Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: umut Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2726

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: umut
    Gönderim Zamanı: 13-Şubat-2013 Saat 13:46

MESLEKÎ sitemde aşağıdaki yazı paylaşılmış:

buraya kadarmış....

Koca bir ömür bıraktım arkamda. Ellili yaşların eşiğindeyim. Bugün ölecek olsam, "olabilir!" denecek. "Üstü kalsın!" diyebileceğim kadar yaşadım. Mezar taşımda bundan sonra yazacak rakamlar kimseyi şaşırtmaz. Artık yaşamıyor oluşu kanıksanacak biriyim. Sorunlu bir çocukluk geçirdim. Derin yaralarım var. Bir çoğunu iyileştirmek bir yana, dokunamadım bile. Korkularım var. Önyargılarım var. Komplekslerim var. Kapris yaptığım, kalp kırdığım dönemler de oldu. Şöhretle sınandım; kaybettiğim günler oldu. Param bol olduğunda kaybettiğim sınavları parasız kaldığımda fark edebildim ancak. Pürüzsüz değilim. Arızalı yanlarım var. Çoğu zaman dağınık, bazen dalgınımdır. Nadiren dağıttığım olur. Ayağımın kayacağını bal gibi bildiğim alanlarım vardır. Suizanda bulunduğum, gıybetini ettiğim, helalleşmekten utandığım kardeşlerim var. Çok uzak gördüğüm günahların eşiğinde bocalarken buldum kendimi. Övgüler aldığımda, utanıyorum, çok Alkış aldığımda iki türlü utanıyorum. Birincisi, zaten hak etmediğimi bildiğim için; ikincisi, alkış beklediğimi sandıklarını sandığım için.

Yetişkin ve günahları olan bir insanım. Öyle ki, bazen bana hayranlıkla bakan bir çocuğun masum gözlerinin içinde erimeyi delicesine istediğim oluyor. Geçmişimi üzerimden kirli bir elbise gibi sıyırıp yürümek istiyorum. Kulları şahit kılmak men edilmeseydi eğer, yaptıklarımın hepsini açıkça anlatıp başka kimsenin, ama hiç kimsenin benim hakkımda benim itiraflarımdan daha ayıplı ihbarlar yapamaz hale gelmesini isterdim. Hani bir sahabenin, Peygamber'den (asm) çok ciddi bir konuda çok ağır bir azar işittiğinde, "keşke o olaydan sonra Müslüman olsaydım!" deyişi var ya, ben de öyle haykırmak istiyorum. Öncesinde ve sırasında Müslüman oluşumdan utandığım isyanlarım var. Ama... Ama... Şimdi burada vazgeçilmez bir bedenin içinde yürüyor olmak vazgeçiriyor beni itiraftan. Son nefesin dibine kadar üzerine titrediğim itibarım tutuyor elimden itiraflarımın. Ben bana "sırdaş" olarak kalıyorum. Kendi içime kıvrılıyorum çaresiz. Aynadaki ben ve aynaya bakan ben karşılıklı susuyoruz, utana sıkıla.

Aynada gözlerinin içine baktığım adamı utandırıyorum, utanıyorum o adamdan. Gözlerimi kaçırıyorum gözlerinden. "Başka bir seçenek yok muydu ey Allah'ım" diyesim geliyor. Yaşadıklarımın hepsi kayıtlı, biliyorum. Musalla taşına sessizce bırakılsın diye beslediğim bedenime bakıyorum; yazık ettin diyorum. O cenazeye ettiğin kötülüğe bak; hiç acımadın mı? Hiç itirazsız toprağa konulacak yüzümü seyrediyorum; "olmadı!" diyorum. Topraklaşmasını kabul ettiğin yüze değdirdiklerine bak... Bir Yusuf kuyusu gibi geçmişe gömülü resimlerime bakıyorum; "ayıp ettin adama" diyorum. "Kolundan tutup nerelere sürükledin adamcağızı!" Hayıflanıyorum. Çok sık hayatı yeni baştan yaşasam dediğim oluyor. Ama olan oldu bir kere...

senaidemirci

 

Kişisel olmadığı için mesleki sitemde  bu yazıya cevaben yazdığımı bir metni buraya alıyorum. Bu yazı bir şiir değil fakat bir şiir gibi duruyor. Cümleleri kuruyorum ve fakat ağır olduğu için anlaşılması rahat olsun diye satırları kısaltıyorum böyle metinler oluşuyor. İşte yazım:

 

 

Günah olmasaydı.. sevablar da olmazdı..

ancak şu dünyada günah ve sevab kadar bir YUVARLIK kelime yok.

Özeli anlatım bilgi vermez, öğüt vermez sadece örneklendirir.

Özelimi anlatmayı sevmem.. zaten çoğu kimsede sevmez.

Anlatılacak bir yanı yoktur zaten hayası bulunan ve hicabı olan için.

Günahlar kurşun kalem yazılır, silinebilecekken, söylenirse  tükenmez kalemle yazılı hale gelir.

Amma nedense insanda hep  bir İTİRAF tarafı hep durur.

Ancak muhatabını şaşırır.

Hakka gideceksen halka gider.

 

Korku ve umut arasındaki denge durumu bu yazıda korunmamış.

Bu yüzden makbul bir anlatımda değil dini yönden,

Senai beye yakıştıramadım, belki onun yazısı de değil.

 

Hakkı öğütlemek ve sabrı önermek vermek var iken

okunsun diye neden özel yazılır bilmem.

Özeli yazmanın en güzel yolu öyküdür itiraf değil.

Artık orada yazar değil karakter konuşur.

 

Benim elli  değil altmış hatta altmışbeş yaşımdan sonra

yapacaklarım var.

Ömrüm elverirse İnşaallah yapacağım.

Çünkü geçen elli altmış yılı bunun için yaşadım.

 

İnsanın yaşı yüzdür.. 20 başından 20 yılda sonundan alırsan

geriye kalan 60 yıl bir şeyler yapılacak yıllardır.

Çünku su damlaları bulut olsun diyedir.

Damlasın fakat buluttan bir parçasın.

İşin bitince yere düşsen bile

yapacağın çok şey var.

 

Toprağa gireceksen, oradan bitkiye geçmen içindir.

Bitkiye yerleşeceksen onu hayvan yesin diyedir.

Ve böyece dolaşıp duracaksın.. akacaksın sonsuza..

Çünka rahmet böyle diledi.. kudret böyle istedi..

İlmi açacaksın öbek öbek.. iradeye açacaksın kanat kanat..

 

Geldiğin yeri biliyorsan gideceğin yeride bilirsin..

Eğer bilmiyorsan neden sormuyorsun ?

Eğer sormuyarsan neden aramıyorsun ?

Ararsan bulursun, bulursan bilirsin,

bilirsen..

korku ve umut arasında güvenli ve esenli bir yolda

yürür, ilerler ve yükselirsin.

 

Yeter ki ölmeden önce ve öldükten sonra "sağlıcak"la kal.

 

 

OSMANZİYA

IP
kutlu aytug
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 18-Ocak-2010
Gönderilenler: 170

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

Alıntı kutlu aytug Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 18-Şubat-2013 Saat 14:17
Slm.
Eleştri çok güzel ve anlamlı olmuş.  İyi ve kötü arasında denge kurulabildiği nispette umutlu olabiliriz. Yukarıda Senai beye atfen yazının başlığı umut... Fakat sadece her kesin yaşayabileceği, nefis muhasebesi yapabileceği,pişmanlıkları v.b duyguları şiirsel bir anlatımla ifade edilmiş... Umit verici ifadelere rastlamadım... Ne yazık ki Şairlik kaabiliyeti olanlar, bazen böyle edebi değeri üstün, duygu yüklü faydasız yazılar kaleme alıyorlar... Bir nevi Arabesk anlatım gibi hissiyatımızı etkilemiyor da diyemeyiz...
 
ahmet
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2726

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 18-Şubat-2013 Saat 15:29
Teşekkür ederim, ilgi ve yanıtınız için.
 
"Amma nedense insanda hep bir İTİRAF tarafı hep durur.

Ancak muhatabını şaşırır.Hakka gideceksen halka gider."

Sözünü ben söyledim amma beni kuşatan bir söz oldu. Zaten öyle demezler mi konuşana değil konuşturana bak.. Fakat konuşanda böyle bazen gerçeği rapor edeceğim derken salahat ve vasiyet dengesini bozuyor. Hakkı ve sabrı tavsiye edecekken kendisinin salahsızlığını bahsetmesi kendine de başkasına da zarar oluyor. Ama kalem bu.. hep kelama esir olmuyor.

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk