Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: onsoz (yineleme) | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3392 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: onsoz (yineleme) Gönderim Zamanı: 06-Haziran-2016 Saat 00:32 |
Ö N S Ö Z
Bu yapıtı şunun için sunuyorum: Birincisi: Herkesin ürünü kadar onuru vardır, yeter ki gurur ile yitirilmesin. İkincisi; yapıtımı bazıları, özellikle yakın çevrem, merak ediyorlar.. adandığım yöntembilimsel analiz (YBA) görsünler istedim.. burada onları minnetle anıyorum.. çünkü bu en çok adandığımın sonuçlarına katlananların hakkıdır. Yöntembilimsel analizi ve tablolarını tanıyan çok az sayıda bazı okurlarım ki onlar yöntembilimsel analizin öğren-i-ci (talip) adaylarımdır ki anlamaya çalıştıkları ve anlatmaya çalıştığım yöntembilimsel analizin, temelinin, ne kadar yalın ve sade olduğunu anlayınca benim gibi şaşıracaklardır. Bu yakın çevrem ve öğrenicilerim dışında “YÖNTEM”in önemi ve “BİLİM”in ciddiyetiyle inceleme olanağı bulanları da iki sonuç bekliyor: Ya TaRaF’ın arafında kalacaklardır. Ya da aRa’manın tavafına başlayacaklar. Başka bir anlatımla etraftan bir kısım okuyucular bunlar zaten bildiğimiz şeyler deyip irfanlarını münker bulmayıp ünsiyetlerini koruyacak ve malumlarını meçhul görmeyip ülfetlerini sürdüreceklerdir. Böylece mavi cevabı seçip günlük yaşayışlarını devam ettireceklerdir. Çünkü ARİFE tarif gerekmiyor. Etraftan bir kısmı da içlerindeki merakın tahrikiyle; gerçeğin çekiminden doğan fikr-i hararetle; düşünce ateşine yol veren hürriyet-i taharriyle; alaka derininden çıkan gizli tecessüsle; kırmızı suali yutarak arama ve bulma arasındaki TARİF / DEFINITION / TANIMLAMA ‘yı araştırma çabama katılacak ve yöntembilimsel analizi kurma ve kullanma arayışına katkı yapamaya başlayacaklardır. Çünkü : TARİFE taharri gerekiyor. Neden ? Arif ve tarif ile taraf ve taharri zihin raflarımızda duran eşhas ve eşya ile isim ve harfin kılıflarıdır. Taraflı ve tarifli bir dünyaya doğuyoruz.. güneşin doğduğu ve battığı tarafları olan bir dünyaya.. doğruların ve yanlışların tarif edildiği bir dünyaya... beynin sol ve sağ tarafımızı idare ettiği bir dünyaya.. beyin iktidarından yana ya da ona karşı olanların olduğu bir dünyaya… Burada akıl “yönünden” olduğu kadar ahlak yönünden de bahsediliyor. Bilim “açısından” olduğu kadar hukuk açısından bahsediliyor. Taraf AÇI’sından en yaygın ve en bilinen taraf ; SOL yan ve SAĞ yan ayırımıdır. İnsan doğuştan sol görü’lüdür. Sonra içinde gizil sağ duyu’sunu dahi kazanır. Ancak burada sol görü ve sağ duyu görsel ve işitsel duyum-alma (hassasiyet) değil duygulanma (hissiyat) duyumsamasıdır, diye düşünüyorum ancak bunda ayırt etme ve değer verme bilincimizin etki ve katkıları vardır kuşkusuz. Her ne ise bu iki tür manevi görü’den veya ruhi duyu’dan BİR’si bir süre sonra iş ve ilişkilerimize yerleşir ve böylece sol görüş-lü ya da sağ duyuş-lu oluruz. Sonra bu yerleşen görüş ve duyuş alışkanlıklarının zamanla cılkı çıkar bu görüş ve duyuşlar değişmez inanç ve sürekli yön haline gelerek ortaya sağ duyusuz sol-culuk ve sol görüsüz sağ-cılık çıkar. Artık sadece gözüyle yaşamaya alışan ve onunla da işitmeye çalışan sağırlar (solcular) işitselin manevi dünyasını yadsırlar. Diğer taraftan sadece kulağıyla yaşamaya alışan ve onunla da bakmaya uğraşanlar körler (sağcılar) görselin maddi dünyasını inkar ederler. Haliyle bu körler ve sağırlar.. yabancısı oldukları ruhi ve manevi dünya hakkında, birbirlerini anlayamaz hale geleceklerdir. Hatta bu tek taraflılığı da “taraf-sız olan ber-taraf olur” deyip kesinleştirecek ve keskinleştireceklerdir. Geldik yine tarafa.. şimdi madem böyle bir tarafı seçmek hakk’tır öyle ise “Etraf"tan bir tarafı seçenin, karşı tarafla olan iletişiminde, arayan kimseye değil aranan nesneye dayanak olacak TARAF-SIZ ortak bir MARİFET platformu bulmak lüzumu var. Bu ORTAK platformla; yön bulmak, yanları kullanmak ve bunlarla yürüyüşümüzü ilerletmek icab ediyor. Böylece işitmeyen sol görüş’ün MADDİYAT tuzağına düşmeden ve görmeyen sağ duyuş’un MANEVİYAT saplantısına düşmeden gerçeğe yapışık ve doğruyu yönelik olarak hakikatı arama ve hakkı bulma işini sürdürmek gerekiyor. Özetle arayışa sağlam bir anlam sürücü ve anlayışa sağlıklı bir anlatım aygıtı ve kavrayış’a kolay bir yöntem kurmak ve tarayışa sağlıklı bir yol açmak istiyoruz. Söz uzayacak ama yine de arayışın paradoksal yapısını ve sırlı kapısını vurgulamada babında The Matrix kültündeki bir metafordan yararlanmak istiyorum: Doğum ve ölüm arası yaşam çizgimizi bir PLATFORM ve düzleme benzetebiliriz.. bu yüzeyi düşüncemizin üzerinde yürüdüğü analitik düzlemin boş zeminiyle özdeşleştirebiliriz. Bu boş zemini ve ham düzlüğü ya cesaretimiz ve cesasetimizle kendimiz inşa edeceğiz.. ya da başkaların inşa ettiği hazır yollar üzerinde yürüyeceğiz.. Morphis’in dediği gibi ikisinde şansımız eşittir. Çünkü bu The Matrix filmi ile küresel uygarlığımız evrensel bir arayışa başladı ve en yakın tehlikenin makineler olduğunu öngördü.. hürriyetimizi inşa etmeye çağırdı, görüntü ve gerçek arasındaki perdeyi yedinci san’at olan sinema diliyle araladı.. sonsuzluk ve özgürlük sorununu ölüm ve benlik sorunsalına bağladı… Hepsinden önemlisi İLMİN önündeki HAYALİ ve İRADENİN gerisindeki VEHMİ ve kurgusal benliğimizin arayışını bir kez daha anımsattı… Bizde kırmızı hapı alarak ve bu zor işe soyunduk. İştah ve iştiyak ayaklarımızın daha iyi çalışmasını ve aynı zamanda ayaklarımız üstündeki zikir sevgisi ve fikir bilgisi kanatlarının daha kolay açılmasını temin edecek yeni bir dil arama ve bulma çabasına katkıda bulunmak istedik. Yöntembilimsel analiz (YBA) düşün-Me-nin yürüyüşünde hangi YÖNLERİN sağlam ve düşün-Ce-nin duruşunda hangi YANLARIN sağlıklı ve görüşlerin ve bilgilerin kuruluşunda.. yüklem ve yargıların, yürüyüşünde.. kurguların ve kararların ilerleyişinde hangi YOLLARIN düzgün olduğunu gösteren bir bilimdir. Yer yüzünde maddi gidiş gibi düşüncenin manevi ilerleyişinde ve dilin yürüyüşünde dahi manevi yolları, yönleri ve yanları gösterecek bir PUSULA gerekiyor. Bu yol göstericilikte en başat kıstas, düşündüren akıl-ı salih ve onu konuşturan mizan-ı mantıktır. YBA işte bu işleri görsel işliyor, mantıksal işletiyor ve metodik olarak yapıyor. www.yontembilim.com OSMANZİYA Düzenleyen osmanziya - 29-Nisan-2016 Saat 17:25 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |