Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: DILARA | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3564 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: DILARA Gönderim Zamanı: 11-Mart-2013 Saat 11:58 |
DİLARA DILARA dizini içindeki dosyalar “Düşünenleri arıyorum. Çünkü arayanları düşünüyorum.” Dünyamız,
dinimize göre dilimiz ile inşa ettiğimiz müşterek binamızdır. Geçmiş milletler,
dinler ve medeniyetlerden tevarüs ettiğimiz bu her gün yeniden kurulan binaya “umum-i dünya” tabir edilir. Bu
genel dünya içinde her birimizin de HUSUSİ DÜNYASI bulunur. İster böyle ayrık
dünya, ister umumi ve ortak dünya olsun
ve hatta ister kendi dinimiz bulunsun ister başkalarının dini olsun bu
var oluşta merkezi rolü DİLİMİZ oynamaktadır. Bunu
şu diyagramla gösterelim: DNY
(dünya) Dil (LİSAN) DYN
(din) Yöntembilimsel
analiz çalışmalarımızla, kullanılan dili veya bilinen dilleri değil
potansiyel dili ve gizlenen bir
yöntemi inşa etmektedir. Günlük dildeki mantık ya da bilimsel bilgideki
matematik gibi ortak bir KÖK’ten kaynaklanan bu dil, hepimizin kafasında
doğuştan yerleştirilmiştir. Felsefede buna a priori ( önsel-kablî)
bilgiler denilir.Yani bu potansiyel bana özgü bir yetenek ve
kişisel bir becerim değildir. Nitekim başta Kutlu AYTUĞ olmak üzere birkaç kişi
bu yöntemi kullanarak bu savım kanıtlanmıştır. Üstelik daha önceki bir yazımda
belirttiğim gibi Tony BOZON ve Tamer DÖVÜCÜ gibi kişiler yöntembilimsel
analizin mutfağı olan ANALİTİK DÜZLEM’i kullanarak beşeriyetin ortak platformu
olan AKIL kapısından çıkan olanakları kullanarak, fikir madenlerimizi ve zikir
tarlalarımızı işletecek yeni ortak dil çalışmaları yapmışlardır. Ancak bu
çalışmalarda ortak dilimiz İÇERİK ile başkasına
görünmekle beraber bu içerikler içinde dili kullanana kendini gizlemektedir. Biz
1990’larda başlayan çalışmalarımızla bu gizleneni görmeye ve göstermeye
çalıştık.. ancak bunun için özel imkanların, hususi gayretlerin ve kişisel
fedakarlıkların olması gerekiyordu… Bir
defa” dil”i kullanmamak gerekiyordu! Ne
demek dili kullanmamak ? Yazarlık
yapmamak. Başkasıyla
bilgi ve içerik paylaşmamak , başkasına
yararlı görüşleri ve değerli düşünceleri taşımak amacını gütmemek. Elbette günlük işlerimiz ve geçimimizin kapısı olan
mesleki çalışlarımız için zorunlu olarak dili kullanmak ve iletişim yapmak mecburiyetindeyiz.
Fakat yöntembilimsel analizi öğrenmek, kullanmak ve yararlanmak istiyorsak bu
tür eski alışkanlıklarımızı, konuya ilişkin akademik çalışmalarımızda, bırakmak zorundayız. Çünkü yöntembilimsel analizi
kullanma ve yararlanma hedefleri DİL’ini ÖĞRENMEK için onda yoğunlaşmayı ve
konumuzda kilitlenmeyi gerektirmektedir. Bu
inziva ne kadar sürecek ? Eli
boş ve gönlü hoş Osmanziya için bir
ömürdür. Çünkü
yöntembilimsel analizin proje suresi, 1131 yıllık planlamada 120 yıl
sürmektedir. Bu
demektir ki düşüncenin dil haline gelme aşaması, ömrümü aşmaktadır. Hedef
kitlem olan 4-5 kişi (dört veya beş öğrenici) yöntembilimsel analiz ile
aralarında ortak bir iletişim aracı yani dili kurduklarında ÇEKİRDEK oluşmuş
demektir. İşte
bu dört arkadaştan beş öğreniciden bunu yani bir ömürlük çalışma istiyorum. Çünkü Eğer
hem ben öğrenici olayım hem başkası
yararlansın yazarlık yapayım derseniz ortaya Tony BOZON ve Tamer DÖVÜCÜ tarzı içerikli
çalışmalar çıkacaktır, diye düşünüyorum. Şimdi
bu iletinin ekindeki DIL-ARA dizini içinde dosyalar var..burada yöntembilimden
insanbilime ve oradan islambilime giden bir çizgi var.. Bu çizgiyi herkes
anlasın diye rahatlıkla üç dört kitab haline getirebilirsiniz.. sonuçta ortaya
bir dünya hatta bir din ortaya koyabilirsiniz ancak
bu başkalarının da benimsediği YAZARIN dini ve dünyası olacaktır fakat
herkesin ortak DİLİ olmayacaktır. Eğer ademik bir çalışma sonucu böyle oluşacak ortak “dil” kimin işine yarayacaktır ? Herkesin
işine yarayacak fakat senin (akademisyenin) işine yaramayacaktır! Böylece
sen dili KULLANMAMIŞ olacaksın.. bunu yazarlık yapmamana borçlusun. Amma
böylece de sen DİL’ini tanımakla ödüllendirilmiş olacaksın. Dili
kullananlara hizmet sunma onurunu alacaksın. Eğer
içtenlik ve ihlasla bu işi yapmışsan dinine uymakla uyanmış olacaksın. Yetmez
mi ? Sağlıcakla
kalın. OSMANZİYA Sentaks / sözdizimsel
/ BEYANÎ eksikliklerim VE semantik /
anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim için düz yazıdan
özür dilerim NOT: İşbu yazı mart 2013 Ankara görüşmesi için hazırlanmıştır. Düzenleyen osmanziya - 12-Mart-2013 Saat 06:51 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3564 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 13-Mart-2013 Saat 22:24 |
Daha sonra fark ettim.. inziva dedim çok kimseyi ürküttüm. "İnziva" sözünün kökünü bilmiyorum fakat su "itikaf'a benzer
bir hürriyet kısıtlama ve kendi kendine ambargo koyma ya da uzlete çekilme.. dünyadan
el etek çekme.. gibi bir tür kendini yalıtmayı kasd ettim. Ancak bununla
insanların geçimini ve seçimini bırakmaları kasdetmediğimi zaten buna hak ve
yetkimin bulunmadığını biliyorum. Sadece dedim ki yazarlığa heves ediyorsanız
ya da yazarsanız bu işi yapamayız. Ancak "yazarlık" okurluk kadar doğal bir seslenmedir. Okur
kendine seslenir, yazar, yapabilirse, kendisiyle beraber başkasına da seslenir
ve bu başkası nedeniyle bu başkasına seslenmenin gerektiği koşullar ve
kurallarda kendisine kendiliğinden yüklenir. Böyle olunca kelam artısının enlemi, boylamından etkilenir. makam-ı LAFZ-ı beyan muhatab KELAM mübelliğ maksad-ı MANA-yı maan Kelamın enlemi; mübelliği ve muhatab boylamı ise mana ve lafızdır. Enlem ve boylamı bakıp gördünüz mü ? Mütekellim (mübelliğ) ve muhatab (müstemi') birbirini etkiler. Mana ve lafızda olmayanları da kendilerine tetikler. Çünkü konuşanlar (söyleyen ve dinleyenler) konuştuklarından (okunan ve yazılanlardan) fazladır. Sonuçta onlar kelamı BİR ARAÇ OLARAK kullanırken kelamda onları AMAÇ'ının kölesi yapar. Ne mi demek istiyorum ? En bildik “Kelam’ türleri.. nicel ve nitel başat göstergeler: Diploma, Sertifika, Banknot, Pul, Pusula, Para, Kart vesaire Acaba size Para ile Kadın arasında bir koreleasyon kurabildiniz mi ? Ya da Çıkar ile Erkek arasınrda bir orantı hissettiniz mi ? Yoksa abuk sabuk konuştuğumu mu sanıyorsunuz ? o zaman biraz daha açık seçik
konuşayım.. Servet ile Şöhret arasında ne fark var ? Her servetli olan şöhretli mi ya da her şöhretli olan servetli mi ? Kulağımı kutunun içine koydum.. yani işitme çihazımı kabının içine
yerleştirsem tüm kelamların girişine ambargo koymuş olmuyor muyum ? Ama ben kelamsız ve iletişimsiz yaşamazsam bazıları da şöhretsiz veya
servetsiz yaşamdan tat alamaz hale gelmişse benim ile onun arasında ne fark var
? Kelama köle ve bağımlı olmak noktasında hiç bir ceşitlik kalmaz ve eşit
oluruz. Kelam deyince sadece yukarıda sayılanlar akla gelmez Şunlar da bulunur: Mürekkeb Levha KELAM kalem Mürettep Eğer kalem mübelliği ve levha da muhatab haline gelmişse çağdaş kağıt ve
kalem olan BELGESAYAR’I söz konusu ediyoruz demektir. Hasılı DNY DİL DYN Bu üçü birbiri icinde perdelere sarılı soğan yumrusu gibidir.. sen de bunun
cücüğüsün.. tabi sen varsan ben de varım ve ikimiz BİZ oluruz.. eğer istersen üstümüzde
kat kat sarılı bu katları açabiliriz.. kat deyince katmanlaşma ve tabakalaşma
ortaya çıkar o zaman şuurun (dilin) altındaki tabakalar (dünya) ile üstündeki (din) tabakaları açabiliriz.. amma önce gel şu
ALT-ÜST sorununu çözelim.. böylece işe başlamanın yarısı başlamış olur.. ne demişler isimlerin değişmesiyle
gerçekler değişmez.. ve bu bizi şuraya getirir.. isimler ve
gerçekleri bir birine bağlayan KAVRAMLAR.. işte hikmet, felsefe ve din.. bunun
için vardır ve var olmayı sürdürecektir amma yeni bir DİL ile.. şimdi buna var
mısınız ? Varsanız da yoksanızda sağlıcakla
kalınız. Osmanziya Not: Beşeriyet nereden geliyor ve medeniyet nereye gidiyor ? Bu kapsamlı soruyu sordunuz mu KELAM’I ucundan ve yatayından yakalamışsınız
demektir. Kelam ve kalem ile emel ve elem öyle bir iman ve ameldir ki ARADIĞIMIZ bu
dördünün “lam”ı dır işte biz de bu anLAM’I açmaya çalıyoruz.. altına ve üstüne
bakarak. Fakat yaşamı amaç edinen buna muvaffak olamaz. Çünkü o dil tarafından
kullanılır. Düzenleyen osmanziya - 13-Mart-2013 Saat 23:26 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |