Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: KONGRE | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3411 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: KONGRE Gönderim Zamanı: 03-Kasım-2020 Saat 14:59 |
Konkre (concrete) ingilizce bir sözcük ve müşahhas demek.. bunu yabancı dille tanıştığımız orta öğrenim döneminden beri biliyoruz.. bunun karşı mücerret (abstract) kadar olmasa Fransızca BETON sözcüğünün en güzel örneği konkreyi nedense çoğumuz bilir.. fakat mücerret / soyut / abstract konusu böyle değil.
Bunun için MâNâ adına ne biliyorsak bunu madde'ye benzeterek anlayabiliyoruz. Gaybi konuları ve numeni.. ancak fenomenler ve fani nesneler ve kimselerle anlayabiliyoruz. Hatta manayı inkar edenler dahi maddeyi "mânâ" laştırarak kabul ederler.. bu durumu YBA sunumunun başında " BİLGİ dünyası İKİLİK’lerden kaçınamıyor .. İNANÇ dünyası da TEKLİK’lerden kurtulamıyor. Çünkü Bilgi ÇİFTLİK ile.. inanç BİRLİK ile yaşayabiliyor..." tümceleriyle ifade ettik. Burada bu derinliğe götürecek somut ve müşahhas örnekler vererek yaklaştık ve tarihi bir not düşmek istedik. KONGRE’ler konkre başarıları gösterirler. Konkre SOMUT ve MÜŞAHHAS demektir. 16-19 Aralık 1998 yılındaki 4. Ulusal Yayın Kongresine Saygıdeger Kultur Bakanım Fikri SAGLAR'in sipsrişi ile.. ULUSAL KALKINMANIN KOŞULLARI :Bilgi toplumu ve hukuk devleti başlığı olan BİLDİRİ ile katılmıştım.. bu bildiriyi de webimde paylaşmıştım. Bilgi toplumu ve hukuk devleti diye ararsanız bulursunuz. Nette saptadığım kadarıyla ilk defa bu bildiride BİLGİ TOPLUMU ve HUKUK DEVLETİ kavramlarını bir araya getirilmiş. Ayrı ayrı bilgi toplumu veya hukuk devleti kavramları zikr ediliyordu ve fakat ikisin birlikte düşünmek yeni ve özgün bir fikirdi. Bu defa 2-5 Eylül 2020 tarihli 2.Ulusal Filoloji Kongresine eşimin siparişi üzerine katıldım ve bu çalışma https://webyonetim.bandirma.edu.tr/Content/Web/Yuklemeler/DosyaYoneticisi/437/files/2nd%20BICOASP%20Proceedings%20Book.pdf Kongre tam metin kitabının 188 nci sayfasında Yöntem bilimsel Analiz Mustafa BUĞUÇAM başlığı ile yer aldı. Ancak bu başarılır geçmiş başarılardır.. MEZARDAKİ ÖLÜLERİ SAYMAK gibi olmuş ve bitmiş ve bu neden de kader hanesinden yazılan ni'metleri değil de gelecekte yapılacak başarıları nazara almak gerekiyor. Bir insanın geçmiş başarılarını ve atalarının başarılarını sıralaması.. Tekasür suresinde belirtilen mezarları saymak gibi olur.. ancak onların adlarını saymadan söyledikleri öğütleri söylemek ve örnekleri sıralamak.. böyle sayılmaz. Bu nedenle bu gün öğrendiğim bir bilgiyi sizlerle paylaşacağım. BU GÜN öğleden sonra İzmir Üçyol da KÖSTENCE köprüsü ayaklarının birinde Yağhaneler Merkez Sabit Bey Camii yayında ŞEMSİ BABA TEKKESİ varmış.. bu gün fark ettim. Tekkenin tarihi hakkındaki bilgileri de kitabeler halinde yazmış ve bunları bilgi ve öğüt olarak paylaşmak istiyorum. BU KABRİSTANIN TARİHÇESİ Hacı Bektaş-ı Veli’nin muridlerinden Şemsi Baba Rumi 1270 miladi 1855 li yıllarda bağlık ve zeytin bahçeliği olan bu yerde, önceden var olup sonra yıkılan Karadutlu Tekkesini yeniden yapmak suretiyle insanlara irşad hizmetlerini anlatmaya ve davet etmeye burada devam etmişlerdir. Yıllarca sürüp giden bu zikir ve hizmet kervanını katılanların sayısı çoğaldı. Hepsi de tekke müfredatına kayıtsız şartsız teslim olmuşlardır. Ömrü vefa edemeyip darı bekaya irtihal edenler, ölenler derviş ve ermiş tabir edilenler, yine bu tekkenin etrafına defn edilmişlerdir. Tekke sorumlusu ve piri olan Alaaddin Şemsî (Şemsî Baba) rumi 1301 miladi 1885 tarihinde vefat edince buraya gömülmüştür. (Baştaki Yüksek Kabir) Bundan sonra burası Şemsi Baba Tekkesi adını almış ve bir süre yaklaşık 25 yıl rumu 1322 miladi 1906 yılına kadar Şemsi Baba Tekkesi olarak devam etmiştir. Butun hanedanı, hanımı, çocukları ve yakınları buraya defn edilmiştir. Neticede yıllarca atıl ve iş göremez halde kapalı durduktan sonra (yaklaşık 83 yıl) 1989 yılında bir hayırsever müteahhit Sabit YILMAZ Bey tarafından tekkenin olduğu yerde , burada yatanların ruhunu şaad etmek hemde hızlı nüfüsu çoğalmakta olan mahallenin camii ihtiyacını karşılamak için tekkenin bulunduğu yeri daha geniş tutarak bu camiiyi yaptırmış ve insanların hizmetine sunmuştur. Allahımız (C.C) cümlesinin hizmeti ve emeği geçenlerden razi ve memnun olsun. Amin. BU KABRİSTANDA YATANLARIN GÜZEL SÖZLERİNDEN Nefsinizle inat edin.. Sofranıza davet edin.. Zararlıysa men edin.. Seviyorsanız ifade edin.. Kalpleri feth edin.. Misafire ikram edin.. Muhtaca yardım edin.. Bilsenizde istişare edin.. Tehlikeye dikkat edin.. Hakkı teslim edin.. Unutacaksanız kayd edin.. Esirgemeyin lutf edin.. Gariplere merhamet edin.. Kazanmaya gayret edin.. Çalışanı takdir edin.. Başarıyı tebrik edin.. Mazereti kabul edin.. Her an tevekkül edin.. Hastaları ziyaret edin.. Çocuğunuzu terbiye edin.. Herkese tebessüm edin.. Güvensenizde kontrol edin.. İnanmayana ispat edin.. Fakirleri gözetin.. Hayır için safr edin.. Ümmete de dua edin.. (Derleyen Camimin İmam Hatibi Davut KAYALIK 15.07.1998) DUVARDA MONTE EDİLMİŞ MERMER TAŞIN ÜZERİNDE KABARTMA EL SANATI İLE YAZILMIŞ OSMANLICA İFADELERİN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE KURUL TARAFINDAN AKTARILIŞI AŞAĞIDAKİ GİBİDİR “HACI BEKTAŞ-I VELÎ ABDAL MUSA, PİR SULTAN” Aslında bu tekkede yetiştiler, burada çile çektiler. Müridler, şahlar şahı olan Rasulullah’ın Ehli Beytine inanarak, kabullenerek gelip, erenlere teslim olsunlar. Bu aşk meydanında hizmete devam ederek, yoluna erkanına uyarak, hizmetkarlık makamını ersinler. Zuhurata gelen tarihin şevkine zamanla yıkılan bu tekke ŞEMSİ BABA (Baştaki yüksek kabir) Yeniden 1855 yılında inşa edilmiştir. Ruhları için EL-FATİHA https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-bektas-i-veli (Hacı Bektaşi velinin ölümü 669/1271) Yukarıdaki bilgileri bu linkini verdiğim kaynakla mukayese ediniz. Söylenenlerin hiç birine ve gördüklerininiz yarısına inanmayınız.. Yukarıdaki sözlerde denildiği gibi “güvenseniz de kontrol ediniz.” Baki sözleri fani kimseleri birbirinden ayırınız. Başka bir kitabede şunu yazıyor. BU KABRİSTANDA MEFDUN BULUNAN (YATAN) ZATLARIN SÖZLERİNDEN BAZILARI “Zamanında düşünüp çalışmazsanız, ömrünüz boyunca üzülmek zorunda kalırsınız.” “Gerçekten yorulmayı göze almayanlar, ihtiyarlıklarında sürünmeye razı olmuş demektir.” “Hayattan, zamansız ve emeksiz bir şey ummayınız, vermez.” “Sabırlı ve dayanıklı olmayan, başarılı olamaz.” “Yıkarak değil, yaparak ve yücelterek yükseliniz.” “Okumaya darılmak, ışığa küsmek gibidir.” “Gayret, bütün servetlerin sermayesidir.” KİTABE YAZILARI BİTTİ Sonuçta “din” ve ondan önce “dil” insanlar tarafından bir NESNE gibi sahiplenildikçe.. Bu insanlığın ortak değerleri gibi emek ve özürlükte ekonomik ve politik çıkarların paravanası yapıldıkça.. sol da çıkar.. sağ da çıkar.. din de çıkar..dil de çıkar.. dünya da çıkar.. ahirette çıkar.. tüm kutsal ve kutsal olmayan değerler ÇIKAR KONUSU.. yapılabiliyor. Sünni ve Şii geleneklerin ardında dünya ve ahiret dengesi konusunda akıl ve kalbin uyumu konusunda kurulmaya çalışan ve sonunda kurulan bir yapının dünya ya da ahiret konusunda ağırlık kazanması.. akıl ya da kalb konusunda galibiyet kurmasıdır. Sol ve şii kanatta akıl ve dünya ağırlık kazanmıştır. Sağ ve sünni kanatta kalb ve ahiret ağırlık kazanmıştır. Ancak hafifledikleri kanatta noksan ve kasır olmuşlardır. Çünkü dengeyi ve uyumu tamemiyle ve kemaliyle sağlamak kolay değildir. Bedenimiz sinirleri titrer ve dalgalanırlar.. ancak sonunda orta yolu bulurlar. Ancak felç vuku bulduğunda titreşim ortaya çıkar. Her iki durumda normal ve doğaldır. Benzer bir yaklaşım kültürlerde oluşur. Kültürün bileşeni olan dil ve din dalgalanır. Bundan da ideolojik yapılanmalar ortaya çıkar. İktidar ve muhalefet çatışması ortaya çıkar. SermayE ve say’ ilişkileri meydana gelir. Kadın ve erkek ayrılığı oluşur. Bir çok çeşitliliği basit ve yalın bir ilkeye bağlamak Zihnimizdeki ussallaştırma, aksiyomatikleştirme, matematikleştirme ve sonunda birleştirme ve hepleştirme isteğimizden kaynaklanır. Ancak kendimizdeki ikilikten ve bunun karşımızdaki yansımasından rahatsız oluruz. Karşımızdakini de kendimizi benzeterek birliği sağlamak isteriz. Bu birliğin gerekçesi aile olur. Bu birliğin gerekçesi şirket olur Bu birliğin gerekçesi parti olur. Bu birliğin gerekçesi millet olur. Bu birliğin gerekçesi devlet olur. Bu bizim dili ve dini iyice hazm etmemiş olmamızdan kaynaklanır. Bu ÖZÜMLEYEMEMEK da normal ve doğal.. Mükemmellik, güzellik, iyilik, yetkinlik, yararlılık hazır değil. Her birimizin çalışması, gayreti ve inşaası ile BİİZNİLLAH gerçekleşecektir ki Biz bunu ibadet ve inayet adını veriyoruz. Çünkü halk ve emir O'nundur. Osmanziya 03.11.2020 İzmir Üçyol Düzenleyen osmanziya - 04-Kasım-2020 Saat 07:56 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |