Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: cagri Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: cagri
    Gönderim Zamanı: 26-Temmuz-2025 Saat 12:21


https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2807

Çağrı bir ağrıdır.. solumuzda tecrübenin zecri bulunur.. deneyimin zorlayıcılığı kaçınılmazdır.. Bu kaçınılmazlık için de doğum ve ölüm KURTULUNMAZ bir giriş çıkıştır.. bu iki arasında süren olaylara biz OLAĞAN deriz lakin parça parça birikenler daha sonra OLAĞANÜSTÜ oluyor..

örneğin kültür ve uygarlık böyledir. önce bir TEKER bulursun.. sanrı bir KALEM edinirsiniz.. önceleri bu taştandır sonra tahtadan olur.. zaten dört element yok mu.. Cem YILMAZ demişti; toprak ve hava ve su ve TAHTA.. akıllıca söylemiş TAHTA ateşdir.. biz ateş ve tahta arasında ENERJİYİ türlü biçimlere çevirerek UYGARLIĞI inşa ettik.. peki biz kimiz ? Bilen var mı ?

İşte bu önce olağan sonra olağanüstü olan nesneler.. kimseler.. ihtiralar.. telifler.. keşifler.. icadlar bir süre sonra olagan hale gelirler.. örneğin şu elinizde olan telefon ve kullandığmız internet ve bilgisayar.. çok değil elli yıl öncesine gidildiğinde çok nadirdiler.. çok az kimse yararlanıyordu.. yüz yıl öncesinde adı bile geçmiyordu.. akıllı telefonun ve internetin.. şu anda olaganüstü görünen bir YAPAY ZEKA bulunuyor o da yirmi yıl sonra sıradanlardan olacak... amma ahd ediyorum benim teknoloji KULLANMAM yapay zeka ile bitti.. yani yapay zekayı hiç kullanmadın ve bundan sonrada kullanmayacağım.. YBA yol edinenlerde kullanmayacaklar.

Başka bir örnek HAZRETİ MUHAMMED.. o bir ÇEKİRDEK idi.. sıradan bir insandı.. şimdi bu çekirdek ilk altı yüz yılda ALEM-İ İSLAM denilen ağacı oluşturdu.. şimdi bu ağaç ikinci altı yüzünde canlılığını yitirdi.. İSLAM DÜNYASI oldu.. bu gün yani ikinci altı yüzden yani 1200 den sonra 247 yıl sonra yani bu gün 1447 yılının ilk ayında.. yeniden bir var oluşun eşiğinde...

ISRAİL tarafından kendisine uygulanan iki yılını doldurmaya bir ay kalan KATLİAM'ını atlatmış değil İSLAM DÜNYASI.. islam dünyası önce bir İNSAN DÜNYASI olmayı deneyecek.. yani uygarlığın başlattığı işi sürdürecek.. becerebilirse İNSANLIK ÂLEMİ olarak.. belki bundan sonra İSLAM ÂLEMİ tekrar ve bu sefer başka bir ad.. başkıabir renk ve başka bir boya ile ortaya çıkacak. İmamı Nursî'nin bir sözü bulunur web sayfamda: "Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal" Biz şimdi izmihlali yaşıyoruz daha sonra yeni bir hal alacağıaz.

TÜRKİYE Kırk yıldır göstermelik VESAYET savaşlarıyla AVRUPA gibi dünya efendilerinin OYUNCAĞI olmuş durumda.. İSRAİL denilen oyuncak ve Türkiye denilen oyuncak ile birlikte Fransa ve Amerika oyuncaklarını bilmediğiniz için.. şimdilik koltuğunuza yaslanıp haberleri izliyorsunuz ve bize bombalar ne zaman atılacak diye bekliyorsunuz.. öğrenmek ve anlamak.. araştırmak ve soruşturmak için hiç gayret sarf etmiyorsunuz.. ÖĞRENME İÇİN.. nerede ağır iş var.. kaçıyorsunuz.

ÇÜNKÜ bilgi ve sevgi meşgaleleriniz altındaki İLGİ'niz dumura uğramış durumda.. çok ciddi işlerler uğraşıp hiç bir gizemi ARAMYOR ve bilinmezi SORMUYORSUNUZ.

ÇÜNKÜ seyretmiyor ve izlemiyorsunuz televizyon ve telefondan başka.. izlemezseniz imgeleyemezsiniz.. imgeleyemeseniz irdeleyemezsin.. irdelemezseniz ince den ince ye İNCELEYEMEMZSİNİZ.. dediklerimiz size ağır gelir.. zaten ağır olan şeyden de yüz çevirirsiniz.. desem üzerinize alınmayın kendime söylüyorum.. aynı durum bende de bulunuyor.

Her neyse.. bu agır bir çağırı.. böyle sakin olduğunu bir vakitte izleyin.. imgeleyin.. irdeleyin.. inceleyin.. belki eleştirecek nokta ve sorulacak bir virgül bulabilirsiniz.

Saygılarımla

Dinnur YAŞAR










Deneyimi cezb ve celb şeklinde ZECRİ olduğu gibi dayatımında davet ve dai şeklinde CEZRİ bulunur.
Zecri zorlayan TECRÜBEDİR..
Cezri kökten CEBR..
c.B.r ile c.R.b
arasındaki fark birin cerr birinin cebb oluşudur.
Aslında dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL konusunda çoğumuzun yabancılığı ve yüzeyselliği ve bilgisizliği bulunuyor.

İşte bunu yıkmak için İLGİ'nizi hareket geçirmek için
ne yapmalı bilmiyorum.. adım hıdır.. elimden gelen budur..

Saygılarımla

Osmanziya






Dediler ki mali goturen Melih GOKCEK'in oğlu OSMAN.. Mansur YAVAŞ'tan malin hesabini soruyor.
Dedim ki

sagcilikta hirsizligin solculukta dinsizligin hesabı sorulmaz. Şimdi bunlar buyuk şirket ve parti olduklarinda paranin ve imanin kimde oldugu bilinmez kategorine girerek birlikte halki sovuşlemeyi ve milleti birbiriyle dövüşturmeyi iyi becerirler.


Böyle bir düzende DÜZEN değişse de.. yeşil ve mavi totaliter sistemler.. kırmızi ve kızil otoriter rejimler.. dini felsefe veya felsefeyi din yapmiş ideolojiler.. fark etmez DÜZULEN solu halki ve sağin milleti değişmez. Düzen genellikle aktif eril.. duzulen pasif dışildir. Bu fizik ve psigin meta fizigini ögrenmedikce ve para psigini anlamadikca insanlarin feminist ve komunist. deist.. ateist olmalari kaçinilmazdir.

Ben de hümanistlikten çikamadim.


Çunku insanlarin etnik ve etik ile emik ve epistemik ORTAK degerleri olan dil ve din ile emek ve özgurluk.. partilere paravana ve ideolojilere paratoner edilir.
Boylece ortaya çikan çatalli dil.. teknoloji giderek insani dogsya yabancilaştirir.. ideoloji giderek insani insandan uzaklaştirir.

Bu dili kötu ve kötuye kullanarak dunyayi ve dini ve sonuçta kendini ve insani bozmalarindandir.
YBA ile sözun taşidigi SAGLAM bilgi ve SAĞLIKLI degere duyarlik istenmesi bundandir. Saglam bilgi hem dogru hem gerçek olmali..saglikli buyruk hem iyi hem guzel bulunmalidir.


Bu sosyal ve kuturel yapinin ekonomik ve politik işlevi birbirinin alt ve üst ekseni sag ve sol duzlemde.. kolesine BAGIMLI krallik ve kralina BAĞLI systemde ÂLEM içerigini değistirsede biçimini degiştirmez.
Âlemin yararlanma duzlemi ve yetkinleşme ekseninde seni akibetine illetinle goturur. Kaderi ata ve ceza ile kaza olur.


SEBEB i “kavi ve zayif ile hakk ve halk” dörtlusunun balans ve adaptasyonundaki rezonans ve harmoniyi gorerek TANRI'yi kullarinda tanıyabilmen ve O'nu Ad'ıni taniyabilmen amaçlanmiştir.


Goremiyorsan.. kendine şu soruyu sor..

madem dogdun NEDEN ölüyorsun..
bilimi BOŞU BOŞUNA MI yapıyorsun..

madem oleceksin.. NIÇIN doğdun..
hukuku BOŞU BOŞUNA mı yapıyorsun..
sonuçta hayatini anlamlandirmamis ve şuurunu amaçlandirmamişsan..
ereksiyon ve nosyon ile emasyon ve motivasyonunla yaş-ami am-aç edinmişsin demektir.


Bu durumda önuçtaki yasam araçtir tuzagina düşerek kendini koruma ve neslini surdurme yasasina kapilmişsin anlamina gelir bu anlamsızlığın ve amaçsızlığın...


işte bu hayatın ve şuurun ÖNUÇ ağ'in nasil aç'ilip SONUÇTA "ağaç" oldugunu anladiginda onun bir "meyvesi" oldugu ortaya çikar ki bunun HAMD olduğunu anlarsın.

Ar YÜKÜ ve ad YOLCUSU taşiyan AT inin gidiş ve yürüyüşünü

hamd davasi ve hüda duasi
ile
hakkin rizasi ve halkin ilasi olan
ŞFA ni YBA ile anlatabilirim.

Bununla da

Nesne ve kimse bileşeni ÖZNE nin
am-aç ve ar-aç tan AD-AÇ a geçilecek
YOL'u gosterebilirim...

Osmanziya

26.07.2025 üçkuyular izmir 07:15








Burada HAMD davası ayrıntılı anlatılmıştır:








Ancak önce şu ORTA YOL'u bir anlatalım:


DOĞRU YOL
ORTA yol sağ şerit ile sol şerit arasındaki orta şerit demek değildir.. insan ihtiyacına göre soldan sağa doğru giderek yavaşlayan yolu tercih edebilir.. orta yol KISA yol ve UZUN yol arasında bir seçim yapacağın zaman ikisinin arasında bir yolu seçmen demektir.
Bazen DOĞRU YOL.. orta yol değil de KISA yol olur.
Çünkü daha az zaman harcar.. daha kolaydır.. daha çabuktur.. bu üç özelliğinden dolayı KOLAY olanlar her zaman OLAY olurlar. Yani kısa yollar itibar edilerek sonuçları ihdas edilirler.


Bununla beraber bu kısalığı.. uzunluğu.. ortalığı.. kolaylığı.. çabukluğu YOL ile karıştırmamak lazım. Hatta yolu DİN ile de karıştırmamak gerekiyor.


Burada kadar olan konuşmalarımız hepsi SOYUT.. hiç bir örnek göstermiyor ve uygulama içermiyor. Ancak yürüyüşe ve gidişe ve İSTİKAMETE ilişkin temel bilgiler veriyor.
Günde kırk kez yaptığımız "ihdi-nâ sırat el-müstakîm" olan HÜDA DUASI'nın ne olduğunu bilmek.. DOĞRU SIRATIN.. tanımasına ve müstakim YOLUN.. bilinmesine.. ilişkin olduğundan oldukça önem arz eder.


Biz müslümanlar yolun AHSENİ takvimden başlayıp AHSENİ amele gittiğine iman ederiz ve amelimiz ve işimiz ve eylemimiz de bu istikamet üzerinedir. Tin suresinde takvimden Mülk suresinde amelden bahseder. Bu iki nokta tarihsel çizgimizi gösterir. Bu çizginin biçimlendiği dünya yaşamındaki kısa ve küçük ve geçici bir sürede ebedi hayatımızı renklendirecek desenlerin çizilmesi.. muazzam gizemli bir KARANLIK ve muhteşem bilinmez bir PARLAKLIKTIR. Bunları AYDINLIK hale getirecek bilgiler ve değerlerin önemi.. araştırmalar ve soruşturmalar değeri yadsınamaz

Sanki burada sonsuza dek kalacakmış gibi bizi ilgilendirmeyen hedeflerin ve amaçların peşinde koşmak.. luzumsuz ve gereksiz konuların ve işlerin tuzağına düşmemek için zaman zaman kendimizi uyarmalı ve başkalarını uyandırmalıyız.

İşte bu gibi çok yönlü ve yanlı konuları açık ve seçik gösterecek YBA çalışması üzerinde durmam bunun içindir.


Saygılarımla 25.07.2025 19:47
Dinnur YAŞA





Yukarıda el ile yazılmış şemayı word dökümanı olarak düzenledim..

Düzenleyen osmanziya - 26-Temmuz-2025 Saat 13:46
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 26-Temmuz-2025 Saat 13:15
bu yazı şöyle başlamıştı:




Serkan Şahan'ın bu fotoğrafının altına bir şey yazmadan paylaşmış ve demiştim ki:


Sagcilikta hirsizligin solculukta dinsizligin hesabı sorulmaz. Şimdi bunlar buyuk şirket ve parti olduklarinda paranin ve imanin kimde oldugu bilinmez kategorine girerek birlikte halki sovuşlemeyi ve milleti birbiriyle dövüşturmeyi iyi becerirler.
Böyle bir düzende düzen değişsede.. yeşil ve mavi totaliter sistemler.. kırmızi ve kızil otoriter rejimler.. dini felsefe veya felsefeyi din yapmiş ideolojiler.. fark etmez.. düzulen solu halki ve sağin milleti değişmez.
Çunku insanlarin etnik ve etik ile emik ve epistemik ORTAK degerleri olan dil ve din ile emek ve özgurluk.. partilere paravana ve ideolojilere paratoner edilir. Boylece ortaya çikan çatalli dil.. teknoloji giderek insani dogsya yabancilaştirir.. ideoloji giderek insani insandan uzaklaştirir.
Bu sosyal ve kuturel yapinin ekonomik ve politik işlevi birbirinin alt ve üst ekseni sag ve sol duzlemde.. kolesine BAGIMLI krallik ve kralina BAĞLI duzende ÂLEM içerigini değistirsede biçimini degiştirmez. Âlemin seni akibetine illetinle goturur.
SEBEB i kavi ve zayif ile hakk ve halk dörtlusunun balans ve adaptasyonundaki rezonans ve harmoniyi gorerek TANRI'yi kullarinda görebilmen amaçlanmiştir.
Goremiyorsan.. kendine şu soruyu sor.. madem dogdun NEDEN ölüyorsun..
madem oleceksin.. NIÇIN doğdun..
sonuçta hayatini anlamlandirmamis ve şuurunu amaçlandirmamişsan.. yaş-ami am-aç edinmişsin demektir.
Bu durumda önuçtaki yasam araçtir tuzagina düşerek kendini koruma ve neslini surdurme yasasina kapilmişsin anlamina gelir bu..
işte bu ağ'in nasil aç'ilip AĞAÇ oldugunu anladiginda onun bir MEYVESI oldugu ortaya çikar ki sana bu hamd davasi ve hüda duasi ile hakkin rizasi ve halkin ilasi olan ŞFA ni YBA ile gostererek am-aç ve ar-aç tan AD-AÇ a geçilecek YOL'u gosterebilirim...
.26.07.2025 üçkuyular izmir 06:45
Osmanziya Osmanziyaoğlu
Yontembilim'i Beğenen Arkadaşl


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 26-Temmuz-2025 Saat 14:25

AĞAÇ'lerdan kaçtık..
DOĞA'ya yabancılaştık..
İNSANLAR'dan uzaklaştık..

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 27-Temmuz-2025 Saat 17:46



13 yıl önce
ben kendim
RASAT merkezim...
Sağında rahas GEÇMIŞI vaki
Solumda rabas GELECEGI tahmini
Üstunde rasin ŞUHUDU tadilan tani teşhis
Altimda rasih GAYBİ tutulan tanım tarif
sag ve sol ile alt ve ust yanlariyla kuşatan..
once ve sonra ile aşagi ve yukari yönleriyle iceren..
birincil ve ikincil ile köle ve efendi ekseniyle kısıtan..
dogum ve ölüm ile yaşanç ve taninç ile çevreleyen..
RASAT Çemberi..
Peki nedir rasat ?
Kanısı ve konusuyla
rast gelen
ya da
rast gelmeyen şeý mi ?
Rasat i ters çevirirse TASAR olur ?
Tasari BİÇİM den ayiran nedir ?


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 27-Temmuz-2025 Saat 17:48


Teşekkur ederim.. Fehmi Koru rahmetliye mason diye açik açik satasirdi.. 1980 lerde Yeni Asya Yayinevinden de çok degerli kitablari vardi.. cok yararlandim.. sibernetiki kitablarinda ögrendim bir gun Kocatepe Konferan solonunda konferansini dinlemeye gittim. rahmetli Konferansinda dedi ki Dalay Lama'yi dinliyordum.. sonra dedim ki: Efendim anlattiklariniz islamiyete çok benziyor. Dedi ki sen budistlerin Tanrisi ile müslumanlarin Tanrisinin ayri oldugunu mu saniyordun.. hepimizin Tanrisi birdir.. lakin dinler çağ ve kultur farkindan dolayi ayri gorünur. Daha sonra rahmetlinin cevresindeki .arkadaşlarla birlikte bir odada toplandik.. hepimizin fotoğrafimizi çekti.. Rabbimiz gani gani rahmet etsin.. mekanini cennet.. makamini âli etsin. Amin
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 27-Temmuz-2025 Saat 18:12

Bu tabloyu anlamanız mümkün değildir.. çünkü ondan önce yalın karmaşığa kadar on beş kadar dosya bulunuyor.









Bu tabloyu anlamanız mümkün değil.. çünkü ondan önce otuzudan fazla tablo bulunuyor.





word dokümanı ile yapılan tablolar ve dosyalar bu zip dizini içinde:

20250727_180920_RUYA-ortak.zip


Bu tabloşu eşim ile birlikte yaptım.. yani anlaşılmayacak bir malzeme değil.. bunları bilgisayarınız indirdiğinizde yalından karmnaşığa doğru ve versiyon sırasıyla incelerseniz kolaylı anlayabileceksiniz.. ancak bunun için ilgi ve meraktan başka bir harcanmaya değer vakit ve tüketmeye hazır çaba ve gayretiniz de gerekiyor.. eğer bu işin önem ve değerini anlamışsanız..
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 4408

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 27-Temmuz-2025 Saat 21:53
Şahin DOĞAN dedi:


NAZ MAKAMINDA
Savaşlar olur, kıyımlar olur, katliamlar olur. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
İki ordu karşı karşıya gelir, kol, bacak, el, kelle savrulur etrafa. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
İstilalar olur, bir yerleşik medeniyet silinir tarih sahnesinden. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Haksız yere işgaller, haksız yere soykırımlar, haksız yere canavarlıklar olur. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Şairin dediği gibi “esaretler, tagallüpler, tahakkümler, mezelletler” olur. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Yeryüzünde “şenaat, denaat ve hıyanetin” her türlüsü işlenir. Üstelik teşhir edilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Din adına yüz binlerce insan birbirine girer, binlercesi canından olur, ırz, namus ve iffet her şey talan olur, küçük çocuklara tecavüz edilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Bir deprem, bir tsunami olur bir kıt’a insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle birlikte haritadan silinir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Yıllarca asimetrik bir şekilde bir milletin hafızasına kement vurulur, kütüphaneleri yakılır, asimile edilir, soysuzlaştırılır, kimliksizleştirilir öyle ki kendinden utanır bir hale getirilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Hayasız ve kaygusuz bir propaganda aracılığıyla sonsuz bir hak, sonsuz bir batıl olarak gösterilir ve kabul ettirilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Gönderdiğin o serapa hak ve pak olan mukaddes kitaplar, örümcek beyinli alçaklar tarafından değiştirilir, iğdiş edilir, tahrif edilir ve yüzyıllarca kitlelere öylece dikte ettirilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Camilerde, mescitlerde, tekkelerde, kiliselerde, manastırlarda, havralarda binlerce yıldan beri, semaya doğru yükselen dualar, ilticalar, yakarışlar… Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
“Biz diledik ki yeryüzünde musta’zafları [ezilmişleri] varisler, hakimler kılalım” buyruğuna rağmen tarihin ilk gününden itibaren iblis ve avanesinin küstahça kahkahaları gökkubbe altında yankılanırken. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Bir kavram uğruna, bir mefhum hatırına nice mazlum kanı akıtılır, nice çocuk ve masum kılıçtan geçirilir, nice bakirenin iffeti kirletilir. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Bir zamanlar içimizdeydin, aramızdaydın, melaikeler kanatlarını gererdi üzerimizde, elçiler gönderirdin hem de aynı aileden birkaç tane. Yüzyıllardır, binyıllardır hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Bir avuç cahil ve avanak İsrail topluluğu için harikaların en görkemi olan ayetlerinden birçoğunu gösterirsin, hem de çıldırtan küstahlıklarına rağmen. Biz gariplere gelince hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Yüzyıllar öncesinden seslenirsin biz aciz kullarına. Muhatap almazsın, kale almazsın, “kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” der gibisin. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Tenezzülün binlerce yıl evveline, maziye. Bize, şimdiye, “bay modern”e gelince hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Kırsal da, taşra da, kerpiçten yapılmış mütevazi evlerin konuğu olurdun. Şehirde, metropolde, lunaparklarda, gökdelenlerin kısacası modernlerin konuğu olmazsın daha doğrusu olmayı kabul etmezsin. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Binlerce tarikin tam da ortasında yalnız bırakırsın bazı seçkin ve bağrı yanık kullarını. Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Cemaline iştiyakı olanlar hep hasret içinde, hep hicran içinde, hep tahassür içinde. Mini, minicik bir kelime, bir karşılık, bir söz, ama nafile! Hep susarsın. Hep bakarsın. Hep uzaktasın.
Sessizliğin ve suskunluğun ürkütüyor duyarlı ve hassas kalpleri. Sessizliğin, uzaklığın ve cevapsızlığın.
Dudaklarda ölen bir dizi cevap: “Erteliyor, kaydediyor ama asla ihmal etmiyor… Mülk sahibi mülkünde istediği gibi tasarruf eder… Büyük mahkemeye bırakıyor… Hikmetinden sual olunmaz… Neylerse güzel eyler… O bilir biz bilmeyiz, haddi aşanlardan olmayız…”
Kulunun küstahlığını affet! “Dilim kurusun” bunları söylediğim için.
(Şahin DOĞAN, Entelektüel Yalnızlık)



dedim ki:

Rabbimiz nazınızı kabul ede. Amin.

Dil bilime.. din hukuka intikal etti.. bilim iktisadı hukuk adaleti icra edecekti.. bu gerçekleşmedi.. iktisadın hakikatı ve adaletin hürriyeti anlaşılmadı.. bu yüzden hakk yaşanmadı.. ticaretimiz teknoloji ile insan doğaya yabancılaştırmaya ve ideoloji insanı insandan uzaklaştırmaya çalışıyor.. şimdi bilimin hikmete ve hukukun ahlaka ulaşmasını ve tekno ve ideo LOGOS'a bir destur vermesini beklemekteyiz.. biz dinin külfetinden ve imanın teklifinden bunu anlıyoruz. Ancak bazı insanlar Tanrı'ya çok yakın.. bazıları ise çok uzak.. Örneğin benim yetmiş yıldır TANRI'dan hiç yakınmam olmadı.. acaba düşünmüyorum.. ondan olabilir mi ?

osmanziya   
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk