısmı, gerektiğinde ülkeyi savunmak için savaşa girmeyi veya bunun Ma'at'a katkıda bulunacağına inanıldığında başkalarına saldırmayı içeriyordu.[3] Firavun olmak için anne tarafından soylu kan taşımanın daha önemli olduğuna inanılırdı. Böylece halktan kimi erkekler tam kan soylu bir kadınla evlenerek tahta çıkabilmişlerdi. Firavunların kutsal ve gizemli kabul edilen birçok adları vardır. Bunların sonuncusunu tahta çıktıkları zaman alıyorlardı ve genellikle bu ad, o firavunun izleyeceği politikanın bir habercisi olarak görülüyordu. Mesela savaş tanrısı Mantu'nun adını kullanarak Mantuhotep (Mantu hoştur) ismini alan bir firavun askeri seferler yapacağını ilan etmiş oluyordu.[kaynak belirtilmeli] Firavunlar ölene dek idarede kalıyorlardı. Bilinen en uzun iktidar 92 yılla eski krallıktaki son hükümdar Pepi II Neferkare'ye aittir. Uzun süre tahtta kalabilmek için her 30 yılda bir sihirli bir tören olan gençleşme festivali (heb-set) yapılıyordu. Firavun öldüğü zaman iç organları çıkarılıyor, cesedi mumyalanıyor, 70 günlük yastan sonra dirilince kullanmak üzere, özel eşyalarıyla birlikte bir lahite konuluyor ve mezar kapatılıyordu. Firavunun Kutsallığı Antik Mısır Antik Mısır'da Firavun, genellikle tanrısal bir varlık olarak kabul edilirdi. Bu anlayış M.Ö. 3000 civarında ortaya çıkmış ve Mısır'ın ilahi krallık makamı, diğer birçok toplumu ve krallığı etkileyerek modern çağa kadar varlığını sürdürmüştür. Firavun, tanrılar ve insanlar arasında aracı olarak kabul edilmiştir. Bu makam, Sümer şehir devletlerindeki duruma göre bir yenilik teşkil etmektedir; çünkü Sümer'de kral, halk ile tanrılar arasında aracılık yapmasına rağmen, yeryüzünde bir tanrıyı temsil etmezdi. Sümerlerde bunun birkaç istisnası, bu uygulamanın antik Mısır'da ortaya çıkmasından sonraya denk gelmektedir. Örneğin, Mısır hükümdarı Zoser'in çağdaşı olduğu düşünülen efsanevi kral Gılgamış'ın annesi Mezopotamya tanrıçası Ninsun, babası ise önceki Uruk hükümdarıydı. Mezopotamya'daki bir başka tanrı-kral örneği de Akadlı Naram-Sin'dir. Erken Hanedanlık Dönemi boyunca Firavun, Horus'un ilahi vücut bulmuş hali ve Yukarı ve Aşağı Mısır'ın birleştiricisi olarak temsil edilmiştir. Djedefre zamanında (M.Ö. 26. yüzyıl), annesi güneş tanrısı Ra tarafından sihirli bir şekilde hamile bırakıldığı için Firavun'un da bir babası yoktur. Piramit Metni 571'e göre: “... Kral, babası Atum tarafından gökyüzü var olmadan önce, dünya var olmadan önce, insanlar var olmadan önce, tanrılar doğmadan önce, ölüm var olmadan önce yaratıldı...” Horemheb heykeli üzerindeki bir yazıta göre (M.Ö. 14-13. yüzyıllar): “O [Horemheb] zaten annesinin koynundan şerefle ve ilahi renklerle bezenmiş olarak çıkmıştı...”[4] Firavun, yazıtlarda düzenli olarak “iyi tanrı” ya da “mükemmel tanrı” olarak tanımlanırdı. Yeni Krallık döneminde kralın tanrısallığı, tanrı Amon-Ra'nın tezahürü olarak kabul edilmiştir. Firavun'un tanrısallığı, Mısır'ın Pers egemenliği döneminde de devam etmiştir. Pers imparatoru Büyük Darius (M.Ö. 522-486), Mısır tapınak metinlerinde ilahi bir varlık olarak anılmıştır. Bu tür tanımlamalar, Mısır'ı fethinden sonra Büyük İskender'e ve daha sonra da İskender'in yönetimini takip eden Ptolemaios Krallığı'nın yöneticilerine de yapılmıştır.[5] Klasik Yunan Firavun'un tanrısallığına dair tanımlamalar Klasik Yunan kaynaklarında daha nadirdir. Ptolemaios dönemine ait bir ilahide Firavun'un tanrısallığı anlatılır; fakat bu, Mısırlıların olduğu kadar Yunanların da tanrısal krallık kavramlarını yansıtıyor olabilir. Tarihçi Herodot, Mısırlı rahiplerin kralların tanrısallığı kavramını reddettiklerini söylemektedir. Firavun'un tanrısallığını anlatan yegâne klasik Yunan kaynağı, Diodorus Siculus'un M.Ö. 1. yüzyıldaki yazılarında yer almakta ve bilgi kaynağı olarak Abderalı Hekataios’a dayanmaktadır. Diodorus, I. Darius'un Mısır'da kral olarak onurlandırılan ilk hükümdar olduğunu iddia ettiği başka bir bölümde kendisiyle biraz çelişmektedir.[5] Haham Kaynaklarında Mısır krallarının ve firavunlarının saltanatından sonra bile, Firavun'un kendini ilahi bir varlık gibi görmesi fikri varlığını sürdürmüş ve dini kaynaklarda anlatılmıştır. Bu kaynaklarda, Firavun kibirli bir şekilde kendi tanrısallığını iddia ederken, tek gerçek Tanrı ile kıyaslandığında aciz bir insan olduğu vurgulanır. Yaratılış Rabbah 89:3'te Firavun kendisini Nil nehrinin üzerindeki tanrı olarak tanımlar. Çıkış Rabbah 10:2'de ise Firavun, Nil'in yaratıcısı ve sahibi olduğunu söyleyerek övünür. Bunun üzerine Tanrı, Firavun'a Nil'in kime ait olduğu konusunda meydan okuyarak cevap verir ve ardından Nil nehrinden Mısır'ın tarımını mahveden kurbağalar çıkartarak bir felaket yaratır. Diğer midraş metinlerinde Firavun, kendisini evrenin ve hatta kendisinin yaratıcısı olarak görmektedir.[6] Tanhuma'da, Hezekiel 29:9'un tefsirinde, Firavun'un kendisini evrenin efendisi olarak ilan ettiği söylenmektedir. Kendini ilahi olarak sunan Firavun, sapkın bir figür olarak temsil edilir. Bu metinlerde, Firavun'un tuvalet ihtiyacını gidermek için Nil'e gitmek zorunda kaldığında iddialarının açığa çıktığı belirtilir.Yavuz Tellioğlu ![]() dedim ki: Kulturun olmazsa olmaz bileşenleri dilin ve dinin 6000 bin yıllık YAZILI tarihini LOGOS'dan ayiran ARISTO buna "dil" açisindan EPOS.. "din" bakimindan MITOS.. adini vermiştir. İşte bu kültürel yapıda RESMİ filoloji ve teoloji ile SİVİL filozofi ve teozofiyi birbirinden ayırmaya gayret ediyorum. Buradaki 13 tablo içinde dili ve dini yapılandırıyorum. 13 nci tabloyu buraya bindirdim. Tabloda, filoloji, teoloji, teknoloji ve ideolojiyi görüyorsunuz. Tabloyu anlayabilmek için 13 tabloyu versiyon sırasıyla yalından karmaşığa doğru incelemeli ve izlemelisiniz. Saygılarımla osmanziya 21.02.2025 08:33 üçyol izmir 0505 896 63 62 https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2656 21.02.2025 ![]() 13 Dosya (Tablo) buraya bindirilmiştir: 20250221_082333_LOG.zip Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 08:37 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |