Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Din | |
YöntemBilim Forumu | Diğer | Din |
Konu: demokrasi ve islamiyet şeriat ve laiklik | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3397 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: demokrasi ve islamiyet şeriat ve laiklik Gönderim Zamanı: 24-Ekim-2021 Saat 06:21 |
20211024_081301_DEMOKRASI.rar Bu demokrasi dizini içinde 16 tablo var.. dileyen bu tabloları yalından karmaşığa versiyon sırasıyla doğru inceler.. imgeler.. irdeler ve sonunda hem demokrasi hem yöntem bilimsel analiz (YBA) hakkında bilgi alır.. isteyen aşağıdaki günlük dilin düz yazısını okur YBA hakkında bir reklamı ve propagandayı dinlemiş olur.. karar sizin. demokrasi ve islamiyet şeriat ve laiklik birbirine yakın ve bu nedenle yekdiğeriyle karışan dört kelime.. soyut kelimeler gibi sosyal içerikli sözcükler yanlış anlama konusu olabiliyor. Somut ve soyut arasında bu koyut ve boyut da bir başka karmaşa teşkil eder.. hasılı anlamak ve anlatmak neden zor oluyor.. anlaşılmıştır sanırım. siyaset ve ticaret cemiyette ortaya çıkar.. ekonomi ve politika için sosyal bir ortam gerekir.. amma hepsinin temelinde bir ma'şer ve aşire var.. yani en az on kişilik bir kabile ve kavim MAYASI gerekiyor.. sonuçta SOSYOLOJİ.. ta tabanındaki kültür temelindeki tarihden etkilenen yapısını göz ardı etmeden.. yani kültürün olmazsa olmaz bileşini dil ve din... siyaset ve ticaret cemiyette ortaya çıkar.. ekonomi ve politika için sosyal bir ortam gerekir.. amma hepsinin temelinde bir ma'şer ve aşire var.. yani en az on kişilik bir kabile ve kavim MAYASI gerekiyor.. sonuçta SOSYOLOJİ.. ta tabanındaki kültür temelindeki tarihden etkilenen yapısını göz ardı etmeden.. yani kültürün olmazsa olmaz bileşini dil ve din.. 66 bin yıllık sesli ve yazılı evriminden sonra bu gün geldi noktada.. kemale ermiş bir kültür vermiş.. insaniyeti inşa etmek için gerekli enstrümanları ve argümanları hazırlamış.. bundan sona bize düşen daha sağlam ve sağlıkla teknik, yöntem ve araçlarla dünyayı belirlemede.. dili geliştirme ve dini tanımlamada daha başarılı olmaya çalışmak olmalıdır. Hadis Usulu bilmem.. Hukukçuyum.. hukuk usulü bilirim.. ancak aydın olarak şunu bilirim.. bu arkadaşlar.. dinle.. hadisle.. fazla uğraşıyorlar.. oysa dil BİLİM'e intikal ettiği.. din HUKUK'a dönüştü.. şimdi hikmet ve ahlak ile dinin ve dilin kökeni araştırılıyor. Bu araştırmalarda bilimsellik, nesnellik ve yansızlık istiyor. Bu dine düşman bilimcilerin.. bilime düşman dincilerin.. lafla.. retorikle.. diyalektikle.. gevzelikle yapabilecekleri bir iş değil. Bu gibi tartışmalarda genellikle Anakronizm yapılır.. yani bu zamanın değerleri geçmiş.. geçmişin değerleriyle bu günün irdelenmesi ve imgelenmesi ve incelenmesi yapılır.. üstelik demokrasi bilimeyen islamiyeti.. islamiyeti bilmeyin demokrasiyi.. şeriatı bilmeyen laikliği.. laikliği bilmeyen şeriatı.. eleştirirse ortaya ne çıkar ? Karşılaştırılması mümkün olmayan demokrasi ve islamiyet ile laiklik ve şeriat.. Ancak sorun bu bilimsel gerekirlik değil.. üretim ve tüketim ile eğitim ve yönetim konularında bilimsel olmayan felsefi edebiyat ve dini vaaz yapılması... Hakikat satanlarla ve hakikat araştıranlar arasında farkı.. hakikatı tanımlamakta ortaya çıkar. Hakikatı hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatına erişmekte zordur.. ancak bu arada hakk ve hürriyetlerin zedelenmemesi gerekir. Fizik gerçeklerin yanlışlarının.. tarihsel gerçeklerin ve olguların yarımlarının.. sosyal olayların ve gerçeklerin yanlılıklarının.. dini doğruların yalanlarının ortaya çıkarılması olan bilim ve düşünce tarihi geçmişten bize yeteri kadar ders çıkarıyor. Bu derslerden haberi olmayanlarda angaje oldukları ideolojilerin borazanlığını yapıyor. Ancak bunlardan haberi olmayanlar için bu gibi borazanların bilgi karartmasının önüne geçilmesi için MÜSLÜMANLARIN denetleme, süzme ve ayıklama yapması da gayet normal ve doğal. Osmanziya 23.10.2021 Alakanıza teşekkür ederim.. eleştiride haklı görünüyorsunuz.. ancak Hürriyet tamamen serbestlik değil.. yani özgürlük başıboşluk anlamında alınmıyorsa.. kontrol ve denetleme her yapılanmada yer alır.. biolojik olarak bir yerde özümleme bulunuyorsa orada kirlenme ve temizlenme süreçleri de bulunur.. beden gibi her doku.. her organ.. her hücre kendi pislenmesine karşı paklama yol ve yöntemleri kullanır. Fikir ve vicdan hürriyeti ile ifade ve teşebbüs serbestliği kuramsal ve uygulamalı olarak önemli bir konudur. Bu gün dünyada totaliter ve otoriter müslümanlık, masonluk ve marksistlikten daha köklü bir baskı ve sosyal medyatik kontrol ve internetik denetleme siber uzaydan reel hayata inmeye başlıyor.. Başkan Trump'un hesabının kapatan güç senin ve benim hesabı daha kolay kapatır.. sonuçta geriye sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruk taşıyan SÖZLER'e DUYARLIK gösteren bir yaklaşımın ana akım oluncaya kadar yapılacak bir şey de kalmıyor. Zaten başta demiştim HADİS eleştirisi yapacak kadar ne hadis ne de hadis usulü bilirim. Bu vesile ile şunu da belirteyim Kur'an en büyük hadistir. Her hadise gibi KUR'AN olayının bir olgu olarak TENZİL ve İNDİRİLME gerçeği bilim ve hukuk platformunda ele alınmadıkça konunun hikmet ve san'at ve ahlak alanında alınması sosyal yaşama ve dünyaya fazla bir şey katmayacaktır. Belki burada sözü edilen TARİHSELCİLİK tezinin müslümanlar arasında KUTSALLIK konusunu zedelemeden ele alınmasının geleceğe bir yardım ve katkısı da olabilir. Alakanız ve uzun eleştiriniz için teşekkür ederim. Din adı verilen bütün bu gün itikad.. ibadet.. ahkam.. ahlak olmak üzere dört ana bileşenden ibaret görülür.. ilahi ve semavi ve kitabi ve nebevi özelliklerini de nazara alırsak ve en son kitab ve en son nebiye nazara alırsak Hazreti Muhammed ASM a inen Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan'ın inzal ve irsal gerçeğinin ortaya koyduğu İSLAM KÜLTÜR'ünü göz önünde bulunduracağız. Bununla beraber tevrat ve incil geçmişini de göz ardı edemeyeceğiz. 3000 yıldır Musevi 2000 yıldır İsevi ve 1400 yıldır Muhammedi DİNDARLARIN tarihini irdelediğimizde (son 300 yıldır bu üçünün dünyevi sorunları çözemedikleri) gibi kendi insan haklarını ve hürriyetlerini dahi koruyamaz hale geldiklerini gözlemliyoruz. Özellikle son yüz yıldır bilimden, kuvvetten ve dünyadan yoksunluklarının yol açtığı zafı ve problemi kafirlere ve hristiyanlara ve yahudilere yüklemekten başka bir çözüm getirmedikleri de ortadadır. Benim ya da sizin şu veya bu inanca sahip olmamızın da İSLAM DÜNYASININ HALİNE yani müslümanların kültürünün ulusal, yerel ve küresel durumuna doğrudan bir etkisi de bulunmuyor. Ancak dolaylı olarak bu gün yapabileceğimiz bir fikir alışverişinde ortaya çıkacak görüşün geleceğe bir katkısı olabilecektir. Bunun toplumsal değişim ve ulusal gelişim sorunumuzun çözümüne dair bir yanıtınız var ise bu yazının tartışma konusuna girmiş olursunuz. Ya da islam.. demokrasi.. şeriat.. laiklik kavramları konusunda bir görüşünüz bulunuyorsa bunu da konuşabiliriz. Aksi takdirde yeni kur'ancı-hadisci tartışması gibi geçmişteki sünni-şii.. emevici-abbasici.. yezitçi-hüseyinci.. muaviyeci-alici şeklinideki ayırımcılığın ve bölücülüğün bu güne kadar bir yararının olduğunun ve bundan sonra da olacağını sanmıyorum. Fıkıh.. Imami Azamın Kelam kitabı.. zamanla hukuk anlaminda kullanilmiş.. HUKUK yeni bir alan.. Funun ise daha yeni bir alan.. şimdi ona BILIM adı veriliyor. Bugun dil BILIME ve din ise HUKUKA intikal etti.. lakin diyanet papazlari.. ilahiyat hahamlari.. ve din ticaretinin içindeki maaşlı ya da maaşsiz hocalar bunu itiraf ve ilam ve ilan etmeye.. dinin neden ibadet ve ahirete hasredildigini.. dindarlarin 1000 yıllik durmuş ve 300 yıllik donmuş dini ahkami niçin ekonomi ve politikaya sokamadiklarini.. açiklayamiyorlar. Dinin ahlak ve hukuk ve kuvvet ile ilişkisin ortaya koyamiyorlar. GAZZE nin niçin yillardir açik cezaevi oldugunu goremiyorlar. Din dil ve emek ve özgurluk ve bariş gibi ORTAK insani degerdir..bu beş ortak INSANI degerin partilerin ve Y ve M ve K ideolojilerin paravanasi ve paratoneri yapilmasina bir son verilmesi için eski ve yeni dinlerin artik teşhis ve teşhir edilip din ve felsefe arasinda MÜŞTEREK dilin aranıp bulunmasina (aranali hatta bulunali 2300 sene oldu) dair YBA çağrisina kulak verilmesi gerekiyor.. ancak bunu duyacak ulak çıkmadı.. buna rağmen seslenmeyi surdurecegim.. ölum sesimi kesene kadar susmayacagım.. seks ticareti ile atbaşi giden din ticareti bitene kadar... Halka yapılan retorik ve aydına edilen diyalektikle her şeyin tersini savunmak mümkündür.. Sonuçta SOKRAT bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir demedi mi.. HERAKLESE değişmeyen tek şey değişmedir söylemedi mi.. PROTOGRAS her şeyin ölcüsü insandır diyip işi bitirmedi mi KANT.. kör görüler ve boş kavramlardan söz etmiyor mu.. Kaliforniada BERKELEY labartuvarlarında maddenin en ince sırlarına vakıf olunmadı mı ? Ancak temelimiz olan bu hayal ve vehim üzerine 60 bin senelik sesli ve 6 bin senelik yazılı dil ve din birlikteliği olan KÜLTÜRLER ile öyle bir kafa çorabı ve dil sepeti koymuşuz ki bu fikir ve zikir mahsulatı, bu mana ve lafz mamulatı, bu sentaks ve semantik ile takılar kurmuşuz ligler düzenliyoruz.. en büyük üç takım: Müslümanlar.. masonlar.. marksistler.. birbirine muhalif ve itiraz ile kurulan bu yeşil ve mavi ve kızıl İDEOLOJİK renklerin (dinler ve felsefeler ile bir alıp veremediğim yok.. dinleri ideoloji ve felsefeleri din haline getirenler dışında) tüm fitne ve belaların müsebbi oluğunu anlamamak için bunlardan birine ANGAJE olmak yetiyor. Ayrıca bu HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR yazan takımlarla da bir alıp veremediğim de bulunmuyor.. GDDY (Günlük dilin düz yazısı) ile tepe tepe felsefi edebiyat ve dini vaaz yaparak günlerini geçirebilirler.. ancak İNSAN olmanın tehlikeye girdiği.. Yaşam 3.0 ya da İnsanlık 2.0 derdine düşüldüğü çağımızda METAFİZİK yapmaya kalkışmak ya da FELSEFE diye suçlamak müslümanlara yakışmıyor. Belirlenen gündemlenen ve hazırlanan güncellere kapılmadan KUR'AN MEDYASINA girmek ise ancak düşünmeye CÜR'ET etmek sonra arayışa CESARET etmek gerekmektedir.. diye düşünüyorum. Sorunlar çeşitlidir.. ve fakat bazı sorunlar süreklidir ya da çözülemez.. çözülemeden durur.. ki bunlara da SORUNSAL (problematik) adı verilir. Bunlarda genel olarak dört kalemde ifade edilir: Yoksulluk.. hastalık.. yaşlılık ve ölüm. Bu dört problematikten en başta olan YOKSULLUK.. çeşitli nedenlere bağlanmaktadır; birisi ekmekleri yürürken ve kırıntılarını yere dökerek açıktan yemek.. birisi toplumda bireylerin hırslarıyla emekleri gasbetmek.. birisi toplumda bireylerin çalışmasının ve kalkınmasının teminatı olan özgürlüğü engellemek.. birisi ulusların çaba ve gayretlerinin küresel efendiler tarafından sömürülmesi.. bana göre de ulusal, yerel ve küresel düzeyde bilgi toplumu ve hukuk devleti ülküsüne ulaşılmamasıdır. Sonuçta toplumsal meşveret-i meşruayı DEMOKRASI.. islam ve meşveret arasındaki ilişkileri.. ve bireysel hürriyet-i şeriyye’yi LAİKLİK.. lâ-ikrahelik ile hürriyet arasındaki bağlantıları.. Araştırmak, görmek ve örmek gerekiyor. NOT Bir biriyle karıştırılan.. hatta birbirine KARŞIT ve AYKIRI görünün sözcüklerin ve adların anlamları ve anlatımları.. çoğu zaman kişilerin konuyu ve birbirini yanlış anlama ve anlatmasından kaynaklanır.. çoğunun temelinde anakronizm vardır.. zamanın değişmesi ve gelişmesiyle eskiden en birinci çözüm olanların şimdi en birinci sorun olması başat problemdir. Değişim yinele ve yenileme arasında bir olay.. gelenek ve değişim arasında bir seçim yapılacağı zaman kalıcı bulunan geçici olan arasında bir ayırım yapmak çoğu zaman kolay olmuyor. Toplumsal konularda üretim ve tüketim ile eğitim ve yönetim arasındaki ilişkeleri sağlam ve sağlıklı saptamak için bayağı bir çaba sarfetmek gerekiyor.. örneğin türetim ve tüketime ÜRETİM.. demek.. yada üretime YİYİM "gereksinim"i deyipte eğitim ve yönetime YÖNELİM "arayışı" demek gibi kolaylarlardan yararlanmak isteniyor. Ancak bunun da günlük dilin düz yazısı ile yapılan felsefi edebiyat ve dini vaaz dışında bir yol aramak lazım. Felsefe ve dil arasında ortak bir dil adayı olarak sunduğum.. hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı barındırdığını anlatmaya çalıştığım YBA hakkında yeteri ve gereği kadar bir sinerji sağlayamadık.. buna rağmen umutsuz değilim.. insanların HAZIR açık ve seçik SEHİL anlatım ve anlam istemesi.. düşünme ve araştırmayı daha önemlisi ÖĞRENMEYİ bırakıp konuları yüzeyden bilgilenmeye ve paylaşmaya alışması.. birbirineselyenen süreçler olarak görünüyor.. insanlar daha çok ve daha ucuz.. daha kolay ve daha çabuk.. istemesi.. kendilerinde cennetten ve cehennemden gelen kablolarının farkında olmadan dünyayı cennet yapmak uğruna onu cehenneme çevirmesinin önüne geçilmesinin çaresi olarak görülüyor.. Bu yüzden günlük yaşantının tekerinin.. bizim sekerimizin ve mekerimizin bir neticesi olduğunu farketmek bir aşama.. bundan kurtulmak ayrı bir aşama.. bu aşama aşama.. evre evre.. ilerleyen evrimi ve evreni fark etmek ayrı bir aşama.. bu aşama aşama yapılacak atılımları birlikte ve beraber yaparak yaşama geçirmek ayrı bir aşama.. ancak üzülerek belirteyim ki herkes gibi bende bundan acı çekiyorum.. fakat çaresiz olmak yanlış ve umutsuz olmak haram.. bunun için sizden bana YARDIM etmenizi istiyorum.. anladıklarını eleştirin.. anlamadıklarını sorun.. yararlanıyorsanız teşekkür edin.. başarılı bulmaşsanız tebrik edin.. okuduğunuzu belli etmek için beğenin.. ancak böyle bir durumda bu face de geçirdiğimiz zaman boşa gitmez ve emeklerimiz saçma gitmez.. aksi halde kendimizden umutlanmazı ve başkasından utanmamız.. sağlam ve sağlıklı olmayacaktır.. en azında kendimizde sağlam ve sağlıklı bilgi ve değer taşıyan sözlere duyarlı olma eğilimini yükseltmeliyiz.. ve kısaca işe kendimizden başlamalıyız. Ben de öyle yapmaya çalışıyorum. Dinnur YAŞAR Paylaşımı Akıllılık ile ükelalık arasında Akıl ile âkil arasında.. Kal sahibi olmakla kıl bir adam olmak arasında.. Lisanı kal ile lisanı hal arasında.. Makul ile muhal arasında.. O kadar çok fark var ki ara ara bitmez. Kendini akıllı başkasını ukela sanan acaba akıllı bir adamı ukelalıkla suçladığının farkında olabilir mi ? Fakat en önemli fark ilim ve irfan arasındadır.. kırk yıldır arıyorum.. kemaliyle ve tamamiyle bulamadım.. belki bilmek ve öğrenmek arasında yalın bir farktır ya da kendini bilmekle nesneyi öğrenmek arasındaki farktır.. ilim ve irfan Arapça.. bilmek ve öğrenmek ise Türkçe.. buna benzer ayırımlar başka dillerde de bulunur. Ancak İNSANI tanımak ve KENDİNİ tanıtmak gibi köklü sorunlar karşısında kaldığımızın farkında olmadığımız köklü bir neden olarak görülebilir. Koca Yunus'umuz; ilim ilim bilmektir.. ilim kendin bilmektir.. sen kendinbilmezsen bu nice okumaktır.. üç tümcesini YÖNTEMBİLİM.. İNSANBİLİM.. İSLAMBİLİM.. haline getirdim lakin yine BİLME'nin künhüne ve öğrenmenin küllüne erişemedim.. belki erişmekte gerekmiyor.. rahmetli Abdurrahman AYTEKİN Bey'in dediği gibi KENDİNİ BİLMEK.. HADDİNİ BİLMEK ve DEĞİŞİMİ KAVRAMAK yetiyor. Fazla söze hacet yok.. öğrenmenin keyini ve düşünmenin zevkini aldıktan sonra.. anlamının lezzeti ve inanmanın süruru kendiliğinden gelecektir.. İnşaallah. Osmanziya Paylaşımı 20211024_081301_DEMOKRASI.rar Düzenleyen osmanziya - 24-Ekim-2021 Saat 08:15 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |