BENLİK

BEN'i bırakmak.. BENLİK'ten sıyrılmak.. BENCİLLİK'ten kurtulmak kişisel gelişimin koşulları olarak görülebilir. Ego ya da ENE denilen kimse ya da nesne'nin olanakların üzerinde bir varlık olarak görmek ve hatta ona gören ben ve gözetleyen ben ve yargılayan ben'in ötesinde MULTAK BEN olarak saltlaştırmak.. koşulsuzlaştırmak.. kuralsızlaştırmak.. tanrılaştırmak yanlıştır.. yalandır.. kötüdür ve çirkindir. Bununla beraber onu yok sanmak ya da yok sanmakta başka bir iyi ve güzel olmayan yola girmektir..benin ve benliğin ve bencilliğin gerçekliğini inkar etmek doğru değildir.. doğruluk ve gerçeklik hakkında gerekli ve yeterli bir BİLGİN var ise..

YBA kullanırken ANALİTİK DÜZLEMİN bizi bu metafizik ve parapsik konular hakkında bir köstebek makina olduğunu anlamak için GÜZEL bir vesile.. oldu.. İRADE hakkında yaptığımız dersin sonunda KADER tecellisi bulundu.. bu da onun hatırası...

Bizim bu tabloyu yapmakta amacımız BİZ'e ulaşmaktı.. zaten.. külli irade ve cüz'i takdir bu şekilde bir araya geldi. Hâzâ min fazlı Rabbii

HAKİKATİ HİKAYE

Hakikati hikaye etmek kolay degildir; kelime bir kapı.. ilim bir kapı.. isim bir kapı.. sonuçta dil dunyayı belirlerken.. dil dini tanimlarken geldiğimiz bu noktada.. gunluk dilin mantığı ve bilimsel dilin matematigi.. konunun cok yonlulugu ve yanliligindan dolayı.. yetersiz kalmaktadır.

Ayrıca insanin nazar ve niyetinin etkiside nazarı da alıninca.. saglam ve sağlikli bilgi ve degere erişmek duyarliligi da bulunmayinca.. gercegin biçimi ve realitenin içerigi iyice birbirine karişmaktadir ki bu durumda Hakka ulaşmak bir şanstir.

İste bundan dolayi "Allahumme erinelhakka hakkan.. erinelbatıla batılan.. " diye dua ederiz. Çünku batıla hak olarak koşmak.. haktan batil olarakta kaçmak olası...

BAKARA 255 (lâ ikrahelik)
Resmi verilen ayet Bakara 256 değil 255 olacak.. 255 inci ayet kendinden önceki 254 ile kendinden sonraki 256 ve 257 nici ayetlerler birlikte Sure-i Bakara'nın "ayn" işaretleriyle ayrılmış 34 ncü fıkrasını teşkil eder.

Uzun.. orta uzun.. orta kısa.. sureler bu İmamı Secevendi'nin on yedinci yüzyılda yaptğı noktalama işaretleriyle bölümlemiştir. Kur’an-ı Mu’ciz-ül-Beyan’daki bütün ayetler bu fıkralarla ayrılmış ve duraklandırılmıştır. Yani bu fıkralarla ayrılmış bölümler bir bütündür.

Bu fıkralardan bir AYET’in alınarak tek başına yorumlanması retorik (cerbeze) ya da dialektik (cedel) sahibinin konu hakkında bilgisi olmayan muhatabını istediği yere götürmesine neden olabilir. Zammı sure kıraat edilirken bile İKİ AYET’in birlikte okunması kuralı bulunur.

Genelde yazılarımla bu "dinde zorlama bulunmaz" LÂ-İKARHELİĞİ'ni LAİKLİK ve LADİNİLİK ile karşılaştırmak için söz konusu ederim. Bu üçünün birlikte ele alınarak konunun tartışılması gerekir. Aynı zamanda Sure-i Bakara’nın bu 34.ncü fıkranın bütününü nazara verilerek yapılması gerekir. Aksi halde yanlış anlaşılmalara neden olabilir.

ANTROPOLOJİ (KÜLTÜR)

Korku ve sevgi bir duygudur.. zihin ve kalb bir düşuncedir.. duygu ve düşünceler ise dileklerle birlikte "böyle" sözcuklerle dillendirilir. Dil ise dinle birlikte bir KÜLTUR oluşturur. Bizim 6 bin yıllik YAZILI 60 bin yıllik SESLI kultur tarihimizin oldugunu düşünuyorum.
"Kültur" sözcügu ise Anglo-Sakson ve Amerikan dunyasinda ANTROPLOJIYE ( İnsanbilime) verilen bir isimdir. Kara Avrupasindaki "Antropoloji"ye kültur adi verilmektedir. INSANBILIME ne adi veriseniz verin çok geniş.. çok çeşitli.. çok türlü.. çok yönlü.. çok yanli.. bir alandır.
Eger konu hakkinda felsefi edebiyat ve dini vaaz içinde kaybolmamak istiyorsaniz size Bozkurt GUVENÇ in 100 sayfalik "Külturun abc'si" ve 500 sayfalik "İNSAN ve KULTUR" adli yapitlarini öneririm.

emperyalizm
Ekonomomik emperyalizm ve politik imparatorluk.. bir birini dogurur. bu emperatiflerle beraber EMPRIK Teknoloji ve ideolojide bunlara yardım ediyor.
Sıkıntı.. bunlarin dil ve bilim ve san'at ile bağini gormemek.. din ve hukuk ve ahlak ile bağlantisini işitmemek.. dilin ve dinin bilim hukuka ya da ticareti ve ticaretin dile ve dine.. yapip ettiklerini bilmemek.. kuru kuruya dunya ve ahiret savunması yapmak.. köru korune din ve bilim çatıştirmasi etmek ve sayilan 8 kurumun iliskisini kuramamaktir.


AİLE
Aile insanin bilimi ve toplumun birimidir.
Dunya ve ahiret dengesinin..
kadin ve erkek eşitliginin..
sağlanmaya çalisildigi bir yuvacik..
akil ve kalb bağdaşiminin..
toplum ve birey uyumunun.. gercekleştirilmeye ugrasildigi bir ocak.. maymunlar cehenneminden yapay zeka cennetine giden bir süreçin degil tapilasi kadini ve kulluk edilesi erkeği guzelligin ve iyiligin kapisı.. sevginin ve sayginin bir anahtari olan konutun ileci swite home dur.
Hanemizde bu yuva ve ocak 60 bin yıllik SESLI dil ve din birlikteligi olan KULTURUN ardından 6 bin yillik YAZILI kulturun evrimiyle birlikte değiserek ve düzeltilerek gelişiyor.. iyileşerek ilerliyor. Bu gun ortalama bir ailenin sahip oldugu konut ve konut içideki buzdolabi.. çamaşir makinesi.. bulaşik makinesi.. telefon.. televizyon birakin nemrud ve fravunlari osmanlı sultanlarinin sarayinda bile bulunmuyordu...
Bu yavru ulus ve minik ülke.. takim.. set.. şirket.. parti.. buyuklerini inşa ve imar ve imal ederken dil ve dinden çikan bilim ve hukukun kodlarini ve modlarini kullanir.
Genetik kodlar birlikte bu külturel modlarin ortaya çıkardigi UYGARLIK modeli tarihte pek çok denenmiş.. iktisat ve adalet beraberliginde oluşan bilim ve hukukun SALAH sağlarsa.. uygarlik ileri gitmiş.. israf ve zulum ve haksızlikla gerçekleştiremezse yikilmiştir.
Bize düşen geçmişten ve geçmisimizden ders ve ibret alıp BUGUN ilmimizin ve irfanimizin geregini gerçekleştirecek gelecegi inşa etmektir.



BÖLÜCÜLÜK

nihal ATSIZ demiş ki:
"Bunlar 'günaydın'ı kabul etmiyorlar. Selamünaleyküm diyorlar ve bunun Müslümanlar arasında manevi bir bağ olduğunu ileri sürüyorlar.
Müslümanlar arasında manevi bağ selamlaşma ile olacaksa bütün Müslümanların Türkçe selamı kabullenmeleri mantık ve ahlak icabıdır."
Atsız
dedim:
Rahatina bak baba MERHABA.. ruh.. rah.. reh.. rehabilitasyon.. rehberlik.. ruhbanlik.. sanirim merhaba Türkçe degil Farsça kokenli kelime.

Dunyada kulturler.. misir.. hitit.. fars.. yunan.. roma.. emevi.. abbasi.. selcuklu.. osmanli.. alman.. fransiz.. ingiliz.. milletler.. devletler.. medeniyetler bir birine giristi ve karişti ve tek bir KULTUR oluştu.

Fakat yukaridaki EFENDILER insanlari dilleri ve dinlerini.. partilerini ve ideolojilerini kullanarak böluyor.. çatıştiriyor ve çarpiştiriyorlar.. böylece ucuz ve kolay işci ve tedarikçi buluyor.. mal ve hizmetlerine alici ve müşteri buluyorlar.

ATATÜRK

Teşekkür ederim.. Atatürk ulusal bağımsızlığımızı kazandırdı... insan değerlendirir.. tarih değerlendirir.. Tanrı değerlendirir.. hepsinde sağlam ve sağlıklı çıkmak kolay değildir. Sonunda her birimiz imanı ve ameli ve ihlası varsa kurtulur. Türkiye Cumhuriyetinin ulus ve ülke ve bağımsızlıktan sonra en büyük değeri Mustafa Kemal ATATÜRK'TÜR. Toplumsal olarak Cumhuriyeti de katarsak dört büyük değerimiz vardır.


ZEKA VE AKIL VE HÜKÜM
Zeka.. akıl.. hüküm farklı katmanlar. Bir insan zeki olabilir fakat akıllı hareket etmez. Bir kimse akıllı olabilir fakat hüküm sahibi degildir.
Benim gibi lafla peynir gemisini yurutur fakat sözü en yakinlarina geçmez. YBA ile on sene.. agızlari açik birakarak.. face de ömur geçirir.. fakat bir ÇAGRİ yapar.. beşbin kişiden bir kişi bile EVET demez...
Yemek hazirsa yiyen çok.. gel mutfaga beraber pişirelim dersen kimse kalmaz.. rahmetli pederim.. aş buldun mu yanaş.. iş gordün mü sıvış.. felsefesini.. yani Russell in kozmik tembellik yasasini dillendirir.. eğlenirdi...
Sonuçta mal ve hizmet sunuş ile erdem ve yetkinlik seriş illetine ve akibetine gider.. nizamın zaman.. mizanin namaz.. olur.. âlemin;
dürule.. dirile.. yürur..
evrile.. devrile.. ilerler..
ine.. çıka yükselir..
seSİL...sin.

İNSAN İLİŞKİLERİ


Menfeatlerin denge ve uyumu için HUKUK denilen bir ALAN icad edilmiştir. Bunun altında AHLAK bulunur. Ahlakin altinda da DIN bulunur. Insan insan ilişkileri yaninda insan evren (tabiat..tarih) ilişkileri içinde BILIM denilen bir alan bulunur. Bilimin altinda ise TEKNIK durur. Teknigin altinda ise DIL bulunur.
Para ve oy dunyasi olan TICARET ve SIYASET ise bu iki alanin esasi olan IKTISAT ve ADALET esaslarına gore yurur. Bu sert kayaya çarpan ve çarpilan bazilari mal ve hizmet sunumunu KALITELI yapmazsa ep çikar dünyası.. ep çikar dunyası.. diye yakınir.. diye düşünuyorum.
Elbette beş parmagin beşide bir olmaz. Çalısanlar vardir.. çalışirken çalanlar da olur. Çalıştiranlar vardir. Çaliştirirken çalanlar da olur. Beşincisi çakarak ya da çaktirmadan ÇALANLARDIR.. dikkat edin epsi "alan"lar. Zaten bizde bu "alanlar"ı yukarida anlattik. Asil merak edilesi olan bu alanlar nerden aliyorlar ? Hic HESAB vereceklerini düşünmüyorlar mı ?

osmanziya 08.06.2021 Üçyol-İZMİR

Elem ve lezzet.. duyum kümesi
Keder ve sürur.. dilek kumesi
Kalak ve keyf.. düşünce kumesi
Zayk ve zevk.. duygu kümesi
Baziları kümesten çikmayan.. iştah ve iştiyak ayaklariyla eşinen tavuklar olabilir.. ancak merak ve aşk kanatlarıyla bilgi ve sevgi zirvelerine uçan kartallar da bulunur





Düzenleyen osmanziya - 08-Ekim-2021 Saat 07:36