Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: yakinmak Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3375

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: yakinmak
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 08:41
Hazreti Ali demiş ki:


KENDİNİ İLGİLENDİRMEYEN ŞEYLERLE UĞRAŞIRSAN KENDİNİ İLGİLENDİREN KONULARDAN GERİ KALIRSIN..



Onemli bir konu.. insanlarin çogu kendiyle degil başkariyla ugrasır.. bu yönelim dısa ve içe donuklukten farkli bir durum.. sanki ilçe..il.. ulke.. bölge.. küre yönetim ya da denetim ya da genel kurul uyesiymis gibi etkili ve yetkili olmadigi konularda dunyayi idare etmeye kalkar. Oysa sadece ulkesinde dört yılda bir OY hakki bulunur.


Belki gereksiz ve abartili ilgilenme ve bilgilenme alişkinliktan ya da dışarisinin çekiminden veya kendi özel dunyasini genel dunyada ayiramamaktan ya da kendini gösterme ihtiyacinda kaynaklanıyor.


Sonucta işe yaramayan.. en onemli sermaysmiz ZAMANI harcsyan bir yaklaşimla başkalarini iyilik ve güzelliklsriyle ilgilenmek.. kendini kusurlarini unutmasina ve asil gorevlerini goz ardi etmesine neden olur.

İlgilenilen BAŞKASININ Güzelligi olursa hasedine yol açar.. konuşulan BAŞKASININ kotulugu ise giybetin kapisini açar.. başkasina karışmak ya da ogut veya tavsiye onun seçimine saygiyi kaldirir ve daha aklimiza gelmeyen pek çok olumsuzluklara ve sorunlara açar.
"Bahtıyar odur ki kendi kusurlarini gormekten başkalarinin kusurlarini görmeye vakit bulamaz." hadis olarak duymuştum.

Olumsuzluklara bakmak.. kendini üzmek.. sonra bunu anlatıp etrafı üzmek.. bu durumda şöyle derler Karanlığına söveceğini bir mum da sen yak.. ben bu İNSANIN KENDİSİYLE ilgilenmesi büyük bir başarıdır. Zaten face e abone olan bizim gibi adamlar laftan başka bir işte başarıları olmuyor. Başka işleri bulunmuyor ki face ile ilgileniyorlar.

Saygılarımla sağlıcakla kalınız.
Osmanziya 01.11.2024 Izmir 0:40

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 08:53
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3375

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 12:36



Etkin ve içten ve özgür ve dürüst bir insan olmak ne güzel AMAÇ.. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için sözün taşıdığı sağlam ve sağlıklı bilgi ve değerlere DUYARLI olmak.. iyi bir ARACI... Belli bir dünya görüşünü savunmak.. Tanrı tanırlık Tanrı tanımazlık çekişmesi yapmak.. dincilik ve bilimcilik tartışmasına katılmak ne insanın bilgisini genişletir ne de inancını değiştirir.. bir tarafa çekilir ve karşı tarafa böyle yaylım ateşi yapar. Başkalarının yazdığı yazının paylaşılmasını ne bize ne başkalarının yararı dokunur.. onu eleştirmedikçe...

saygılarımla. osmanziya yontembilim.com

01.11.2024
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3375

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 22:28
Ebced ve Cifir Saidi Nursi ve Fethullah Gülen'in kullandığı ARGÜMAN diyorsunuz Lakin ARGUMAN bir alan ya da dil değil.. kaziye ya da önerme olan ve tanımlanmış bulunan sava ya da tümceye ARGÜMAN deniliyor.   Bir arkadaş da sizi uyarmış.. Kabbala'nın kaynağı Tevrat değildir diye. Hesab.. hendese.. yani aritmetik.. geometri.. birilerini malı değildir çeşitli diller.. dinler.. kültürler.. medeniyetler tarafında UYGARLIK tarihi boyunca oluşturulmuştur. Keza sentaks (beyan).. semantık (maan).. yöntem (usul) biçem(uslüb) da şu yada bu dinin malı değildir. İNSANLIĞIN ortak malıdır.   Nasıl bu temel bilgilerden cebir.. istatistik ve bilgisayar dilleri çıkartılmışsa daha gelecekte çıkacak çok konular.. alanlar ve katmanlar bulunacaktır. Ancak müslümanlar ilk yüzyıldan sonra bin yıl uyudular. Uyananların da daha uyanmadığı anlaşılıyor ki eskilerin sözel ve sayısal karakterleri bağdaştırarak çıkardığı   ebced ve cifir (Sıfır ya de şifre) kadim bilgilerden siyasi rant çıkarmamaya çalışıyorlar. İnsanlar bunların esası olan kodlamayı ve modlamayı makinaya öğrettiği halde biz birbirimize yahudilği ve   hristiyanlar ve müslümanlığı anlatamıyoruz. Hala ilk kitap bende sen kafirsin.. son kitap bende sen kafirsin.. ilkelliğini sürdürüyoruz. osmanziya yontembilim.com


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3375

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 22:29
Tanrı'nın Tarihi kitabında Karen ARMSTRONG.. filozofların SOYUT Tanrı kavramına ve mistiklerin (teozofların) SOMUT Tanrı gözlemine sahip olduklarını söylüyor. Mücerret (soyut.. absrackt ) ve müşahhas (somut.. konkre ) sözcükleri.. genel ve özel ile tikel ve tümel gibi MANTIKSAL terimlerdir. Bu üç çift kavrama aşkın (mütel.. transandant) ve içkin (mündemiç.. immanient) kavramlarını da ekleyerek YBA ile elde ettiğimiz.. sözlerin taşıdığı bilgi ve değerlerin sağlam ve sağlıklı olmasına ilişkin kriterleri nazara alırsak ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor. Tanımlama bu sekiz terim ile oluyorsa bu tanımların hiç biri bize SALT (mutlak) a ilişkin bilgi vermez.. yani bu alana ilişkin..   beceri ve yetimiz bulunmuyor.. bulunmuyor. Ancak var ve yok sanma ve sayama yetimiz ötesinde hiç yok ve hep var demek YETKİMİZİ bulunuyor. Yani mutlak ve salt ve tanrısal "konu"sunda her ne kadar biz var sayma ve yok sanma ötesinde var-dır, yok-tur diye bir şey söyleyemezsek de görme, bilme, düşünme ve anlama hassasiyet ve hissiyat üstünde ve şuhudun ötesinde GAYBA ilişkin İNANMA selahiyetimizi kullanırız. "Göklere ve yerlere sığmadım fakat mü'min kulumun kalbine sığdım" "Ben kulumun zannı üzereyim.. kulum beni nasıl bilirse öyleyim." "Nefsini bilen rabbini bilir. Rabbini bilen nefsini bilir." gibi PANTEİST ve PANENTEİST yani kainat veya insanın "hâşâ" Tanrı sayılması gibi MECAZİ kelimeleri HAKİKİ saymazsak.. ki çoğu insan bu mecaz ve hakikinin ayırımını da yapamaz.. nasıl yapsın ki hakikatı hikaye ETMEK kolay olmadığı gibi hikayeyi hakikat YAPMAK da zordur. ÖZETLE bu konuda alimler arasında bile konuşmak bir sorun iken avamı nas yeri olan face mevzuyu getirmek baya bir problem doğurur. TANRI'nın ne yeri olur ne de yılı.. Karen ARMSTRONG Tanrı'nın TARİHİ derken zatını söz konusu etmiş TANRI fikrinin Tarihi'nden söz etmiştir.. ilginçtir Yazar tarihe geçmiş bütün isimleri söz konusun ettiği halde KELAM tarihinde özgün bir yeri olan İmamı Nursî'den hiç söz etmemiş. Saygılarımla osmanziya    
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk