Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: din.. dil.. dunya Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3521

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: din.. dil.. dunya
    Gönderim Zamanı: 24-Aralık-2012 Saat 16:55

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DİN   ve    D İ  L   ve   DÜNYA

 

 

 

 

Dil, din ve dünya arasında dine göre dünyayı oluşturan bir ARAÇ’tır.

Bu durumda da DİN amaç haline gelir.

O zaman dünya’nın payına ne düşer ?

ANLAM…

 

Dünyamızın bir anlamı vardır.

Herkesin anlamı (dünyası) ve amacı (dini) kendine

burada beni ilgilendiren dilin aracılığı ve dolayımıdır.

 

Bu güne değin dünyaya ilişkin  ve dine ait fazla içerikli söz söylemedim.. söylemiş isem bile bu araç olan DİL’e ilişkin biçim, yapı ve işlerlerin görülmesi ve gösterilmesi uğruna idi. Zaten bu yüzden yazılarım anlaşılmazlık, soyutluk ve kapalılık damgası yedi.

 

DUNYA

 

 

DİL

 

 

DİN

 

Altta olan din ve amaç, üstte olan dünya ve anlam.. Arada araç olan dil var.

Bu üçü dışında kalan:

Kainat bir kitaptır.

Kur’an bir kitaptır.

Ras-ul bir kitaptır.

İnsan bir kitaptır.

Kitapları okumak için önce dil sonra okuma yazma gerekir.

Zaten dil de bir tür okuma-yazma değil mi ?

KONUŞMA söyleme ve dinlemeden ibaret ise..

Okuma ve yazma ne olur ?

Soru okuma ve yanıt yazmadan ibaret DÜŞÜNME!

 

Şimdi “kainat”  ve “insan” gibi böyle büyük harfleri okumaya alışık olduğumuzdan görsel ve işitsel dünyanın renklerine ve notalarına yabani kalıyoruz.. bu renk ve notalarla yapılan işlerden uzak koluyoruz. Bu yüzden  öykülere ve yorumlara  yabancı kalıyoruz, beste ve güftelere yabani oluyoruz. Vehim dünyamızda  ve hayal hanemizde kavramlar ve terimlerden oluşan soyut ve kuru bir kalabalık var. Bu yüzden böyle şekiller dünyasının adamına SURET dünyası çekici geliyor. Bazen bu cazibeden kurtulamayıp kendimizi koltuğun önündeki kutunun karşısında buluyoruz.

 

Yedinci san’at olan SİNEMA dilinde,  içerikli konular olan dine ve dünyaya ait mesajları öylesine ustalıkla veriyorlar ki hele bunlar çocukların eğitimi ve küçüklerin yönlendirilmesine ilişkin ise daha bir ince ve rafine hale geliyorlar.

 

Bu uzun kış gecelerinlerde hayal ve sinema dünyasına dalıyorum..  Akşamları tok karnına sosyal ve kültürel içerikleri olan filmleri izlemeye alıştım.  Gerçekten film adamı olmayın ilim adamının dedikleri kuru ve soyut kalıyor. Edebiyat ve san’atla beslenmeyen bir zihin kuru ve sıska kalıyor.  Geçkin yaşıma rağmen bu san’at ve edebiyat gediğimi kapatır umuduyla hayal dünyasının kapasını aralayacağım.

 

Dün akşam William Robins ve Dustin Hoffman filmi olan KANCA ADAM’I izledim. Filimin eksenin uçlarına Peter Pan ile James Hook’u oturtmuşlar. İyiliği ve kötülüğü temsil eden bu adamların öyküsünde çok ince bir şekilde İYİLİK adının içini kötülükle ve KÖTÜLÜK adınının içini de iyilikle doldurmuşlar. Çünkü Pipi iyiliği işliyor ve Kanca ise kötülüğü kuruyor. Yaşlı ve çirkin Kanca (Hook)  HAKK’I  temsil ediyor fakat hakikatı ve zamanı kabul etmeyen bir kutup oluşturuyor. Genç, dinamik ve canlı Pipi (Peter Pan)  öylesine iyilikler, öylesine cesaretler, öylesine doğruluklar, öylesine gerçeklikler, öylesine güzellikler, öylesine çalışkanlıklar öylesine mutluluklar ve öylesine kahramanlıklar ile dolu ki tek eksiği kutluluk ve haklılık kalmış.

 
Hatta kötülük, iyiliğin sadece kendini oğlunu ve kızını dahi kendi tabi kılmak istiyor.. geçici de olsa bunu bir derece başarıyor. Çünkü iyilik ve kötülük arasında görünen bariz farktan başka görünmeyen beyyin bir benzerlik vardır. Zaten bunu ayırarak gerçek iyilik ile görünür iyilik arasında farkı bulmak insanlığın sınavıdır. Bu sınav için gereken yegane güç ise umuttur, iyimserliktir ve mutluluğu yakalamaktır. Filimde de simgelendiği gibi bu mutluluğu tamamlayan PERİ TOZU kutluluğudur.
Gravitasyonun dengeleyen levitasyon, insanın yokluktan varlığı, kötülükten iyiliğe ve yıkıcılıktan onarıma giden yolu aydınlatan bir kapıdır ki bu gizlenmiştir.  Ancak O'nun ad'ına olmayan bütün gerçekler ve onu göstergeyen ar'lar kör bir oyun ve boş bir öykü olmaya mahkumdur. Bu da bu gizli kapının ardına saklanmıştır. Demek zarf zarif mazrufda zariftir.

 

Burada gizlinin  gizlisi bir mesaj,  olmayan ülkeye  kayıp çocukların yerleştirilmesi olmuş. Geleceğimiz karartmaya kimin hakkı var ? OLMAYAN ÜLKE bir masal dünyası mı yoksa masal olan bu  dünyanın biricik bir umudu mu ? Bu dünyanın ülkelerinde saptanan ülküler (hukuk)  ve ilkeler (bilim) üzerine bir kitap yazılsa onun sayfalarını acaba hangi  HİKMET olgularını  ve SAN’AT bulgularını dolduracağız. Olmayan dünyası bulunmayan olan dünyanın boş bir öykü ve kör bir oyun olduğunu bu şekilde mi buluyorlar ? Bulduklarını sevmediklerinden ve beğenmediklerinden bu suretlerle mi gizliyorlar ? Görsel ve işitsel dünyada göklerinde  hayalen de olsa uçmak güzelde kavramsal tasarım dünyasında yüz üstü sürünüyorsak dilimiz bir işe yaramayan ve sonunda pörsüyecek bir çicek demetidirr.

 

İnsanın özlemi olan UÇMAK..  elbette yürümek ve yüzmekten fazla yol alış ve hızlı  bir ilerleyiştir.  Evet, insan uçamaz  fakat evrilen bilgisi ile 14 milyar önce kainatın VAKİ yaratılışına tanık olduğu gibi ölüm ötesi ilgisi ile MUHTEMEL  olayların arayıcısı olur. Bu zaman geçimini ve mekan aşımını nasıl yapıyor ? Aklı ile.. kalbi ile.. Elbette hayali olmayan ülkeye gidebilir ve ruhu ile de uçabilir fakat burada önemli olan dili ve düşüncesi ile yürümek, ilerlemek ve yükselmektir.

 

Dil delil ayaklarıyla yürüdüğü gibi düşünce fikir adımlarıyla ilerler ve akıl bu yürüme ve ilerleme üzerine, kişisel gelişim  ve uygarlık düzeyi olarak yükselir.

 

İşte bizim çağrımız, bu dil ve düşünce yürüyüş ve ilerleşinde ayaklarımızı sağlıklı yapmak ve adımlarımızı sağlam atmaktır. Sağlam dilin  değerini ve sağlıklı düşüncenin önemini vurgulamaktır.

 

Ancak bu çağrımız yansımı bulmadı.. bulamadı.. elbette bunun nedensiz ve niçinsiz değil.. anlam üzerine düşünmek ve amaç üzerine konuşmak ve bunun yegaene arcı olan dil ve düşüncenin biçim ve yapısını üzerine söz etmek kolay değil.. ancak eğer insan zor işlere yönelmeseydi.. hazır kolaylıklar, hazır bilgiler ve hazır paralar ileride başını çok ağrıtacak  ve cananı yakacaktı.

 

Olmayan ülkede yaşayan Kanca’yı saatlere ve zamana düşman ederken büyük bir yalana imza atılırken düşülen koca bir yanlışta,   olan ülkde saat ve zaman arasında sıkışıp kalan Pipi’nin  başımıza açtığı işlerin başında rahmet kapısını aralayan ve şefkate aracı olan şehvet kapısını KÖTÜYE KULLANARAK temel geçim kaynağı haline getirilmesinin reklamını ve propagandmasını yapmaktar

 

Bu düpe düz.. kontrolsuz gücün HAK bilinmesidir. Bu da zaten varlık felsefesine dayalı ve irade kültürüne yönelik BATI  uygarlığının bir gereğidir. İrade (istenç) kardeşi ilim ile birlikte kontrolsuz gücün emrine girdiğinde seker ve mekerin TEKER’in takılmış iki köleden başka bir şey değildir. Allah’ın kulları bu kancayı, bu zokayı ve bu tuzağı yutmaz. Dilini kötüye, yalana ve yanlışa kullanmaz. İleri sürülenin aksine verilen sözü tutar.

 

Demek DİL, her araç gibi iyi ve kötüye kullanılan bir dolayımdır. O zaman erişmeye çalıştığımız amacınız “hak” ve ulaşmaya uğraştığınız  anlamınız “hakikat” bile olsa  araya giren DÜŞÜNCE sağlam (salih)  DİL sağlıklı (sahih) değilse salih akıl ve sahih nakil bile  başarılı ve verimli olamayacaktır desem acaba abartmış mı olurum ?

 

Eğer anlamın değeri ve amacın önemi yanında aracı ve aracıyı, vasıtasıve  vesileyi, divice ve driver’ı küçümsüyorsanız.. hiç de öyle değil!

  

Sağlıcakla kalın.

 

Osmanziya

 

 

DUYURU

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim.

 

UYARI

 

Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları  izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.

 

www.yontembilim.com

www.osmanziya.com

www.insan-bilim.com

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Düzenleyen osmanziya01 - 25-Aralık-2012 Saat 11:30
IP
taharriyat
Yeni Üye
Yeni Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 25-Kasım-2009
Gönderilenler: 26

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

Alıntı taharriyat Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 25-Aralık-2012 Saat 11:18
http://www.zaman.com.tr/gundem/kuran-sayfalarindan-kese-kagidi/2032571.html
 
Kuvvetli olmazsan mukaddesatını, hakkın ve haysiyetini ezerler.
 
Elbette bu işi insaniyet itibariyle azınlıkların yüzde doksan beşiı kerih görür, çirkin bulur.
Fakat onlara hükmeden tabandaki ve tavandaki yüzde beş fesad ehlini yani haysiyetin, hakkın ve mukaddesatın düşmanı olan şeytanlaşmış cinni ve insi güçleri dizginlemek için mukaddesatın yanında saadetini düşünmeli, hakkın yanında kuvvetini kazanmalı ve
haysiyetin yanında hasılatını sağlamalısın.
 
Kısaca dinini koruma yanında dünyanı dahi elde etmelisin DİLİNİ böyle KESA KAĞIDI yapmasınlar.


Düzenleyen taharriyat - 25-Aralık-2012 Saat 11:20
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3521

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 30-Aralık-2012 Saat 21:41

Alakanız ve yanıtınız için teşekkür ederim.

Siz öyle uzaktan durup durup bir iki söz söylüyorsunuz.
Fakat yöntembilimsel analizi kullanan bir çalışma yapmuyorsunuz.
 
Ancak en azından sorularınızla konularımıza katılıyorsunuz.
Bu yüzden size minnettarım. Belki bir gün şema da yaparsınız.
 
Dünya, o zaman kuvvvet kazanmak ve hasılat kazanmak mı ve bu suretle saadet elde etmek mi oluyor  ? Sanırım evet. Fakat bunlar yalancı saadet,  geçici hasılat ve görünür  kuvvet demektir. Öyle ise bunları ele geçiren kullanımına göre ebedi saadet veya ebedi şekavet mazhar oluyor.  
 
Din dünyayı ele geçirmeye değil elimize  geçeni kalılcı olarak elde etmeye dair olacaktır. Bu da SONSUZ YARATAN'anın  nimetine şükür ile mukabele ederek O'nun dinine hizmet hazır hale gelmek ve bunun ücretini ebedi olarak olmak olacaktır.
 
Böylece dünya ahiretin tarlası ve vasıtası haline gelecektir. Öyle ise dünyayı ahiretin tarlası haline  getirmeye ARACI OLACAK getirecek dil'i aramak, bulmak, öğrenmek, kullanmak, çalışmak alışmak ve böylece dünyayı iyi ve iyiye kullanmak önemli bir sorun ve ciddi bir çözüm olarak ortaya çıkacaktır
 
Sağlıcakla kalın.
 
Osmanziya


Düzenleyen osmanziya - 30-Aralık-2012 Saat 21:45
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk