Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: yasalar ve yasaklar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3450

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: yasalar ve yasaklar
    Gönderim Zamanı: 04-Eylül-2014 Saat 11:26

YASALAR VE YASAKLAR

 

YASA-K  dizini içindeki dosyalar

 

 

uploads/20140904_112610_YASA-K.rar

 

 

 

Bu işe biz iki NUKTA  (nokta) ile başladık..

Yazılarımızın altında not olarak sentaks ve semantik noksanlıklarımızı ifade  ve ibare ettik.

Yıllar sonra felsefecilerin çeşitli adlarla ifade ettikleri; teorik-pratik akıl.. açıklama-anlama ilimileri.. neotik-neomatik özler.. lojiko-matematik hakikat.. dışımızdaki ve içimizdeki SURET ve ŞEKİL ile anlama ve anlatma yoluna gittik.

 

Aslında gizemli bir olgu değil.. bu gün yazılım ve donanım ismiyle tedavülde.. suret hardware’dır şekil ise software.. çağdaş kağıt ve kalem BİLGİSAYAR olunca onun  elektriksel yapısı ile mantıksal yapısını bu sözcüklerle  anlatıyoruz.

 

Ancak bu gün ZİHİN TARİHİMDE yeni bir aşamaya geldim.. hayatın donanımı ile şuurun yazılımı arasında bir katman var.. DYL… dil denilen bu tahassüs ile   Dünya’nın donanımı ile hassasiyet ve duyum-alımı ifade ediyoruz, dil denilen bu tahassüs ile Din’in yazılımı  hissiyat ve duygu-lanımı ibare ediyoruz.. hasılı dileklerimiz ve düşüncelerimiz  DİL tarafından teşekkül  ettiriliyor ve tasavvur ediliyor.. LİSAN lisan-ı hal ve lisan-ı kal ile HAYAT ve ŞUUR arasında tam orta yerde bulunan bu TAHASSÜSÜ.. bunu zaman zaman ifade ediyordum fakat bugün tadılan hazı ve tutulan kazı ile  açık ve seçik olarak görüyor ve gösterebiliyorum.

 

Dünyanın Düzeni İLE Dinin Ölçüsü arasında..  zamana gidiş Ve  namaza gelişle ortaya çıkan VAR OLUŞ.. zamanın türüne ve namazın çeşidine göre değişir ve deyişir.. bu işleri ve demeleri oluşturan DİL.. hem şerait-i İLLET’i (nedensellik YASALARI)  hem şeriat-ı AKİBETİ (AMAÇSILLIK yasakları)  inşa ediyor. Neye göre; salih akıl, sahih nakil, salim lisan ve selim kalb dörtlüsünü göre…  

 

 

OLGU bu..  aklı salih olan kim.. insan.. nakli sahih olan kim.. insan.. lisani salim olan kim.. insan.. kalbi selim olan kim.. insan..

 

ister kabul etmeyin ister edin.. bizler başkalarının zihinlerinde inşa ettikleri “GERÇEK”ler üzerinde yaşıyoruz. Fizik olarak nasıl ki yer merkezli ya da güneş merkezli yada merkezsiz izafiyet ya da kuantum kuramına göre kurgulanan DÜNYA.. aslında hepimizin içinde olduğu ortak ve genel bir dünya değil.. ortak ve genel hale getirdiğimiz DİL ile ifade ve ibare ettiğimiz bir dünya.. Örneğin bizler fizik olarak Enistein’in.. felsefe olarak Kant’ın.. din olarak İmamı Nurusi’nin..  bilimsel, felsefi ve dini  imamlığı / otiritesi / yetkeliği.. altında dünyamızı ve dinimizi kuruyoruz.

 

Aklın BOŞ  şekli makul / kategorik ilkeleri ile dış beş duyumuzun KÖR suret ve tahassüslerine göre kurduğumuz ve buna göre de kıldığımız DÜNYA’yı  bu gün zerre, hücre, ene ve zümre dediğimiz dört TÜR alemin öğe/nesnelerine ve kimselerine /üyelerine göre inşa ediyoruz.  Kant bunu  “kavramsız görüler KÖR, görüsüz kavramlar BOŞ” ile anlatmıştır. Wittgentein ise kör bir öykü kurduğumuzu  ve boş bir oyun kıldığımızı söylemişti ve ilkeleri anlamsız  ve ülkülerimizi amaçsız haline getirmişti.. kesinci kanatlarımız ile kuşkulu ayaklarımızın arasındaki bağı iyice sorgulamıştı.. görmek.. bilmek.. anlamak.. inanmak  birbirine üzerine binen katmanları hakkında,  edebiyattan öteyen gitmeyen FELSEFE ve vaaz ileri gitmeyen DİN ile söylenebilecek en son sözler bunlar. Ancak bunlarda daha ileri gitmemiz için başımızdaki SEPETİ kaldırmak gerekiyor…   

 

Dünya.. alem.. kimse.. nesne.. öge.. üye.. tür.. şekil (tasarım).. suret (biçim) bunlar dili oluşturan ve bilgi ve buyruk taşıyan konular ve komutlar içeren  söz-cükler/kelimeler.. adlar/isimler.. ki bunları harf/ ar ile ibare ve ifade  ediyoruz.. beşeriyetin bu güne kadar elde ettiği bilgi kuramımızın düzeyine  göre bilgilerin sağlam olması için hem doğru hem gerçek olması gerektiğini.. buyrukların sağlıklı bulunması için hem iyi hem güzel olmasının gerekli olduğunu öğrendik.  

 

Şimdi yüklem ve yargılarımız ile isteklerimizin ve dileklerimizin sağlam ve sağlık olması için gereken bilgi ve buyrukları tartışmak için günlük dilin mantığı ve bilimsel dilin matematiği yeterli mi ?  Günlük dil ve bilimsel bilgi için hali hazır dil kaynaklarımız ve düşünce araçlarımız nisbeten yeterli ve fakat  günlük dile ve bilim üstündeki hikmet, felsefe ve din konularında eğer vitrine süslenme ve tribüne seslenme dışında fazla bir iş yapmak istiyorsak bu alanlarda yeni bir dil, yeni bir yöntem ve yeni bir anlatım gerekiyor. Düşünmemizi yeni bir anlam sürücü aramak  ve konuşmamıza yeni bir anlatım aygıtı bulmak isteniyor.

 

Şöyle bir arayış ve amaç varsa NASIL  bir araç ve buluş olması lazım gelir ?

 

Dil neden ve niçin sorularını yani bir nesnenin anlamını NE  ve bir kimsenin amacının KİM olduğunu sorar ve ararsa bunu bulabilir ve saptayabilir mi ?  Lisan’ı ters çevirirseniz Nasil sözcüğü çıkar.. “Nasıl” sözcüğü, sanırım,  bir kimse ya da nesnenin ya da bir varlık ve olayın ASLI nedir diye yapılan sorunun belirteci ve bize Aristo kategorileri olan SORU SÖZCÜKLERİMİZ ile sorgulanan; yeri, yılı, sayıyı, niteliği, özelliği yanıtlamamıza yarar. Ancak bu sorgulamadan dışında kalan;  ne den.. neden.. ne için.. niçin.. eden ne.. için ne.. ya da anlamı ne.. amacı ne.. NE ve KİM.. ne ise ne : nesne.. kim ise : kimse.. sorulanın ÖZ-NE’sini aramak ve bulmak için düz yazının mantığı  ve günlük dilin matematiği yetersizdir.

 

Bizim hem nesne tarafımız var ki bununla suretleri.. bizim kimse tarafımız var ki bununla şekilleri oluşturuyoruz.. suretin esası hayal şeklin esası ise vehimdir.. fikir ve zikir ile kiraat ve kitabet ile.. hayalden (İMGLEMEDEN)  ilim ve vehimden (İRDELEMEDEN)  irade ortaya çıkarıyoruz, diye imgeliyor, irdeliyor,  düşünüyor, sanıyor.. sayıyor.. kuruyor.. KURAM’lıyorum. DÜŞÜN-ME şekil ve vehimlerle.. DÜŞÜN-CE suret ve hayallar ile ortaya çıkar.. çıkıyor… geniş zaman ve şimdiki zaman kipiyle anlattığım bu resim ne kadar GERÇEK ?

 

Peki gerçek terimiyle ve hakikat kavramıyla ifade edilen ve ayrıntılı olarak tasvir ve tefsir edilen.. izah ve ispatı yapılan  gerçek ne kadar “gerçek” ?

 

İşte günlük dil olan ve bilimsel dil  bulunan,  mantık ve matematik burada acze düşüyor ?  

 

Burada GERÇEK  ne kadar gerçekten başka, DOĞRU  ne kadar doğru, İYİ ne kadar iyi ve GÜZEL  ne kadar güzel.. ya da  YETKİN ne kadar yetkin.. YARARLI ne kadar yararlı gibi başka soruları da sorabiliriz..  

 

Çoğu kimse bunlara aramayacaktır ve düşünmeyecektir.. ARAYANLARI düşünerek yeni bir dil ortaya koymaya DÜŞÜNENLERİ çağırıyorum.

 

Dünyevi yarar ve çıkar sağlayan içerikli bilgilerden kafasını kaldırarak düşünsel kaygılarım sorularıma ve bilimsel tasalarım olan sorunlarıma ortak olacak arkadaşlar eğer mesajımı almışlarla reklam ve propaganda mahiyetinde olan  bu düz yazılarımdan ziyade tablolarımı versiyon sırasıyla incelesinler.. imgelesinler.. irdelesinler.. bu düz yazıdan daha çok anlamlar çıkaracaklardır.   

 

 

Sağlıcakla kalın.

 

OSMANZİYA

 

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE

semantik / anlambilimsel / MAANΠ yetersizliklerim

için düz yazıdan özür dilerim

 

.

 

NOT:

 

Evet, aslında benim kullandığım sistemde

cümleye, kelimeye  hatta harfe de ihtiyaç yok… ancak günlük dilin düz yazılarında ihtiyaç çok.. öyle ki yapılan bir söz dizimi ve sentaks hatası pek çok anlam kayıplarına yol açar. Anlam bilimsel semantik  yapı dahi hapı yutar. Çoğu zaman elim düşüncemin hızına yetişemediğinden ya da alışılmış kötü  yazım tekniğimle metin imla hatalarımla dolar ve  yazının anlam değeri düşer. Oysa hem telif eden.. hem tashih eden.. hem neşir eden aynı kişi olduğumdan ve bu işlevlerden düzeltme ve  tashihe yardım edecek editürüm ve yardımcı  bulunmadığından bu hataları haklı olarak  diline dolayacak insanlar olur. Ancak benim muradım da yazı içeriği olmadığından bu tenkitleri fazla önemsemiyorum.. belki yöntembilimsel analizi öğrenmek, kullanmak ve yararlanmak isteyen arkadaşlar çıkarsa bu konuda hem bana yardım etmiş olurlar hem yöntembilimsel analizi kapmış bulunurlar.. İnşaallah.

 

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/

http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/

http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/

http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

 

www.yontembilim.com

www.insan-bilim.com

www.osmanziya.com

www.mustafabugucam.com.tr

 

 

 

http://sites.google.com/site/yontembilim/

http://sites.google.com/site/insanilim

 



Düzenleyen osmanziya - 04-Eylül-2014 Saat 12:21
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk