Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: ilm-i usul hakkinda.. | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: ilm-i usul hakkinda.. Gönderim Zamanı: 01-Nisan-2015 Saat 19:00 |
YOL.. YÖNTEM.. YÖNTEMBİLİM.. bilerek ve isteyerek yapıp eden eyleyen insanın işlem ve işletimlerini kontrol ve koordinesi için akıl mizanın.. ilim kriterinin ve fikir ölçütünün denetimine.. eğitimine ve yönetimine alması çalışmalarıdır.. isteyecek fakat istemelerini kontrol ve koordine edemiyorsa ise hiç olmazsa bilgisini.. bilimini denetlesin ve test etsin.. çaba, erek ve amacından doğmuş bir disiplindir. Yöntembilim USUL'u iman haline getirmiş diyalektik materyalizmde (Marksizm) çok önemlidir.. çünkü düşünce ve varlığın eşitliği ve özdeşliği varsayımına kurulu bu tür düşünce, yaklaşım ve felsefeler için bilim ve eğitim çok önemlidir. Bu nedenle bize sağlam ve sağlıklı bilgiler verecek araçlar değer kazanır. Nitekim tarih boyun yöntembilime ilişkin temel metinlerin gözle görülür çok yararı olmuştur. Örneğin Aristo'nun yazdığı ilk mantık eseri olan ORGANIN.. örneğin Descartes'in metod üzerine konuşması.. öyle ki bu gün çağdaş bilim ve çağdaş felsefenin Descartes ile başladığı kabul edilir.. Descartes'in önünü açtığı Analitik Düzlemin MATEMATİK kullanımı dili ve düşünceyi HATT ve çizgi düzeyine indirmiştir.. Matematiksel işlemler görsel olarak simule edilmekte ve izlenmektedir.. Hatta mantıksal işlemler bile.. şimdi yöntembilimsel olarak ANALİTİK düzlemden yararlanma Tony BUZAN'un çalışmalarıyla bilgi işlem düzeyinde anlam sürücü ve anlatım aygıtı haline gelmiştir. yaklaşık yoğun olarak yirmi yıldır analitik düzlemin görsel, mantıksal ve metodik kullanımına ilişkin çalışmaların bir yansıma bulmamış ve çağrılarıma bir yanıt verilmememiştir.. verilememiştir.. yine yakınma başladı.. hadi biz bunu yakarıya çevirelim.. zamanı gelmeyince tohum çicek açmaz dostum.. evet, çok şükür biz tohumunu attık zaman onu çimlendirecektir.. İnşaallah.
yöntembilim.. bilimlere yol ve yön bulma.. bilimin rehberliğine rehberlik etme anlamı veriyor.. bilimlerin yöntemi ya da yöntemin bilime de olsa aslında "metodoloji" önemli bir uğraş alanı.. öyle ki İslam düşünce tarihinde Gazali'ye kadar ilgilenilmesi küfür sayılan felsefe ve felsefenin bir kolun olan MANTIK.. ondan sonra DİL İLİMLERİ ile birlikte ilm-i usul olarak islam hukukunun ve islam biliminin temeli haline gelmiştir.. ilm-i usul yani metodoloji yani yöntembilim soyut ve kuru ama zevkli bir disiplin. "yöntem" sözcüğünü "öntema" olarak okuyorum.. her hangi tematik.. ister semantik ister sentaktik olsun.. onun konusunun ve temasının bir öngörme ve önden gözden geçirme ve bilginin veya buyruğun sağlamlığı ve sözün.. tanımın.. yargının.. yüklemin.. tümcenin sağlığı için ölçütlerden geçirerek ölçüleme ve ölçümleme işlemini yapma aslında bizim hiç bir bilim ve disiplin okumadan DOĞAL ve MANTIKSAL olarak yapıp ederiz. Çünkü RAHMAN biye BEYAN'ı yaratılıştan öğretmiştir. Bir de üstelik talim-i esma işleminden geçmiştir. Öyle olmasaydı mantık disiplini almadan ve bu işin bilimini edinmeden konuşturmazlardı.. Diğer taraftan insanların yaşamı hep kurallı.. koşullu.. yasalı.. yasaklı.. söz ve işlerden geçmez.. bizim memlekete trafik ışıkları vardır ve kırmızı yansa bile eğer yakında bir polis yoksa ve arabada bulunmuyorsa yolda ve uzakta da bir tehlike görmüyorsak kırmızı da olsa geçeriz.. kırmızı da olsa o alıştığımız yanlışı yaparız.. kırmızıda olsa .ötü kurturmak için yalan söyleriz.. yani insan bir taraftan mantığın ÖZDEŞLİK yasasına bağlı olduğu gibi bir taraftan dan meşietin ÖZGÜRLÜK yasasına uyar.. işine hangi gelirse onu yapar.. sonunda tutarlı ve ilkeli bir insan olmayabilir ama yine de yaşamını sürdürür.. bittabi böyle bir sıradan öykü sergilemeyi herkes içinden yani usundan (aklından) olumlayamaz ve uzundan (vicdanından) onaylatamaz.. yanlış... yalan.. aykırı.. çelişik.. uyarısını sürekli duyar. Diğer taraftan başarılı olmak için düşüncelerimizi ÖZDEŞLİK ilkesiyle denetler ve yaşantı ve davranışlarımızda ÖZGÜRLÜK'ümüze çeki düzen veririz. Aksi halde evren ile dengemizi sürdürmemiz ve toplumsal ilişkilerimizi uyumlu yürütmemiz zor olacaktır. Yöntembilim.. önce okuma (kıraat) ve yazmalarımızda (kitabetimizde) belirir.. Ana dilini ana ve babasından dinleyerek sesli olarak öğrenen herkes okuma ve yazma öğrenmeyle aynı zamanda yöntembilime ilk adımını atmış demektir.. bundan sonra zorluklar karşısında ortaya çıkan sorunları.. önce soruları çevirip bulduğu yanıtları çözüme çevirdiğinde ikinci aşamaya gelmiş olur. Bu tabi söylediğim işlem ve işletimleri doğal süreçlerle yapılmasıdır. İnsanın evrenle dengeyi (homostasis) ve topluma uyumu (intibakı.. adaptasyonu) öylesine geniş bir tabana yayılır ki bundan doğan dilin nasıl doğup nasıl geliştiği.. nasıl çeşitlendiği hala açık ve seçik hale getirilememiştir.. konuya çeşitli kuramlardan ve yaklaşımlardan bakarız. Lisanın ancak hali ve kali ile yani dilin dillendirilmesi ve dile getirilmesinin bu günkü AT GÖZLÜĞÜYLE bakan ve lineer çalışan dilimizle başarılamayacağız açık.. “ ilim ilim bilmektir.. ilim kendin bilmektir.. sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır.” Koca YUNUS’dan önce enbiya otuzbeş üç tümce okuyor: “ Her nefis ölüm tadacaktır. Kötülük ve iyilik yarış içinde sınavdır. Ve dönüşünüz bizedir.” İşte bu tümceleri lineer olarak üç yüz kez okuyun.. nasibiniz kadar aydınlıktan fazla bir ışık çıkaramazsınız. Ancak yöntebilimsel analizle baktığınızda aydınlığınızın üç yüz tümceye ulaşacağını garanti edebilirim.. desem inanmazsınız. Hasılı bildik düşünmeler ve bildik konuşmalar.. konuşmalar ve düşünmeler arasında karşılıklı etkileşim günlük dil ve düz yazıyla bir yere kadar azizim.. Bundan sonrasını istiyorsanız.. kıraat ve kitabetten.. fikir ve zikirden.. tahavvül ve takavvülden.. okumaktan ve yazmaktan.. düşünmekten ve anmaktan.. değişimden ve deyişimden.. hasıla anlam ve anlatımdan anlam bilime ve söz dizime namı diğer semantik ve sentaksa geçip semotik yoluyla DİL BİLİMİN geniş penceresi YÖNTEMBİLİM’e geçmek isiyorsanız.. açıyı değiştirerek bir BOYUT atlamanız lazım…. Artık ne kadar ilerlerseniz ilerlerin çizginin sadece iki boyutu vardır.. onu ancak iki ucundan uzatabilirsiniz.. noktaları ekleyerek.. ister evveline öncesine ekleyin.. ister ahirine ve arkasına.. sonuçta çizgi çizgi olmaktan kurtulamaz ve boyutunu artıramaz.. amma bir devrim.. bir diriliş.. bir yenilik.. bir değişim ile çizgiye bir nokta değil bir çizgi daha eklediğinizde bu sefer çizgi boyutundan YÜZEY boyutuna atlamış olursunuz.. evet, anlattığım “gerçek” değil.. bir “benzetme”.. yani size gerçeği doğrudan değil dolayısıyla anlattım bir öyküyü ve benzetmeyi kullanarak.. bildiklerimden bilmediklerimize gider hep bilimde anoloji ve edebiyatta metafor yaparız.. peki gerçek nedir.. benzetme nedir.. bildiklerimiz nedir.. bilmediklerimiz nedir.. öykü nedir.. görüntü nedir.. gösterge nedir.. görüngü nedir.. gösteri nedir.. tüm bu ayrıntılara elde etmeniz için ÖNCE yöntebilimsel analizin dilini öğreneceksiniz.. dilinizi öğrenmeden ciddi ve özgün bir bilim elde etmek ve bu bilimi kullanarak ondan yararlanmak ve bu yararlı verimli kılarak başarılar yakalamak.. hasıl başta dünyayı belirleme ve dini tanımlama olmak üzere düşünme.. inanç.. yaşantı.. davranış.. sorunları çözme.. sorumlulukları seçme konusunda sürekli ilerlemek olanaksız değilse oldukça zordur ve elde edilse bile elde kalıcı değildir. Düzenleyen osmanziya - 01-Ekim-2015 Saat 13:10 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |