Cauasa SEBEB Causality NEDENSELLİK
KOZALİTE denilen İLLET sebeblilik bilimselliğin temelidir.
KOZA.. ipek böceğinin metamorfozunda geçirdiği bir dönemin adı.. Malum böceğin yumartaları bu kozanın içinde önce KURT sonra KELEBEK haline gelir. Bu metamorfoz hakkında Hilmi Ziya ÜLKEN Hocanın müthiş bir METAFORU bulunur.. ancak önce bu anlatımı tamamlamalı.. bu koza içinde kurtcuk gelebek haline gelince kozayı DELER içinden çıkar.. delince kozadaki ipek yapılacak ipleri işe yaramaz hale getirir. Bunun için üreticiler bu kozaları buhar içinde tutarak böcekleri öldürürler.. ne katliam ama.. sanki birinin yaşaması için ölmesi gerekir.. her ne ise bu böyledir.. ilim adamları da kendilerini başkalarının yaşaması için öldürürler.. yani ilimden başka para ve makam ve servet edinmekten vaz geçerler.. dünya keyiflerine son verirler.. elde ettikleri ilimi topluma mal etmek için. Keyif ve eğlence içinde geçecek vakitlerini.. gezi ve seyahat için harcanacak zamanlarını.. ilim öğrenme ve kitap yazma ve öğrenci yetiştirme için kullanırlar. Sonunda para kazanmasalar bile şöhret kazanırlar.. otorite olurlar.. yetke edinirler. Belki kitaplarıyla para da kazanırlar.. lakin bu pek nadir olur.

Hilmi Ziya ÜLKEN Hoca.. insanın İLİM kozası örerek ve kendini manen öldürerek ortaya çıkardığını.. şimdi elimde olmayan bu kaynak içinde alıntı veremiyorum.. belirtiyordu.. genel ilim ve ÖZ ortaya çıkması için bir VAR OLUŞ geçiriyordu.. işte felsefe bu iki ana dalda bölümlenir.

Konu uzun burada sadece AR'ın ölerek AD ortaya çıktığını belirterek yani söz dizim ve anlambilim.. birbirini öldürerek ortaya çıktığını.. insanın ölerek TANRI'yı ortaya çıkardığını.. söylemek bu METAFORU uzattıkta uzatacaktır.. en başat bilgi (anlatım) aygıtımız olan teşbih (metafor) ve temsil (analoji) en çok yanıltan bilgi (anlam) sürücüsüdür. Külli kanunların kozalitelerini bu KOZ'unu kullanarak bu yazıyı ortaya çıkardık.. sizinde kozunuz ve eleştirilerinin varsa paylaşabilirsiniz.



Bedenin hava ve su ile bitki ve hayvan zerreleri ile yani TOZ ile beslendiğini biliyoruz.. peki ruhumuz (aklımız, kalbimiz, zihnimiz, şuurumuz) ne ile "BESLENİYOR" ?


İşte bunu da KOZ diyoruz.
KOZ bir yumak ve bir topak.. ya da baloncuk..
Biz TOZ olan atomları ve hücreleri bile tamamiyle ve kemaliyle anlamamışken bu KOZ'ları elbette hemencecik anlatamayız.


Değerleri oluşturan umutları ve korkuları.. beklentileri ve özlemleri.. dilekleri ve istekleri.. BÜTÜN içindeki yerine göstererek bu işe bir giriş yaptık.











KOZALİTE
poz
doz
koz


toz
koz
köz
töz

roz
uz
US


oz
zzzz
osman zzzzz




KOZ


KOZ   dizini içindeki dosyalar

20221118_182125_KOZ.rar


KOZ dizini içindeki alt dizinlerde yine KOZ başlıklı dizinlerde 50 ye yakın tablo bulunuyor.. keza yine LMS dizini içinde LAMISE ve LEMS dizinleri içinde 34 tane dosya bulunuyor. Ve ayrıca bir resim ve iki düz yazı yer alıyor.

KOZ dizini içindeki tabloların ilk üç dört tanesini hanımla başlattık.. konu Zeki Hocama verdiğim bir yanıtta KOZ demiştim tinin (ruhun) beslendiği “toz”lara.. zaten tenin ve bedenin su ve hava ile bitki ve hayvanların tozları ve atomları ve hücreleri beslendiğini zaten biliyoruz.. ancak bu bilişin bilimsel olması için altmış bin yıl sesli altı bin yıl yazılı dil ve dinin kültür birlikteliğinin geçmesi gerekti.. ve bu gün dahi mahiyetini hala anlamış değiliz.. bu tozların enerjilerinin nereden geldiğini bilmiyoruz.. Ancak Yaratan, besleyen ve eğitin ve yöneten SALT Tanrı’yı imanımız bizim bu işimizi kolaylaştırıyor. Fakat bu kolaylık konuyu araştırmamıza ve derinleştirmemize engel değildir.

Ben de insanı tanımada kendime engel görmedim burada sözünü ettiğim TABLO’larda insan arayışımı sürdürdüm.

Burada tabloları versiyon sırasıyla.. yalından karmaşığa doğru.. vakti olup alakası bulunup inceleyen bir aydının anlatımı anlamaması mümkün değil desem onları suçlamış olacağım.. mümkündür desem kendime sayı göstermiş olacağım. Fakat insanları ilgi duymadığı için suçlayamadığım gibi eğer kadere ve yazgıya bir inancım bulunuyorsa daha bu işin zamanının gelmediğini unutmamam gerekiyor. Çünkü YBA edinilmesi gereken bir dil.. bir dil edinilmeyince elbette onun sesleri gürültüden ve harfleri de görüntüden ibaret kalacağı belli.. Bu nedenle insanlar YBA ile öğrenmeleri, kullanmaları ve yararlanmaları da gerçekleşmiyor ve bizler hepimiz YARARI olmayan bir şeyi de edinmeyiz ve öğrenmeyiz ve kullanmayız.

Bu yazı özellikle ZEKİ ÇOŞKUN hocam ile yazıldığı için.. ona burada birkaç konuyu anlatmam gerekiyor. Bir defa kendisine çalışmalarından dolayı HAYRAN’ım.. çalışmaları da BİLİMSEL yapısı nedeniyle gelecekte insanların ufkunu açacak biçimler ve içerikleri kapsıyor.. buna çalışmalarını tek tek derinlemesine incelediğimden değil.. yüzeysel bakışımda dahi belli oluyorlar. İnceleme işini yapamamış olmanın nedeni de kendisinin özel bir inşa etmiş olmasıdır.. yani YBA gibi onunda önceden edinilmesi gerekiyor ki zorlanmadan öğrenelim, kolaylıkla kullanalım ve pek çokta yararlanalım ve istifade edelim. Yani benim onun dilini ve onunda benim dilimi.. bu saatten sonra edinmesi ve kullanılması zor görünüyor.

Ancak ben yine de benim dilimi edinmesi ve öğrenmesi için değil tanıması ve anlaması için bir örnek olarak bu çalışmayı yaptım. Burda KOZ’ın ne anlama geldiğini açmaya, örmeye ve görmeye ve göstermeye çalıştım. Ben bile bu çalışma ile de KOZ’un tam çıkartamadım.. ancak KOZALİTE adı verilen bir YASALAMA tekniği bulunur. Bilim adamları ortamlardaki koşulları matematiksel bir ifade ile tanımlamaya çalışırlar. KURAM daki varsayım ve öngörü TEZ’leri .. UYGULAMA daki ölçüm ve sayım TEST’leri ile.. işte bu sebeb-sonuç.. neden-netice.. sebeb-netice sürecine KANUN (yasa) adını verirler. Başka ilim adamları da bu NEDENSELLİĞİ (illeti) kendileri test ederek bu tanımı doğrularlar.
Örneğin su bileşiminin katı ve sıvı ve gaz adı verdiğimiz bilinen FAZLARI’nı diğer elementler ve bileşiklerde de ortaya çıkararak bu maddenin plazma.. gaz.. sıvı.. katı.. durumlarında ISI ilişkini TERMO-DİNAMİK (ısı-hareket) yasalarla ortaya koyarlar.. bundan da FİZİK ve KOZMOLOJİ (evrenbilim) ilimlerini çıkarırlar. Aynı şekilde canlı ve cansız maddelerde bu kozalite (termodinamik) yasalar bulunduğu gibi zihin ve şuur ve akıl süreçlerinde de SEMİO-SİBERNETİK (işitme-yaşama) yasaları bulunur ki eğer bunlara YASAKLAR denilerek onların YASA’lardan ayrılması kolay olur. Ancak bu yasalar ve yasaklar İNSANLAR tarafından tanımlanmıştır. Yoksa doğrudan EVREN ve İNSAN da ortay çıkmaz.. uygarlık tarihi boyunca bu yasalar ve yasaklar değiştirilmeye ve geliştirilmeye çalışılacağından kuşkumuz bulunmuyor.. eger uygarlığımızın ömrü vefa ederse.

Kozumuzun, pozumuzun ve tozumuzun ortaya bir ROZ çıkarması ümidiyle anlaşılmaz sözlerimi bitiriyorum. Anlayan anlamayana anlatsın demeyeceğim.. çünkü      YBA insanın kendinin anlaması ve anlatmasına ilişkin bir dildir. Belki ileride YBA öğrenicilerden birisi ÖĞRETİCİ hale gelcek bu dilin edinilmesini sağlayacak.

Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.

Osmanziya 18.11.2022 Cuma İZMİR       


Sağlıcakla kalın

OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr







Düzenleyen osmanziya - 18-Kasım-2022 Saat 20:21