Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Din | |
YöntemBilim Forumu | Diğer | Din |
Konu: arabi | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: arabi Gönderim Zamanı: 26-Şubat-2024 Saat 00:17 |
Nalan ENGİN paylaşımından Facebook Yazar: Orhan Yalçın Kitap : Îbnü'l Arabî Sf: 242 Sevgili Okur; Okumamı bitirip kitabın kapağını kapattığımda böylesine büyük bir alimin hakkını nasıl teslim etmek gerekir diye düşünmeden edemedim. İlmi bilgisini insanlara aktarabilmek adına Allah'a büyük bir teslimiyetle sığınıp diyar diyar gezen bu büyük âlim , Endülüs (İspanya)'den kalkıp Anadolu'da Konya ve Malatya'ya da gelmiştir. Burada Mevlana'nın babası olan Bahaeddin Veled ile karşılaştığında onu bir "Deniz" , Mevlana'yı ise henüz küçük bir çocukken gördüğü an"okyanus"tabiri ile kaleme almıştır. Kitapta bu ayrıntılara sıkmadan gerektigi kadar yer verilmiştir. Yazar, bu kitabında anlatıcı olarak Arabî'nin kendisini konuşturmuştur. Sayıların,harflerin ve yıldızların bizler gibi bir kavim olduğunu söyleyen Arabî, satır aralarında bir takım mühim ilmi bilgilere de yer vermiştir. Kendisini sadece Kur'an ve sünnet ışığında ilerleyip dini tebliğ etmeye çalışan bir önder olmaya adamış olmasına rağmen Hallac-ı Mansur'un "Ben Allah'ım" demesinin altında ki mânâyı anlayamayan aynı zihniyet İbnü'l Arabi'nin "Taptıklarınız ayaklarımın altındadır"söylemini de idrak edememelerinden sebep maalesef aynı hazin sonu getirmiştir. Çok akıcı bir dille hikayeleştirilen bu kitabı okumak isteyenlere tavsiye ediyorum ben ilgiyle ve severek okudum. Sizlerle "öz" bir dipnot paylaşmak istiyorum. 📌"Bu alemin bir rüya olduğunu anlayabilir ve bunu manevi bir yorum değil, gerçek bir öğreti olarak görürsen evliyâullahtan olanların bu dünyadan nasıl rahatlıkla vazgeçtiğini daha net anlayabilirsin. Aslında sana bahsettiğim düzen ve bu düzenin gerçek dünyası olan ilahi alem, hep aklında zuhur etmektedir . Biz buna Âlem-i Misal deriz ki hiçbir deformasyona uğramaksızın,alelade bir insanın bile bilincinde,gerçek olarak var olduğu oranda zahir olabilir.Bunun en aşikar hâli sadık rüyalarda görülür." Yazmak istediğim çok şey var ama okumanızı öneririm. Son olarak bir bilmece bırakıyorum. ☺️ "Sin,Şın'a girdiğinde Mim ortaya çıkar". İbn-î Ârabî Keyifli okumalar diliyorum 🌼📚 Osmanziya Osmanziyaoğlu Paylaşım için teşekkür ederim. Hakikati hikaye etmek ve Hakkı himaye etmek kolay değildir.. derim bir SÖZ söylerim sonra sözün taşıdığı bilgi ve değerin ne kadar sağlam ve sağlıklı olduğuna duyarlık eder ve beklerim. Hakikat hikaye edilir mi ? Hakk himaye edilir mi ? Hak himaye edilir mi ? Hakk himaye edilir çünkü zayıfın elindedir.. Kuvvetin zayıfı ezersen hakk ve hürriyetini de izale edersin. Hakikat hikaye edilir mi ? Hakikat hikaye olmadığı gibi hikaye de hakikat değildir.. çünkü hakikatı ifade ve ibare ederken kullandığın dilin lafızları mecaz ve icazla doludur ki çoğu zaman bunları tasrih ve teşrih etmeye mecalimiz bulunmaz. Mananın isim ve harflerini tecrid ve teşhis etmeye gücümüz yetmez. Bununla beraber hakikati hikaye etmek zorundayız. Bilim olarak ta giderek daha sağlam ve sağlıklı anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Bu gün kuantum ve izafiyet kuramını birleştirmeye çalışan SİCİM kuramı üzerinde çalışıyoruz. Basar ve nazar gibi birincil işaret ve delalet gibi ikincil bilgilerimiz üzerinde çalışmalar sürüyor. Nükleer gerçeği.. genetik gerçeği.. verilerini kayda ve hesaplamaya uğraşıyoruz.. nörolojik hakikati.. hormanal hakikati tespit etmeye ve betimlemeye çabalıyoruz.. vital aktivitenin reailetisini .. mental gerçeğin rasyonalitenisi saptamaya çalışıyoruz. Bağışlayın batıcı sözcükler kullandığım çünkü biz bin yıldır ilmi bıraktık bunu batılılar yapıyor da ondan. Kısaca bilimde toptan bilgi toptan redd bulunmaz.. parça parça ilmimizi birikiyor ve evriliyor. Arabi islam ilim ve teoloji dünyasında tutulmamış bir teozof kuramcısıdır. Elbette dahi bir insan muhteşem bir karakterdir. Ancak tasavvuf dünyasına getirdiği ilim ve disiplinde inkar edilemez. Ancak çağımızın sorunları çözecek yaklaşım ve yöntem ve önerileri bulunmaz.. çünkü zamanımızda yaşamadı. Diğer taraftan hazır açık ve seçik anlaşılır yazıları ve derslerini okurları ve öğrencileri düşündürmeyi unutturan yazarlar ve hocalar da makbulum değildir. Bu işlerin daha a'lasını yapan bu muhterem zatı da tutmam olası değil. Kısaca Arabi muhtedidir, eserlerinden yararlanılır lakin çağımız için rehber olamaz. Saygılarımla Osmanziya Nalan Engin Gönderi Sahibi Grup Uzmanı Osmanziya Osmanziyaoğlu Osman hocam öncelikle ben teşekkür ederim kitaba dair paylaşımımı okuyup değerli vaktinizi ayırdığınız için. Benim de ince bir ayrıntıya dair araştırma yapmama vesile oldunuz güzel de oldu. Öncelikle ; "Hakikat hikaye olmadığı gibi ,hikayede hakikat değildir . Bu durumda hakikat hikaye edilebilir mi ? demişsiniz.Çok güzel demişsiniz hocam lakin anlatımı daha akıcı okunur hâle getirebilmek için bazen gerekli olabilir sizin de yazınızın sonunda belirttiğiniz gibi. Bu yazarın kalemiyle de ilişkili olduğu gibi roman olarak yazdığınızda da bu formatta çıkması mümkündür. Buraya kadar hikaye açıklamasına dair ön yüz olsun hocam. Bir de sizin asıl kastettiginizi düşündüğüm hakikat ve hikaye ilişkisi. Hakikat ne kadar hikayeleştirilse de okuyucun payına düşen kadar değil midir anlayabileceği. Bazen verileni bile görmeyen an gelir verilmeyenede ulaşabilir nasibince. Osman hocam , bugün gelinen teknolojiye dair Ârabî'nin herhangi bir bilimsel yöntem ve öneride bulunmadığını belirtmişsiniz. Ârabi sizin de belirttiginiz gibi bir tasavvuf alimidir.Bu söyleminize tam olarak yanıt verebilmek için tüm külliyatına vakıf olmak gerekir ki ben henüz ona dair yazılmış sadece bir iki kitap okudum. Fakat okuduklarim dahilinde şöyle bir mukayese yapacak olursak bilimsel olarak ortaya ne koyulabilirdi diye düşünelim. İbni Sina'yı ele alarak biraz daha geri gidebiliriz.Kendisi hem simya hem de kimya ilmine dair günümüze kadar ulaşan bir çok tıbbi bilgi sunmuştur. Tıbbın babası olarak bilinen İbni Sina'nin bu bilgilerinden bugün bile yararlanılmaktadir.Çünkü somut, elle tutulabilir bir ilmin neticesidir. Arabî ise ,vahded-i vücud ve rüya /hayâl âlemleri üzerine izâhları mevcut. (sadece benim okuduğum kısmına göre değerlendiriyorum) Aynı zamanda harflerin,sayıların ve yıldızların sırlarına hakim. Şöyle düşünelim günümüzde işlenen metafizik konularına bakacak olursak Arabi zaten ,aşağı yukarı bin beşyüz yıl öncesinden yazmış. Hatta ne yazık ki elimizde olmayan yazılı kaynakları da mevcut. Biliyorsunuzdur vaktiyle kütüphanelerimiz epey bir talan edilmis olup yurt disina kaçırılan ilim ve bilim üzerine kitaplarımız var. Onun vakıf olduğu , hatta deneyimlediği sırrına erdiği bu konular kendisine izin verildiğince aktarabileceği mevzular. Günümüzde dahi bu söylem başkaları tarafından da mevcuttur. "İzin verilme"mühim bir meseledir. Arabî diyor ki " benim bu yazdıklarımı ancak sır sahipleri anlayabilirler" . İşte o nedenle olacak ki Osman hocam somut bir delil yerine soyut kavramlar mevcut. Ben de naçizane ilgilendiğiniz için fikrimi beyan etmek istedim . Teşekkür ederim ,Saygılar. NALAN ERGİN Açıklayıcı yanıtınız için teşekkür ederim Hocam.. genel bir değerlendirme yaptım.. "izin verilme" bu zamanda hoş karşılanan bir kriter değil.. çok değerli islam alimleri bu nedenle hoş karşılanmıyorlar. Tasavvuf konusunda imamı Nursî'nin telvihatı tis'a isimli yazısı konu hakkında temel bilgileri veriyor. Zaten dinin bütünlüğü içinde itikad ve ibadet ile ahkam ve ahlak birbirinden nerede ise tamamen ayrı konular. Ahlakta ise haz ahlakı ile görev ahlakından başka bir tasavvuf ahlakı başlığını düşünebiliriz. Tasavvufu ve tarikat ve teozofi iyidir ve güzeldir.. ancak konuşmaya başladıklarında alanlarını karalamaya başlıyorlar. Muteber olmuyorlar. Nitekim İslam dünyasında Arabî'nin takipcisi olarak evlatlığı Sadredddini Konevî'den başka temsilcisi bulunmamaktadır. Fakat dediğiniz gibi Aristo ve Farabi Aristo'yu izlediği gibi kendisinden sonraki izleyenleri ve eleştirenleri İmamı Rabbani ve Fahreddini Razi gibi izleyenleri ve eleştirenleri bulunmuştur. Bu Karen ARMSTRONG'un konuda TANRININ TARİHİ ve TANRININ SAVUNUSU kitablarını öneririm. Bu tür kitablar bilgi verir yorum vermezler, verseler biri sınırlıdır ve yönlendirmez. Ancak yorumlu kitaplar insanları yönlendirirler. Bilgilenenler için bunun fazla bir zararı bulunmaz ancak hakikatı arayanları yanlış ya da ters yönlere çevirebilirler. Özetle Arabî kitabları özellik Fususilhikem'iyle kapalı olan metafiziğe ve gizli olan parapsik hakkında elbette Kur'an-ı Hakîm'den istifade ederek, teozofi kuramında ve tarikat bağlamındaki kitabları ile yararlı olmuş bir kültür değerimizdir. Saygılarımla, sağlıcakla kalınız. OSMANZİYA (not: Kitabın içindekiler kısmını messagener ile bana gönderirseniz sevinirim.) Düzenleyen osmanziya - 26-Şubat-2024 Saat 01:35 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 26-Şubat-2024 Saat 00:19 |
okunaksız yazılma yakınma konusu olunca YOLCULUĞUMUZ okunaklı yazıldı.. bilinenlerden bilinmeyenlere mi ? Bilinmeyenlerden bilinenlere mi ? Bilinenlerden bilinenlere mi ? Bilinmeyenlerden bilinmeyenlere mi ? 20240226_001748_t=yolculuk.jpg 25 02 2016 tarihli çalışma Düzenleyen osmanziya - 26-Şubat-2024 Saat 00:21 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |