HEYKEL
WahtsApp gurubumT abakatta yazdım; .Şuur.. vucudu FARK ve ademi KADR eder. Elinde olanı zıddı ya da niddi ile ayırt eder.. bu genellikle mazide vaki olandır. Elinde bulunmsyani da.. mahrumiyet ya da haramiyet yoluyla deger verir.. bu da çoğunlukla ati de muhtemel olandir.

Insan boylece mazinin bu vaki rahasi (gözlentisi) ile atinin bu muhtemel rabası ( beklentisi ) arasinda şimdi burada mumkun bir rasat içindedir.

Tabloda bunu göstermedik. Muhtemeli mumkun içine kattik.. tarassut ve rasat.. rasat merkezi ve rasat çevresin içeren bir kavramdir. Çagdaş IZAFIYET kuramına gore referans noktasi bulunan bir gözlemciye gore DEĞİŞEN zaman-mekan sureklisidir. Ancak bu yine başka bir çağdas KUANTUM kuramına gore istatistik yasalarla belirlenen daha doğrusu DEGİŞEN bir "rasat"tır.. yani rastgele bir VASAT'tır.

Iş neyin rast geldigini kimin rast gelmedigini anlamak.. nesneleri ve kimseleri anlamaktir. Bu da suretleri ve şekilleri kavramaktir. Bunun nasıl oldugunu da bu tablo öruyor.

Ancak asil önemli olan analitik duzlemde YBA ile nasil öruldugunu merak ederek bu hızli anlam surucusunu kullanmak ve kolay anlatim aygitindan yararlanmaktir.

Buda özne AT'ımızdaki AR yukunu fark ve AD yolcusunu kadr etmeye bağli bir seyr ü suluku istiyor. Ben bu seyahata çıkamadim. Çunku bu sefer katilacak askeri bulamadim. Askerlik biraz seker ister.. mekere kapılip tekere binecek er kişiler bekler. Er kişi erkek anlaminda degil kadin ya da erkek bir gaye peşinde yuruyen "adam"lar demektir.

Ad.. ada.. adim.. adam.. adet.. âdet.. adalet.. itiyad.. imtidad.. hasili adalet ve atalet.. ayıran bir a'ted meraklı bir tecessusu gerektiriyor.. biz merakimizi aşk haline getirdik Yüce Rabbimiz de imkan ve fırsat verdi.. YBA techizatini (dıvıce) sizinle ortaya koyduk.. size duşen bu atı ve arabayi suren şoför (driver) olmaktir.. Inşaallah olacaksinizda.. bu gun için koşullar sağlanmamış olabilir yarın sollayacaksiniz. Çunku bizler sagı ve solu kullanan ve sallayan önculeriz.

Mevcut aile.. şirket.. parti.. takım.. set.. cemaat gibi zümrelerden başka TARIKAT ya da TASAVVUF adı verilen geleneksel ZÜMRELER de bulunmaktadır. Dini literatürde sünnet-i seniyye.. takva.. ameli salih.. tasfiye.. kurbiyet.. kavramları ile çağrılan ve biçimlenen İNİSİNASYONA bağlı topluluklar bulunur. Bunlar sanıldığı gibi sadece İslam Dinine has oluşumlar değildir.. genellikle İNSAN İLİMLERİNE bağlı doğu kökenli ve geçmişten günümüze kadar bir hizbdir. Hizbüşşeytan da olur Hizbullahda.. sadece dini değil din haline getirilmiş felsefelerde ve ideolojilerde de söz konusudur. Önce hoş ve güzel bir İLLÜMİNASYON ile başlar sonra tehlikeli ve akibetsiz bir “inisinasyon”a ilerleyebilir. Ancak yaşamın kendisi de bir barış için savaş tehlikesi.. yarış içinde bir sınav rizikosu değilmi.. Ancak bana göre islami ve meşru bir TARİKAT asla SİYASETE karışmamalı.. hatta KONUŞMAMALI bile. Konuştuğu anda safi ve halis bir söz söyleyemez. Enelhak der kellesi gider. İtikadı.. ibadeti.. ahkamı ve ahlakı kuramlaşmış ve kurumlaşmış bir Din-i Mübin-i İslam çerçevesinde bu gibi tarikatların revaç bulması ancak halkın cehaletinden kaynaklanmaktadır. Çağdaş rahmetli Halur Nurbaki.. Rahmetli Ahmet Kayhan ve Ahmed Hulusi gibi safi ehli tarik bu gibi oluşumlara sebebiyet vermemiştir.

“İzzet ve azamet ister ki esbab bir perde-i dest-i kudret olan aklın nazarında.. tevhid ve celal ister ki esbeb ellerini çeksin tesir-i hakikiden” diyen İmamı Nursi Telvihat-ı Tis’a risalesinden tarikatının gerekçesini ve gerçeğini açık ve seçik olarak ortaya koymuş ve geriye de bir tarikat bırakmamıştır. Fakat ne yazık ki akıl ve kalb gözü ayırımını ortaya koyan İmamı gazali gibi imamı Nursi’de anlaşılmamış.. daire-i imkan ve vucubu ayırmış.. cihet-i risalet ve velayeti fark ettirmiş.. daire-i esbab veitikadı fehm ettirmiş.. mana-yı ismi ve harfiyi fikrettirmiş bir İmam, ibadetten ve ahiretten başka bir davası olmayan tarikat vari cemaatlerin elinde kalmıştır. Ne yazık ki Münazaratında “ Hayatımızın bekası imanın ve sıdkın tesandüyledir. Aklın nuru fününu medeniyedir, kalbin ziyası ulum-i diniyedir. Hakikat ikisinin imtizacıyle tehazüh eder. İftirak ettikleri vakit birinde hile ve şüphe diğerinden taassup tevellüd eder. Talebinin himmeti bu iki kanat ile pervat eder.”diyen Üstadın bu düalitesi anlaşılmamış ve uygulanamamış ve yaşanamamış. Fakat bu sağı ve solu birleştiren öncülük ve “sabıkun” yolunan özümlenmesi ve bununla beraber öğreti haline getirilmesi de kolay değildir. Ancak geleceğe ufkumuzu açan bir ışık olduğu da aşikar. Nitekim TANRININ TARİHİ kitabını okuyunca yazarı Karen ARMSTRONG gibi deistlerin bu ışığa yaklaştığını görüyoruz.

Bu gün için geçmiş kültürlerin ve milletlerin birikimiş.. eklemlenmiş devletlerin ve medeniyetlerin hasılası.. bu gün bize öyle bir teraküm ve telahuk sunuyor ki bu tekamülün nereye gideceğini bilemiyoruz. Deccal cennetini kurmak için acele ediyor.. insanları maymunlar cehenneminden yapay zeka cennetini çağırıyor.. mehdiler ve mesihlerde ona göre reaksiyon gösteriyor ve fakat ne gibi aksiyonları bulunuyor görmüyoruz ya da var fakat biz bilmiyoruz. Tek bildiğim Yusuf KAPLAN eski uygarlığa makyaj vurup yeniden sunmak. Bu çalışmaların tümü.. milleti hazır açık ve seçik anlaşılır “bilgi” ile besleyip arkasından sürüklemek ve böylece düşünmeyen kitleler oluşturmak ki bunun örneğini feto vereto olayında yaşadık ve yaşayacağız.

Doğu ve batının kavuştuğu bu ülkede.. geçmiş ve geleceğin kavşaklaştığı bu ulusta.. irandan yunanistana iraktan israile etrafını toplayacak bu anadoluda.. gelecek nelere gebe bilemiyoruz. Bildiğim bir şey var; düşünmeyen insanlarla ciddi ve samimi bir aksiyon ve illet ortaya konulamıyor. Nerede kaldı safi ve halis bir inisinasyon ve akibete ulaşsın..fakat rahmetten ümit kesmek haramdır. Biz YBA ile düşünmeyi kolaylaştırdır.. onu öğrenecek ve kullanacak ve yararlanacak ve yaygınlaştıracak “adam”lar bekliyoruz.