LİDERLİK


Bülent Öven demiş ki "kötü hayatlar ve şartlar liderleri doğrur.. Hayat güzelken liderlere gerek yoktur, herkes idare eder." Osmanziya Osmanziyaoğlu demiş ki "Lidersiz günlere.. laikliğin ışığında demokrasinin sıcağında..." Karizmatik insanlar.. dünyevi ve dini liderler.. mehdiler ve imamlar.. onlardan önce nebiler ve veliler.. dahiler ve deliler.. illa olması mı gerekiyor ? Yukarıdaki söylemlere göre zor günlerde evet.. ve fakat kolay günlerde ne luzum var.. Bu halk arasında dereceyi geçinceye kadar ayı'ya dayı dersin.. bu böyle bu kadar kaba değil.. BİREYSEL faktörlere her zaman gerek vardır.. toplum muhafazakardır birey devrimcidir.. toplum sadece katılır birey katkı yapar.. toplum hazır yer birey üretir.. sadece savaşta değil barışta dahi bireysel yetenek ve başarı olmadan toplum şurdan şuraya gitmez.. bunu apartmanın yönetiminde de görürsün.. iyi ya da kötü bir BAŞKAN olmadan apartman pislikten kokar.. millet birbirine girer.. ya da evde baba olmadan neler çekildiğini ana bilir.. çocuklar fark etmese de.. hasılı başsız kuyruk olmaz.. öyle ise buyruk ve uyrukta olacaktır. Ancak bu demektir değildir ki her işte karizma olmalı kuruma ve karakterli topluluklara gerek yoktur. Liderlerin asıl başarısı kendinden sonra kurulaşacak ve yerleşecek kuramları ve kurumları hazırlamaktır.. yeni koşulllar karşısında yeni kurallar koyabilecek ve yeni kararlar alabilecek bir toplum veya topluluk yetiştirmektir. Hazıra alışmayan.. kendi türeten ve kendi tüketen KALİTELİ bireyler hazırlamaktır. Sorunlar karşısında yakınmayan ya da bunalıma düşmeyen.. çözüme odaklı insanlar arkada bırakmaktır. İşte gerçek öncülük ve önderlik budur.. Bu yüzden bilimi öğreten ve bilinenleri aktaran kopyalayan ve yapıştıran değil bilgi paylaşan değil bilgiyi tartışan ve artışan arkadaşlar.. öncüler arıyorum.. sağcılar ve solcular değil... particiler ya da cemaatçiler değil.. Osmanlıcılar ya da Atatürkçüler değil.. ve sair kalıpları ve maskeleri yüzüne takıp maskeli baloya gelenler değil.. bilmem acı mı konuştum ?

Bülent Öven böyle demiş Mustafa Övünen şöyle demiş.. ile işler yürümez.. birey ve toplum; kız ve oğlan gibi.. bir bütün; karı ve koca gibi bir tüm ve ana ve baba gibi bir çocuğun iki yarısıdır. Zaten İNSAN demek "Birey ve toplum ile eril ve dişil"dir. Bu dördünden biri yoksa İNSAN dahi yoktur. Var olanlar bu dörtgenin bir köşesinden bakanlardır. Örneğin birisi eril ve birey tarafından bakar ve kendini ERKEK sanır. Başka birisi dişil ve toplum tarafından bakar ve kendini KADIN sanır. Toplumcu SOSYALİST sanır.. bireyci KAPİTALİST sanır.. Zaten dişil olmak iki kadın bir erkek genetiğini taşımaktır.. eril olmak iki erkek bir kadın genini bulundurmaktır. Ta ki eşlerden biri kaybolduğunda diğeri çocuğa annelik veya babalık yapsın diye. Bu gerçek unutulduğunda toplum da kadıncı feministler.. toplumcu komünistler türer.. oysa ortadan insan var ve bu yüzden HÜMANİST olmaya gerek yoktur.. dil.. din.. emek.. hürriyet ve barış gibi İNSANLIĞIN hümanistlik olarak istismar edilmesini doğru bulmuyorum.



DUA

Ya Rabbi ! Bizi güzel yüze ve yaldızlı söze kananlardan eyleme.. geçici dünya yaşamıyla ve yalancı cennetiyle doyanlardan eyleme.. hazır bilgiyle avunan ve hazır parayla savunanlardan eyleme.. sağlam bilgiyi ve sağlıklı buyruğu ve yetkin sözü aramayanlardan eyleme.. işin kolayına koşan ve çözümün zorundan kaçanlardan eyleme.. alışkanlıklarına zebun.. alıştıklarını meftun.. alışkınlıklarına mübtela olanlardan eyleme.. ben düşmanlarımla başa çıkarım Ya Rabbi dostlarımla beni ziyan eyleme.. benimi biz ve canımızı ve cananımızı İKİ CİHANDA aziz eyle. Amin.



MASAL

m ASA l üç hakikat asası ve dört hikaye masasını taşır.. dokuzu da kim uydurmuş.. MASAL hem isayı hem musayı içerir.. hem temsil ve timsali içerir.. hem misil ve mesele kapsar.. hem bilgi de örnektir hem buyrukta ögüttür.. çünkü nakil olmadan lisan ve kalb olmadan akıl yoktur.. masal gizemli olursa daha çekici.. bilinmez olursa daha çelicidir.. masal ve efsane ve usturelerden sonra hikayeler ve romanlar ve senaryolar gelir.. bundan sonra haberler gelir.. bundan sonra hadiseler gelir ki bu hadise ve haberleri sağlam tarihsel kaynaklardan bulabilirsin.. ancak şunu unutma ki hakikati, masal, haber ve hadise ile hikaye etmek kolay olmadığı gibi masalın aslına ulaşmakta çok zordur.. biz NAKLI SAHİN OLAN Yaratan'ın en son mesajındaki hikayedeki misyon ve vizyonlara bağlanıyor ve ondan önceki üç habere de bağlanıyoruz. Ancak kainat, insan ve kitab'dan HAKİKAT çıkarmak madenden altın kömürden elmas çıkarmak gibi zor bir iştir.. altının kalbından ve elmasın sahtesinden sakındığımızdan daha çok özenli olmalıyız.. her sözün kulağa.. her anlamın usa.. her anlatımın uza girmesine engel olmalı.. duyduğumuzun hiç birine inanmamalı ve gördüğümüzün de ancak yarısına inanmalıyız.. gerçek sana sunulan değil aranılıp bulunandır.. hakikat gördüğün değil kördüğümü söküp ördüğündür.. desem kardaşım ukelalık sayma.. çünkü kendime söyledim. Çünkü bir yazıyı önce telif edersin sonra tashih edersen sonra ıslah edersin..