AKTİF / FAAL / ETKİN
AMEL
AMELNEDIR dizini içindeki dosyalar
Bir dostum zor bir soru sordu.. bin dört yüz yıllık islam tarihinde kullanılan ve dini terim olan “salih amel” varken insanlar niçin “aktif iyilik”ten dem vurur ?
Salih demek faal olan demek mi ?
Her aktivite salih mi ki böyle söylüyorlar ?
Edilgin, kabil ve passif olmakla iyi bir amel işlenmez mi ?
Bu sorular bile “amel-i salih” deki “aml” kökünün ve “slh” ekinin faal / aktif ve iyilik terimlerinden daha kapsamlı olduğunu gösteriyor. Yani iyi bir çeviri değil aktif iyilik.. üstelik Türkçe değil.. Biz Türkler böyle “karambol” terimleri kullanmaya severiz.. belki bunların başında kendim geliyorum amma hiç olmazsa kullandıklarımı anlamaya çalışıyorum. Bu iletinin dizinindeki kontra başlıklı dosyada karambole aldığım bir çalışma yaptım.
Aktif sözcüğünden çok pozitif sözcüğü dahi isabetli olarak salih- iyilik kavramını karşılayabilir fakat “salah” anlamını anlatmada fakat o bile yetersizdir. Eğer ameli aktif ile karşılamaya çalışıyorlarsa pasif olan ve aktif olmayan işlerin, etkilerin ve devinimlerin hasılı amellerin, amel olarak yeri, değeri ve önemi niçin göz ardı ediliyor ?
Fakat yanlışı görmek ve yetersizi incelemek bile doğruyu görmemize ve yeterlilik yolunda ilerlememize yardım eder. Bunun için dostumun hatırından da güç alarak konuyu analitik düzlemin gergefine yerleştirdim. Amma bu gergefte görüneni düz yazıya dökmeye fazla AKTİF olamıyorum.. bir pasiflik, bir edilginlik, bir alışkınlık, bir tembellik ki sormayın gitsin.. amma iyi bir konu ile değil kötü bir konu ve günah bir anlatım için aktif olabilirdim.. bu halime şükür etmeliyim velakin onunla da yetinmemeli iyi konuları ve sevablı anlatımlar için aktif olmalıyım..
acaba olabilir miyim ?
İşte bizim ufkumuzu açacak aydınlık, bu soru içinde…
İnsan öyle bir “sail” ki hayra SADECE kabildir fakat şerre fail olabilir.
Çünkü ayet diyor: “Mâ esabeKe min HASENETİN feminallah ve mâ esabeKe bin seyyiedin fe min nefsiK” yani hasene ve iyilikten ne isabet etti bu Allah’dandır, seyyie ve kötülükten ne isabet etti bu da nefsindendir.
Demek insan ve beşer iyilik ve hasene ve hayır için fail ve etkin ve aktif olamaz.. ancak kötülük, seyyie ve şerr için faildir. Ancak beşer iyiliğe kabiliyetli ve haseneye kabil ve hayır kazanmak noktasında edilgin bir “etki”si var ve aktivitesi oluyor ki bunu etkinlik olarak anlamak, yorumlamak ve tanımlamanın doğru olmadığını düşünüyorum.
“Halk-ı şerr, şer değildir fakat kesb-i şerr, şerdir”
Bu şu demektir fail olduğumuz şerr’de bile “halık” değiliz, kâsibiz.. yani şerde bile “etkin”liğimiz ve “aktivite”miz sorunlu.. “Lâ havle ve lâ kuvvete” diyoruz.. yani ne gücümüz ne de değiştire bilme miz var.. yani etkinliğimiz, aktivitemiz ve faaliyetimiz ister hayır da olsun ister şerr de olsun, hakiki anlamda, YARATICI değildir. Ancak mecazi anlamda insanlar bari, musavvur ve halik ismini kullanıyorlar.
Genellikle insanlar fail olmayı, bir işin “özne”si olmak anlamında kullanıldıklarından burada yanılıyorlar. Nesnelere ve kimselere bir hareket ve bir faaliyette özne yapmak sadece bir DİL olayıdır.. bu dile uygun olarak oluşturulan mantıksal ve matematiksel anlam ve anlatımlarla “hakikat”tan uzaklaşılabiliyor.. nitekim din ve tevhid teklif ve daveti de bundan dolayı var.. şaşıran ve sapan insanları uyarmak ve doğru yola çağırmak bunun için.
Konudan uzaklaşmadan meramıma dönersem.. SALİH AMEL denilen anlatım, etkin iyilik teriminin anlamı ile karşılanamaz.. zaten terim olarak bile uyuşmuyor.. salih, iyilik demek değil.. amel de, etkinlik demek değil.. Basit çeviri anlatımın isabetli olmadığını gösterir.
Ancak salih amelin ne olduğu konusunda bir anlatım istiyorsanız sizi bu iletinin dizinindeki dosyalara göndereceğim.. o dosyaları VERSİYON SIRASIYLA incelerseniz.. orada daha AMEL mevzuunda sarih bir anlatım, SALAH bahsinde daha şarih bir anlam bulacaksınız.. salih amel parça parça açılacak ve sonunda bu anlam çerçevesinde sorular çıkaracaksınız.
Ancak bu düz yazıda bazı noktaları belirteyim ki konu yanlış anlaşılmasın.
Ameli salih ve takva.. iki esastır..
iman ve ameli salih.. iki esastır..
velasr süretinden amel-i salih dörtlü yapı içinde tanımlanır.
Namazın teşehhüdündeki tahiyyatın kulluktaki nâ yani BİZ sırrı, salahatı, nübüvvetle denk tutar. Ayrıca SALAHAT, sırat-ı müstakimdeki ni’mete erenler tanımı.. yani nebilik, sıddıkın, şühada ve salihîn dörtlüsü içindedir.
Takva edilgin ve passif bir direniş ise; ameli salih dahi etgin ve aktif bir hareket olarak görülebilir.. iman teorik bir tasavvur ve takdir olan aktivite , ameli salih pratik bir tasdik ve tatbik olan bir aktivite olarak görülebilir ve eğer amel terimini aktivite, salah terimini de iyilik olarak çevirebilseydik AKTİF İYİLİK tamlaması da, tam olarak değil bir derece olarak, ameli salihi gösterebilirdi.. bazıları bunda bir sakınca görmüyor ki kullanıyor, ancak ben isabetli ve doğru bulmuyorum.
Oysa amel; hayrı da, haseneyi de, birri de, zühdü de.. daha sayamadığımız pek çok emir ve nehyi, haram ve helali gösteren şümulü ve kaplamı bir özne sözcüğüdür; bu geniş kapsamlı özneye yani amele, bunun gibi geniş içlemli bir yüklem yani SALAHAT bağlanmış. Yani “amel-i salih” tamlaması mümkün olan en geniş ve en tümel bir teklif olmuş. Yani amel-i salihle kişiye özel ve belli bir iyilik değil her yerde her zaman herkesin işini İÇİNE alan bir tamlama / terkib verilmiştir. Bizim bu genişliği daraltmaya ve tümeli tikelleştirmeye hakkımız var mı ?
Aktif, pratik, aksiyon, efekt, motiv, efor, power gibi yabancı kökenli dilimize yerleşmiş bu terimler her ne kadar bilimsel ve tanımı olan sözcükler ise de bizim dilimiz, dinimiz ve kültürümüz içinde bulunmadığından selametli bir anlam çıkarma ve sahih bir anlatım yapma imkanı vermezler. Kaldı ki dilimizde ve dinimizdeki terim ve sözcüklerle dillendirme yapmak dile getirmemizi bilimselleştirecek ve kültürümüzü geliştirecek bir hareket olur.
Amelin geniş kapsamı (şümulü), salahın derin içlemi (tazammunu) islamın ve küfrün kutupları aralığında ve şirkin ve şükrün kuturları içerisinde öylesine kuşatmış ve yayılmış ki rükûdan secdeye kadar engin, selamdan salat kadar zengin bir içerik sunar.. ki betimlediğim zaman içinde vakit be vakit içine girilen ve çıkılan namaz ve salat, salaha en yakın eylem ve amel için en külli ve en umumi salih iştir.
AHSEN-İ TAKVİM’de yürüyen bir insan için felaha ulaştıracak salah bir amelde ancak salih bir AKIL’dan çıkar… Ancak sahih kitab, salim bir lisan ve selim bir kalb ile birleşik ise.. Ancak tahmil ve tahkimimizde bu dörtlüyü tahakkuk ettirmek kolay olmuyor. Arzu ve talebimize rağmen keşkesiz bir amel gerçekleştiremiyoruz.. ancak TERBİYE’de islah bir hedeftir, İDARE’de maslahat bir gayedir. Bu edilgin işler ve hizmetlerle de olur, etkin çalışmalar ve gayretlerle olur. Bazen edilgin olmak iyidir bazen etkin olmak iyidir.
Hasılı imamı Şafinin irşad ettiği gibi Amel-i Salihin müntahası olan AHSEN-İ AMEL’in sünnet-i Seniyye olduğunu bilmek te bize güzel bir KISA YOL verir, imtihanı kazanmak için de iyi bir tüyodur.
Allah bizi ve sizi sözü duyan ve en iyisine uyanlardan etsin. Amin.
Sağlıcakla kalın.
Osmanziya
DUYURU
Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim.
UYARI
Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.
http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim
http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/
www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
|