Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim  
Mesaj icon Konu: birincil ve ikincil Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: birincil ve ikincil
    Gönderim Zamanı: Dün Saat 14:35

İnsanın değişimini ve dönüşümünü sağlaması.. kolay bir iş değildir.. kişisel gelişiminden toplumsal uyanışa kadar çeşitlenen ve türlenen bu süreçler için tek bir MODEL ve biricik bir AÇIKLAMA getirmesi.. bilimin dine ve dinin bilimine dönüşmesine neden olduğunu düşünüyorum. Bu soyut konuda somut örnekler vererek açıklık getirmek gerektiğini de biliyorum. Ancak benim çalışma tarzım bu değil.. klasik yazarlar ve hocalar gibi anlaşılır yazmaya taraftar değilim.. bu yüzden gerçeğini satmaya çalışan değil de gerçeği arayanları muhatab kabul ediyorum. Bu her ne kadar işimizi güçleştirse de sonunda kazananların bizim gibi olanlar olacağını umuyorum.

osmanziy








Gelenekler ve yenilikler.. süreklilikler ve değişimler arasında ilginç bir ilişki bulunur. Bir kere bulunulan çağ değişip geliştikçe eski çözümler sorunları çözemez hale gelirler.. hatta en birinci sorun olurlar. Bu bakımdan köklü çözüm geleneğin yenilikle değiştirilmesidir.

Ancak her iş de bu kuralla çözülmez.. gelen ekle kalan kökü birbirinden ayırmakta gerekiyor.. gelen eki ve giden eki ayırmak lazım geliyor. Kök kalıcı olan.. ek geçici ve gidici bulunandır.

Bu ikisini birbirinden ayırt etmek için "dil"imiz bir örnek buluruz.
İmamı Nursî bunu ma'na-yı harfî ve ma'na-yı ismî diye işaretlemeştir.

Göstegeler ve işaretlerin en ünlüsü olan SES'lar ikiye ayrılır.. ma'ana-yı ismi olan AD'lar ve ma'na-yı harfi olan AR'lar.

İşte bu adlar KÖK-SES'lerdir.. arlar ise EK-SES'lerdir.
Adların tek başlarını anlamları bulunur.. arların ise tek başlarını anlamı bulunmaz ancak adlar cümle içinde kullanılırken onlara ANLAM verirler.

Buradan harekete gelenekler ve yenilikler ile kökler ve ekler arasında sağlam bağlantılar bulabilir ve sağlıklı ilişikiler kurabiliriz.

Osmanziya 01.05.2025 15:20







A ve B den   X ve Y ye
SIRAT
Bilinenler den Bilinmeyenler e
tercume den işaret e tevil den delalet e
SIRA
haberden mubtedaya.. mahmulden mevzuya..
manzaradan basara.. mubsiradan nazar..
SUR'AT
Açık dan Kapalı ya AK
Aydınlık tan Karanlik a AK
Nar dan Nur a
Seyr den Sır a
SIR AT
Osmanziya 01.05.2025 ucyol izmir 06:28






Kur'an ve Hadis

Malum.. Kur'an bize yeter deyip hadisten yuz ceviren SEMANTIGIN konseptualistleri bir yanda.. nakledilen her metin dindendir ve Kur'anda en buyuk nakil.. en buyuk hadistir.. diyen SENTAKSIN literaller.. bulunuyor.

Bu konuda bir tartişma yapildi da ona karşi bu açiklamalari yaptim:

Sadece mantıksal çıkarımlar ve yalnızca kurgusal yorumlarla konuyu aydınlatmak ya da sorunu çözmek mumkun degildir.

Bu yolda yapılan iknalar külliyata yeterli ve isbatlar cüz'iyat kesin kılmaz. kesri kalil ve kebiri sagir sırrı cuz'iyati baz' etmez ve külliyati cem' etmez.

Insan dili ile duşucesi.. dunyasi ve dini arasinda sıkışip kalir.

Bu konuda elbette seviyeli tartışmalar yapılabilir ancak daha sonra ortaya çıkan tarihsel bilgiler ve araçların gelişmesiyle ve birikim ve eklemlenme ile artan bilimsel veriler "doğru" bildiklerimizin yanlış.. "gerçek" dediklerimizin sanal ve yapay.. görecel ve yaklaşık olduğunu ortaya çıkarabilir.

Hatta biz doğrunun ne kadar doğru.. gerçeğin ne kadar gerçek olduğundan bile emin değiliz.. kuşkucluğuna karşı da diyecek açık ve seçik yanıtımız bulunmuyor.

Aslında sorun.. bu tartışma değil.. dilin ve dinin bilime ve hukuka intikal ettiğinin anlaşılmamışıdır.

Bilimin esası iktisad ve hukukun temeli adalet salahatının halas etmesi için bilimin hikmete ve hukukun ahlaka inkilab etmesi gerektiğinin farkında bulunmayışımızdır.

Samimiyetimizin safi ve ciddiyetimizin halis bulunmadigidir.. yani nasın âlime.. âlimen âmile.. âmilin hâlise.. hâlisin dâime.. dâimin sâbite yürümesi gerektiğini unutmamızdır.

Bilim kendisinden beklenen iktisadı.. hukuk istenilen adaleti sağlamayınca.. ticari çözüm olarak sunulan şirketlerin.. siyasi bir çare olarak düşünülen partilerin artık tamamiyle ve kemaliyle işe yaramadığıdır.

Bu yüzden teknolojinin insanı doğaya yabancılaştırdığının ve ideolojilerin insanı insandan uzaklaştırdığının ortaya cikardigi sorunlarin önüne geçemiyoruz. Sanki denizin ortasinda susuz kalmiş.. tuzlu suya mahkum olmuşuz.. sanki deniz suyunu pinar suyuna çevirecek TEKNOLOJIYI bekliyoruz.. karaya.. sahili selamete ulaşma umudunu yitiriyoruz.

Belki gelecekte iki yüz ulusal parti ve iki yüz uluslararası şirket yerine yüz tane ŞİR-PAR işimizi görecek ve mevcut şirketler ve partiler yavaş yavaş silinecektir.

Bu dediğim bir ütopya.. bir hayal.. bir umut.. bir beklenti.. olabilir. Anca uhrevi ve dini utopyalar.. bilimsel paradigmalar.. dini dogmalar olmadan yaşayamaz gorunuyoruz.

Hem bilimimiz olmayan özdeşlige ve hukukumuz bulunmayan özgurluge dayanmiyor mu ?

Hassasiyetimizde aktuel olan vital ve hissiyatımızda virtuel bulunan mental ne varsa hepsi bir örtü ve örgu degil mi ?

Öyle ise bize düşen kafamizin ustundeki dil sepetinin.. başımizi kaplayan düş çorabinin PERDESINDEN kurtulmaya calişmak...

Nasıl mı ?

Semantik hızlı anlam sürücü ve Sentaktik kolay anlatım aygıtırı barındıran YBA (Yöntem Bilimsel Anasalis) ogrenme ve kullanma ve yararlanma yolunda bana yardim ederek…

Saygilarimla

Saglicakla kaliniz.

01.05.2025 uçyol izmir 15:05

osmanziya
yontembilim.com




Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 15:33
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 15:48


Eminziya kardeşimle birlikte yaptığımız EKONOMİ'nin resmidir. 01.05.2013 yani bundan tam 12 yıl önce enişte ile bu çalışmayı yapmışım:



bu çalışma ile RİBA ile FAİZ'in aynı olmadığını görmüştüm.. aslında çok riba denilen işler var.. faiz değildir.. çok faiz değildir işler var.. ribadır.. RİBA haram faiz değildir.. ancak terim karışıklığından dolayı ve mahiyetini bilemediğimzden karıştırıyoruz. Faiz.. paranın fiatıdır.. riba ise emeksiz paradan para kazanmaktır. Her halde kimse kimseye durduk yerde kazancına ortak etmez.. kazandığı paradan zekatını ve sadakasını verir.. bağışını yapar.. ancak KARZ ve borç da verir. İşte bu borcun MUAYYEN BİR BEDEL mukabilinde yapılması RİBA'dır.. haramdır. Ancak malını parasını şimdi alırsa 5 lira bir yıl sonra para verilecekse 6 liraya vermesi faiz değil dir ve küçümsenin İSLAM BANKACILĞININ temelidir.

demişim.. yani 2013 yılında bir mayıs mesajı vermişiz..
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 21:38
Mevlut UYANIK Hocam paylaştı:

https://enpolitik.com/kose-yazilari/yontem_arayisim-7638.html?fbclid=IwY2xjawKAnqtleHRuA2FlbQIxMQBicmlkETFxM2tNUml4WWtMeDNBb3BCAR6pvgSlH10uu0KCBrxXpBnZHF2FbVj53kA7-xiuJl5nn8Q6Ad-12KAF2uXuog_aem_3MHFehYW3k0aHLBAl8yQ1Q

dedim ki:


https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2716 Değerli Hocam kırk yıldır biz yöntem aramıyoruz.. yöntem yapıyoruz.. lakin ortada başkasının kullanacağı bir teknik bile koyamadıktan sonra sen hangi yöntemi arıyorsunuz diye sorarlar adama.. bilirsiniz bu konuda ilk öğretmen Aristo.. sonra onun 2000 yıllık saltanatını yerle bir eden Descartes gelir.. Descartes.. Hume.. Spinoza ve Lebinitz derken bilgi kuramıyla KANT saltanatını kurar.. onun ki de kendisini okuyan Einstein ile sarsılır. Ancak YÖNTEM yoluna devam eder. Zati aliniz gibi pek çok zevatı da peşinden.. koşturur. Denilir ki aramak bulunmaz, bulanlar ancak arayanlardır. Bulsanız bile kimse sizi aramayacaktır.. çünkü insanlar biçim değil içerik peşindedirler. Saygılarımla.osmanziya



IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 02:47
Birinci tabaka kişilerde kalır.. ikinci katman olaylara bakar.. üçüncü sefer olgularla ilgilenir.. dördüncü ise esma-i ilahiyeyi okur. Yani kişi, olay ve olgudan sonra bunların hepsi bir HARF olur.. bunlarda bizi İSİMLERİ anlatır. Kısaca bizim birliği sağlamak istiyorsak.. biz birliği sağlamak istiyorsak dili ve dini değil KÜLTÜR'ü öne almamız gerekiyor artık.

cafer tan
paylaştı'Atatürk'ü iyi tanı O bir evliyadır. Sen O'nun sakalının, cübbesinin, şalvarının olmadığına bakma. Nutuk'u okuduğun zaman bir evliya kimliğinin dışında bir şey göremezsin' Ahmet Kayhan Hazretleri.
Atatürk’ü hiç kimse böyle anlatamadı.
"Altının kıymetini sarraf bilir" der, atalarımız…
Koskoca bir imparatorluk yıkılıyor, o dönemin işbilmez siyasileri işgalcilerin kontrolü altına giriyor ve Anadolu coğrafyası dört bir yandan işgal ediliyor.
Eğer Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmasa, Anadolu yurdunda bir tane Müslüman Türk kalmayacaktı.
İşte bu vaziyetteyken, tek başına yola çıkan, dağınık ve bitkin halde bulunan milleti toparlayıp tek bir yumruk haline dönüştüren bir Lider asla normal bir insan olamazdı. Ancak her yönüyle özel donanımlı, seçkin bir insan böyle bir gidişata dur diyebilirdi.
Yıllarca Atatürk'e dinsiz dediler, dinsiz demek inanmayan demek… Allah'a ve Resulü'ne iman etmeyen, manevi duyguların zirvesini yaşamayan bir insan, nasıl olur da Müslüman Türk milletinin vatanını, namusunu, imanını kurtarmak için her şeyini ortaya koyar ve her şeyden önemlisi bunu başarır? Hiç aklınız alıyor mu?
Bu soruları bugün çok rahatlıkla sorabiliyoruz ama dün birçoğumuz "dinsiz" iftiralarına inanıyorduk. Ta ki Prof. Dr. Haydar Baş "Hoş Geldin Atatürk" eserini ortaya koyana kadar, "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır, Atatürk Ehl-i Beyt soyundandır, Atatürk bu milletin inancıdır" diyene kadar…
İngiliz ve Yunan istihbaratının ve de onların yerli tohumlarının fitneleriyle gözümüze yerleştirilen perde, Prof. Dr. Baş'ın gerçek Atatürk'ü belgelerle önümüze koymasıyla bir anda kalkıverdi.
Bundan sonra bu vatanın her bir samimi evladı gibi, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran irade ancak böyle mükemmel bir şahsiyet olabilir" dedik.
Bizleri gerçek Atatürk'le buluşturan Prof. Dr. Baş'a sonsuz teşekkürler…
Geçtiğimiz Salı Ankara'da dördücüsü gerçekleşen Prof. Dr. Haydar Baş'la Sosyal Medya Buluşması programında Prof. Dr. Baş, birçok konuya değindi ama ana gündemi Atatürk'tü. Sayın Baş, Atatürk'ü her anlatışında oldukça duygusal anlar yaşıyor ve yaşatıyor. Öyle ya anlatılan "altın", anlatan da "sarraf" olunca, bu tablonun yaşanmaması mümkün değil…
Sözü Sahibine bırakıp altını çizdiğim bazı cümleleri sizlere tekrar hatırlatayım:
* "Mustafa Kemal sıradan bir insan değildir."
* "İslam dünyasında Ehl-i Beyt diye hepimizin tanıması gereken seçilmiş bir kesim var; Resulüllah'ın (s.a.v.) ailesi… Mustafa Kemal'in dedesi İmam-ı Rıza bunlardan bir tanesidir. Atatürk, İmam-ı Rıza'nın soyundandır."
* "Yani Atatürk İmam-ı Ali'nin torunudur. Yetmedi; Atatürk, Hz. Fatıma'nın torunudur. Atatürk Hz. Resulüllah'ın seçkin ümmetidir."
* "Ankara'da yaşayan Ahmet Kayhan Hazretleri 'Atatürk'ü iyi tanı O bir evliyadır. Sen O'nun sakalının, cübbesinin, şalvarının olmadığına bakma. Nutuk'u okuduğun zaman bir evliya kimliğinin dışında bir şey göremezsin' demiş. Ben ise biraz daha ileri giderim; Şii akaidinde, Alevi akaidinde Atatürk, Hz. Fatıma'nın soyundan gelen Mehdi Ali Resul'ün ta kendisidir, yani Hz. Mehdi'dir."
* "Anıtkabir'i ziyarete giderken mutlaka abdestli gidin."
* "Bu insan bize bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti emanet etti. Bu devleti kurarken en güçlü yönü milletin namusunu garantiye aldı. Eğer bu devlet kurulmasaydı milletin namusu koruma altında olmayacaktı."
* "Vatanımız teminat altında, devletimiz teminat altında, ordumuz teminat altında, her şeyimiz Mustafa Kemal ile teminat altında olmuştur."
* "Dünyanın hiçbir yerinde görülmedi ki, kendi devletini kuran insan eleştirilsin, inkâr edilsin. Ama bizde bütün bunlar oldu. Biz ise şimdi bütün bunları elimizin tersiyle silip atıyoruz."
* "Atatürk kesinlikle misyoner faaliyetlerine, yani Müslüman'ı Hıristiyan yapma çalışmalarına son derece karşı olan bir insandı."
* "Bursa'da bir okulda iki tane kız öğrenci Hıristiyan oldu diye okulu kapattı. Türkiye'de nüfus mübadelesi oldu. Anadolu topraklarına aldığımız insanlar Müslüman Türkler, Anadolu'da yaşayan gayrimüslimleri ise gönderdi. Bize tertemiz bir Anadolu emanet etti."
* "Hayatı boyunca İslam ülkelerinden hiçbiriyle karşı karşıya gelip, bir tane mermi atmadı. Hep Batı âlemine, Hıristiyan dünyasıyla harp etti."
* "Kim Mustafa Kemal Atatürk'e dinsiz diyorsa, bilin ki o dinsizdir."
* "Atatürk hem dini duyguları bilen hem de milli duyguları hayata geçiren biri…"
* "Benim tanıdığım sol Müslüman, tanıdığım sağ da Müslüman. Bu millet Müslüman. Şimdi bu birliği beraberliği sağlamaya var mısınız? Atatürk bunu yaptı işte. 'Ne mutlu Türküm diyene' sözündeki murat bu birlikteliği temin etmekti."
* "Anadolu'yu Müslümanlaştırarak Türkleştiren Hacı Bektaş-ı Veli'dir. Anadolu'da en büyük inkılâbı yapan Hacı Bektaş hazretleridir. Atatürk de 'Ne mutlu Türk'üm diyene' demek suretiyle bunun ispatını yapmıştır."
* "Anadolu'da 36 etnik grup vardı, ama Atatürk bunların hepsine birden 'Müslüman Türk' dedi. O ikiliği yok etti."
İnanın, Sayın Baş'ın bu her bir cümlesi "atasözü" olan ifadelerini yazarken büyük bir mutluluk duydum, tüylerim diken diken oldu.
Atatürk, gerçekten seçkin bir insan olmasa söyler misiniz hiç bu tarifsiz duyguları yaşayabilir misiniz?
"Altın"ı doğru tasvir, "Sarraf'ın kalitesini de ortaya çıkarmaktadır.
Murat Çabas
yenimesaj





Ahmet KAYHAN Hazretlerinin hayatını yazan değerli kitabı okudum ve onun Talebesi olan ilmiyle amil faziletli komşum emekli albay Mehmet TURAN hocamı da yakından tanıyorum.. kimse hakkında hüküm vermek zorunda değiliz.. önemli olan bu ülkede birlik ve beraberliği sağlıyarak ANADOLU ve civarındaki kan ve göz yaşını dindirmektir.

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 02:50
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 03:27
Çarpışan feto ve reto müntesipleri ve bağlıları da inisinasyonla hareket ediyorlar.. dini bağlılık dışında kültürel illüminasyonları bulunan masonlar ve marksistlerin inisinasyonları da öyle .. yasa dışı her türlü örgütlenme ve inisinasyona karşıyım.. insinasyon ölmeden önce ölmek değildir.. bu manada inisinasyon yani bağlanma ve güvenme ve inanma, Allaha.. dinine.. kitabına ve peygamberine olur. EGO (ben) yani ene ölürse ortada ne din kalır ne de iman.. ene olmayınca hüve'nin de anlamı kalır mı ? Aklı olmayanın dini olur mu ? Aklı olmayanın özgürlüğü olur mu ? Aklı olmayanın sonsuzluğu olur mu ? Boş inançlar bunlar.

Din ve ahlak ve hukuk BİREYSEL olunca güzelde.. toplumsal olunca türlü melanet ortaya çıkıyor.. fırınlarda yakılan yahudilerden ve fırın haline getirilen gazze'ye kadar.. biz ve onlar'a ilişkin tüm tarihsel deneyimler bizin uyandırmıyorsa.. orta da bir illüminasyon bulunmuyor ki inisinasyon olsun.. diye düşünüyorum.

Hem bilgi ve ilim ile denetlenmeyen sevgi bir sonuçta zararı oluyorsa.. irade ile kontrolü yitirmiş istek ve bağlılık.. bağımlılık ile özdeş hale gelmez mi ?

Diğer taraftan RESMİ DEVLET dışında her türlü örgütlenme İLLEGAL değil midir ? Yasa dışı mafya ve terör organisazyonlarıyla baş edemeyen devletlerin yer altı gizli servisleriyle bile aciz kaldığının göstergesi TERORİST hale gelen İSRAİL devletidir.

Küresel ticaretin ve uluslar arası şirketlerin, ulusal hakimiyeti neredeyse kaldırdığı günümüzde milletlerin ve halkın gücüne dayanamayan devletlerin KÜRESEL bir terörizmin etkisinden sakınabilmesi ancak YEREL BİRLİKTELİKLER kurması ile mümkün olduğunu düşünüyorum.

Kıtalar ve bölgeler.. Anadolu.. Avrupa.. Afrika ve Asya yerel birlikteliğini kurduğunda KÜRESEL TERÖR tehlikesinden sakınabildiklerinde ancak ciddi bir birleşmiş HUKUK milletleri ortaya çıkabilir.. diye düşünüyorum.

Bu da dillerin ve dinlerin üstünde ortak insanlığı gerçekleştirebilecek "samimi" bir Bilgi toplumu ve "ciddi" bir Hukuk devleti ile olasıdır.

Saygılarımla

osmanziya 02.05.2025 üçyol izmir 03:16
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 20:49
Ali Nesin demiş ki " Ben hayatımı doğruyu, iyiyi, güzeli ve gerçeği aramakla anlamlandırıyorum. 17.05.2020" demiş.. Bir nesne aramadan önce tanımlanmalı değil mi ? bulunduktan sonra tanımlanan aranan olabilir mi ? Acaba Ali Nesin'in tanımlanmış doğrusu ve iyisi ile güzeli ve çirkini bulunuyor mu ? Kişilerin ve olayların ve olguların ne iyisi ne kötüsü olur.. ne doğrusu ve gerçeği.. bu bilgi ve değer tanı ve tanımlamalara İNSAN'ın kendisine aittir. İnsan kişileri ve kimseleri.. olayları ve nesneleri.. düşünceleri ve olguları aştığında tanıların ve tanımların ötesinde "AR"ların ötesindeki AD'ları okumaya başlar ki bu bir derece PLATON'un idealarını karşılık.. zaten filozof en yüksek ad ve idea olarak BİR ve İYİ ülküsünden söz etmiştir. osmanziya https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2716

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 20:56
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4096

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 21:42
Tanrı tanırlık ve tanimazlik
dincilik ve bilimcilik
sağ duyu ve sol görü bizim "iki" yanımız iken maalesef birbirinden koparak daha doğrusu kopartılarak SOLCULUK ve SAĞCILIK denilen illete mübtela olmuşuz.. ne yazık ki zihnin ayrılmanın ve yaşamın bölünmesin üstesinden gelemiyoruz. Bunun nedeni SAĞ duya ve SOL GÖRÜ yanı birleştirmenin YARARININ    önemini ve değerini anlamamak.. bu DİNİ ve BİLİMİ birbirinden   ayırmanın ZARARININ üretim ve tüketimden.. eğitimden ve yönetime.. olumsuz etkilerini fark etmemek.. bu Tanrı tanırlığın ve tanımazlığı bir birinin aksi görmemizin nedeni imanın ve küfrün siyah ve beyaz gibi birbirini tanımlayan iki renk olduğunun ayırdında bulunmamızdır. Aslında Tanrı tanımaklık.. dincilik.. sağcılık ile Tanrı tanımazlık.. bilincilik ve solculuk.. bu konularda ezberlenmiş bilgilerin ve düşüncelerin ve inançların adına yapılan VEKALET savaşlarıdır. HANNAS.. kitabın son süresinin Rabbinas.. Melikinnas.. İlahinnas.. isimlerine yapılarak yapılan savaşın karşı kalesidir.. HANNAS.. bütün şeytanların anası ve tüm tagutların atası.. nefis ve enenin kökü olan bir TEKER'dir. Nasın başına geçip bir güç elde ettiğinde.. ister dinciler ister bilimciler olsun.. insanları birbirine düşman eden ne ise.. bu odur. Yaratan'ın iyiliklerden kötülükler.. kötülüklerden iyilikler çıkaran makinenin sekeri ve mekeri ve tekeri olan ARAYÜZ.. savaş ve barışlarımızın içinde bulunan sınav ve yarışa vesile ve hasıla olan AYNA'nın mahiyetini kendim dahil kimse bilmez. Ancak muhtevasını bu şekilde ifade edebiliyoruz. Elbette olumlu ve olumsuz bilgi ve değerler şakası olmayan bir oyunun faktörleri ve aktörleri ve vektörleridir.. bu nesneler ve kimseler ve özneler sektör sektör saptanabilir ve tanımlanabilir. Ancak bu sailiyette hayırları kabil ve şerleri fail olmanın sonuçlarından şerleri kesb etmenin ve hayrlara wehb etmenin illetlerinden ziyade akibetlerine dikkat etmek pek önemlidir.. hayrı beriyye.. şerri beriyle.. saadet ve şekavet.. ahrar ve eşrar.. ashabi meymene ve ashabi meşeme.. gibi ayırımlara ortaya çıkan mücadele ve mücahe ve mukavemet "boş"una değildir.. ancak körü körüne inanıpta boşu boşuna savaş yapmakta pek "hoş" değildir.. sınavın içinde sınav.. yarışın içinde yarış.. bilinenlerden bilinmeyenlere giden yolculuğumuzda aklımı ayık ve kalbimizi uyanık tutan zorluklar ve güçlükler.. fitneler ve belalar.. imtihan ve müsabakanın bir parçasıdır. Bu AHIR ZAMAN formatında birbirine üstüne binen diller.. dinler.. kültürler.. uygarlıklar öylesine karmaşık bir hibrid haline aldıkı.. bilgiye ulaşmanın kolaylığı kadar işlerde zora bindi.. nerede ise İNSANİYET'in kaybolma tehlikesi olduğu bir zaman İSLAMİYET savaşı yapmak gibi belahet.. nerede ise insanların çağdaş güç ve yetenek ve olanaklardan aldıkları hızla kendilerini yarı tanrı gördüğü bir ortamda.. onları TANRI'ya çağırmak.. Tanrı tanırlık ve Tanrı tanımazlıktan gına geldiği bir kültürde ikna edilecek konuları isbata yeltenmek.. dinin ve bilimin insanların maddi ve manevi sorunları çözmek yerine daha ağırlaştırdığ bir devirde.. dinin ve bilimin insanları kurtaracağını dillendirmek.. körlere ayna tutmak ve sağırlara def çalmak gibi abes olduğunu görmemek ve duymamak için ancak kör ve sağır olmakla olası.. yıllardır hazır açık ve seçik sehih yani anlaşılır yazarak okurları ve yazarları düşünmekten uzaklaştıran bir kültürde düşünme ve anlama ve inanma çağrısında bulunmak benim 16 yıldır yaptığım bir yanlıştı.. gündelik politik hesapların ve ekonomik kazançların yapıldığı bir ortamda orta vadeli ticari ve siyasi kaygıların üstün uzun vadeli YBA projesinin duyurunu yapmanın bir işe yaramadığını sonunda anlamış bulunuyorum. Bu belki bunun nedeni.. toplam hedef kitlemin 5000 kişinin üstüne çıkamamış olması olabilir. Belki de bu kısıtlı hedefin çeperi genişlediğinde insanlar samimi düşüncenin değerini ve ciddi eylemin önemini değerlendirerek âmâde olduğu feto.. adanmış olduğu retoyu.. angaje olduğu siyasal dindarlığı ve masonluğu ve marksistliği bırakarak totoliter sistemlerden ve otoriter rejimlerden beklentisi bırakarak.. hayali devleti ve milleti ve dünyayı değil kendini kurtarmanın reel sorumluluğunu üstlenerek benimsediği bilgilerin ve değerlerin sağlam ve sağlıklı olup olmadığının sorgulamasına girerek doğru bildiği yanlışları bilecek. güzel bildiği çirkinlerini görecek.. daha gerçekçi gerçeklere.. daha iyi iyiliklere.. yönelecek kurtuluş umudunu yenileyecektir. Sonuçta hepimiz öğrendik ki İNSAN olmadan islam olmaz.. İSLAM olmadan insan kurtulmaz. osmanziya yontembilim.com
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk