Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: islam âlemi ve müslümanların dünyası | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: islam âlemi ve müslümanların dünyası Gönderim Zamanı: 28-Aralık-2013 Saat 13:53 |
İSLAM ALEMİ VE MÜSLÜMANLARIN DÜNYASI… El-Hamdü-Lillahi-Rabbilâlemîn… amellerin.. emellerin.. elemlerin.. ilimlerin.. kelamların.. kalemlerin RABBİ denilmiyor da ALEMLERİN rabbi deniliyor.. oysa saydığım konularda dahi terbiye ve rububiyet caridir.. Alemlerin Rabbi denilmesin hikmeti “âlem” denilince tüm eşya ve eşhasın yer aldığı mevcudat ve hadisat denkleminin eşitliği olan kainatta “nizam ve mizan ile namaz ve zaman”ın ALEM denilen bir özekte.. ya da merkezde.. bir yerde ve bir noktada.. zerreler.. hücreler.. eneler.. zümreler.. gibi birimler halinde bir düzen ve ölçü içinde sürekli tazelenerek “önce başlat sonra bitir” yasasını gerçekleştirmesidir. Bu şu demektir her âlemin.. nizam varlığını ve mizan olayını her system’in.. strüktür ünitelerini ve fonksiyon prosedürlerini.. her belevi’nin.. düzen yinelemesini ve ölçü tazelemesini.. kendine özgü “zaman ve namaz” nöbetleşesini gündüzüyle.. gecesiyle.. yazıyla kışıyla.. uyumasıyla uyanmasıyla.. doğumuyla ölümüyle yaşamasıdır. En genel alemler bu saydığım zerre ve hücre ile ene ve zümre var oluşlardır. Cansız canlı uslu ve uzlu bu mevcudat ve hadisat bir NOKTA halinde orada.. o alemde.. o sistemde.. o belevinde toplanmış esmayı güzelce yansıtırlar. Yalnız güzelce yansıtmak tümcesini açmam gerekiyor.. her alem.. düzenleme ve denetlemeyle başlar.. deneme ve yanılmayla yürür.. araştırma ve geliştirmeyle ilerler.. değiştirme ve düzeltme ile yükselir ve böylece nakşını itmam eder kasrını ikmal eder. Ancak yetkinlik ve mükemmellik aşağıdan yukarıya yani zerreden zümreye gidinceye kadar azalır. Örneğin canlılar dünyasında küçük yapılı (hayvancıklar ve kuşçuklar) böcekler (insektalar) büyük yapılı hayvanlardan ve kuşlardan daha mükemmeldir. Bal arısınıve ipek böceğini düşünün. Ya da mikroplar büyük yapılı organizmalardan daha yetkindir. Örneğin şu nezle virüsüne bakın. Atomlar canlılardan daha yetkindir. Bir atomdaki ikiyüz parça güneş sistemindeki on iki gezegenden daha hassas ve daha kısa zamanda dengelenir. Bireydeki ene sorununu toplumun zümresinden daha kısa zamanda çözer ve ona baş ve reis olur. İster yetkin olsun ister olmasın her belevi “adları” doğrudan ve dolaylı olarak “güzelce” yansıtır. Sonuçta mülkün altındaki melekut.. mele-i a’lanın kutlu sakinlerinden mülkün zahirinde bulunun yetersizlik ve eksikliklere kadar zıd-lık ve nid-lik ile fark edilen Yetkinlik.. Yücelik.. Güzellik tüm adların ve sıfatların içindeki “şuun”dur. Eğer şuurun taalluk etmese bile.. Eğer alem ya da dünya esma yansıtmasında bir güzelliği “doğrudan doğruya” göstermiyor ve gösteremiyorsa.. yani dolaylı olarak düzensizlik.. ölçüsüzlük.. namazsızlık ile gösteriyorsa bu sefer ona alem değil DÜNYA adını veririm. Sonuçta Müslümanların dünyası var ama İslam Âlemi yok.. olduğunda bu “dny”, “din” haline gelecektir. Ancak o zamana kadar birey ve toplum arasında “leküm diniküm veliyedin” gerçeği cereyan eder.. Nusret gelipte feth başlayınca yani İslam âlemi olunca da fevc fevç geçişler başlar. Öyle ise günahlarımızın.. kusurlarımızın.. yetersizliklerimin.. başarısızlıklarımızın doğal ve normal olduğunu bilelim onları güzel hale gelmesi için dilimizle.. elimizle.. işimizle.. başarımızla.. yakaralım ve yalvaralım.. Varlık (tuba) ve Yokluk (zakkum) ağacının en tepesindeki meyve olan beşeriyetin medeniyetindeki İslamiyet ve teslimiyeti, insaniyet ve ilim içinde arayıp bulalım. Hem unutmayalım ki mükemmel bir yapının bozulması mükemmel olmayan bir yapının bozulmasından daha işe yaramaz hale gelir. Ayran bozulsa yenir fakat tereyağı bozulsa zehir olur, yenilmez. Geçen islam aleminin bozulması ortaya çok işe yaramaz artıklar ve atıklar bıraktı. Yeni arsaya bina yapmak kolaydır fakat bir binayı yıkıp yerine yeni yapı yapmak zordur. İslam dünyasında parça parça kültürler.. ümmet artıkları.. millet atıkları.. en birinci sorun olmuş çözümler.. aracı ve geçici partiler.. ham ve hasım cemaatlar.. gelenekselleşmiş mezhebler.. sürdürülen kan davaları.. kullanılan toplumlar.. sömürülen topraklar… uydu devletler.. halindedirler. Bu başı bozuk toplumlar ya da başsız topluluklar bir birlik ve bütünlük için DÜZEN ortaya koyuncaya kadar başka iç düzenlerce kullanılmak üzere bir dış karışımın parçası.. yoğun bir karmaşanın denetlenen kolonisi.. geçerli ve yürürlü dünya düzeninin özeğine güç veren dış karışıklığın stratejik bir kaynağı.. pazarı.. rakibi.. olmayı sürdürürler. Şimdi böyle söyleyince acaba her düzende.. İslam alemi olmayan başka system’lerin de bir NAMAZ’ı var mı sorusu akla gelir.. düzen olabilir.. ölçü olabilir.. zaman olabilir.. tamam da örneğin bir AVRUPA BİRLİĞİ DÜZEN’inin namazı var mı ? O zaman şöyle karşı bir soru sorayım.. salat.. namaz.. sıra.. bu EŞ ANLAMLI Arapça.. Farsça.. Türkçe ibareden ne anlıyorsunuz ? Eğer İslam ilmihallerinde nasıl kılınacağı anlatılan beş vakit namazı anlıyorsanız.. derim bu Müslümanların namazıdır.. Müslüman olan ve olmayan tüm akıllılar Allah’ın kulu olduklarına göre onların yaptıkları bir kulluk vardır ki işte benim kastettiğim umumi namaz budur. İşte âlemde olan düzen ve ölçünün ortaya koyduğu YAPI’nın işlevine biz salat diyoruz. Bu yapıyı oluşturmak için gerçekleştirilen işlevlerdeki iletişim.. etkileşim.. bildirişim bir salat ve namazdır. Bir bina vazifesine güzelce yapıyor ve içindekileri de sağlıklı bir şekilde iskan ediyorsa o konutun o yerleşme işlevi ibadettir. Bir alem Yaratanının kendisi yapmasındaki amacını gerçekleştiriyorsa namazını kılıyordur. Bir söz dizimi kendine yüklenmek istenilen anlamı anlatıyorsa ibadetini yapıyordur. Bir toplum düzeni sağlıklı bir biçimde çalışması için gerekli olan iktisad ve adalet koşullarını yerine getiriyorsa işlevini yerine getiriyor ve o toplum zümresi ibadet ediyordur. Hamdını ediyordur. Yararlılık.. yetkinlik.. iyilik.. güzellik.. davaları.. yarışları.. barışları.. ve hatta savaşları hep YARATAN hesabına sonsuzlukta bir esmayı doğrudan ya da dolaylı olarak yansıtıyor. Ama MÜSLÜMÜN toplumları için bu esma yansıması şeklinde yakarmaları yani “ibadet” yetmiyor bir de ahsen-i takvimi ahsen-i amele ulaştırmaları için “istiane” etmeleri ve yalvarmaları gerekiyor. Her ne kadar günde kırk kez beş vakit namazlarımızda bildiğimiz ve anlıyoruz zannıyla “İyyake NA’BUDU ve İyyake NESTAİN” diyorsak ta bu sırrı anlamamız bazen bir ömrü gerektiriyor. Ben sadece istianeyi değil ibadeti de yeterince yapmadığımı düşünüp besmelenin sonundaki “m”im’i fatiha-i şerifin başındaki “be” ile birleştirerek kendimin yapmadığı HAMD’ı Allah’a teslim ediyorum. Aynı zamanda hamdım ile onu minnet altında bırakmıyorum. Diğer taraftan Fatiha-ı Şerif sonunda AMİN diyerek Rasulullahın ibadet davasına ve istiane duasına katılmakla yetiniyorum. Aynı zamanda “YALNIZ sana kulluk eder ve YALNIZ senden yardım isterim.” davasına yalancı olmaktan çekiniyorum. Çünkü hakkıyla “yalnız” sözcüğündeki hanifliği.. hasbiliği.. halisliği.. samimliği.. içtenliği.. hakkıyla yapamadığımı da yakinen biliyorum. Demek her nesne ve her kimse gibi batı tipi düzenler yapılarına uygun işlevleri yerini getirmekle onlar dahi dahi “namaz” kılıp “ibadet” ve bu sayede de “adalet” ediyorlar. Fakat onlardan bu yaptıkları kulluğun DİN olarak kabul edip etmemek Yaradan’a aittir. O son kitabında İSLAM’dan başka kulluk.. ibadet ve namazları din olarak kabul etmeyeceğini duyurmuştur. Acaba Yaradan’ın razı olacağı islam alemi nasıl olacaktır.. olmalıdır.. olabilir ? İsterseniz önce şu alemin resmini buraya çizeyim. NİZAM ZAMAN ………. Âlem ………. NAMAZ MİZAN Hasılı islam dünyasını teşkil eden orta doğuda federe ya da konfedere bir İSLAM düzeni bulunmadığı ya da olamadığından dolayı bir İSLAM ALEMİ yok ve fakat çeşitli sünni.. alevi.. türk.. kürt.. arap.. fars.. mezhepler.. milletler.. topluluklar.. kültürler.. cemaatler.. partiler..var ve bunların ortak değerleri “islam” olduğu içinde İSLAM DÜNYASI vardır. Ancak sağ olsun Müslüman geçmişte kurulmuş olan Asrı Saadet ve dört halife devri başta olmak üzere Emevi.. Abbası.. Selçuklu.. Osmanlı.. devletlerini sanki yaşıyormuş ve varmış gibi düşünerek islam âleminden.. islam düzeninden.. İslam devletinden bahsederler ve hatta hepsini de zihinlerini alarak karşımıza kocaman bir heyula koyarlar ve onlarla övünerek kendilerini tatmin ederler.. oysa kapitalizmin kölesi ve beslemesi.. sosyalizmin sahnesi ve desteklemesi.. krallıkların gölgesi ve rahlesi altında ortaya konulan dyn’i ve dini olmayan dünya dny bir dünyadır. Kişileri bilmem ama toplumların ve toplulukların kıldıkları namazın sahibince kabul edileceğini sanmıyorum. Çünkü kölelerin yaptıkları efendileri hesabına geçer. Efendinin yaptığı kabul değilse kölenin ki makbul olmayacaktır diye düşünüyorum. Şimdi birisi İslam dünyasını İslam alemine çevirmeye çalışırken bazıları çıkıp,.. kendisinin nüfus kağıdını taşıdığı devletin bati tip düzenlere olan köleliklerini.. verdikleri vergilerini.. kullandıkları oylarını.. bankalarda biriken paralarını.. emek verdiği işçiliğini.. değer harcadığı tüketiciliğini ve vatandaşlık bağlarını hasılı uşaklıklarını unutarak, beni ya da başkasını, Siyonizm’in.. Yahudi’nin.. Batının.. falanın ve filanın UŞAĞI olmakla suçlamasına gülüyorum. Hepimiz aynı gemide gidiyoruz ve yok birbirimizden farkımız ve hepimiz OSMANLI BANKASI’yız. Öyle ise ilk işimiz sözcükleri gerçeğe uyarlı ve kitaba tutarlı olarak kullanmak olsun. Böylece var olan Müslümanların dünyası ile şimdi bulunmayan İslam Âlemini birbirine karıştırmayalım. Her âlem ve her system için gereken nizam ve mizan denklemini Müslüman ZAMAN ve İslam NAMAZ çizgisiyle oluşturalım. Geçmişte birkaç kez gerçekleştirilen cihan şumul bir İslam âlemini bir kez daha oluşuncaya kadar hiç kimse Müslümanlar dünyasının bir parçası olan milletini.. kültürünü.. cemaatini.. partisini.. mezhebini.. hizbini.. yolunu.. gurubunu.. olmayan İslam âlemiyle özdeşleştirmesin.. kendisinden yana olmayanı başkasına uşaklıkla suçlamasın. Sağlıcakla kalın. OSMANZİYA NOT: İçerikli yazılar yazmak adetim değildir.. ancak son günlerde milleti irşat etme modasına uyarak öğütler ve öneriler bulunmaktan sakınamadım. Sakınamadım diyorum çünkü buradaki içerikleri bende olmayan bir ilme bağlayıp her türlü ilmin kökeni olan us’umuzun “usul”ünün usul usul unutulacağını ve kaçındığım yazarlığa düşeceğimden korkuyorum. Çünkü böyle şeması olmayan yazılarımda var. Diğer taraftan bu yazının savını olan İslam alemi yoksa.. en son semavi dinin system’i yoksa bundan önce Musevi ve İsevi âlemlerde yok sadece Yahudi ve Hristiyan dünyası var. Bu durumda geçmiş tüm SEMAVİ dünyalar bu gün yeniden bir ALEM haline gelip TEVHİD hakikatini gösteremedikiçe dünyanın efendileri tarafından maniple edilecekleri açık ve seçiktir. Bu yüzden şimdiki dedi kodulara bakarsak dini ve etnik farklılıkların bu günkü ALEM’i sürdürmek için bir enstrümandan başka bir şey olmadığını anlamak için daha çok fırın ekmek yememiz gerektiği anlaşılıyor. http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/ http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/ http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/ http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/ http://sites.google.com/site/yontembilim/ http://sites.google.com/site/insanilim |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |