Sağ duyu ve sol görü birlikte tablolaştırıldı.. tablolarda yıllardır değişmeyen sayfa kenarları bulunuyor.. üstte HASSASİYET altta HİSSİYAT yer alıyor.. sağ tarafa TAHSİS sol tarafa da İHTİSAS oturtulmuş.. hepsinin ortak sesi HSS.. bu HUSUSİYET aslında bizim TAHASSÜS'ümüz.. işte bütün bu hususiyyet.. özelimiz ve özelliğimiz.. İNSAN olmamızdır.

Peki insan nedir!

Neden soruya soru işareti koymadım.. çünkü insan her birimizde kesin olarak bilinen bir hassasiyet nesnesi ve hissiyat kimsesi.. ben bu nesne yükü ve kimse yolcusu olan "özne"ye İNSAN adı veriyorum ve onu ne EVREN ile ne de TANRI ile karıştırıyorum.

Çünkü PROTOGORAS'ın yıllar önce söylediği gibi "İnsan her şeyin ÖLÇÜSÜDÜR."

Fakat çoğu insan bunu iyice bilmiyor.. zira en az bildiği.. KENDİSİ en az merak ettiği.. BENİ en az ilgilendiği.. İNSAN

Saygılarımla

OSMANZİYA

Tablo hakkında uzun uzun açıklamalar.. anlatımlar.. yorumlar yapmayacağım. çizgiler ve renkler ile zaten yeterince açıklama yaptım.. kullanılan terimler ise bilinmedik kavramları taşımıyor.. kullanılan sözcüklerin yerlerine ve renklerine ve konumlarına bakarak.. iki kelimenin birlikte ortaya çıkardığı çağrışımları.. düşüncelere.. anlamlara göre anladıklarınızdan eleştiriler ve anlamadıklarınızdan sorular.. alarak bildiklerimizi daha ileriye götürmeyi amaçlıyoruz.

Nitekim tabakatta da yayımladığım bu tabloları tabakatta bir arkadaşımız ANLADI ve eleştirisini guruptan ayrılmak suretiyle verdi.. ama bu kolay bir yoldu.. bırakmak.. terk etmek.. kaçmak en kolay bir çözümdür ancak en zor bir yola girmektir..
inne mea elusrü yüsra..
"kolaylık zorlukla birliktedir" diyor ayet.

Bu demektir ki zorluğu değil kolaylığı seçerseniz zorluğa düşersiniz.. kolaylığı değil zorluğu seçerseniz kolaylığa düşersiniz.. bu sözü bir kez daha yineliyor.. İNŞİRAH suresi..   yani iki kez kolaylık ve zorluk ilişkisi bulunuyor; " zorluk ve kolaylık ile kolaylık ve zorluk" Şimdi bu anlatım öylesine soyut ki şu soyutluklardan farkı bulunmuyor; "doğru ve yanlış ile yanlış ve doğru" ya da "gerçek ve uydurma ile uydurma ve gerçek" "çirkin ve güzel ile güzel ve çirkin" ya da "kötü ve iyi ile iyi ve kötü" burada BEŞ DENKLEMİ farkı şekillerde de yazabilirsiniz..

öyle ise bizim artık günlük dilin düz yazısı ile GÜNLÜK DİL dışında yapabileceğimiz fazla bir iş kalmıyor.. bilimsel dilin matematiği ile de matemetikte fazla bir iş kalmıyor.. günlük dilin mantığı günlük dilde işe yarıyor.. bilimsel dilin matematiği matematikte işe yarıyor.. felsefi dil de ise günlük dilin mantığı ve bilimsel bilginin matematiği fazla bir işe yaramyor..

"iş" ne bilmiyoruz.. "yarar" ne bilmiyoruz.. "dil" ne bilmiyoruz.. "felsefe" ne bilmiyoruz.. "din" ne bilmiyoruz.. evet bunlar hakkında iyi kötü bir DÜŞÜNCEMİZ bulunuyor ama "ne" bilmiyoruz. Aynı sorular hakkında felsefe sorular üzerine kuşkulü sorular çıkarıyor.. aynı sorular üzerine din yanıtlara üzerine kesin yanıtlar veriyor.. ancak bizim bu saydıklarımızın mahiyeti ve muhtevası hakkında yani neliği ve içeriği hususunda açık ve seçik bilgimiz bulunmuyor.. günlük dilin düz yazısının mantığının.. bilimsel dilin denklerinin ve matematiğinin.. verdiği fazla bir "şey" bulunmuyor.. ve önemlisi bu saydığı günlük dili, bilimsel bilgi, felsefi bilgi ve dini bilgi ilişkileri hakkında EPİSTEMİK bir büyük resmimiz bulunmuyor..

daha önce burada bir paylaşımda büyük resim paylaştım.. ta ki YBA hızı anlam sürücüsünü ve kolay anlatım aygıtını tanıtayım ve öğrenmeyi ve kullanmaya özendireyim diye.. sonuçta felsefe mantığını arama ve dinin matematiğini bulma.. NOKTASINDA bir arayış bulunsun istiyorum.. lakin düşünmeye cür'et ve aramaya cesaret edenlere fazla rastlamadım..

elbette KOLAY değil kendi havuzunu bırakıp başkasının havuzunda yüzmek.. e bu havuz değil bir deniz hatta bir okyanus ise kim bırakabilir ki çöplüğünü.. çünkü her horuz çöplüğünde öter.. biz de zaten kendi çöplüğümüzde ötüyoruz.

Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.
06.09.2023 Osmanziya



Bir önceki paylaşımda "Sağ duyu.. HUKUK yapan duyumuz.. daha doğrusu duygumuz.. hissiyatımız.. YBA öğretisi HUKUK'un Aristo'nun DÖRT SEBEB teorisi olarak metafizik halde kurguladığı fail sebeb ve gai sebeb ile ve metafizik değil epistomolojik olarak inşa edilen özgürlük ve amaçsallık ilkeleri SORUMLULUK çıkardığımız bir İLİM alanıdır. Aristo'dan sonra gelen BİLİMSEL zihniyet.. kendi kendine gelin güvey olarak ilimden HUKUK'u ve Fıkıh'ı çıkardı.. şekli sebeb (özdeşlik) ve maddi sebeb (nedensellik) ilkesiyle yapılan FÜNUN'u ilim saydı.. bu yüzden çağımızda tek yanlı olan Fünun ilim sayılır.. Fıkıh ilim sayılmaz. Ancak bu ideolojik epistemolojinin dikiş tutturamadığını geçen yüzyılda görünün birinci ve ikinci cihan savaşları gösteriyor. " yazdık.. burada fünün yani sol görü ile yapılan ilim alanının uzandığı çizgiyi görüyorsunuz.. dil ticaret yapıyor BİLİM oluyor.. bilim "x" yapıyor İDEOLOJİ oluyor.. ideolojinin ne yapması lazım ki HİKMET olsun..