tren yolu ..

Tren yolu.. rayları olan ZAMAN gösterilmedi.. traversleri olan KÜLTÜR uzanımları anlatıldı.. KÜLTÜRÜN 60 bin yıllık SESLİ dil ve din tarihinden sonra gelen 6 bin yıllık YAZILI dil ve din tarihinde olanları kanıtlı ve yaklaşık kesin olarak biliyoruz.

Bilişim devrimi.. tarım devrimi.. kentleşme.. sanayileşme ANA AŞAMALARINDAN sonra gelen bu günkü teknoloji ve ideoloji çağında.. elbette insanlığın refahı ve huzur yolunda başardıklarımız pek çoktur.. ve yüz yıldır artık insanlar bir mal gibi alınıp satılan nesne değil.. hak ve borçlara ehil bir hukuk sujesidir. Sanayileşmeden sonra daha açık ve belirgin hale gelen BİLGİ TOPLUMU ve HUKUK DEVLETİ ülkülerine doğru yol alıyoruz.

Her iş birden mükemmel olmuyor.. her şey birden yolunda gitmiyor. Başardıklarımız yanında başaramadıklarımızda bulunuyor. Bilgi toplumu ve hukuk devleti bir realite değil bir ideal.. ancak bu ülküleri gerçekleştirmekte azımsanmayacak yollar alındı. Beşeriyetin yapısından çıkan medeniyetin inşa ettiği en yüksek başarı İNSANLIK dediğimiz ve henüz ortak bir şekilde tanımlayamadığımız bir var oluş bulunuyor ve yok ölüş aranıyor. Bu arayışta giderken aid oluş ve sahib oluş arasında dalgalanıyoruz. Savaş ve barış içinde ilerleyen bir sınav ve yarışımız söz konusu.

Bu arayışta başlıca sorunlarımız arasında dünya ve ahiret dengesi.. akıl ve kalb bağdaşımı.. toplum ve birey uyumu gibi SORUNSALLARIMIZ da bulunuyor.

Bu sorunlarımızın çözümünde şimdiye kadar açık ve seçik hazır ve anlaşılır günlük dilin düz yazısıyla yaptığımız FELSEFİ edebiyat ve DİNİ vaaz ile bir yere kadar gelebildik. Tanrı tanırlık ve tanrı tanımazlak savaşları yaparken dincilik ve bilimcilikten kurtulamadık. Toplumsal sınıfların çelişmesi ve çatışmasını yasal ve normal ve doğal hale getiremedik.
Bunun nedenleri arasında toplumun birimi ve insanın bilimi ve kadın ile erkek.. çocuk ile yaşlı.. herkes için korunaklı bir alan olan ailenin kıymetini bilemedik. Bu sorunu insanı doğaya yabancılaştıran TEKNOLOJİ ile insanı insandan uzaklaştıran yeşil, mavi ve kızıl İDEOLOJİLER insanın toptan kabul ve toptan red yetkisini kötüye kullanarak totaliter ve otoriter sistemler ve rejimler ihdas ettiler. Bunlara angaje olan entelijensiya dayanacak başka bir “yer” bulamadılar.. güce tapan ya da güçten korkan veya çıkara banan ve çanak yalayan biz proleterler zaten bir “çıkış” yeri bulamadık.

Sadece şunu dikkatinize sunuyorum: …

Burada kadın ve erkek atlas ve pasifik kadar geniş ve derin gösterilmiştir.. kadın ve erkekten olan ailede karı ve koca ilişkileri sosyal sınıfların ilişkilerini.. emek ve sermayeyi.. iktidar ve muhalefeti.. standart ve patenleri.. gelenek ve yenilikleri.. ve sonuçta aileyi, toplumu, ulusu, yereli ve küreseli ile tüm dünyayı belirlemektedir. Bunun farkında olalım.. ya da olmayalım.. kadın ve erkek ilişkilerinin sonuçları bizim kendimizin ve yakınlarımızın da geleceğini etkileyecektir. Her birimiz bir mal ve hizmet üretir.. ya da bir bilgi ve çözüm üretir.. bir karar ve yön üretir.. ancak her birimiz bir çocuk türetir ve yetiştiririz.. buna gereken önem ve değeri verirsek gelecekte bunun meyvelerini de toplarız.. aksi halde kendi geleceğimizle birlikte ülkenin ve dünyanın geleceğini de etkileriz.. unutmayalım.. yağmur bulutları.. içinde minicik su damlacıklarından oluşurlar.

Şu da var ki ağlamayan çocuğa meme vermezler.. yakınılmayınca çare aranmaz.. bunun için zorlukları.. zorunları.. sorulara saptamadan da yanıtları, çözümleri ve kolaylıklar ortaya çıkmaz.
Biz düşümüzün devindiği ve dilimizin döndüğü kadar konuları konuşmayı sürdürüyoruz.. anlayanların eleştirilerini ve anlamayanların soruları bekliyoruz.

Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız.

Mustafa BUĞUÇAM

(NOT: Bu şema, 15. ncü tablonun resmidir. )