Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: en guzel gunum.. Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3448

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: en guzel gunum..
    Gönderim Zamanı: 02-Kasım-2024 Saat 21:46
En güzel gunum

https://tvprofil.com/tr/film/7651489/en-guzel-gunum

FİLM

en güzel günüm.. 2017 yapımı


          başlat   YAŞ     bitir
               Gerçeği



          önce   YAŞLILIK sonra
                 sorunu


BAZI filimlerde senaryo bazı filimlerde oyunculuk önce çıkar.. bazı filmlerde teknoloji bazı filimlerde kostum önceliklidir..


Senaryosu ön önemli ve öncelikli filmlerinde ciddi mesajı bulunur..

Filmin mesajını yukarıda yazdım..    
ÖZET
Eski Hollywood yıldızı Helen İngiltere'de kaldığı huzurevinden, iyi gitmeyen bir evliliğin içinde sıkışıp kalmış İngiliz bir ev kadını olan Priscilla yardımıyla kaçar. Kısıtlı imkanlarıyla otobüs, feribot, araba ve son olarak da yürüyerek Helen'in eski sevgilisinin cenazesine vaktinde yetişmeye çalışırlar. Yolda ise İtalyan milyoner Alberto ile bir aşk sarmalının içine girmekten geri kalmazlar!
https://tvprofil.com/tr/film/7651489/en-guzel-gunum#google_vignette
Filmin öyküsünün özeti filmin mesajını asla yansıtamaz. Tüm hülasalar gibi kuru bir anlatımdan ibarettir. Çekirdek ve genetik şifresi dahi bir özettir lakin ağacı asla yansıtmaz.
Soyut özet ve somut filim arasındaki fark.. bütün somut ve soyut ilişkilerinde esasdır.
Ancak soyutun önce çıktığı kuru BİLGİ ve somutun öne çıktığı “yaş” SEVGİ ilişkilerinden evrensel ve tümel ve genel mesajlar da çıkarabiliriz.

Burada benim verdiğim YAŞ GERÇEĞİ ve YAŞLILIK sorunu mesajıda soyuttur. Onu anlamanız için öncelikle filmi seyretmeniz lazımdır. Bunu yaptığınızda
Kişi (somut)
Olay (somut ve soyut)
Olgu (soyut)
Ad (komut)
Katmanlarına da bir giriş yapmış olacaksınız.

Saygılarımla

Osmanziya 02.11.2024 İzmir Üçyol 21:58


Düzenleyen osmanziya - 02-Kasım-2024 Saat 22:00
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3448

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 02-Kasım-2024 Saat 22:07
Başka bir aşk öyküsü anlatıldı:
Yeşilçam'ın En Trajik Aşkı Afet-i Devran Neriman ile İzzet Günay'ın mutsuz sonu...

Ilık bir Ekim sabahı...
Surp Agop Hastanesi'nin dahiliye koğuşundaki çarşafları solmuş ranzada yorgun bir kadın yatıyor...
Ve onun ellerini tutan başka bir kadın...
Bir şeyler söylemeye çalışıyor yorgun kadın...
Sesi zor çıkıyor...
Kelimeleri kesik kesik...
Şu cümleler düşüyor kurumuş dudaklarından:
"Onu bana getir... Son defa göreyim..."
Yorgun kadın, bir zamanların Afet-i Devran Neriman'ı...
Sizlerin bildiği adıyla; Neriman Köksal...
Türk sinemasının yarı "vamp" yarı "abla" karakteri...
Son anlarını yaşayan bu muhteşem kadının ellerini tutan ve onu teselli etmeye çalışan diğer kadın ise, "sinemanın en güzel abilerinden"
Sadri Alışık'ın büyük aşkı, eşi Çolpan İlhan...
"Tamam, getireceğim onu sana.
Sen şimdi dinlen, yorma kendini..." diyor Çolpan hanım, Neriman'a...
Kalkıyor yanından...
Gözlerinden yaşlar süzülüyor...
Hızlı adımlarla hastanenin girişindeki telefon kulübesine gidiyor...
Bir numara çeviriyor...
"Merhaba Ediz... Ben Çolpan, Neriman'ın yanındayım. Durumu hiç iyi değil. Son bir isteği var..."
Telefonun ucundaki kişi, sinemanın başka bir güzel abisi; Ediz Hun...
Bir kaç saniye yutkunduktan sonra cevap veriyor o güzel adam: "Anladım! Şimdi gidip onu alacağım ve oraya getireceğim..."
O...
Kim o?..
Ve Afet-i Devran için neden bu kadar önemli?..
O da başka bir yıldız...
Başka bir yakışıklı...
"Vesikalı Yarim"in manav Halil'i...
"Ağaçlar Ayakta Ölür"ün Orhan'ı...
Ve Neriman Köksal'ın "Kimse Fatma Gibi Öpemez" filminde birlikte rol aldığı İzzet'i (Günay).
Yani bu filmdeki Jale'nin, Fatma'ya (Girik) kaptırdığı aşkı avukat Kemal'i...
İşte bu filmle başladı Neriman'ın İzzet'e platonik aşkı!..
Ve o aşk ölene kadar da sürdü...
İzzet, İpek hanımla evlendi...
Neriman uzaktan seyretti...
Hep içine attı...
Ama herkes biliyordu bu umutsuz aşkı...
Şimdi son isteği, o adamı bir kez daha görebilmek...
Ancak bu o kadar kolay değildi...
Ediz, İzzet'i almaya gittiğinde İpek hanım da evdeydi...
"Hayır" dedi yakışıklı jön arkadaşının kulağına usulca, "Eşime ayıp olur, gelemem..."
Ediz ısrar ediyordu...
Ama İzzet son sözünü söylemişti...
Başı önde ayrıldı evden...
Yapacak bir şeyi kalmamıştı Ediz'in...
Üzüntüden, kendisinden haber bekleyen Çolpan'a da haber veremedi...
Nasıl diyecekti ki "Gelmiyor" diye!..
Bir kaç saat dolaştı caddelerde, sokaklarda...
Ama gitmeliydi...
Söylemeliydi...
Zor da olsa söylemeliydi Neriman'a büyük aşkının "vedaya" gelmeyeceğini...
Akşama doğru hastaneye gitti...
Ölmek üzeri olan arkadaşının bulunduğu katın merdivenlerini çıkarken zorlanıyordu...
Bitkin...
Umutsuz...
Ve çok üzgündü...
Ancak...
Odanın bulunduğu koridora gelince büyük bir şaşkınlık yaşadı!..
Neriman'ın odasının kapısının önünde iki kadın duruyordu...
Biri sevgili dostu Çolpan İlhan...
Diğeri de, İzzet'in karısı İpek Günay...
İkisinin de yüzünde buruk bir tebessüm vardı...
Çolpan, Ediz'in soru sormasına fırsat bırakmadan;
"İzzet içerde..." dedi, gülümseyerek...
Ardından İpek hanımı işaret etti...
Ve sözlerini sürdürdü:
"Sen evden ayrıldıktan sonra İpek, İzzet'e ne olduğunu sormuş.
İzzet başta söylemek istememiş. Ama ısrar edince anlatmış..."
"Evet" dedi, araya giren İpek Günay...
Ve devam etti:
"Duyunca çok üzüldüm. Ve İzzet'e, gitmesi için rica ettim.
Baktım hâlâ tereddüt içinde, sen gitmezsen ben gidiyorum dedim!
Onu da anlıyorum, beni kırmak istemiyor.
Ama bu tek taraflı bir aşk.
Ve saygı göstermek zorundayız.
Sana çabaların için teşekkür ederim Ediz. Gerçek bir dostsun..."
İzzet uzun süre baş başa kaldığı "karşılık vermediği" aşkının odasından çıktığında çok üzgündü; hatta darmadağın...
Ediz'i selamladıktan sonra Çolpan'a dönerek "Seni istiyor" dedi ve İpek hanımla hastaneden ayrıldı...
Bu olaydan üç gün sonra (22 Ekim 1999) Afet-i Devran Neriman, Surp Agop'taki odasında gözlerini hayata yumdu...
Mutlu bir şekilde...

Dedim ki:
Garip.. gurbet.. garabet.. aşk..
KEŞKE
Acib.. ucube.. acaba.. ışķ..
KUŞKU
Tuhaf.. tuhaf.. tuhaf.. meşk..
KÜSKÜ

Bu aşk.. ışk.. meşk.. keşke.. kuşku.. küskü doğuran ilgi ve duygu ve bilgi DALGALANMALARİ sadece bir denizin yüzünden ibaret mi ?

AKLIN rasat merkez ve çevresini adım adım saptadığım halde KALB okyanusunun sahiline bile varamadım…


osmanziya 02.11.2024 izmir üçyol 22:07
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk