Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Dünya | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4081 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: Dün Saat 15:42 |
![]() kişisel gelişim yolunda ilerlemek bir daire etrafında dönmek mi dir.. yoksa başladığın ve bittiğin noktalar arasında bir mesafe almak mıdır ? Ya da yinelenen bir yenileme midir yoksa yenilenen bir yineleme midir ? İlk soru için bilinenlerden bilinenlere ya da bilinmeyenlerden bilinmeyenlere gitmek olarak tanım getirebiliriz. İkinci soru içinse bilinenlerden (yinelemelerden) bilinmeyenlere (yenilemelere) yani DÖNÜŞÜM diyebiliriz. veya bilinmeyenlerden (yenilemelerden) ve bilinenlere (yinelemelere) DEĞİŞİM tanımlaması yapabiliriz. Bu iki durumu karşılaştırmak için gereksinim ve arayış farkının anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Yaptığım tanımın tablosunu yapmadığım için kendimde durumu karışık ve yanıltıcı bulunuyorum. Fakat en azında bir anlatımla bu işe giriştik. Saygılarımla osmanziya İnsan kendisini eğitmesi otuzundan sonra başkasını yönetmesidir.. kendini yönetmesi de başkasını eğitmesidir.. terbiye ve idarenin bu derece iç içe olmasının anlamı ilmini terbiye ve iradesini idare eden kimsenin KİŞİSEL GELİŞİM yolunda ilerlemeye karar vermesi anlamına geliyor diye düşünüyorum. Böylece başkasını tanıma akıllılığı ile kendini tanıma bilgeliğini de birleştirmiş oluyoruz.. yani Lao Tzu'dan aşağımı kalacağız yani.. Ancak Lao'nun Tuzu kuru mu değil mi bilmiyorum.. ancak anlatımının bir tadı ve tuzu olduğu kesin.. Ve bu fakir LAO'dan temel tersini almış birisidir.. çünkü onun bir ögüdü bulunuyor.. bir kişi balık versen bir kere doyurursun ve fakat balık tutmayı öğretirsen bir ömür boyu doyurursun.. biz ikinci yola tevessül ettik.. ancak kimseye YBA öğrenmeye ve kullanmaya ve yararlanma özendiremedik.. her ne ise bu da bana KADERİMİN BİR OYUNU olsun.. Gelelim ikinci kısmını sözünün: Başkalarını yönetmek KUVVET ve kendini idare etmek İRADE ile olur... Şimdi buradaki KUVVET.. ille de erkeğin kolunnun pazu ve kadın bacağının azu gücü ya da ünlü PARA kuvveti olması gerekmez. Zaten bu güç GEREKSİNİM anlamı içerir ve ekonomik ve politik ve askeri gücü kadar çıkar. Burada kuvvet bence burada saymadığım ya da sayamadığım özellik ve nitelikleri de içeren LİDERLIK gücüdür. Liderin gücü ise amacında gizlidir. Ekibini kendi projesi etrafında toplayabilen kimseler liderdir.. fakat bu öyle bir proje ki davaya katılan herkesin amacı olabilir. Ortak hedef ve müşterek gaye.. örneğin namaz kılınacak.. beş kişiden üç ikisi öğleni kılmışsa.. üç kişinin ortak bir hedefi bulunuyor demektir.. imam kendiyle birlikte kalan iki kişiyi BİRLEŞTİREBİLİR.. ya da 50 kişilik bir şirkette üç tane yönetici şirketi kara geçirmek hedefinde birleşebilir.. namaz kılmak ve para kazanmak maddi ve manevi "belirli" HEDEFLER.. fakat GAYE'ler böyle değil.. hedef ve gayeyi birbirinden ayıran kriter VA'DE'leri olabilir mi ? Belli bir namazı kılmak ya da uzun olmayan bir yolculuk yapmak KISA vadeli hedefler.. sayılabilir. BEŞ yıl daha fazla süreli ekonomik ve politik orta vadeli ORTA vadeli erekler olarak düşünülebilir. Partilerin seçim süreleri için belirledikleri seçim beyannameleri bunu orta vadeli hedefleri örnek olarak gösterilebilir. 50 yıl ya da daha uzun bir ÖMÜRLÜK uzun vadeli hedefleri bu fakir GAYE olarak tanımlar. Sosyal ve kültürel alanda bir katkı yapmayı hedefleyen bu gayeler.. bir cemiyet kurmaktan bir parti kurmaya.. bir cemaat kılmadan bir mezheb kurmaya değişebilir. Saygılarımla osmanziya 27.04.2025 osmanziya üçkuyular izmir 14:18 Kişisel gelişim ve Liderlik İradesi.. bu bot "gibi"dir. Botun büyüğüne YAT.. yatın küçüğünü BOT adı verilir. RoBOT ise kendine gaye verilmiş yani programlanmış bot anlamına geliyor.. robot source (kaynak) dan target (hedef) e gidecek şekilde programlanan begin-end yani başla bitir komutlarından oluşturulur. Şimdi insanın BAŞLAMASI biraz olaylı olur.. önce baba ananın karnını ŞİŞİRİR.. bu dokuz artı üç ay ile nerede ise bir sene sürer. Bu oluma DOĞUM adı veririz. İnsanın bitmesi de biraz olaylı olur.. hasta olur ölünceye kadar genellikle ve ortalama bir sene sürer ve sonunda ölür. Biz bu ölüme DÜĞÜM adını veririz.. elbette bu ikisinin ne olur ? DÜĞÜN.. yani evladının tohumunu atar. Turşu kurmak.. yuva kurmak.. şirket kurmak.. parti kurmak.. kültür kurmak.. devlet kurmak.. medeniyet kurmak bizim işimiz. İnsan olan her yerde bunlardan irili ve ufaklı bulunur ve bu işi yapanlarda aynı zamanda KİŞİSEL GELİŞİMLERİNİ gerçekleştirmiş sayılırlar. Benim kişisel gelişimimin adına YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ adını verdim ve bunu şurada dün özetledim: https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2711 şu paylaşım bu seneki 117.nci yazımdır. Burada HÜRRİYET'i anlatırken kendini anlattım.. kendimi anlatırken insanı anlattım.. insanı anlatırken de KİŞİSEL GELİŞİM'i anlattım. Elbette bu anlatıklarımı anlamak için buraya yapıştarcağım tablodan önceki yaklaşık 50 tabloyu yalından karmaşığa versiyon sırasıyla izleyerek imgelemek ve irdelemek gerekiyor. Bunu yapmak için her şeyden önce bu çalışmanın önem ve değerini benim anlatmam ya da sizin anlamanız gerekiyor. Anlamak ve anlatmak kolay bir olay olmadığını için bunu geçiyoruz.. bu tahayyül ve tevehhümü yapabilmek için imgelemenin ve irdelemenin ne olduğunu MERAK etmeniz gerekiyor.. merak etme yetmez..aynı zamanda MERAK edebiliyorsanız IŞK ortaya çıkıyor.. AŞK iki türlü olur biri göz gözü gelinen yani aynı cocuğu oluşturumak için maddi aşk.. biri gönül gönüle gelinen yani aynı amacı gerçekleştirmek için manevi aşk.. peki IŞK nasıl olabilir ? Yani sevgi böyledir de bilgi nasıldır ? Bilgi şöyledir.. iki kelimeyi bir araya getirirsen bu bir araya gelmede yeni bir kelime ortaya çıkarsa meydana bir IŞIK ve ma'na ve fikir çıkmış olacaktır. Mesele ben ayrı bir ben.. sen ayrı bir sen.. ama ben ve sen bir araya gelince yeni bir "ben" yani BİZ ortaya çıkmışsa ben + sen = biz artık o biz yani o şirket.. o parti.. yeni bir TÜZEL KİŞİLİK kazanmış olur ve ona da bir AD verilir. Siyah bir kelimedir.. beyaz bir kelimedir.. ikisi bir araya gelirse GRİ olur. Bu ne siyahdır ne beyazdır. Hem siyahdır hem beyazdır. İnsanlar bir kelimedir.. Ölümlüdür bir kelimedir.. ikisi bir araya gelirse GEÇİCİ olur. Bu ne insandır ve ne de ölümlüdür.. hem insandır hem ölümlüdür.. Kapı bir kelimedir.. kol bir kelimedir.. kapının kolu tamlaması ve terkibi ise yeni bir kelimedir. Ali bir kelimedir.. Arslan bir kelimedir.. Ali arslan gibidir.. ya da Ali ARSLAN dediğinden adı ve soyadı ile hem benzetme hem tanımlama yapan bir bilgi olur. Kütle (madde) bir kelimedir.. enerji (ışık) bir kelimedir.. ancak ikisini e=m.c2 dediğinde öyle bir kelime ve denklem olur ki 2000 yıllık Aristo ve 200 yıllık Newton saltanatını yerle bir edersin. Tabi bunu günlük dille değil bilimsel dil olan matematikle söylediğinden tüm dünyayı da inandırırsın.. ancak eğer herkes matematik bilseydi zor inandırırdın.. yani çoğunluğun matematik bilmemesi ve azınlığın matematik bilmesi.. denklemi biraz sürekli kılar ve bir süre sonra aristo ve newton yıkıldığı gibi einsten'in yanıldığı gibi ortaya çıkar.. tümce.. tanım.. tamlama.. denklem.. bunların hepsinin aynı şey olduğunu bilmen içinde de benim gibi zeki olman değil benim gibi YBA öğrenme ve kullanma ve yararlanma yolunda ileri gitmen gerekiyor ki sen kendini günlük dilin düz yazısıyla göstermek hevesinen kurtulamadığın için bu işlere yapışamıyorsun.. sonuçta kişisel gelişim düşünmek ve konuşmak ve ortaya bir kitap çıkararak (ya da servet ve adam ya da kadın ya da anı biriktirerek) ve böylece KENDİNİ GÖSTERMEK olabiliyor.. elbette olabilir niçin olmasın ki eğer yapılan meşru ve makul ve makbul ise.. üç bin katım ve yatım da olur.. üç tane atım ve silahım da olabilir.. ancak bizim kendimizi göstermek yolumuz YBA ve bunun içinde arkadaşlarıma çağrı yapıyorum.. lakin onların seslerini duymuyorum.. çünkü beş halde biri olabilir 1.ncisi önem ve değer vermiyorlar 2.cisi düşünmeye ve yazmaya vakit ve imkan bulamıyorlar 3.cüsü yazılarımı ve tablolarımı anlamıyorlar 4.ncüsü eleştirmeye çekiniyorlar ve sormaya korkuyorlar. 5.ncisi İKİ KELİMEYİ bir ARAYA getiremiyorlar. İlk dört gerekçeliye elbette söyleyecek bir sözüm bulunmaz ancak beşinci gerekçede belirtildiği gibi iki kelimeyi bir araya getirip mebteda ve haber ile CÜMLE.. yapamıyor mevzu ve mahmül ile KELAM.. edemiyorlarsa.. tam yerine gelmişler demektir. Ben de bu işin esasını öğrenmek için buradayım.. beraberce öğreneceğiz.. bana bir SES verin.. seslenin.. bak nasıl ardı hemen gelecek. Saygılarımla osmanziya 27.04.2025 üçkuyular izmir 15:34 ![]() Burada 50 den fazla dosya (tablo) bulunuyor. Bunuları yalından karmaşığı doğru versiyon sırasıyla inceler, imgeler ve irdelerseniz eleştirileriniz ve sorularınız ortaya çıkacaktır. Onları bekliyorum. 20250427_154450_HURRIYET00.rar Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 16:19 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4081 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2712 kişisel gelişim yolunda ilerlemek bir daire etrafında dönmek mi dir.. yoksa başladığın ve bittiğin noktalar arasında bir mesafe almak mıdır ? Ya da yinelenen bir yenileme midir yoksa yenilenen bir yineleme midir ? İlk soru için bilinenlerden bilinenlere ya da bilinmeyenlerden bilinmeyenlere gitmek olarak tanım getirebiliriz. İkinci soru içinse bilinenlerden (yinelemelerden) bilinmeyenlere (yenilemelere) DÖNÜŞÜM veya bilinmeyenlerden (yenilemelerden) ve bilinenlere (yinelemelere) DEĞİŞİM tanımlaması yapabiliriz. Bu iki durumu karşılaştırmak için gereksinim ve arayış farkının anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Yaptığım tanımı tablosunu yapmadığım için kendimde durumu karışık ve yanıltıcı bulunuyorum. Fakat en azında bir anlatımla bu işe giriştik. Saygılarımla osmanziya
Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 16:16 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4081 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
Sibel Atasoy Yazdı:
Yeraltı Medeniyetleri: Efsane mi, Bilinçaltı Yolculuğu mu? Yer kabuğunun altında yaşadığı söylenen medeniyetler, yüzeyde bilim dışı gibi görünse de, insanlığın kadim mitolojileri, ezoterik gelenekleri ve psikolojik arketipleri aracılığıyla çok daha derin bir anlama sahiptir. Agartha, Şambala gibi anlatılar; yalnızca fiziksel bir coğrafyayı değil, insanın içsel yolculuğunu temsil eder. Mitolojide yeraltı genellikle ruhsal bir inişin, karanlıkla yüzleşmenin ve dönüşümün sembolüdür. Sümer’de İnanna, Yunan’da Orpheus, Anadolu’da Şamanlar — hepsi yeraltına inerek kendilerini bulur. Bu iniş, modern psikolojide Carl Jung’un “gölge arketipi” olarak adlandırdığı bastırılmış yönlerle yüzleşmeyi simgeler. Gerçek aydınlanma, bu karanlıkla barış yapmadan mümkün değildir. Ezoterik geleneklerdeki Agartha ve Şambala gibi yeraltı uygarlıkları, aslında bilinçaltının en saf ve gelişmiş halini; bastırılmış olan sezgisel bilgeliği, yani dişil enerjiyi temsil eder. Bu medeniyetlerin “gizli” ve “ulaşılamaz” olması, insanın içsel potansiyeline ulaşmadıkça bu bilince varamayacağını gösterir. Dolayısıyla yeraltı medeniyetleri fikri, salt fiziksel bir arayış değil; insanlığın kendine yaptığı derin, dönüşümsel bir çağrıdır. Gerçek bilgi, dış dünyada değil; içsel karanlıkta, yerin altında aranmalıdır. Sibel ATASOY ÜST GÖK kainat ve insan ile akıl ve kalb YER ALT |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |