İNSAN MODELİ

 

“Ve mâ yestevîl a’mâ vel basîru vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve lâl musîu, kalîlen mâ tetezekkerûn.” Mü’min 58

Ve kör ile basiret sahibi bir olmaz. Ve de iman edip salih amel işleyenlerle kötülük yapanlar da (bir olmaz). Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz.”

 

Bir ömür doğru bildiklerinin yanlış, yanlış bildiklerinin doğru olduğunu yaşayan insan sonunda Sokrat gibi “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” Agnostizmine düşebilir. Ancak insan bir şey bilmez değil, hatta iki şey bilir. Fakat onu da karıştırır; siyah mı beyaz mı ? Evet mi Hayır mı ? Doğru mu yanlış mı ? Gerçek mi değil mi ? İyi mi kötü mü ? Güzel mi çirkin mi ? Sonunda kendi yaşamını götürecek ve güvenlikle yürütecek bir kimlik, kişilik, bireysellik verecek bilgiler kümesini örer ve ömrünü onunla idame eder. Ancak şunu da unutmamalıdır: “Tefekkür Şecere-i Tuba gibi, tezekkür ise Firdevs-i A’ladır.” Böylece Ali UÇAR.

 

Benim de OSMANZİYA olarak  bir ömür ördüğüm şu cümlem bulunuyor:  “Iştah ve iştiyak ayaklariyla eşinen tavuklar olmayiniz.. merak ve aşk kanatlariyla bilgi ve sevgi zirvelerine uçan kartallara öykününüz.”

 

YBA (Yöntem Bilimsel Analiz)  de  bir sözcük ikinci kez kullanılmaz. Fakat bu tabloda sol ayaktaki İŞTAH ile sağ ayaktaki İŞTİYAK ikinci kez kullanılmış görünüyor. Çünkü iştahın ucunda ŞEHVET ve iştiyakın ucunda ise TEŞVİK var. Bunun için bu sözcükleri KUVVET ve KIYMET kelimeleri ile değiştirebiliriz. Çünkü insan iştah ile yiyerek KUVVET edinir ve sonra onu KIYMETLİ bir hedef ve gaye uğruna aldığını aldığı kuvvet ve enerjiyi harcar. Böyle enerji alma ve enerji verme adımlarıyla bir ömür yürür.

 

Amma içimizde bir ses der ki; hayat sadece gereksinimlerini karşılamaktan ibaret değildir. Yaşam amaç olamaz. Senin bir arayışın olmalı, ömründe  yüksek bir hedefin olmalı  ve yüce bir yaşam ötesinde amacın bulunmalı… İşte biz bu yüzden geçimimizi sağlayan ve  bir mal ve hizmet sunmaya yarayan  bir meslek ediniriz. Onunla da kimliğimizi ve kişiliğimizi sergileyecek meşrebin erbabı oluruz. Şimdi  buna MEZHEB adını veriyorum. Bazılarının mezhebi kendine kalmaz ve başkalarını da sirayet eder ki bunlarda bizim mehdilerimiz ve imamlarımız, öncülerimiz ve önderlerimiz olurlar. Ancak bunda da hem uyan hem de uyulan için zarar ve hatarlarla dolu bir ahir zaman yaşıyoruz. Ancak ailede, şirkette, partide, toplumda ve ulusta yaşayan bir insan içinde doğal ve normal bir organizasyon ve teşkilatlanma için bireylerden birinin başkanlığı da kaçınılmaz.  

 

Çok şükür.. ailem ve mesleğim dışında  benim böyle bir içerikli bilgi yüklenen sözlerim  ve buyruk içeriği taşıyan tümcelerim olmadı belki de olamadı.  Sadece kelamın taşıdığı ilmin salih ve emrin sahih olması duyarlığını kazanmayı teşvik eden hızlı  bir anlam sürücüsünün reklamını eğiti  ve kolay bir anlatım aygıtının propagandasını yaptığım yeni bir DİL var. işte bir İNSAN MODELİNİ sunan bu tablolar bunun bir örneğidir. Öğrenmek, kullanmak ve yararlanmak için ilgi ve alakanızı beklerim.     

 

Osmanziya 23.02.2021 İzmir





Düzenleyen osmanziya - 23-Şubat-2021 Saat 07:26

İNSAN MODELİ


“Ve mâ yestevîl a’mâ vel basîru vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve lâl musîu, kalîlen mâ tetezekkerûn.” Mü’min 58

Ve kör ile basiret sahibi bir olmaz. Ve de iman edip salih amel işleyenlerle kötülük yapanlar da (bir olmaz). Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz.”

Bir ömür doğru bildiklerinin yanlış, yanlış bildiklerinin doğru olduğunu yaşayan insan sonunda Sokrat gibi “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” Agnostizmine düşebilir. Ancak insan bir şey bilmez değil, hatta iki şey bilir. Fakat onu da karıştırır; siyah mı beyaz mı ? Evet mi Hayır mı ? Doğru mu yanlış mı ? Gerçek mi değil mi ? İyi mi kötü mü ? Güzel mi çirkin mi ? Sonunda kendi yaşamını götürecek ve güvenlikle yürütecek bir kimlik, kişilik, bireysellik verecek bilgiler kümesini örer ve ömrünü onunla idame eder.

Ancak şunu da unutmamalıdır: “Tefekkür Şecere-i Tuba gibi, tezekkür ise Firdevs-i A’ladır.” Böylece Ali UÇAR.
Benim de OSMANZİYA olarak bir ömür ördüğüm şu cümlem bulunuyor:

“Iştah ve iştiyak ayaklariyla eşinen tavuklar olmayiniz.. merak ve aşk kanatlariyla bilgi ve sevgi zirvelerine uçan kartallara öykününüz.”

YBA (Yöntem Bilimsel Analiz) de bir sözcük ikinci kez kullanılmaz. Fakat bu tabloda sol ayaktaki İŞTAH ile sağ ayaktaki İŞTİYAK ikinci kez kullanılmış görünüyor. Çünkü iştahın ucunda ŞEHVET ve iştiyakın ucunda ise TEŞVİK var. Bunun için bu sözcükleri KUVVET ve KIYMET kelimeleri ile değiştirebiliriz. Çünkü insan iştah ile yiyerek KUVVET edinir ve sonra onu KIYMETLİ bir hedef ve gaye uğruna aldığını aldığı kuvvet ve enerjiyi harcar.

Böyle enerji alma ve enerji verme adımlarıyla bir ömür yürür.

Amma içimizde bir ses der ki; hayat sadece gereksinimlerini ve hacatını karşılamaktan ibaret değildir. Yaşam amaç olamaz. Senin bir arayışının ve harratının da bulunması gerekiyor.

Ömründe yüksek bir hedefin olmalı ve yüce bir yaşam için bir amacında bulunmalı…

İşte biz bu yüzden geçimimizi sağlayan ve bir mal ve hizmet sunmaya yarayan bir meslek ediniriz. Onunla da kimliğimizi ve kişiliğimizi sergileyecek meşrebin erbabı oluruz. Şimdi buna MEZHEB adını veriyorum. Bazılarının mezhebi kendine kalmaz ve başkalarını da sirayet eder ki bunlarda bizim mehdilerimiz ve imamlarımız, öncülerimiz ve önderlerimiz olurlar. Ancak bunda da hem uyan hem de uyulan için zarar ve hatarlarla dolu bir ahir zaman yaşıyoruz. Şu da var ki ailede, şirkette, partide, toplumda ve ulusta yaşayan bir insan içinde doğal ve normal bir organizasyon ve teşkilatlanma için bireylerden birinin başkanlığı da kaçınılmaz.

Çok şükür.. ailem ve mesleğim dışında benim böyle bir içerikli bilgi yüklenen sözlerim ve buyruk içeriği taşıyan tümcelerim olmadı belki de olamadı. Sadece kelamın taşıdığı ilmin salih ve emrin sahih olması duyarlığını kazanmayı teşvik eden hızlı bir anlam sürücüsünün reklamını ettiğim ve kolay bir anlatım aygıtının propagandasını yaptığım yeni bir DİL bulunuyor.

işte bir İNSAN MODELİNİ sunan bu tablo ve başkaları bunun bir örneğidir. Öğrenmek, kullanmak ve yararlanmak için ilgi ve alakanızı beklerim.

http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1634


Bu insan modeli İNSANBİLİM yapan Mustafa BUĞUÇAM'ın sayfasında bulunması gerekirken ve hatta bir ayet paylaşmı da taşıdığından İSLAMBİLİM yapan Dinnur YAŞAR'ın ortamında olması icab ettiği halde bu YÖNTEMBİLİM davası günden sayfamda yer aldı. Çünkü insanbilim ve islambilime ilişkin modellerde YBA kullanıldığı için içerik olarak adını andığım yerlere ait olsalar bile BİÇİM'in örnekleri ve uygulamaları olarakta burada sunulabilirler.


Bu zarf ve mazruf, biçim ve içerik, kapsam ve içlem, kışr ve lüb, kabuk ve iç.. meder ve dür.. gibi sözcük, deyim ve benzetmeleriyle anlatılmak istenen "var oluş" ve "öz" derin felsefi ve dini kavramlardır. Felsefe ve din tarihi boyunca da çeşitli aksiyomatik ve sistematiklerle dillendirilmişlerdir.


Bazıları sarık bazıları fotör ile biçimi içerik gibi sunma girişiminde bulunur ki bu bir tür sembolizim olan şeair'dir.. şuur şiir şeklinde de tezahür eder şair şeklinde tebarüz eder.. tecelli ile cilve arasında fark ne kadar ince ise zahir olan ile bariz olan arasında fark da o kadar kalındır.


Zahir olan bariz o kadar bariz o kadar bariz olur ki biz buna HÜCCET diyoruz.. İşaretteki bu durum karşın delalette batın olan beyyin o kadar beyin o kadar beyyindir ki biz buna BÜRHAN diyoruz.


Her ne kadar Bilgi Kuramının bânii olan Immanuel KANT kavramsız görüler kör, görüsüz kavramlar boş derken hüccet ve bürhan'ı sıfırlamışsa evrenin ötesinde metafizik insanın berisinide bir parapisik bulunduğuna hem filoloji hem teoloji filozofi ve teozofi yaparak bunu kanıtlamışlardır. Ancak bu arada sap samana.. hayal hürafata ve batıl hakikata yapışmış ve ayrılması için daha ince makineler ve aletler gerekmiştir.

İşte bu yüzden MANTIK ve lojik (sofistler ve idealistler arasındaki kavgadan) çıkmış.. işte bu yüzden matematik, hesab ve hendese çıkmış (2500 yıllık Aristo saltanatını yerle bir eden Descartes ve Newton sayesinde.. tabi bu arada bu işin temellerini atan HAREZMI (780-850) unutmamak gerekir).

Günlük dilin mantığı ve bilimsel dilin matematiğinden başka yeni bir dil ve mantık ve metoda gereksinim yok mu ? Eğer siz günlük dilin düz yazısı ile felsefi edebiyat ve dini vaaz yapıyorsanız günlük dilin ve bilimsel bilginin üstündeki çok yanlı ve yönlü felsefi konularda ve dini alanlarla başa çıkamıyor ya da bir yere varamyorsanız bunun bir içerik sorunu değil biçim sorunu olduğunu ve bunun da yeni bir anlam sürücü ve anlatım aygıtı gerektirdiğini, önceki deneyimleri hatırlayarak, anlamanız gerekmez mi ?

İşte bende bunu diyorum.. insanlara felsefe ve din öğreteceğim diye.. kafalarını dolduracağımıza kendi kafaların kendileri dolduracağı sağlam ve sağlıklı ALANINI UYGUN yeni bir driver ve divice versek daha iyi olmaz mı ?

YBA bunun için biçilmiş bir KAFTAN.. bu içeriksiz biçimsel bilginin KAPTAN olmak gibi bir sevdası bulunmuyor.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız. Osmanziya 23.02.2021 Üçyol-İZMİR