Sadece dini ilim okuyanlar kesinlikle muhafazakar ve hatta mutaassıbdır. Yani dogmatik bir yobaz ve skolastik bir hokkabaz. Ezberlegi düşuncelere aykiri konuştugunda bunlari inançlar haline getirdiginden öfkedeb hop oturur hop kalkar bir reaksiyoner oldugunu da kendine ve başkasina gosterir. Bu da geleneksellik için gayet dogal ve tek yönlüluk için çok normaldir. Bende.. sizde öyle doğmatik bir gelenekçi ve skolastik bir mustakimci olsaydik.. bu degişim ve yeniliklerden hiç hoşlanmazdik.




Din arkeolojik bir nesne mi dir ? Göbeklitepenin neolitik bir tapinak olarak 12 bin yıl önce tarim devrinden önce orada oldugunu öğrendiğimizde.. bu soruya evet dememiz gerektiği ortaya çikar...
Bilişim ve konuşma devrimin 60 ve 70 nin yil önce gercekleştigi nazara alindiginda yani SESLI dil ve din birlikteligin meydana gelmesinden sonra.. 6 bin yıl once YAZILI dil ve birlikteligi ortaya çikincaya kadar.. boyle dışa vurum örneklerinin bulunması gerekirdi.. sanirim bu ara formlardan birisi de 12 bin yıl onceki gobekli tepedir.
Zaten Lazim Mirşan 17 bin yil öncesine
de tamga (+) turk kulturunu ve Sautoula da ispanya altamira magrasinda 19 bin yıllik muteşem boğa resimleri çikmişti






Sadece fen ilimleri okusaydik.. gokten su indikten sonra yerden bitkiler çıktıginı ilişkin nedensellik ve iki kere ikinin dört etmesine iliskin ozdeşlik bilgisiyle kurulan 6 tur bilim.. fizik.. kimya.. bioloj (FKB) ile psikoloji.. sosyoloji..linguistik.. (PSL) bize varliklarin ve olaylarin yapilarini ve işlerin NASIL'ıni açilasaydi biz evrenin NEDENINI ve insanin NİÇININI aramazdık.. sonuçta evrende önce TANRI'ya ve dunyadan sonra AHIRET'e inancimiz ve ihtiyacimiz kalir mi idi ?
Yuksek bir olasilikla kalmazdi.. çunku bu saydigim alti bilim.. inançla degil kuşku ve şüphe ile yapilir ki felsefe bu yaklaşima septik (skeptik) der. Deskartes"den beri METODIK ŞUHBE adi verin bu zihni yaklaşim ile adlarini saydigim mantik ve matematik temelli bu FUNUN-U MEDENIYE'nin verdigi bilim ve aydiklik ve teknikten güç alan üçlunun yani askeri ve politik ve ekonomik dunyayi elinde tutanlar.. septik ve metodik şüpheyi SUREKLI hale getirerek ve metodik olarak bilimlere has olmaktan çikararak AGNOSTIZM'in yolunu açtilar.
Şimdi inanci hic bir şekilde kabul etmeyen bu KESINCILER ile bilgiyi hiç bir şekilde kabul etmeyen DINCILER arasinda fark bulunur mu ?
dinci ve inanci KESIN ise
bilimci ve yöntemi KESIN ise
her ikisi de ESIN'den yoksun bir SIN'dir.
İşte bizim sorumuz.. sıkıntimiz.. konumuz BILGININ iki ucuna savrulan.. ilmin sağina be soluna yerleşen.. teşbih ve şubhe uçlarinı.. sola kör sag duyu.. sağa sağir sol görü.. yari aydinlarinin abartilarinda dogan eksiklikleri.. yarimliklarinin ve yanliliklarinin farkinda olmayişlari.. butunu goremeyişleridir.
Bu yuzden bunlarin TEŞBIH ile Tanri'ya inanmalarinin ya da ŞÜBHE ile inanmama
larıninin hiç bir önemi ve degeri bulunmaz.
Bu yüzden mutlak cehaletle Tanri tanirlik veya tanimazlik yapilmasinin kulture ve uygarliga ve insanliga ve islamliga bir katkisi olmaz.. karsi tarafi inkar ile yapilan dincilikten ve bilimcilikten kimseye bir yarari olmaz.
Çunku bunlarin bir hamdi ve şukru ve teşekkuru bulunmaz. oysa insan yaratildiginda SIN esin aldi HAMD etti.. Âdem yaratildiğinda ilk sözü ELHAMDÜLİLLAH oldu.. ancak imtihan gereği sin esinsiz KESINLIGI ile saği ve solu KATILAŞDI.. kalb durdu.. beyin dondu.. bilgi ve inanç ile yöntem ve sevgi ILIŞKILERI saglam ve saglikli kurulamadi..bozuldu..kizb diger dordu ile birleşti YALAN dunyayi gercek gosterdi.. çogumuzda buna aldaniyoruz.

osmanziya 27.07.2026 10:10

NOT
Her şeyi bildigini sanan.. hatta sayan.. hiç bir şeyi bilmez.. buna mutlak cehalet diyorum. Bu bizim benlik mayamizda bulunur. Ustelik buna dayanarak başkalarinin hayatina da karışır.. zulmederiz. Bu da bizim bencillik damarimizda yer alir.